Glutatyon Tedavisi İle Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirebilirsiniz

Sağlık 10.04.2020 - 18:16, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Glutatyon Tedavisi İle Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirebilirsiniz

VM Medical Park Mersin Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bilal Bulut, glutatyonun hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışması için gerekli olduğunu söyledi.

Çevresel faktörler, hastalıklar ve yanlış beslenme sonucunda vücutta biriken toksik maddelerin hastalığa dönüşmesini engelleyerek koruyuculuk sağlayan güçlü antioksidan kaynaklarından biri olan glutatyon, sağlığımız için önemli işlevler üstleniyor. Vücutta biriken toksik maddelerin hastalığa dönüşmesini engelleyen eşsiz bir antioksidan olan glutatyonun aynı zamanda yaşlanma karşıtı etkiye de sahip olduğu biliniyor. VM Medical Park Mersin Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bilal Bulut, glutatyonun hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışması için gerekli olduğunu söyledi. Hasarlanmış veya işlev bozukluğu olan mitokondrilerin kanserleşme sürecinde kritik bir rolü olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Bilal Bulut, “Sağlıklı kalmak, performansınızı artırmak, hastalıkları önlemek ve yaşlanmanın etkilerinden korunmak, bağışıklık işlevi ve enflamasyonun kontrolü için glutatyon düzeyleri yüksek tutulmalıdır. Glutatyona ‘ana anti-oksidan’ denilmesinin sebebi, serbest radikalleri yakalayarak karaciğere taşıması ve burada kendisini  yenileyerek tekrar işine geri dönmesidir” şeklinde konuştu.   Yaşlanmayla birlikte azalıyor Vücudun doğal yoldan glutatyon ürettiğini ancak zamanla yaşlanmayla birlikte azaldığını belirten Uzm. Dr. Bilal Bulut, “Toksinler de glutatyon düzeylerinin azalmasına neden olmaktadır. Azalan glutatyon oranı ise otoimmün hastalıklara, kanser gibi kronik hastalıklara yol açabilir. Glutatyon azaldığında serbest radikallere karşı korunamadığımız için bu moleküller vücut yapılarına zarar verebilmektedir. Vücudumuzdaki glutatyon düzeylerindeki eksiklik iç ve dış faktörler olmak üzere iki kategoriye bağlı olabilir. Dış faktörler her gün maruz kaldığımız toksik ve zararlı maddeler, iç faktörler ise vücudumuzda bağışıklık, DNA onarımı, oksidatif stresten korunma gibi çeşitli süreçlerin önemli bir parçası olan glutatyona duyulan gereksinimin artmasıyla ilgilidir” dedi.   Meyve ve sebzelerden glutatyon alabilirsiniz Glutatyonu doğal yollardan alabileceğimiz besinler bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Bilal Bulut, bunları şöyle sıraladı: “Kuşkonmaz, avokado, ıspanak, bamya, brokoli, kavun, domates, havuç, greyfurt, portakal, kabak, çilek, karpuz gibi besinler glutatyon yönünden zengindir.  Bu besinleri doğal yolla alabileceğimiz gibi glutatyon terapisi uygulaması ile dışarıdan da alabiliriz.”   Glutatyon terapisiyle bağışıklığınızı güçlendirin Glutatyon terapisi hakkında da bilgiler veren Uzm. Dr. Bilal Bulut, şu açıklamalarda bulundu: “Doğal olarak tüm vücutta üretilen, yoğun bir şekilde karaciğerde ve beyin hücrelerinde etki gösteren bir molekül olan glutatyonun üretimi, kötü beslenme, alkol, ilaçlar ve toksik maddelerden dolayı azalmaktadır. Bu yüzden dışarıdan alınması gerekmektedir. Glutatyon terapisinde, doktor muayenesi sonrasında uygun hastalarda glutatyon bir hemşire yardımıyla enjeksiyon ile damardan uygulanır. Uygulama 10-15 dakika sürer. Haftada 1 toplam 5 seans gerçekleştirilir.”   Uzm. Dr. Bilal Bulut, Alzheimer,  otizm, kanser, KOAH , kronik yorgunluk, kistik fibrozis, diyabet, HIV, ağır metal oksisitesi, Lyme hastalığı, Parkinson, inme, Huntington hastalığı gibi rahatsızlığa sahip kişilerde tedavinin uygulanabileceğini ancak hamile, emziren anneler ve kanser tedavisi sırasında kemoterapi ilaçları kullanan kişilerin bu tedaviye uygun olmadığını da sözlerine ekledi.
VM Medical Park Mersin Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bilal Bulut, glutatyonun hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışması için gerekli olduğunu söyledi.

Çevresel faktörler, hastalıklar ve yanlış beslenme sonucunda vücutta biriken toksik maddelerin hastalığa dönüşmesini engelleyerek koruyuculuk sağlayan güçlü antioksidan kaynaklarından biri olan glutatyon, sağlığımız için önemli işlevler üstleniyor. Vücutta biriken toksik maddelerin hastalığa dönüşmesini engelleyen eşsiz bir antioksidan olan glutatyonun aynı zamanda yaşlanma karşıtı etkiye de sahip olduğu biliniyor. VM Medical Park Mersin Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bilal Bulut, glutatyonun hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışması için gerekli olduğunu söyledi.

Hasarlanmış veya işlev bozukluğu olan mitokondrilerin kanserleşme sürecinde kritik bir rolü olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Bilal Bulut, “Sağlıklı kalmak, performansınızı artırmak, hastalıkları önlemek ve yaşlanmanın etkilerinden korunmak, bağışıklık işlevi ve enflamasyonun kontrolü için glutatyon düzeyleri yüksek tutulmalıdır. Glutatyona ‘ana anti-oksidan’ denilmesinin sebebi, serbest radikalleri yakalayarak karaciğere taşıması ve burada kendisini  yenileyerek tekrar işine geri dönmesidir” şeklinde konuştu.

 

Yaşlanmayla birlikte azalıyor

Vücudun doğal yoldan glutatyon ürettiğini ancak zamanla yaşlanmayla birlikte azaldığını belirten Uzm. Dr. Bilal Bulut, “Toksinler de glutatyon düzeylerinin azalmasına neden olmaktadır. Azalan glutatyon oranı ise otoimmün hastalıklara, kanser gibi kronik hastalıklara yol açabilir. Glutatyon azaldığında serbest radikallere karşı korunamadığımız için bu moleküller vücut yapılarına zarar verebilmektedir. Vücudumuzdaki glutatyon düzeylerindeki eksiklik iç ve dış faktörler olmak üzere iki kategoriye bağlı olabilir. Dış faktörler her gün maruz kaldığımız toksik ve zararlı maddeler, iç faktörler ise vücudumuzda bağışıklık, DNA onarımı, oksidatif stresten korunma gibi çeşitli süreçlerin önemli bir parçası olan glutatyona duyulan gereksinimin artmasıyla ilgilidir” dedi.

 

Meyve ve sebzelerden glutatyon alabilirsiniz

Glutatyonu doğal yollardan alabileceğimiz besinler bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Bilal Bulut, bunları şöyle sıraladı: “Kuşkonmaz, avokado, ıspanak, bamya, brokoli, kavun, domates, havuç, greyfurt, portakal, kabak, çilek, karpuz gibi besinler glutatyon yönünden zengindir.  Bu besinleri doğal yolla alabileceğimiz gibi glutatyon terapisi uygulaması ile dışarıdan da alabiliriz.”

 

Glutatyon terapisiyle bağışıklığınızı güçlendirin

Glutatyon terapisi hakkında da bilgiler veren Uzm. Dr. Bilal Bulut, şu açıklamalarda bulundu: “Doğal olarak tüm vücutta üretilen, yoğun bir şekilde karaciğerde ve beyin hücrelerinde etki gösteren bir molekül olan glutatyonun üretimi, kötü beslenme, alkol, ilaçlar ve toksik maddelerden dolayı azalmaktadır. Bu yüzden dışarıdan alınması gerekmektedir. Glutatyon terapisinde, doktor muayenesi sonrasında uygun hastalarda glutatyon bir hemşire yardımıyla enjeksiyon ile damardan uygulanır. Uygulama 10-15 dakika sürer. Haftada 1 toplam 5 seans gerçekleştirilir.”

 

Uzm. Dr. Bilal Bulut, Alzheimer,  otizm, kanser, KOAH , kronik yorgunluk, kistik fibrozis, diyabet, HIV, ağır metal oksisitesi, Lyme hastalığı, Parkinson, inme, Huntington hastalığı gibi rahatsızlığa sahip kişilerde tedavinin uygulanabileceğini ancak hamile, emziren anneler ve kanser tedavisi sırasında kemoterapi ilaçları kullanan kişilerin bu tedaviye uygun olmadığını da sözlerine ekledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.