Mersin' in terminal liman hayalini çalacak tehlike kapıda... Abdullah Ayan yazdı

04.11.2019 - 07:51, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Mersin' in terminal liman hayalini çalacak tehlike kapıda... Abdullah Ayan yazdı

Konteyner Terminal Limanı için belirlenen ve Ç.E.D. sürecinden de geçmiş olan alan tam olarak Serbest Bölge ile Tekfen' in tesis kondurmaya hazırlandığı yerin tam karşısındaki deniz..Son girişim can çekişmekte olan Mersin' in fişini çekmeye yetecek boyutttadır. Bölge petrokimya yatırımlarına açılınca, konteyner hub limanı ve kazanlı turizm bölgesinin ruhuna da fatiha okuyabilirsiniz. Sözün özü; temizinden bir ölüm bekliyor Mersin' i..

Her anlamda süper yetkilerle donatılan Cumhurbaşkanı Mersin' i yakından ilgilendiren süper yatırım kararnamesini 26.11.2018 günü imzaladı. 27.11.2019 tarihli resmi gazetede yayınlanan 385 sayılı kararname ile Mersin ilinde yapılacak polipropilen üretim tesisine yatırımcıların aklını başından alacak destekler veriliyordu. KDV istisnası, Gümrük vergi muafiyeti, işveren payına düşen tüm sigorta priminin karşılanması, 10 yıl boyunca gelir vergisi stopajı, nitelikli personele asgari ücretin 20 katını geçmemek üzere 5 yıl boyunca 1 milyon 200 bin liraya varan destek, kullanılacak krediler için bankalara ödenecek faiz için 10 yıl boyunca 350 milyon lirayı aşmayacak faiz desteği,yine on yıl boyunca kullanılacak enerji için enerji tüketiminin 50' si (40 milyon TL ile sınırlı) gibi teşvikler.. Polipropilen tesisini yapmak üzere devletten destek belgesini alan şirketin adı C.F.S Petrokimya A.Ş' nin ilginç bir öyküsü vardı. Ana ortağı CFS İstanbul Yatırım A.Ş. isimli şirketti. Ve 2009 yılında kurulmuş olan CFS İstanbul Yatırım A.Ş.' nin kuruluş sözleşmesine göre amacı lokanta, restoran, eğlence mekanı işletmekti. Kurucuları da eski Başbakan Mesut Yılmaz' ın oğulları Mehmet Yavuz ve Emir Hasan Yılmaz.. CFS İstanbul Yatırım Şirketi 50 bin lira sermayeli CFS Petrokimya A.Ş. isimli şirketi kurduğuna dair ilanı 26.5.2017 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde yayınlanır. Yeni kurulan petrokimya şirketinde Yılmaz kardeşler dışında Albert Özmizrahi adlı üçüncü ortak ta vardır. İşte Mayıs 2017' de kurulan 50 bin lira sermayeli bu şirket, yatırım başlangıç tarihi 8.12.2017 olan polipropilen yatırımıyla ilgili devlet destekli teşvik belgesine 26.11.2018 günü kavuşur. Buraya kadar olan sürecin Mersin' de yaşayanlar için en merak edilen yanı yatırım için seçilecek bölgeydi. Kararname ardından konu küllenir gibi oldu. O kadar ki, inşaat sektöründeki projeleriyle ünlü Rönesans Holding, Türkiye' nin küresel anlamda petrol ve türevleri anlamında yatırım/üretim üssü seçilen Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi içinde yer alacak polipropilen tesisiyle ilgili yine devlet destekli teşvik kararnamesine bağlanan yatırım kararını açıkladığında, üssün Mersin' den Ceyhan' a kaydırıldığı kanaati de doğmadı değil.. Meğer, CFS' in çizdiği yol haritasının Mersin' i ve Mersin' in geleceğini ilgilendiren çok daha kapsamlı bir planı, projesi, beklentileri varmış.. Devlet destekli akıl almaz teşvikleri içeren teşvik belgesini alan CFS Petrokimya A.Ş. 28 Haziran 2019 tarihinde tüm hisselerini Tekfen Holding'e ait Toros Tarım Sanayi A.Ş. isimli şirkete satar. 9 Ağustos 2019 tarihinde Ticaret Sicil gazetesinde yayınlanan ilanla CFS Petrokimya A.Ş. sermayesinin tamamının Toros Tarım A.Ş.' ye geçtiği duyurulur. Böylece 'Mersin ili' olarak genel bir tanımla geçiştirilen yatırım yeri için artık somut adımlar atılma dönemi başlar. Toros Tarım A.Ş. (Mersinliler bunu Azot Sanayi ya da son yıllardaki adıyla Toros Gübre olarak ta okuyabilir) bünyesine geçen CFS Petrokimya A.Ş artık yeni adı Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi adını alan yatırım projesi için Ç.E.D başvuru dosyasını hazırlayıp yasal süreci başlatır. Başvuru dosyası 4 Eylül 2019 tarihini taşımaktadır. Sesi hayli cılız çıkan birkaç dernek temsilcisinin katılımıyla Karaduvar' da Ç.E.D toplantısı 25 Eylül 2019 günü yapılır. O toplantıda bazı çevre örgütleri tepkilerini dile getirir ama hepimiz biliyoruz ki, dönem Çevrecilerin değil, adı ve riski ne olursa olsun, iktidarın destek verdiği projelerin hayata geçtiği dönemdir. (İnanmayan Akkuyu Nükleer Santral ile ilgili ilk günden bugüne yaşanan gelişmelere baksın) Ben polipropilen tesisinden çok artık Tekfen Holding kontrolüne geçen projenin Ç.E.D. dosyasında yer alan adeta bir itirafa ve o itirafın Mersin için taşıdığı yaşamsal tehlikeleri barındıran risklerine değinmek istiyorum. Ç.E.D dosyasına göre yatırım için seçilen yer, Serbest Bölge ile Karaduvar arasında kalan ve bir kısmında Toros Gübre' nin faaliyet gösterdiği Azot Gübre tesisinin önünde denize kadar uzanan 550 dönümü aşkın arazi..* (Tapu kayıtlarına göre Toros Tarım' ın Karaduvar Mahallesi 11129 ada 1 nolu parselde 1 milyon 92 bin m2+2 nolu parselde 44.709 m2 ve aynı alanda muhtelif ada parsellerde yaklaşık 70 bin m2 olmak üzere 1 milyon 210 bin m2 arazisi var. Bunun bir kısmında Toros Gübre yer alıyor. Geri kalanın 550 dönümü denize kadar uzanan arazi, bir kısmı ise tarla ve bahçe) Gelelim Ç.E.D. dosyasındaki 'bam teline'.. Virgülüne dokunmadan başvuru dosyasından alıntıladım, birlikte okuyalım: " Toros Tarım Sanayi ve Tic. A.Ş. ; 06.08.2019 tarih ve 30854 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Endüstri Bölgeleri Yönetmeliği kapsamında iş bu proje kapsamında koordinatları verilen ÇED Sahasının Mersin Toros Özel Endüstri Bölgesi ilan edilebilmesi için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuruda bulunma aşamasındadır. Proje konusu faaliyet kapsamında; ÇED sahası olarak belirlenen alan içerisinde; halihazırda faaliyetini sürdürmekte olan Toros Tarım Mersin İşletmesi, ilerleyen yıllarda yapımı planlanan Gelecek Toros Tarım Gübre ve Kimyasal Tesis Yatırımları sahası ile 500 bin ton/yıl kapasiteli Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi Yatırımı Proje sahası yer almaktadır." Dosyaya giren hedef, yoruma ihtiyaç duymayacak kadar açık.. Şirket; batısında serbest bölge, doğusunda Karaduvar, güneyinde deniz, kuzeyinde İsmet İnönü Bulvarının yer aldığı Mersin' in bugününün ve geleceğinin mihenk taşına kimya tesisi kondurmakla yetinmeyecek. Hayal edilen projenin ötesindeki hedefler çok daha büyük. Tekfen' in sahip olduğu 1200 dönümü aşkın arazi 'özel endüstri bölgesi' ilan edilecek, bununla kalınmayacak, kenti zehirleyen Azot gübre ile patlaması, yanması halinde tüm kenti havaya uçuracak 23 bin ton amonyak depolama tesisine ilaveler yapılıp bu endüstri bölgesi içinde büyütülecek. Dosyadaki uydu görüntülerine göre Serbest Bölge ile Azot arasında kalan arazi 'gelecek Toros Gübre ve Kimyasal yatırım' alanı olarak işaretlenmiş… Deniz kenarındaki 550 dönüm araziye kondurulacak polipropilen tesisinin güneyi çok daha önemli ve anlamlı bir başka projenin de ölümü anlamına geliyor aslında. Konteyner Terminal Limanı için belirlenen ve Ç.E.D. sürecinden de geçmiş olan alan tam olarak Serbest Bölge ile Tekfen' in tesis kondurmaya hazırlandığı yerin tam karşısındaki deniz.. Son girişim can çekişmekte olan Mersin' in fişini çekmeye yetecek boyutttadır. Bölge petrokimya yatırımlarına açılınca, konteyner hub limanı ve kazanlı turizm bölgesinin ruhuna da fatiha okuyabilirsiniz. Sözün özü; temizinden bir ölüm bekliyor Mersin' i.. Kısacası limanın yanında özel endüstri bölgesi ve petrokimya yatırımı tabuta son çividir aslında.. Yorgan gitti kavga bitti misali, Siz sağ ben selamet... * Bu 550 bin m2 arazinin Tekfen'  e geçişinin öyküsü de aslında nefes kesen macera tadında..  1985 yılında serbest bölge sınırları belirlenirken bir milyon metrekareyi aşkın hazine arazisinin yarısı Serbest Bölge işletmecilerine belli süreyle tahsis edilirken diğer yarısı hazine tarafından 'nominal bedelle' ve tıpkı bugünküne benzer teşvik kararıyla Azot gübre üretimi yapan TAGAŞ (Türk-Arap Gübre Sanayi A.Ş.) isimli o dönemin devlet ortaklığındaki şirkete verilir. TAGAŞ zaman içinde Arapların gitmesi vs gelişmeler ardından Toros Gübre olarak Tekfen' e kalır. Öykünün bizi ilgilendiren yanı, modernleştirme vs. amacıyla alınan arazi, o yatırımlar yapılmadığı halde nasıl oldu da Toros Gübre'nin tapulu malı oldu? İlgi duyanlar https://abdullahayan.wordpress.com/2013/12/05/hazine-mali-uzerine-oturma-dersleri-tagas-arazisi-abdullah-ayan/ linkinden detaylı bilgiye ulaşabilir.. Abdullah Ayan
Konteyner Terminal Limanı için belirlenen ve Ç.E.D. sürecinden de geçmiş olan alan tam olarak Serbest Bölge ile Tekfen' in tesis kondurmaya hazırlandığı yerin tam karşısındaki deniz..Son girişim can çekişmekte olan Mersin' in fişini çekmeye yetecek boyutttadır. Bölge petrokimya yatırımlarına açılınca, konteyner hub limanı ve kazanlı turizm bölgesinin ruhuna da fatiha okuyabilirsiniz. Sözün özü; temizinden bir ölüm bekliyor Mersin' i..

Her anlamda süper yetkilerle donatılan Cumhurbaşkanı Mersin' i yakından ilgilendiren süper yatırım kararnamesini 26.11.2018 günü imzaladı.

27.11.2019 tarihli resmi gazetede yayınlanan 385 sayılı kararname ile Mersin ilinde yapılacak polipropilen üretim tesisine yatırımcıların aklını başından alacak destekler veriliyordu.

KDV istisnası, Gümrük vergi muafiyeti, işveren payına düşen tüm sigorta priminin karşılanması, 10 yıl boyunca gelir vergisi stopajı, nitelikli personele asgari ücretin 20 katını geçmemek üzere 5 yıl boyunca 1 milyon 200 bin liraya varan destek, kullanılacak krediler için bankalara ödenecek faiz için 10 yıl boyunca 350 milyon lirayı aşmayacak faiz desteği,yine on yıl boyunca kullanılacak enerji için enerji tüketiminin 50' si (40 milyon TL ile sınırlı) gibi teşvikler..

Polipropilen tesisini yapmak üzere devletten destek belgesini alan şirketin adı C.F.S Petrokimya A.Ş' nin ilginç bir öyküsü vardı.

Ana ortağı CFS İstanbul Yatırım A.Ş. isimli şirketti. Ve 2009 yılında kurulmuş olan CFS İstanbul Yatırım A.Ş.' nin kuruluş sözleşmesine göre amacı lokanta, restoran, eğlence mekanı işletmekti. Kurucuları da eski Başbakan Mesut Yılmaz' ın oğulları Mehmet Yavuz ve Emir Hasan Yılmaz..

CFS İstanbul Yatırım Şirketi 50 bin lira sermayeli CFS Petrokimya A.Ş. isimli şirketi kurduğuna dair ilanı 26.5.2017 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde yayınlanır. Yeni kurulan petrokimya şirketinde Yılmaz kardeşler dışında Albert Özmizrahi adlı üçüncü ortak ta vardır.

İşte Mayıs 2017' de kurulan 50 bin lira sermayeli bu şirket, yatırım başlangıç tarihi 8.12.2017 olan polipropilen yatırımıyla ilgili devlet destekli teşvik belgesine 26.11.2018 günü kavuşur.

Buraya kadar olan sürecin Mersin' de yaşayanlar için en merak edilen yanı yatırım için seçilecek bölgeydi.

Kararname ardından konu küllenir gibi oldu. O kadar ki, inşaat sektöründeki projeleriyle ünlü Rönesans Holding, Türkiye' nin küresel anlamda petrol ve türevleri anlamında yatırım/üretim üssü seçilen Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi içinde yer alacak polipropilen tesisiyle ilgili yine devlet destekli teşvik kararnamesine bağlanan yatırım kararını açıkladığında, üssün Mersin' den Ceyhan' a kaydırıldığı kanaati de doğmadı değil..

Meğer, CFS' in çizdiği yol haritasının Mersin' i ve Mersin' in geleceğini ilgilendiren çok daha kapsamlı bir planı, projesi, beklentileri varmış..

Devlet destekli akıl almaz teşvikleri içeren teşvik belgesini alan CFS Petrokimya A.Ş. 28 Haziran 2019 tarihinde tüm hisselerini Tekfen Holding'e ait Toros Tarım Sanayi A.Ş. isimli şirkete satar. 9 Ağustos 2019 tarihinde Ticaret Sicil gazetesinde yayınlanan ilanla CFS Petrokimya A.Ş. sermayesinin tamamının Toros Tarım A.Ş.' ye geçtiği duyurulur.

Böylece 'Mersin ili' olarak genel bir tanımla geçiştirilen yatırım yeri için artık somut adımlar atılma dönemi başlar.

Toros Tarım A.Ş. (Mersinliler bunu Azot Sanayi ya da son yıllardaki adıyla Toros Gübre olarak ta okuyabilir) bünyesine geçen CFS Petrokimya A.Ş artık yeni adı Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi adını alan yatırım projesi için Ç.E.D başvuru dosyasını hazırlayıp yasal süreci başlatır. Başvuru dosyası 4 Eylül 2019 tarihini taşımaktadır.

Sesi hayli cılız çıkan birkaç dernek temsilcisinin katılımıyla Karaduvar' da Ç.E.D toplantısı 25 Eylül 2019 günü yapılır. O toplantıda bazı çevre örgütleri tepkilerini dile getirir ama hepimiz biliyoruz ki, dönem Çevrecilerin değil, adı ve riski ne olursa olsun, iktidarın destek verdiği projelerin hayata geçtiği dönemdir. (İnanmayan Akkuyu Nükleer Santral ile ilgili ilk günden bugüne yaşanan gelişmelere baksın)

Ben polipropilen tesisinden çok artık Tekfen Holding kontrolüne geçen projenin Ç.E.D. dosyasında yer alan adeta bir itirafa ve o itirafın Mersin için taşıdığı yaşamsal tehlikeleri barındıran risklerine değinmek istiyorum.

Ç.E.D dosyasına göre yatırım için seçilen yer, Serbest Bölge ile Karaduvar arasında kalan ve bir kısmında Toros Gübre' nin faaliyet gösterdiği Azot Gübre tesisinin önünde denize kadar uzanan 550 dönümü aşkın arazi..* (Tapu kayıtlarına göre Toros Tarım' ın Karaduvar Mahallesi 11129 ada 1 nolu parselde 1 milyon 92 bin m2+2 nolu parselde 44.709 m2 ve aynı alanda muhtelif ada parsellerde yaklaşık 70 bin m2 olmak üzere 1 milyon 210 bin m2 arazisi var. Bunun bir kısmında Toros Gübre yer alıyor. Geri kalanın 550 dönümü denize kadar uzanan arazi, bir kısmı ise tarla ve bahçe)

Gelelim Ç.E.D. dosyasındaki 'bam teline'..

Virgülüne dokunmadan başvuru dosyasından alıntıladım, birlikte okuyalım:

" Toros Tarım Sanayi ve Tic. A.Ş. ; 06.08.2019 tarih ve 30854 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Endüstri Bölgeleri Yönetmeliği kapsamında iş bu proje kapsamında koordinatları verilen ÇED Sahasının Mersin Toros Özel Endüstri Bölgesi ilan edilebilmesi için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuruda bulunma aşamasındadır. Proje konusu faaliyet kapsamında; ÇED sahası olarak belirlenen alan içerisinde; halihazırda faaliyetini sürdürmekte olan Toros Tarım Mersin İşletmesi, ilerleyen yıllarda yapımı planlanan Gelecek Toros Tarım Gübre ve Kimyasal Tesis Yatırımları sahası ile 500 bin ton/yıl kapasiteli Tekfen Polipropilen Üretim Tesisi Yatırımı Proje sahası yer almaktadır."

Dosyaya giren hedef, yoruma ihtiyaç duymayacak kadar açık..

Şirket; batısında serbest bölge, doğusunda Karaduvar, güneyinde deniz, kuzeyinde İsmet İnönü Bulvarının yer aldığı Mersin' in bugününün ve geleceğinin mihenk taşına kimya tesisi kondurmakla yetinmeyecek. Hayal edilen projenin ötesindeki hedefler çok daha büyük.

Tekfen' in sahip olduğu 1200 dönümü aşkın arazi 'özel endüstri bölgesi' ilan edilecek, bununla kalınmayacak, kenti zehirleyen Azot gübre ile patlaması, yanması halinde tüm kenti havaya uçuracak 23 bin ton amonyak depolama tesisine ilaveler yapılıp bu endüstri bölgesi içinde büyütülecek. Dosyadaki uydu görüntülerine göre Serbest Bölge ile Azot arasında kalan arazi 'gelecek Toros Gübre ve Kimyasal yatırım' alanı olarak işaretlenmiş…

Deniz kenarındaki 550 dönüm araziye kondurulacak polipropilen tesisinin güneyi çok daha önemli ve anlamlı bir başka projenin de ölümü anlamına geliyor aslında.

Konteyner Terminal Limanı için belirlenen ve Ç.E.D. sürecinden de geçmiş olan alan tam olarak Serbest Bölge ile Tekfen' in tesis kondurmaya hazırlandığı yerin tam karşısındaki deniz..

Son girişim can çekişmekte olan Mersin' in fişini çekmeye yetecek boyutttadır. Bölge petrokimya yatırımlarına açılınca, konteyner hub limanı ve kazanlı turizm bölgesinin ruhuna da fatiha okuyabilirsiniz. Sözün özü; temizinden bir ölüm bekliyor Mersin' i..

Kısacası limanın yanında özel endüstri bölgesi ve petrokimya yatırımı tabuta son çividir aslında..

Yorgan gitti kavga bitti misali, Siz sağ ben selamet...

* Bu 550 bin m2 arazinin Tekfen'  e geçişinin öyküsü de aslında nefes kesen macera tadında..  1985 yılında serbest bölge sınırları belirlenirken bir milyon metrekareyi aşkın hazine arazisinin yarısı Serbest Bölge işletmecilerine belli süreyle tahsis edilirken diğer yarısı hazine tarafından 'nominal bedelle' ve tıpkı bugünküne benzer teşvik kararıyla Azot gübre üretimi yapan TAGAŞ (Türk-Arap Gübre Sanayi A.Ş.) isimli o dönemin devlet ortaklığındaki şirkete verilir. TAGAŞ zaman içinde Arapların gitmesi vs gelişmeler ardından Toros Gübre olarak Tekfen' e kalır. Öykünün bizi ilgilendiren yanı, modernleştirme vs. amacıyla alınan arazi, o yatırımlar yapılmadığı halde nasıl oldu da Toros Gübre'nin tapulu malı oldu? İlgi duyanlar https://abdullahayan.wordpress.com/2013/12/05/hazine-mali-uzerine-oturma-dersleri-tagas-arazisi-abdullah-ayan/ linkinden detaylı bilgiye ulaşabilir..

Abdullah Ayan

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.