Başkanın iyi niyeti kötüye mi kullanılıyor?… Sedat Yılmaz yazdı

Mersin hepimizin yaşadığı bir kent. Havasını teneffüs ediyoruz, sokaklarında geziyoruz, caddelerinde yürüyor ve araç sürüyoruz. Yani hayatımızın bütün zamanlarını harcadığımız bu kentin de temiz, bakımlı, yaşanabilir bir durumda olmasını isteriz. Bu nedenle belediyelerin asli görevlerinin yanında, geleceğimizi de sağlıklı bir şekilde sürdürebilmemiz için, sadece kaliteli bir hizmet bekliyoruz. Belediyeler bunu sağlamak durumunda ve zorundadır. Bizden toplanan vergilerle bize hizmet edilmesini bekliyoruz. Bu beklenti içindeyken yapılmayan, aksatılan hizmetler konusunda yetkililere uyarılarımızı yapmamız, eleştirmemiz ve kamuoyu oluşturmamız da bir vatandaşlık görevidir. Aynı zamanda belediyelerimizin yaptığı hizmetlerin de korunması, desteklenmesi, güç birliği içinde motive edilmelerini sağlamak da, birer duyarlı yurttaş olarak bize düşmektedir. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, geçen 5 aylık süre içinde; Mersin’i yönetebileceğini, kimseyi dışlamadan hizmetlerini sürdürebileceğini, kararlı ve itinalı bir söylemle ortamı germeyeceğini gösterdi. CHP tabanından çok tepki almasına rağmen, sabır ve zamanın sorunları çözebileceğine inanarak doğru bir tutum sergiledi. Belediye çalışanları için, çalışan hiç kimsenin ekmeğiyle oynamayacağını vurguladı. Bu konuda 1500 – 2000 kişinin işine son verilecek propagandaları da tutmadı. Ancak bu iyi niyet ve kapsayıcı tutum karşısında, çalışan personellerin bir kısmının işi yavaşlattığı, eski kadroların birbirlerini kolladığı, hal gibi yerlerde suiistimallerin olduğu konuşulmaya başlandı. Belediyeyi kötü göstermek için vatandaşa sert davranıldığı, ideolojik davranıldığı, vatandaşın işini çözmediği gibi iddiaların kamuoyunda sıkça dile getirilmesi üzerine, 100’e yakın şirket çalışanının işten çıkarıldığı haberleri basında yer aldı. Çalışan emekçinin hakkını - hukukunu savunmak, çalışanını koruyup kollamak belediye üst yönetiminin görevidir. Ancak bu emekçilerin sırtından geçinmeye çalışan, işe gelmeyen, işi yavaşlatan, halkın vergileriyle aldığı maaşı hak etmeyen ve kendi kurumuna ihanet edenlerin de çıkarılması beklenen bir yaklaşımdır. Belediyeler ve diğer kurumlar bu tür asalakları barındırıyorsa, gerekeni yapmıyorsa görevini kötüye kullanıyor demektir. Belediyeler, çalışan emekçiyle çalışmayanı, işi aksatanı birbirinden ayırmalıdır. Bunu yapamayan belediyeler, vatandaşa sağlıklı hizmeti de götüremez. Pazartesi meclis var. Halka hizmet götürülmesini engellediği iddialarıyla işten çıkarılanlarla ilgili ve borç batağında olan esnafın borçlarının ödenmesi için Başkan Seçer tarafından istenen borçlanmanın verilmemesi sonrası, meclis üyelerinin  şimdi bu konuda nasıl bir tavır sergileyecekleri de merak konusu. Borçlanmayla ilgili Başkan Seçer’ in, artık ısrarcı olmadığı, muhalefetin kendi isteğiyle bu borçlanma konusunu meclise getirmesi durumunda gündeme alacağı konuşuluyor. Çalışmadan maaş alan, işi engelleyen işçiyi savunmak, eski yönetimin bıraktığı yüklü borçlarla perişan olan esnafın borcunun ödenmesini engellemek neyin göstergesidir. Halk belediye meclis üyelerinden gerçek değerler üzerinden halka hizmet götürülmesini ve desteklenmesini beklemektedir. Bu arada başkan Vahap Seçer, etrafındaki eski kadroların her hareketini kontrol etmeli ve eski belediye başkanı Kocamaz’ın “Arkadaşlarım bana içeriden bilgi getiriyor” sözlerinin ne anlama geldiğini mutlaka çok iyi değerlendiriyordur. Bir insana yakışmayan en belirgin özellik, ihanettir. Ekmeğini yediği kuruma ihanet etmek, edepsizliktir. Biz Mersin halkı olarak hizmet bekliyoruz.   Sedat YILMAZ