Mersin özelinde yerel ittifaklar... Abdullah Ayan yazdı

18.10.2018 - 20:22, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Mersin özelinde yerel ittifaklar... Abdullah Ayan yazdı

Günlerdir Mersin özelinde tüm CHP' lileri geren ve tedirgin eden mesele dönüp dolaşıp bu olasılığa dayanıyor. CHP Genel merkezi başka yerlerde İyi Parti oylarını alayım derken Mersin' i kaybetmeyi, o ünlü sözün tanımıyla Dimyat' a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayı göze almış olabilir mi? Kılıçdaroğlu ve yönetimi böylesine tabandan kopuk formüle evet der mi?

İşaret fişeğini Meral Akşener patlattığında henüz olası Mersin tablosu bu kadar net değildi. Bir daha hatırlamakta yarar var: 30 Eylül günü Ankara' nın nabzını iyi tutan deneyimli gazeteci Muharrem Sarıkaya ile gerçekleştirdiği söyleşide; "Kazanacaklarına kesin gözüyle baktığı il olup olmadığı, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük kentlerde nasıl bir yol haritası izleyecekleri" sorusuna şu yanıtı veriyordu: "CHP ile ister iş birliği, ister tabanda birlik yöntemiyle olsun İstanbul, Ankara İzmir, bir ölçüde Eskişehir, Manisa, Aydın, Antalya, Adana, Mersin çok önemli. Bu şehirlerin tamamı referandumda 'Hayır' oyu verdi. Bunları alabilme imkanımız var… Ama Manisa ve Mersin'i yüzde 100 biz alacağız." Akşener, neden onca il varken Manisa ve Mersin' i dile getiriyor ve nasıl bu denli kesin ifadelerle 'biz alacağız' diyordu? Öyle ya, İYİ Parti Mersin ve Manisa' da bırakın birinciliği dişe dokunur bir başarı da elde edememişti. Örneğin Mersin' de AK Parti, CHP ve HDP' nin ardından 154 bin oyla 4. parti olarak çıkmıştı. Kısacası öyle ili silip süpürecek, 100 kazanacak durumda değildi. İyi de durum bu iken ve 24 Haziranın üzerinden geçen 100 günde İyi Partiyi uçuracak cinsten mucizevi bir gelişme yaşanmamışken nerede saklıydı Akşener'i böyle konuşturan tablo? Sanırım sorunun cevabı bu açıklamanın ardından özellikle de Mersin' de kaynatılmaya başlanan "Kocamaz CHP adayı oluyor" kazanının içinde saklıydı… Saklıydı çünkü; 24 Haziran 2018 seçimleri Türkiye genelinde ortaya çıkan tablonun verdiği derslerden çok Mersin adına üzerinde epeyi konuşulması, tartışılması gereken derslerle doluydu. Örneğin Mersin sonuçlarına göre partileri iki gruba ayırmak gerekiyor; 325 bin oy alan AK Parti ile 304 bin oya sahip CHP ile onları sırasıyla takip eden HDP (193), İyi Parti (154) ve MHP (145) Sıralama ve oy miktarları şu bakımdan önemli; CHP ve AK Parti olmadan kurulacak hiçbir ittifakın yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması söz konusu değil. Ancak AK Parti ve CHP' nin de yanlarına üç partiden en az birini almadan başarı şansı yok… Bu durumda ihtimallerden yola çıkıp tahmin yürütmek biraz daha kolay: AK Parti için akla en yakın formül 24 Haziran Cumhur ittifakını sürdürüp MHP ile Mersin' de birlikte hareket etmek. En akla yakın görünen bu formülün iş pratiğe geldiğinde ne kadar sorunlu olduğunu sanırım yeniden dillendirmeye gerek yok. Üstelik Bahçeli' nin elini çabuk tutup MHP adayını ilan etmesi sıkıntıyı daha da büyütmüş görünüyor. MHP' nin Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna' nın üstelik doğrudan Bahçeli tarafından aday olarak açıklanması AK Partiye fazla bir hareket alanı bırakmıyor. Erdoğan İstanbul ve Ankara hatırına ya 145 bin oya sahip MHP' ye Mersin' i bırakacak. Ya da yerelde ittifak tepede olmaz, yerelde ve gönüllerde olur deyip partisinin kendi adayıyla seçime girmesinin önünü açacak. Gerçekten zor durum. Zorluk sadece AKP-MHP birlikteliğinde değil, diğer cephede de CHP' nin destek arayışları nedeniyle ortalık toz duman… 304 bin oya sahip CHP' nin de özellikle iş Mersin' e geldiğinde fazla seçeneği yok. CHP Mersin Büyükşehir Belediyesini almak istiyorsa Ya HDP, ya da İyi Parti desteğini alması gerekiyor… Mevcut siyaset iklimi o hale getirildi ki bugün HDP ile aynı karede fotoğraf vermenin bile kendince zorlukları var. "Kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir parti nasıl olur da, böylesi bir etnisite tuzağına düşebilir?" soruları üzerinden elbet konu tartışılabilir ancak ortada bir gerçek var. Ve o gerçek nedeniyle CHP iş Mersin' e geldiğinde HDP ile Erdoğan' ın dillendirdiği "gönül ittifakı" türünden bir birliktelikle yetinmek zorunda kalabilir. O "gönül ittifakı" elbette karşılıksız bir ilişki değil. Örneğin CHP, HDP' ye Akdeniz' i hatta kazanma olasılığı zayıf Toroslar Belediye adaylıklarını bile (zayıf aday ve benzeri yöntemlerle) destek karşılığı bırakabilir. CHP genel merkezini Mersin özelinde asıl zorlayan formüllerin ise CHP-İyi Parti kombinasyonları olduğunu tahmin ediyorum. Bana göre, Akşener' in "Mersin'i alırız" iddiası da aynı temele dayanıyor. Mevcut Mersin BŞ başkanı Kocamaz' ın partisinden aday gösterilmemesiyle başlayan süreci, Kocamaz' ın sahayı terk etmemesi ve bir biçimde bir başka partiden de yeniden seçilme şansını zorlayacağı biçiminde okumak gerekiyor. "Anketler yaptırdım, 42 oy desteğim var" biçimindeki sözleriyle, son dönem sosyal medyaya yansıyan açıklamaları gösteriyor ki, Kocamaz arayışta. MHP kapılarının kapandığı bugün akla, mantığa en yakın olasılık İyi Parti' den aday olması. Aday olmaya olsun da, İyi Partinin Mersin oyları tek başına onu yeniden Büyükşehir Başkanlık koltuğuna oturtmaya yeter mi? Yetmiyor… Kaldı ki, pek çok ankette İyi Partinin 24 Haziran sonrası oylarını arttırması bir yana kan kaybettiğini gösteriyor. Tıpkı AKP' nin İstanbul, Ankara hatırına Mersin' i MHP' ye bırakması gibi zorlama formüllerden çok daha beteri ve risklisi bugün İyi Parti tarafından CHP genel merkezine götürülmüş olabilir mi? İstanbul, Ankara bir yana, İyi Parti' nin potansiyel olarak belli oranda oya sahip olduğu bazı illerde CHP' yi desteklemesi karşılığı Mersin Büyükşehir Belediyesinde kendi adayının desteklenmesini isteme olasılığından söz ediyorum. Günlerdir Mersin özelinde tüm CHP' lileri geren ve tedirgin eden mesele dönüp dolaşıp bu olasılığa dayanıyor. Genel Merkezin sanki açıklama yapma zorunluluğu varmış gibi sessizliği de 'hayra yorulmazken' işte bu senaryoya dayanıyor. Kılıçdaroğlu ve yönetimi böylesine tabandan kopuk formüle evet der mi? Daha iyi anlaşılması için daha açık ifadeyle sorayım: CHP Genel merkezi başka yerlerde İyi Parti oylarını alayım derken Mersin' i kaybetmeyi, o ünlü sözün tanımıyla Dimyat' a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayı göze almış olabilir mi? Abdullah Ayan  
Günlerdir Mersin özelinde tüm CHP' lileri geren ve tedirgin eden mesele dönüp dolaşıp bu olasılığa dayanıyor. CHP Genel merkezi başka yerlerde İyi Parti oylarını alayım derken Mersin' i kaybetmeyi, o ünlü sözün tanımıyla Dimyat' a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayı göze almış olabilir mi? Kılıçdaroğlu ve yönetimi böylesine tabandan kopuk formüle evet der mi?

İşaret fişeğini Meral Akşener patlattığında henüz olası Mersin tablosu bu kadar net değildi.

Bir daha hatırlamakta yarar var: 30 Eylül günü Ankara' nın nabzını iyi tutan deneyimli gazeteci Muharrem Sarıkaya ile gerçekleştirdiği söyleşide; "Kazanacaklarına kesin gözüyle baktığı il olup olmadığı, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük kentlerde nasıl bir yol haritası izleyecekleri" sorusuna şu yanıtı veriyordu:

"CHP ile ister iş birliği, ister tabanda birlik yöntemiyle olsun İstanbul, Ankara İzmir, bir ölçüde Eskişehir, Manisa, Aydın, Antalya, Adana, Mersin çok önemli. Bu şehirlerin tamamı referandumda 'Hayır' oyu verdi. Bunları alabilme imkanımız var… Ama Manisa ve Mersin'i yüzde 100 biz alacağız."

Akşener, neden onca il varken Manisa ve Mersin' i dile getiriyor ve nasıl bu denli kesin ifadelerle 'biz alacağız' diyordu?

Öyle ya, İYİ Parti Mersin ve Manisa' da bırakın birinciliği dişe dokunur bir başarı da elde edememişti.

Örneğin Mersin' de AK Parti, CHP ve HDP' nin ardından 154 bin oyla 4. parti olarak çıkmıştı. Kısacası öyle ili silip süpürecek, 100 kazanacak durumda değildi. İyi de durum bu iken ve 24 Haziranın üzerinden geçen 100 günde İyi Partiyi uçuracak cinsten mucizevi bir gelişme yaşanmamışken nerede saklıydı Akşener'i böyle konuşturan tablo?

Sanırım sorunun cevabı bu açıklamanın ardından özellikle de Mersin' de kaynatılmaya başlanan "Kocamaz CHP adayı oluyor" kazanının içinde saklıydı…

Saklıydı çünkü; 24 Haziran 2018 seçimleri Türkiye genelinde ortaya çıkan tablonun verdiği derslerden çok Mersin adına üzerinde epeyi konuşulması, tartışılması gereken derslerle doluydu.

Örneğin Mersin sonuçlarına göre partileri iki gruba ayırmak gerekiyor; 325 bin oy alan AK Parti ile 304 bin oya sahip CHP ile onları sırasıyla takip eden HDP (193), İyi Parti (154) ve MHP (145)

Sıralama ve oy miktarları şu bakımdan önemli; CHP ve AK Parti olmadan kurulacak hiçbir ittifakın yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması söz konusu değil.

Ancak AK Parti ve CHP' nin de yanlarına üç partiden en az birini almadan başarı şansı yok…

Bu durumda ihtimallerden yola çıkıp tahmin yürütmek biraz daha kolay:

AK Parti için akla en yakın formül 24 Haziran Cumhur ittifakını sürdürüp MHP ile Mersin' de birlikte hareket etmek.

En akla yakın görünen bu formülün iş pratiğe geldiğinde ne kadar sorunlu olduğunu sanırım yeniden dillendirmeye gerek yok.

Üstelik Bahçeli' nin elini çabuk tutup MHP adayını ilan etmesi sıkıntıyı daha da büyütmüş görünüyor.

MHP' nin Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna' nın üstelik doğrudan Bahçeli tarafından aday olarak açıklanması AK Partiye fazla bir hareket alanı bırakmıyor. Erdoğan İstanbul ve Ankara hatırına ya 145 bin oya sahip MHP' ye Mersin' i bırakacak. Ya da yerelde ittifak tepede olmaz, yerelde ve gönüllerde olur deyip partisinin kendi adayıyla seçime girmesinin önünü açacak.

Gerçekten zor durum.

Zorluk sadece AKP-MHP birlikteliğinde değil, diğer cephede de CHP' nin destek arayışları nedeniyle ortalık toz duman…

304 bin oya sahip CHP' nin de özellikle iş Mersin' e geldiğinde fazla seçeneği yok.

CHP Mersin Büyükşehir Belediyesini almak istiyorsa Ya HDP, ya da İyi Parti desteğini alması gerekiyor…

Mevcut siyaset iklimi o hale getirildi ki bugün HDP ile aynı karede fotoğraf vermenin bile kendince zorlukları var. "Kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir parti nasıl olur da, böylesi bir etnisite tuzağına düşebilir?" soruları üzerinden elbet konu tartışılabilir ancak ortada bir gerçek var. Ve o gerçek nedeniyle CHP iş Mersin' e geldiğinde HDP ile Erdoğan' ın dillendirdiği "gönül ittifakı" türünden bir birliktelikle yetinmek zorunda kalabilir.

O "gönül ittifakı" elbette karşılıksız bir ilişki değil. Örneğin CHP, HDP' ye Akdeniz' i hatta kazanma olasılığı zayıf Toroslar Belediye adaylıklarını bile (zayıf aday ve benzeri yöntemlerle) destek karşılığı bırakabilir.

CHP genel merkezini Mersin özelinde asıl zorlayan formüllerin ise CHP-İyi Parti kombinasyonları olduğunu tahmin ediyorum.

Bana göre, Akşener' in "Mersin'i alırız" iddiası da aynı temele dayanıyor.

Mevcut Mersin BŞ başkanı Kocamaz' ın partisinden aday gösterilmemesiyle başlayan süreci, Kocamaz' ın sahayı terk etmemesi ve bir biçimde bir başka partiden de yeniden seçilme şansını zorlayacağı biçiminde okumak gerekiyor.

"Anketler yaptırdım, 42 oy desteğim var" biçimindeki sözleriyle, son dönem sosyal medyaya yansıyan açıklamaları gösteriyor ki, Kocamaz arayışta.

MHP kapılarının kapandığı bugün akla, mantığa en yakın olasılık İyi Parti' den aday olması. Aday olmaya olsun da, İyi Partinin Mersin oyları tek başına onu yeniden Büyükşehir Başkanlık koltuğuna oturtmaya yeter mi? Yetmiyor…

Kaldı ki, pek çok ankette İyi Partinin 24 Haziran sonrası oylarını arttırması bir yana kan kaybettiğini gösteriyor.

Tıpkı AKP' nin İstanbul, Ankara hatırına Mersin' i MHP' ye bırakması gibi zorlama formüllerden çok daha beteri ve risklisi bugün İyi Parti tarafından CHP genel merkezine götürülmüş olabilir mi?

İstanbul, Ankara bir yana, İyi Parti' nin potansiyel olarak belli oranda oya sahip olduğu bazı illerde CHP' yi desteklemesi karşılığı Mersin Büyükşehir Belediyesinde kendi adayının desteklenmesini isteme olasılığından söz ediyorum.

Günlerdir Mersin özelinde tüm CHP' lileri geren ve tedirgin eden mesele dönüp dolaşıp bu olasılığa dayanıyor. Genel Merkezin sanki açıklama yapma zorunluluğu varmış gibi sessizliği de 'hayra yorulmazken' işte bu senaryoya dayanıyor.

Kılıçdaroğlu ve yönetimi böylesine tabandan kopuk formüle evet der mi?

Daha iyi anlaşılması için daha açık ifadeyle sorayım:

CHP Genel merkezi başka yerlerde İyi Parti oylarını alayım derken Mersin' i kaybetmeyi, o ünlü sözün tanımıyla Dimyat' a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayı göze almış olabilir mi?

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.