Osmanlı Modeli Belediye Başkanı Olmak... Tarihçi yazar Ömer Çelikaslan yazdı

19.10.2018 - 21:25, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Osmanlı Modeli Belediye Başkanı Olmak... Tarihçi yazar Ömer Çelikaslan yazdı

Ülke olarak varlık mücadelesi verdiğimiz bu kritik dönemde aynı zamanda bir seçime doğru gitmekteyiz. 2019 yılının Mart ayında yapılacak olan “Yerel Seçimler” öncesi Gazeteciler, Siyasetçiler, Anketçiler ve Ekonomistler başta olmak üzere birkaç meslek grubunun söz sahibi olduğu ya da öyle algılanan seçimler hâlbuki tüm toplumu ve meslek gruplarını ilgilendirmektedir. Zira bu konuda tarihçilerin de bir bakışı bir duruşu olacaktır. Mesela günümüzdeki belediye başkanları, Osmanlı Devletinde belediye başkanlığına denk görevler yapan idarecilerin hangi yönlerini örnek almalılar?

Osmanlı Devleti kendinden önceki Türk-İslam devletlerinin muazzam bilgi birikimini kendi bünyesinde cem etmiş ve İslam dininin getirdiği Nurlu ve Cihanşümul düşünceler içinde harmanlamıştır. Böyle muazzam bir imparatorluğun mahalli idareleri ve belde yönetimleri de çok kapsamlı ve Yaradan'ın rızası için "Halka hizmet Hakk'a hizmettir" anlayışıyla şekillendirilmiştir. Osmanlı'dan önceki devletlerimizde ve Osmanlı'nın kuruluş dönemlerinde de mutlaka sosyal hayatı, çarşı-pazarı, şehirlerin imarını düzenleyen uygulamalar ve görevliler vardı. Ancak bugünkü anlamda belediye hizmetleri ile ilgili Şehremaneti ve İhtisap Ağalığı kurumlarına Fatih Sultan Mehmed Han zamanında rastlıyoruz Mesela aday adayları ve sonraki aşamada aday olacak ve hatta belediye başkanı olacak kişiler, Dünya tarihindeki ilk resmi belediyeler kanunun Sultan İkinci Bayezid tarafından çıkarıldığını bilmelidirler. II. Bayezid döneminde ise Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisap Kanunnameleri 1502-1507 tarihlerinde Mevlana Yarulca Muhyiddin tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunnameler muhtevası bakımından, şehir hayatıyla ilgili çok gelişmiş bir mahalli idarenin (belediyenin) varlığını bildirmektedir. Bu kanunnameleri incelediğimiz zaman göreceğiz ki 1500'lü yılların Osmanlı Devleti'nde belediye başkanlarının yani muhtesiplerin yetki alanları bugünkü belediye başkanlarının yetki alanlarından daha kapsamlı tutulmuştur. Yukarıda zikrettiğimiz II. Bayezid İhtisap Kanunnamelerindeki bazı maddeleri sıralamakta fayda vardır çünkü asıl ölçüt bunlardır. Ekmekçiler, standart olarak alınan ekmeği narh üzere pak işle-yeler, eksik ve çiğ olmaya.. Ekmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa, tabanına let uralar; eksük olursa tahta külah uralar veyahud para cezası alalar. Ve her ekmekçinin elinde iki aylık, en az bir aylık un buluna. Ta ki, aniden bazara un gelmeyüb Müslümanlara darlık göstermeyeler. Eğer muhalefet edecek olurlarsa, cezalandırıla. Ve hamallar nalsuz at istihdam etmeyüb ve dağ yükünün iki yükünden ziyade götürmeye. Ve ayağı yaramaz beygiri işletmeyeler. At, katır ve eşek ayağını gözedeler ve semerin göreler. Ve ağır yük urmayalar; zira dilsüz yaratıklardır. Kuyumcular, sade işi dirhemine bir akçe; minekari işde dirhemine iki akçe ve altun sade ise miskaline üç akçe; müşebbek işde miska-line beş akçe ve gümüş düğmeler iriyi ve hurdayı gayet eyü halis işleyeler, bakır koyup işlemeyeler. İşleyeni muhtesip (belediye başkanı) gereği gibi haklarından gele. Hamamcılar, hamamları gözedeler, yunmuş ola, ıssı ve sa-vuk(soğuk) su ile aruste ve dellakleri cest ve çalak ola. Usturası keskin ola. Şöyle ki, usturası altında kimse zahmet çekmeye ve nazır olan fotaları pak tuta; Müslümana verdüğü fotayı kafire vermeye. Berber gözlene; kafir başın tıraş etdükleri ustura ile Müslüman başın tıraş etmeyeler. Kafir yüzün sildikleri fota ile Müslüman yüzünü silmeyeler. Usturaları keskün ola. Değirmenciler gözlene; değirmende tavuk beslemeyeler ki, halkın ununa ve buğdayına zarar etmeye. Ve adetlerinden artuk almayalar ve iri öğütmeyeler ve kesmüklü buğdayı değiştirmeyeler ve illa muhkem ve müntehi hakkından geleler. Fil-cümle bu zikr olunanlardan gayrı her ne kim Allah'ü Teala yaratmıştır, hepsini de muhtesip (belediye başkanı) görüp gözetse gerektir, hükmü vardır. Halkının ekmeksiz kalmaması için ön çalışma yapan, atların nallarını bile düşünen hayvanlara fazla yük bindirilmemesini emreden, kuyumcuların terazisindeki ince ayardan daha ince düşünen, berberlerin usturası kadar keskin bakışa sahip olan, değirmencilerin kirletmesine engel oldukları su gibi saf ve berrak yapıya sahip ECDAD gibi çalışacaksanız eğer !   Buyurun aday adayı olun, aday olun hatta başkan olun…   Tarihçi-yazar Ömer ÇELİKASLAN
Ülke olarak varlık mücadelesi verdiğimiz bu kritik dönemde aynı zamanda bir seçime doğru gitmekteyiz. 2019 yılının Mart ayında yapılacak olan “Yerel Seçimler” öncesi Gazeteciler, Siyasetçiler, Anketçiler ve Ekonomistler başta olmak üzere birkaç meslek grubunun söz sahibi olduğu ya da öyle algılanan seçimler hâlbuki tüm toplumu ve meslek gruplarını ilgilendirmektedir. Zira bu konuda tarihçilerin de bir bakışı bir duruşu olacaktır. Mesela günümüzdeki belediye başkanları, Osmanlı Devletinde belediye başkanlığına denk görevler yapan idarecilerin hangi yönlerini örnek almalılar?

Osmanlı Devleti kendinden önceki Türk-İslam devletlerinin muazzam bilgi birikimini kendi bünyesinde cem etmiş ve İslam dininin getirdiği Nurlu ve Cihanşümul düşünceler içinde harmanlamıştır.

Böyle muazzam bir imparatorluğun mahalli idareleri ve belde yönetimleri de çok kapsamlı ve Yaradan'ın rızası için "Halka hizmet Hakk'a hizmettir" anlayışıyla şekillendirilmiştir.

Osmanlı'dan önceki devletlerimizde ve Osmanlı'nın kuruluş dönemlerinde de mutlaka sosyal hayatı, çarşı-pazarı, şehirlerin imarını düzenleyen uygulamalar ve görevliler vardı. Ancak bugünkü anlamda belediye hizmetleri ile ilgili Şehremaneti ve İhtisap Ağalığı kurumlarına Fatih Sultan Mehmed Han zamanında rastlıyoruz

Mesela aday adayları ve sonraki aşamada aday olacak ve hatta belediye başkanı olacak kişiler, Dünya tarihindeki ilk resmi belediyeler kanunun Sultan İkinci Bayezid tarafından çıkarıldığını bilmelidirler.

II. Bayezid döneminde ise Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisap Kanunnameleri 1502-1507 tarihlerinde Mevlana Yarulca Muhyiddin tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunnameler muhtevası bakımından, şehir hayatıyla ilgili çok gelişmiş bir mahalli idarenin (belediyenin) varlığını bildirmektedir. Bu kanunnameleri incelediğimiz zaman göreceğiz ki 1500'lü yılların Osmanlı Devleti'nde belediye başkanlarının yani muhtesiplerin yetki alanları bugünkü belediye başkanlarının yetki alanlarından daha kapsamlı tutulmuştur.

Yukarıda zikrettiğimiz II. Bayezid İhtisap Kanunnamelerindeki bazı maddeleri sıralamakta fayda vardır çünkü asıl ölçüt bunlardır.

Ekmekçiler, standart olarak alınan ekmeği narh üzere pak işle-yeler, eksik ve çiğ olmaya.. Ekmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa, tabanına let uralar; eksük olursa tahta külah uralar veyahud para cezası alalar. Ve her ekmekçinin elinde iki aylık, en az bir aylık un buluna. Ta ki, aniden bazara un gelmeyüb Müslümanlara darlık göstermeyeler. Eğer muhalefet edecek olurlarsa, cezalandırıla.

Ve hamallar nalsuz at istihdam etmeyüb ve dağ yükünün iki yükünden ziyade götürmeye.

Ve ayağı yaramaz beygiri işletmeyeler. At, katır ve eşek ayağını gözedeler ve semerin göreler. Ve ağır yük urmayalar; zira dilsüz yaratıklardır.

Kuyumcular, sade işi dirhemine bir akçe; minekari işde dirhemine iki akçe ve altun sade ise miskaline üç akçe; müşebbek işde miska-line beş akçe ve gümüş düğmeler iriyi ve hurdayı gayet eyü halis işleyeler, bakır koyup işlemeyeler. İşleyeni muhtesip (belediye başkanı) gereği gibi haklarından gele.

Hamamcılar, hamamları gözedeler, yunmuş ola, ıssı ve sa-vuk(soğuk) su ile aruste ve dellakleri cest ve çalak ola. Usturası keskin ola. Şöyle ki, usturası altında kimse zahmet çekmeye ve nazır olan fotaları pak tuta; Müslümana verdüğü fotayı kafire vermeye.

Berber gözlene; kafir başın tıraş etdükleri ustura ile Müslüman başın tıraş etmeyeler. Kafir yüzün sildikleri fota ile Müslüman yüzünü silmeyeler. Usturaları keskün ola.

Değirmenciler gözlene; değirmende tavuk beslemeyeler ki, halkın ununa ve buğdayına zarar etmeye. Ve adetlerinden artuk almayalar ve iri öğütmeyeler ve kesmüklü buğdayı değiştirmeyeler ve illa muhkem ve müntehi hakkından geleler.

Fil-cümle bu zikr olunanlardan gayrı her ne kim Allah'ü Teala yaratmıştır, hepsini de muhtesip (belediye başkanı) görüp gözetse gerektir, hükmü vardır.

Halkının ekmeksiz kalmaması için ön çalışma yapan, atların nallarını bile düşünen hayvanlara fazla yük bindirilmemesini emreden, kuyumcuların terazisindeki ince ayardan daha ince düşünen, berberlerin usturası kadar keskin bakışa sahip olan, değirmencilerin kirletmesine engel oldukları su gibi saf ve berrak yapıya sahip ECDAD gibi çalışacaksanız eğer !   Buyurun aday adayı olun, aday olun hatta başkan olun…

 

Tarihçi-yazar

Ömer ÇELİKASLAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.