Sınav sistemi varsa, dershanelere ve kurslara ihtiyaç var

Eğitim 26.02.2019 - 20:40, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Sınav sistemi varsa, dershanelere ve kurslara ihtiyaç var

MTSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Cahit Tunç, son yıllarda yapılan değişikliklerle eğitim sektörünün ciddi haksızlıklara uğradığına inandıklarını dile getirip, eski dershane sisteminin devam etmesini beklediklerini söyledi. Temel liselerin kapatılacak olmasının doğru bir karar olduğunu belirten Tunç, “Ancak özel öğretim kurslarının kapatılması ciddi bir hata olur. Dershane sisteminin geri getirilmesi gerektiğini, buna ciddi ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Cahit Tunç, bir taraftan komite çalışmaları hakkında bilgi verirken diğer taraftan sektörün sorunlarına dikkat çekip çözüm önerilerini anlattı. İlk olarak son günlerde yoğun olarak gündeme taşınan temel liseler ve özel öğretim kurumlarına değinen Tunç, yaşanan süreci ve bugün gelinen noktayı şöyle özetledi: “Her şey yaklaşık 4 yıl önce dershanelerin dönüşüp temel liselerin açılması ile başladı. Dershanelerin büyük bölümü temel liselere dönüştürüldü, ruhsatlar verildi. Ancak bir şart vardı, 4 yılın sonunda, yani 30 Haziran 2019 itibariyle bu temel liseler kapatılacak ve tam teşekküllü okullara dönüşeceklerdi. O dönemde temel lise sahipleri bu konuda taahhüt verdikleri için şu anda gerekli yatırımlarını tamamlamış olmaları ve Haziran ayı itibariyle tam teşekküllü okullarını açmaları ya da mevcut okullarını kapatmaları gerekiyor. Bu konuda hiçbir sorun yok. Ancak özel öğretim kurslarında ciddi sorunlar yaşanıyor. Kapanan dershanelerle birlikte temel liseye dönüşmeyen kurumların bir kısmı özel öğretim kursları adı altında yollarına devam etti. İlk etapta bu kurslara 5 derse kadar eğitim izini verildi. Yani bir kurs, seçeceği 5 branşta ders verebilecekti. Ancak geride bıraktığımız dört yılda kademeli olarak bire indirildi. Bu da önemli bir sorunu beraberinde getirdi çünkü özellikle devlet okullarında okuyan öğrenci velileri, sınava girecek olan çocuklarına takviye ders aldırma ihtiyacı duydu. Gönderdikleri kurslar yalnızca bir dersten eğitim verince birkaç kursa göndermeye maddi güçleri yetmedi. Bunun sonunda da çok sayıda kaçak, ruhsatsız kurs oluştu. Ortada ciddi bir ihtiyaç olunca sayının artışına kimse müdahale edemediği gibi bunların kontrolünün yapılabilmesi de çok mümkün olmadı. Bu kaos yaşanırken geçtiğimiz günlerde tüm özel öğretim kurslarının kapatılacağına dair bir açıklama yapıldı.” Bugün gelinen noktada özel öğretim kurslarının açılması sırasında uygulanan tek ders sınırlamasıyla da ciddi sorunlar yaşandığını belirten Tunç, “temel liselerin kapatılması kararı hukuka uygun. Ona bir itirazımız yok, ama dershanelere de ihtiyaç olduğu kesin” değerlendirmesini yaptı. Okullara girişlerde halen sınav sisteminin devam ettiğini, bu nedenle insanların kurslara ihtiyacının sürdüğünü vurgulayan Tunç, “Geçmişte 1500 – 2 bin TL ödeyen herkes dershanelerden yararlanıp çocuklarının eksik derslerini takviye edebiliyordu. Bugün ise tek tek kurslara gönderilmesi nedeniyle rakamlar 15 bin TL’lere yaklaştı ve gelir seviyesi düşük kişiler bu imkandan yararlanamıyor. Eğitimdeki adalet de bozuldu. Birden fazla dersin verilebildiği eski dershanecilik sistemi geri gelmeli. Üniversiteye hazırlık, LGS, AYT ve TYT olmak üzere her türlü sınava yönelik dersler bir arada verilebilmeli” dedi. “İstihdama önemli katkı sağlıyoruz” Özel kursların istihdama da önemli bir katkı sağladığını anlatan M. Cahit Tunç, “Atanamayan çok sayıda öğretmenimiz bulunmakta. Sektörümüz yaklaşık 200 bin çalışanla yoluna devam ederken kapatılması halinde bu kişiler de açıkta kalacak. Mevcut durumda her bir kurum gerek istihdama katkı sağlayıp gerekse vergileriyle ekonomiye destek olurken kapatılması halinde açıkta kalacak öğretmenlerin de dahil olmasıyla birlikte kaçak eğitim kurumu sayısı artacak ve konunun ekonomik zararı daha da artacak. Üstelik kursların kapanmasıyla doğacak kayıt dışı gelirin farklı yerlere ulaşması da ihtimaller arasında” değerlendirmesini yaptı. Sektör temsilcilerinin bugün bir yasaya güvenip yatırım yaptığını, ciddi borçların altına girdiğini hatırlatan Tunç, kapanmaları halinde bu borçları da peşlerinde götüreceklerini ve zincirin halkaları olarak diğer sektörlerin de sıkıntı yaşayacağını söyledi. “Mezun öğrencileri de görmezden gelemeyiz” Aynı zamanda bir milyondan fazla mezun öğrenci bulunduğunu ve bu öğrencilerin özel öğretim kursları aracılığıyla sınavlara hazırlandıklarını hatırlatan Tunç, bu öğrencilerin de görmezden gelinmemesi gerektiğini, kursların kapatılması halinde gidebilecekleri bir eğitim kurumu kalmayacağını söyledi. Bu öğrencilerin eğitim yerine sokağa yönlendirilmiş olacağını vurgulayan Tunç, bu yanlıştan vazgeçilmesini beklediklerini anlattı. “Vaat edilen destekler verilmedi” Dershaneler yerine okullaşmanın teşvik edildiğini kaydeden Tunç, şu açıklamaları yaptı: “Dershanelerin kapatılması sürecinde başta arsa teşviki olmak üzere okul yatırımı yapacak kişilere çeşitli teşvikler vaat edilmişti ancak hiçbiri yerine getirilmedi. Sektör temsilcileri büyük borçların altına girdi ve büyük stres yaşadı. Mali sorunları düşünmeleri nedeniyle eğitim kalitesine odaklanamadı. Bir dershaneyi 300 – 400 bin TL’ye açabilirsiniz ancak okul için en az 3 milyon TL yatırım gerekiyor. Bir okul rantabl olabilmesi için de en az 4 yıl kendisini çevirebilecek cari gelire sahip olmalı. Bu da en az 250-300 sabit öğrenci anlamına geliyor. Yeter sayıyı bulamayan okullar ciddi ekonomik sorun yaşıyor ki bu da hem sektöre hem de ülke ekonomisine zarar veriyor.” “Yabancı dil sorununa çözüm arıyoruz” Komite çalışmalarına da değinen M. Cahit Tunç, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisinin yabancı dili konuşamamak olduğunu belirtti. İl genelinde bir yabancı dili konuşabilme oranının yüzde 2,5 – 3 seviyelerinde olduğunu vurgulayan Tunç, bu sorunun çözümü için Eğitim Komitesi olarak MTSO bünyesinde üyelere yönelik ücretsiz yabancı dil eğitimi verme adına çalıştıklarını söyledi. Aynı şekilde sektöre yönelik eğitimler planladıklarını da anlatan Tunç, “Örneğin sektörümüzde birçok işveren ya da çalıştıkları muhasebeciler olsun, mali müşavirler olsun iş sözleşmesi nasıl yapılır? Bilmiyor. Kadrolu ya da sözleşmeli personelin hukuki haklarından haberdar değiliz. Eğitim ödeneklerinin öğretmene ne zaman ve ne kadar verilmesi gerektiğini bilmiyoruz. Bu nedenle her bir işletmemiz özellikle işten ayrılmalar noktasında ciddi sorunlar yaşıyor. Bu sorunların çözümü için eğitim alanında profesyonel bir firmadan eğitim alınması için çalışma yürütmeyi planlıyoruz” dedi.
MTSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Cahit Tunç, son yıllarda yapılan değişikliklerle eğitim sektörünün ciddi haksızlıklara uğradığına inandıklarını dile getirip, eski dershane sisteminin devam etmesini beklediklerini söyledi. Temel liselerin kapatılacak olmasının doğru bir karar olduğunu belirten Tunç, “Ancak özel öğretim kurslarının kapatılması ciddi bir hata olur. Dershane sisteminin geri getirilmesi gerektiğini, buna ciddi ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Cahit Tunç, bir taraftan komite çalışmaları hakkında bilgi verirken diğer taraftan sektörün sorunlarına dikkat çekip çözüm önerilerini anlattı. İlk olarak son günlerde yoğun olarak gündeme taşınan temel liseler ve özel öğretim kurumlarına değinen Tunç, yaşanan süreci ve bugün gelinen noktayı şöyle özetledi:
“Her şey yaklaşık 4 yıl önce dershanelerin dönüşüp temel liselerin açılması ile başladı. Dershanelerin büyük bölümü temel liselere dönüştürüldü, ruhsatlar verildi. Ancak bir şart vardı, 4 yılın sonunda, yani 30 Haziran 2019 itibariyle bu temel liseler kapatılacak ve tam teşekküllü okullara dönüşeceklerdi. O dönemde temel lise sahipleri bu konuda taahhüt verdikleri için şu anda gerekli yatırımlarını tamamlamış olmaları ve Haziran ayı itibariyle tam teşekküllü okullarını açmaları ya da mevcut okullarını kapatmaları gerekiyor. Bu konuda hiçbir sorun yok. Ancak özel öğretim kurslarında ciddi sorunlar yaşanıyor.
Kapanan dershanelerle birlikte temel liseye dönüşmeyen kurumların bir kısmı özel öğretim kursları adı altında yollarına devam etti. İlk etapta bu kurslara 5 derse kadar eğitim izini verildi. Yani bir kurs, seçeceği 5 branşta ders verebilecekti. Ancak geride bıraktığımız dört yılda kademeli olarak bire indirildi. Bu da önemli bir sorunu beraberinde getirdi çünkü özellikle devlet okullarında okuyan öğrenci velileri, sınava girecek olan çocuklarına takviye ders aldırma ihtiyacı duydu. Gönderdikleri kurslar yalnızca bir dersten eğitim verince birkaç kursa göndermeye maddi güçleri yetmedi. Bunun sonunda da çok sayıda kaçak, ruhsatsız kurs oluştu. Ortada ciddi bir ihtiyaç olunca sayının artışına kimse müdahale edemediği gibi bunların kontrolünün yapılabilmesi de çok mümkün olmadı. Bu kaos yaşanırken geçtiğimiz günlerde tüm özel öğretim kurslarının kapatılacağına dair bir açıklama yapıldı.”
Bugün gelinen noktada özel öğretim kurslarının açılması sırasında uygulanan tek ders sınırlamasıyla da ciddi sorunlar yaşandığını belirten Tunç, “temel liselerin kapatılması kararı hukuka uygun. Ona bir itirazımız yok, ama dershanelere de ihtiyaç olduğu kesin” değerlendirmesini yaptı.
Okullara girişlerde halen sınav sisteminin devam ettiğini, bu nedenle insanların kurslara ihtiyacının sürdüğünü vurgulayan Tunç, “Geçmişte 1500 – 2 bin TL ödeyen herkes dershanelerden yararlanıp çocuklarının eksik derslerini takviye edebiliyordu. Bugün ise tek tek kurslara gönderilmesi nedeniyle rakamlar 15 bin TL’lere yaklaştı ve gelir seviyesi düşük kişiler bu imkandan yararlanamıyor. Eğitimdeki adalet de bozuldu. Birden fazla dersin verilebildiği eski dershanecilik sistemi geri gelmeli. Üniversiteye hazırlık, LGS, AYT ve TYT olmak üzere her türlü sınava yönelik dersler bir arada verilebilmeli” dedi.

“İstihdama önemli katkı sağlıyoruz”
Özel kursların istihdama da önemli bir katkı sağladığını anlatan M. Cahit Tunç, “Atanamayan çok sayıda öğretmenimiz bulunmakta. Sektörümüz yaklaşık 200 bin çalışanla yoluna devam ederken kapatılması halinde bu kişiler de açıkta kalacak. Mevcut durumda her bir kurum gerek istihdama katkı sağlayıp gerekse vergileriyle ekonomiye destek olurken kapatılması halinde açıkta kalacak öğretmenlerin de dahil olmasıyla birlikte kaçak eğitim kurumu sayısı artacak ve konunun ekonomik zararı daha da artacak. Üstelik kursların kapanmasıyla doğacak kayıt dışı gelirin farklı yerlere ulaşması da ihtimaller arasında” değerlendirmesini yaptı.
Sektör temsilcilerinin bugün bir yasaya güvenip yatırım yaptığını, ciddi borçların altına girdiğini hatırlatan Tunç, kapanmaları halinde bu borçları da peşlerinde götüreceklerini ve zincirin halkaları olarak diğer sektörlerin de sıkıntı yaşayacağını söyledi.

“Mezun öğrencileri de görmezden gelemeyiz”
Aynı zamanda bir milyondan fazla mezun öğrenci bulunduğunu ve bu öğrencilerin özel öğretim kursları aracılığıyla sınavlara hazırlandıklarını hatırlatan Tunç, bu öğrencilerin de görmezden gelinmemesi gerektiğini, kursların kapatılması halinde gidebilecekleri bir eğitim kurumu kalmayacağını söyledi. Bu öğrencilerin eğitim yerine sokağa yönlendirilmiş olacağını vurgulayan Tunç, bu yanlıştan vazgeçilmesini beklediklerini anlattı.

“Vaat edilen destekler verilmedi”
Dershaneler yerine okullaşmanın teşvik edildiğini kaydeden Tunç, şu açıklamaları yaptı:
“Dershanelerin kapatılması sürecinde başta arsa teşviki olmak üzere okul yatırımı yapacak kişilere çeşitli teşvikler vaat edilmişti ancak hiçbiri yerine getirilmedi. Sektör temsilcileri büyük borçların altına girdi ve büyük stres yaşadı. Mali sorunları düşünmeleri nedeniyle eğitim kalitesine odaklanamadı. Bir dershaneyi 300 – 400 bin TL’ye açabilirsiniz ancak okul için en az 3 milyon TL yatırım gerekiyor. Bir okul rantabl olabilmesi için de en az 4 yıl kendisini çevirebilecek cari gelire sahip olmalı. Bu da en az 250-300 sabit öğrenci anlamına geliyor. Yeter sayıyı bulamayan okullar ciddi ekonomik sorun yaşıyor ki bu da hem sektöre hem de ülke ekonomisine zarar veriyor.”

“Yabancı dil sorununa çözüm arıyoruz”
Komite çalışmalarına da değinen M. Cahit Tunç, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisinin yabancı dili konuşamamak olduğunu belirtti. İl genelinde bir yabancı dili konuşabilme oranının yüzde 2,5 – 3 seviyelerinde olduğunu vurgulayan Tunç, bu sorunun çözümü için Eğitim Komitesi olarak MTSO bünyesinde üyelere yönelik ücretsiz yabancı dil eğitimi verme adına çalıştıklarını söyledi. Aynı şekilde sektöre yönelik eğitimler planladıklarını da anlatan Tunç, “Örneğin sektörümüzde birçok işveren ya da çalıştıkları muhasebeciler olsun, mali müşavirler olsun iş sözleşmesi nasıl yapılır? Bilmiyor. Kadrolu ya da sözleşmeli personelin hukuki haklarından haberdar değiliz. Eğitim ödeneklerinin öğretmene ne zaman ve ne kadar verilmesi gerektiğini bilmiyoruz. Bu nedenle her bir işletmemiz özellikle işten ayrılmalar noktasında ciddi sorunlar yaşıyor. Bu sorunların çözümü için eğitim alanında profesyonel bir firmadan eğitim alınması için çalışma yürütmeyi planlıyoruz” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.