Bahtı kara Havaalanı, bahtı kara Mersin...

23.11.2020 - 08:39, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Bahtı kara Havaalanı, bahtı kara Mersin...

On yıl içinde sürekli yol kazalarına uğrayıp bir türlü ete kemiğe bürünmediyse ortaya çıkan tabloyu bahtsızlık gibi soyut kavramlara yükleme dışında ne yapılabilir?

Bahtı kara havaalanı mı olur? Söz konusu, on yıllık yılan hikayesine dönen yedi bakan, sayısız bürokrat eskiten Çukurova Uluslararası Havalimanı ise ne diyeceğimi bilemedim İyisi mi 'bahtı kara' tanımını kullanayım dedim.. Sadece havalimanı değil, on sekiz yıllık AKP iktidarı ile yıldızı bir türlü barışmayan Mersini de bahtsız olarak tanımlamak mümkün.. 2009' da ÇED süreci dahi tamamlanmış, 2010 yılında acil kamulaştırma ile istisnai ve çok hızlı yer teslimatı bile yapılan bir proje on yıl içinde sürekli yol kazalarına uğrayıp bir türlü ete kemiğe bürünmediyse ortaya çıkan tabloyu bahtsızlık gibi soyut kavramlara yükleme dışında ne yapılabilir? Daha Rize, Ordu-Giresun havaalanları yokken, hatta İstanbul üçüncü havalimanı bile gündeme gelmemişken, bölgesel bir havalimanının Çukurova' yı nasıl bir cazibe merkezi haline getireceğini, taşıyamayacağı kadar yük bindirilmiş ve artık istiap haddi dolmuş İstanbul' a alternatif bir yeni çekim vahasının olmazsa olmaz lokomotiflerinden biri olarak önemli bir misyonu yükleneceğini anlatmaya çalışmıştım. Eğer AKP iktidarı tüm yumurtaları İstanbul sepetine doldurup ülke kaynaklarını bu bölgede betona gömeceğine, alternatif bir bölge olarak genişlemeye uygun olmanın ötesinde çok daha fazla avantaja sahip Çukurova' ya gerekli önem verilse bugün ülke bambaşka bir yerde olabilirdi.. ** Gelelim Çukurova havalimanının bahtsızlığına.. Tarih 27 Mart 2010… O günkü resmi gazetede yayınlanan kararnameyle 'Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla bazı taşınmazların acele kamulaştırılması' kararı yayınlanıyor. Kısaca havalimanının yapılacağı bölgede yasal süreçler nedeniyle uzun yıllar alacak kamulaştırma yerine acilen yer teslimine olanak sağlayan en etkin adım atılıyor.. Bir yıl geçiyor aradan.. 5 Mart 2011 günü dönemin Başbakanı Binali Yıldırım "Çukurova Bölgesel Havaalanı'nın yapımının önünü açan Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararının 4 Mart günü imzalandığı müjdesini veriyor.. Yatırımın yapılacağı arazi hazır, YPK kararı tamam, geriye kalıyor ihalenin yapılıp inşaatın başlamasına.. Bu arada havalimanı projesine büyük emek sarf eden dönemin Ekonomi Bakanı ve Mersin Milletvekili Kürşat Tüzmen koltuğunu yine bir Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan' a bırakıyor. Çağlayan, 23 Mayıs 2011 günü yakında 30 milyon yolcu kapasiteli havalimanının aynı zamanda bölge çileklerini dünyaya uçuracağı müjdesini de veriyor ve ekliyor: ''Bir taraftan yolcu trafiği yaşanırken, bir taraftan da kargo seferleri başlayacak. Artık Mersin'in çilekleri uçacak, uçan çilekler yapacağız.. (…) Havaalanı Mersin'de ticaretin, turizmin, yatırımın önemli bir başlangıcı olacak. Lojistik alt yapısıyla Mersin dünyanın önemli bir aktarma merkezlerinden biri olacak. Singapur'da ne varsa Mersin'de olacak, Hong Kong'da ne varsa Mersin'de o olacak, Los Angeles, Rotterdam ne yapıyorsa Mersin'de onu yapacak. Mersin, dünyanın en önemli ticaret aktarma merkezlerinden biri olacak. Özellikle bu bölgede çok ciddi bir şekilde öne çıkacak.'' Mersini ve çilekleri uçuracak havalimanı ihalesi de gecikmiyor aslında.. 15 Aralık 2011 günü yapılan ihale için 17 firma şartname alıyor ancak tümü çekiliyor ilgilenenlerin.. Geriye Koçoğlu isimli bir firma tek başına kalıyor ve YİD yöntemli ihalede 9 yıl 10 ay işletme hakkı teklifiyle kazanıyor. Zonguldak' ta mütevazı  Sky Line Havacılık adlı şirkete sahip asıl işi ise Sağlık Bakanlığına hava ambulans hizmeti sağlamak olan Koçoğlu tek başına kaldığı ihalede neden akıllara ziyan 10 yılın altında işletme süresiyle teklif verdiği sorularını şöyle yanıtlıyor: 7 firma yer görmeye gelince bunların ihaleye gireceğini bekliyorduk. Onların ihaleye katılacağını varsayarak limitlerimizi zorlayan işletme süresi teklif ettik. Katılmayacaklarını bilseydik daha uzun işletme süresi teklif ederdik" Daha o gün kaleme aldığım makalelerde hesaba dayanmayan ve verimli olmayan projenin kredi bulamayacağını, kredisi sağlanmayan işe kalkışması halinde üstlenicinin de Mersin' in de kaybedeceğini defalarca dile getirdim. Merak eden o makalelere www.abdullahayan.wordpress.com adresinden ve süreci özetleyen makaleye (https://abdullahayan.wordpress.com/2013/03/25/cukurova-havaalani-kahinlere-havale/) linkinden erişebilir.. Kahin değildim ama işin kahinlere kaldığını 2013' te ifade eden dönemin DHMİ genel müdüründen çok önce finansman güçlükleri nedeniyle yürümeyeceğini, hatta ısrar etmesi halinde üstleniciyi ekonomik anlamda tüketeceğini de yazdığıma makaleler şahit.. ** Gerçekten de Koçoğlu altından kalkamadı işin.. Ne olduğunu ve o günden bugüne nelerin yaşandığını detaylıca anlatacağım ama bir sonraki makaleyle anlatayım süreci..   ** (https://abdullahayan.wordpress.com/2013/07/16/havaalaninda-temel-atildi-da-isler-yolunda-mi-abdullah-ayan-5-6-2013/) Abdullah Ayan  
On yıl içinde sürekli yol kazalarına uğrayıp bir türlü ete kemiğe bürünmediyse ortaya çıkan tabloyu bahtsızlık gibi soyut kavramlara yükleme dışında ne yapılabilir?

Bahtı kara havaalanı mı olur?

Söz konusu, on yıllık yılan hikayesine dönen yedi bakan, sayısız bürokrat eskiten Çukurova Uluslararası Havalimanı ise ne diyeceğimi bilemedim İyisi mi 'bahtı kara' tanımını kullanayım dedim..

Sadece havalimanı değil, on sekiz yıllık AKP iktidarı ile yıldızı bir türlü barışmayan Mersini de bahtsız olarak tanımlamak mümkün..

2009' da ÇED süreci dahi tamamlanmış, 2010 yılında acil kamulaştırma ile istisnai ve çok hızlı yer teslimatı bile yapılan bir proje on yıl içinde sürekli yol kazalarına uğrayıp bir türlü ete kemiğe bürünmediyse ortaya çıkan tabloyu bahtsızlık gibi soyut kavramlara yükleme dışında ne yapılabilir?

Daha Rize, Ordu-Giresun havaalanları yokken, hatta İstanbul üçüncü havalimanı bile gündeme gelmemişken, bölgesel bir havalimanının Çukurova' yı nasıl bir cazibe merkezi haline getireceğini, taşıyamayacağı kadar yük bindirilmiş ve artık istiap haddi dolmuş İstanbul' a alternatif bir yeni çekim vahasının olmazsa olmaz lokomotiflerinden biri olarak önemli bir misyonu yükleneceğini anlatmaya çalışmıştım.

Eğer AKP iktidarı tüm yumurtaları İstanbul sepetine doldurup ülke kaynaklarını bu bölgede betona gömeceğine, alternatif bir bölge olarak genişlemeye uygun olmanın ötesinde çok daha fazla avantaja sahip Çukurova' ya gerekli önem verilse bugün ülke bambaşka bir yerde olabilirdi..

**

Gelelim Çukurova havalimanının bahtsızlığına..

Tarih 27 Mart 2010…

O günkü resmi gazetede yayınlanan kararnameyle 'Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla bazı taşınmazların acele kamulaştırılması' kararı yayınlanıyor.

Kısaca havalimanının yapılacağı bölgede yasal süreçler nedeniyle uzun yıllar alacak kamulaştırma yerine acilen yer teslimine olanak sağlayan en etkin adım atılıyor..

Bir yıl geçiyor aradan..

5 Mart 2011 günü dönemin Başbakanı Binali Yıldırım "Çukurova Bölgesel Havaalanı'nın yapımının önünü açan Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararının 4 Mart günü imzalandığı müjdesini veriyor..

Yatırımın yapılacağı arazi hazır, YPK kararı tamam, geriye kalıyor ihalenin yapılıp inşaatın başlamasına..

Bu arada havalimanı projesine büyük emek sarf eden dönemin Ekonomi Bakanı ve Mersin Milletvekili Kürşat Tüzmen koltuğunu yine bir Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan' a bırakıyor.

Çağlayan, 23 Mayıs 2011 günü yakında 30 milyon yolcu kapasiteli havalimanının aynı zamanda bölge çileklerini dünyaya uçuracağı müjdesini de veriyor ve ekliyor:

''Bir taraftan yolcu trafiği yaşanırken, bir taraftan da kargo seferleri başlayacak. Artık Mersin'in çilekleri uçacak, uçan çilekler yapacağız.. (…)

Havaalanı Mersin'de ticaretin, turizmin, yatırımın önemli bir başlangıcı olacak.

Lojistik alt yapısıyla Mersin dünyanın önemli bir aktarma merkezlerinden biri olacak. Singapur'da ne varsa Mersin'de olacak, Hong Kong'da ne varsa Mersin'de o olacak, Los Angeles, Rotterdam ne yapıyorsa Mersin'de onu yapacak. Mersin, dünyanın en önemli ticaret aktarma merkezlerinden biri olacak. Özellikle bu bölgede çok ciddi bir şekilde öne çıkacak.''

Mersini ve çilekleri uçuracak havalimanı ihalesi de gecikmiyor aslında..

15 Aralık 2011 günü yapılan ihale için 17 firma şartname alıyor ancak tümü çekiliyor ilgilenenlerin..

Geriye Koçoğlu isimli bir firma tek başına kalıyor ve YİD yöntemli ihalede 9 yıl 10 ay işletme hakkı teklifiyle kazanıyor.

Zonguldak' ta mütevazı  Sky Line Havacılık adlı şirkete sahip asıl işi ise Sağlık Bakanlığına hava ambulans hizmeti sağlamak olan Koçoğlu tek başına kaldığı ihalede neden akıllara ziyan 10 yılın altında işletme süresiyle teklif verdiği sorularını şöyle yanıtlıyor:

7 firma yer görmeye gelince bunların ihaleye gireceğini bekliyorduk. Onların ihaleye katılacağını varsayarak limitlerimizi zorlayan işletme süresi teklif ettik. Katılmayacaklarını bilseydik daha uzun işletme süresi teklif ederdik"

Daha o gün kaleme aldığım makalelerde hesaba dayanmayan ve verimli olmayan projenin kredi bulamayacağını, kredisi sağlanmayan işe kalkışması halinde üstlenicinin de Mersin' in de kaybedeceğini defalarca dile getirdim. Merak eden o makalelere www.abdullahayan.wordpress.com adresinden ve süreci özetleyen makaleye (https://abdullahayan.wordpress.com/2013/03/25/cukurova-havaalani-kahinlere-havale/) linkinden erişebilir..

Kahin değildim ama işin kahinlere kaldığını 2013' te ifade eden dönemin DHMİ genel müdüründen çok önce finansman güçlükleri nedeniyle yürümeyeceğini, hatta ısrar etmesi halinde üstleniciyi ekonomik anlamda tüketeceğini de yazdığıma makaleler şahit.. **

Gerçekten de Koçoğlu altından kalkamadı işin..

Ne olduğunu ve o günden bugüne nelerin yaşandığını detaylıca anlatacağım ama bir sonraki makaleyle anlatayım süreci..

 

** (https://abdullahayan.wordpress.com/2013/07/16/havaalaninda-temel-atildi-da-isler-yolunda-mi-abdullah-ayan-5-6-2013/)

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.