Ulusal Baklagil Konseyinin 9. Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti

Ekonomi 11.12.2019 - 09:43, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Ulusal Baklagil Konseyinin 9. Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti

Ulusal Baklagil Konseyinin 9. Olağan Genel Kurulu AKİB toplantı salonunda gerçekleşti. Genel kurulda yapılan konuşmasına UBK Yönetim kuurlu başkanı Abdullah Özdemir, " Bakliyat sektörünün ciddi sorunları var. Ürün Konseyleri çalışmalarına Bakanlığımızca yeterli önemin verilmiyor. Bakliyat ürünleri ʹspecial cropʹ yani ʹözel ürünʹ statüsünde değerlendirmelidir.Bunun dışıdna açıklanan veriler gerçeği yansıtmamaktadır. Yeni bir veri sisteminin oluşturulmasının ülkemiz tarım politikaları açısından yararlı olacaktır" dedi.

Ulusal Baklagil Konseyinin 9. Olağan Genel Kurulu AKİB toplantı salonunda gerçekleşti. Genel Kurula, Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Ticaret Borsası Meclis Başkanı Şerafettin Memiş, Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (AHBİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan ile genel kurul üyeleri katıldı. Genel kurul başkanlık divanının belirlenmesi ile başladı. Genel kurulun divan başkanlığını Halil İbrahim Ekin yaparken, katip üyeliklerini de Osman Uysal ve İsmail Sarı yaptı.     "Ürün Konseyleri çalışmalarına Bakanlığımızca yeterli önemin verilmiyor"   Genel Kurulun açılış konuşmasını Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, Ürün Konseyleri'nin varlık amacının 'ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapılması' olarak yasada belirtildiğini ifade ederek, "Dolayısıyla, bizler de bu süreçte daha aktif yer almayı umuyorduk.Ve Bakanlığımız ile güçlü bir koordinasyon içerisinde olacağımız beklentisindeydik.   Ancak, gelinen noktada ne yazık ki Bakanlığımıza bağlı çeşitli kurumlar  ve Ticaret Bakanlığımız Ürün Konseyleri'ni önemli bir paydaş olarak çalışmalarına dahil edeceklerini vurgulamalarına karşın Ürün Konseyleri çalışmalarına Bakanlığımızca yeterli önemin verilmediğini görmekteyiz. Ürün konseyleri artık varlık amaçlarına hizmet etmekten uzak, bu haliyle ülke tarımına faydası olamayan, etkisiz örgütlere dönüşmüşlerdir.Oysa, Ürün Konseylerinin verimli hale getirilmesi Bakanlığımıza bağlıdır.Bu yapıldığı taktirde, başta ilgili sektörler olmak üzere, ülkemiz tarımı için önemli kazanımlar sağlanabileceği kanısındayız." dedi.   Öncelikli beklentilerinin, üst düzey katılım ile periyodik toplantılar yapılarak Bakanlık ile Ürün Konseyleri arasındaki bağın güçlendirilmesi olduğunu belirten Özdemir, "Sayın Bakanımızın ilgili tüm ekipleri ile yer alacağı böylesi buluşmalar sorunların teşhisi ve çözüm geliştirilmesi açısından faydalı olacaktır.Aynı zamanda, düzenli görüş alışverişleri, çalıştaylar vb. faaliyetler ile bu sürecin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.Böylece, ürün konseylerinin tarım politikalarında daha aktif rol alan ve sektörü yönlendiren bir yapıya kavuşabileceği kanaatindeyiz." dedi.   " Bakliyat ürünleri ʹspecial cropʹ yani ʹözel ürünʹ  statüsünde değerlendirmelidir"   Özdemir, bakliyatta hem üretim hem de ihracat olarak özellikle 80'li yıllarda sahip olunan günlere dönülmesinin yolunun bütüncül politikalar uygulayabilmelerine bağlı olduğunu belirterek gümrük uygulamaların altını çizdi. Özdemir," 80'li yıllarda 2 milyon ton olan bakliyat üretiminin bugün 1 milyon tona geriledi. Bu üretim rakamını yeniden yakalamak için bütüncül politikalar uygulamamız lazım. Verilen desteklerden gümrük vergisi uygulamasına kadar her bir enstrüman doğru bir şekilde planlanmalı, birbiri ile çelişmemelidir.Böylece üretimin istikrarlı ve kalıcı bir şekilde artmasını sağlamalıyız.Dolayısıyla, bu ürünlerde öncelikle kendi kendimize yetmeyi ve ardından net ihracatçı olmayı hedeflemeliyiz.Türkiye'nin baklagil açığını kapatabilecek reçetey yazabiliriz. Bakanlığımız bakliyat ürünlerini artık normal birer ürün gibi değil de, Kanada’da olduğu gibi ʹspecial cropʹ yani ʹözel ürünʹ  statüsünde değerlendirmelidir. Ancak bu bakış açısıyla sıçrama yaratacak yeni politikalar belirleyip, sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üretebiliriz. " dedi.   "Yeni bir veri sisteminin oluşturulmasının ülkemiz tarım politikaları açısından yararlı olacaktır"   Bakliyatta geleceğe dönük verimli politikalar tasarlanabilmesinin yolunun öncelikle mevcut durumun gerçekçi olarak ortaya konulmasına bağlı olduğunu vurgulayan Özdemir, "Bu doğrultuda dinamik bir veri üretim sisteminin artık elzem hale geldiğini yıllardır vurguluyoruz.Örneğin TÜİK verilerine göre 2018 yılında 630 bin ton nohut, 310 bin ton kırmızı mercimek ve 220 bin ton kuru fasulye üretimi bulunmaktadır. Toplamda ise 1.2 milyon ton bakliyat üretimimiz vardır.Buradan sormak istiyorum. Bu rakamların doğru olduğunu düşünüyor musunuz? Dolayısıyla, TÜİK rakamlarının gerçekleri ne kadar yansıttığı hususunda tereddütler yaşıyoruz. Ne ürettiğimizi ve ne tükettiğimizi doğru bir şekilde ortaya koymayan, mevcut durumu yansıtmaktan uzak rakamlarla yeni politikalar tasarlanması ve uygulanması sağlıksız olmaktadır. Bu nedenle yeni bir veri sisteminin oluşturulmasının ülkemiz tarım politikaları açısından yararlı olacağını düşünüyoruz." dedi.   "Mersin Ticaret Borsası olarak elimizi taşın altına koyduk"   Son 50 yıldır dünyada en fazla üretimi gerçekleştirilen ilk beş ürünün şeker kamışı, patates, buğday, pirinç ve mısırdan oluştuğuna ve dünya genelinde bu ürünlere ve bu ürünlerden elde edilen gıdalara dayalı yerleşmiş bir tüketim alışkanlığı bulunduğunu belirten Özdemir, "Kanada, Amerika ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde bakliyat tüketimi bu süreci kolaylaştıracak şekilde değişmeye başlamıştır.   Bu ülkelerde daha çok konserve, humus, cips, bakliyat unundan ekmek, kek, pasta vb. türev ürünler tercih edilmektedir.   Amerika Bakliyat Konseyi verilerine göre humus için 1990'lı yılların ortalarında 5 milyon dolarlık iç ticaret hacmi bulunmaktaydı. Bu rakam 2018 yılında 1 milyar dolara dayanmıştır.Ülkemizde ise böylesi ürünler yok denecek kadar azdır.Bu alanda çok büyük bir boşluk ve önemli bir potansiyel var.Mersin Ticaret Borsası olarak bakliyat tohumculuğunda olduğu gibi bu konuda da elimizi taşın altına koyduk. Hiçbir kar amacı gütmeden, sektörümüze hizmet amacıyla bu alanda çalışmalarımıza başladık. Böylece sektörümüz için yeni pazar kapıları açmayı hedefliyoruz. "dedi   "Kendi çabamızla aslında Türkiye'de bakliyatı kurtarmaya çalışıyoruz"   Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Arslan da konuşmasında kanundan çok şey beklediklerini, ancak bugün itibariyle hiçbir yere gitmediğini vurgulayarak, " Yurt dışında gittiğimiz yer de bakanlar bize danışıp, "Biz burada bu işi nasıl yaparız Nasıl büyütürüz" gibi akıl isterken maalesef yurt içinde bizim varlığımızdan haberi olmayanlar var. Biz de kendi çabamızla aslında Türkiye'de bakliyatı kurtarmaya çalışıyoruz. Biz bunun nasıl olacağının yöntemlerini de biliyoruz. Sadece irade gerekiyor. Bunun uygulanması gerekiyor.  Mersin Ticaret Borsasının tohumculukla ilgili çok önemli çalışması var. biz bu işi 1 milyon lirayla yapıyoruz. 1 milyon lirayla Türkiye'nin nohut, mercimek ve fasulye problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Bu alanda çalışan kurumların bütçelerinin büyümesi için devletin bu konuya  bir mekanizma kurması lazım. Türkiye'de tohumla ilgili ciddi sorunlarımız var. Bunun yöntemleri de belli, nasıl çözüleceğini herkes biliyor. Bir belgesel hazırlıyoruz. Bilim adaylarıyla röportajlar yaptık. Bakliyat Türkiye'de doğdu. Dünyaya nasıl ve ne zaman yayıldı diye. Şubat ayında Dubai'de bunun lansmanını yapacağız. En azından tarihte yerimiz belli olsun diye.  " dedi.   Konuşmaların ardından Yönetim kurulu faaliyet raporları okundu. Bilanço ve Gelir- Gider hesapları görüşüldü. Denetleme kurulu raporu da okunarak yönetim kurulu ve denetleme kurulu raporları ibra edildi.   Dilek ve temennilerin ardından Dr. Dürdane Mart, Yemeklik Tane Baklagiller konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Yemeklik Tane Baklagillerin gelişmekte olan ülkelerin beslenme sorunlarının çözümünde önemli yer tuttuğunu belirtti ve Türkiye'de yetişen çeşitlerini tanıttı.   Son olarak Dr. O.Sedat Subaşı ve Dr. Osman Uysal "Baklagiller Sektör Politika Belgesi" konulu bir sunum gerçekleştirdiler. Sunumunda Dünya ve Türkiye'deki baklagil sektörünün temel göstergelerini anlatıldı. Bunun dışında üretim yapısı, maliyet değerlendirmesi, pazarlama yapısı ile kamu ve STK'ların rolünü içeren mevcut yapıyı ve ardından da sorun alanları ile 2019-2023 dönemi projeksiyonları konuları paylaşıldı..
Ulusal Baklagil Konseyinin 9. Olağan Genel Kurulu AKİB toplantı salonunda gerçekleşti. Genel kurulda yapılan konuşmasına UBK Yönetim kuurlu başkanı Abdullah Özdemir, " Bakliyat sektörünün ciddi sorunları var. Ürün Konseyleri çalışmalarına Bakanlığımızca yeterli önemin verilmiyor. Bakliyat ürünleri ʹspecial cropʹ yani ʹözel ürünʹ statüsünde değerlendirmelidir.Bunun dışıdna açıklanan veriler gerçeği yansıtmamaktadır. Yeni bir veri sisteminin oluşturulmasının ülkemiz tarım politikaları açısından yararlı olacaktır" dedi.

Ulusal Baklagil Konseyinin 9. Olağan Genel Kurulu AKİB toplantı salonunda gerçekleşti. Genel Kurula, Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Ticaret Borsası Meclis Başkanı Şerafettin Memiş, Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (AHBİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan ile genel kurul üyeleri katıldı.

Genel kurul başkanlık divanının belirlenmesi ile başladı. Genel kurulun divan başkanlığını Halil İbrahim Ekin yaparken, katip üyeliklerini de Osman Uysal ve İsmail Sarı yaptı.

 

 

"Ürün Konseyleri çalışmalarına Bakanlığımızca yeterli önemin verilmiyor"

 

Genel Kurulun açılış konuşmasını Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, Ürün Konseyleri'nin varlık amacının 'ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapılması' olarak yasada belirtildiğini ifade ederek, "Dolayısıyla, bizler de bu süreçte daha aktif yer almayı umuyorduk.Ve Bakanlığımız ile güçlü bir koordinasyon içerisinde olacağımız beklentisindeydik.

 

Ancak, gelinen noktada ne yazık ki Bakanlığımıza bağlı çeşitli kurumlar  ve Ticaret Bakanlığımız Ürün Konseyleri'ni önemli bir paydaş olarak çalışmalarına dahil edeceklerini vurgulamalarına karşın Ürün Konseyleri çalışmalarına Bakanlığımızca yeterli önemin verilmediğini görmekteyiz. Ürün konseyleri artık varlık amaçlarına hizmet etmekten uzak, bu haliyle ülke tarımına faydası olamayan, etkisiz örgütlere dönüşmüşlerdir.Oysa, Ürün Konseylerinin verimli hale getirilmesi Bakanlığımıza bağlıdır.Bu yapıldığı taktirde, başta ilgili sektörler olmak üzere, ülkemiz tarımı için önemli kazanımlar sağlanabileceği kanısındayız." dedi.

 

Öncelikli beklentilerinin, üst düzey katılım ile periyodik toplantılar yapılarak Bakanlık ile Ürün Konseyleri arasındaki bağın güçlendirilmesi olduğunu belirten Özdemir, "Sayın Bakanımızın ilgili tüm ekipleri ile yer alacağı böylesi buluşmalar sorunların teşhisi ve çözüm geliştirilmesi açısından faydalı olacaktır.Aynı zamanda, düzenli görüş alışverişleri, çalıştaylar vb. faaliyetler ile bu sürecin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.Böylece, ürün konseylerinin tarım politikalarında daha aktif rol alan ve sektörü yönlendiren bir yapıya kavuşabileceği kanaatindeyiz." dedi.

 

" Bakliyat ürünleri ʹspecial cropʹ yani ʹözel ürünʹ  statüsünde değerlendirmelidir"

 

Özdemir, bakliyatta hem üretim hem de ihracat olarak özellikle 80'li yıllarda sahip olunan günlere dönülmesinin yolunun bütüncül politikalar uygulayabilmelerine bağlı olduğunu belirterek gümrük uygulamaların altını çizdi.

Özdemir," 80'li yıllarda 2 milyon ton olan bakliyat üretiminin bugün 1 milyon tona geriledi. Bu üretim rakamını yeniden yakalamak için bütüncül politikalar uygulamamız lazım. Verilen desteklerden gümrük vergisi uygulamasına kadar her bir enstrüman doğru bir şekilde planlanmalı, birbiri ile çelişmemelidir.Böylece üretimin istikrarlı ve kalıcı bir şekilde artmasını sağlamalıyız.Dolayısıyla, bu ürünlerde öncelikle kendi kendimize yetmeyi ve ardından net ihracatçı olmayı hedeflemeliyiz.Türkiye'nin baklagil açığını kapatabilecek reçetey yazabiliriz.

Bakanlığımız bakliyat ürünlerini artık normal birer ürün gibi değil de, Kanada’da olduğu gibi ʹspecial cropʹ yani ʹözel ürünʹ  statüsünde değerlendirmelidir. Ancak bu bakış açısıyla sıçrama yaratacak yeni politikalar belirleyip, sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üretebiliriz. " dedi.

 

"Yeni bir veri sisteminin oluşturulmasının ülkemiz tarım politikaları açısından yararlı olacaktır"

 

Bakliyatta geleceğe dönük verimli politikalar tasarlanabilmesinin yolunun öncelikle mevcut durumun gerçekçi olarak ortaya konulmasına bağlı olduğunu vurgulayan Özdemir, "Bu doğrultuda dinamik bir veri üretim sisteminin artık elzem hale geldiğini yıllardır vurguluyoruz.Örneğin TÜİK verilerine göre 2018 yılında 630 bin ton nohut, 310 bin ton kırmızı mercimek ve 220 bin ton kuru fasulye üretimi bulunmaktadır. Toplamda ise 1.2 milyon ton bakliyat üretimimiz vardır.Buradan sormak istiyorum.

Bu rakamların doğru olduğunu düşünüyor musunuz? Dolayısıyla, TÜİK rakamlarının gerçekleri ne kadar yansıttığı hususunda tereddütler yaşıyoruz. Ne ürettiğimizi ve ne tükettiğimizi doğru bir şekilde ortaya koymayan, mevcut durumu yansıtmaktan uzak rakamlarla yeni politikalar tasarlanması ve uygulanması sağlıksız olmaktadır.

Bu nedenle yeni bir veri sisteminin oluşturulmasının ülkemiz tarım politikaları açısından yararlı olacağını düşünüyoruz." dedi.

 

"Mersin Ticaret Borsası olarak elimizi taşın altına koyduk"

 

Son 50 yıldır dünyada en fazla üretimi gerçekleştirilen ilk beş ürünün şeker kamışı, patates, buğday, pirinç ve mısırdan oluştuğuna ve dünya genelinde bu ürünlere ve bu ürünlerden elde edilen gıdalara dayalı yerleşmiş bir tüketim alışkanlığı bulunduğunu belirten Özdemir, "Kanada, Amerika ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde bakliyat tüketimi bu süreci kolaylaştıracak şekilde değişmeye başlamıştır.

 

Bu ülkelerde daha çok konserve, humus, cips, bakliyat unundan ekmek, kek, pasta vb. türev ürünler tercih edilmektedir.

 

Amerika Bakliyat Konseyi verilerine göre humus için 1990'lı yılların ortalarında 5 milyon dolarlık iç ticaret hacmi bulunmaktaydı. Bu rakam 2018 yılında 1 milyar dolara dayanmıştır.Ülkemizde ise böylesi ürünler yok denecek kadar azdır.Bu alanda çok büyük bir boşluk ve önemli bir potansiyel var.Mersin Ticaret Borsası olarak bakliyat tohumculuğunda olduğu gibi bu konuda da elimizi taşın altına koyduk. Hiçbir kar amacı gütmeden, sektörümüze hizmet amacıyla bu alanda çalışmalarımıza başladık. Böylece sektörümüz için yeni pazar kapıları açmayı hedefliyoruz. "dedi

 

"Kendi çabamızla aslında Türkiye'de bakliyatı kurtarmaya çalışıyoruz"

 

Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Arslan da konuşmasında kanundan çok şey beklediklerini, ancak bugün itibariyle hiçbir yere gitmediğini vurgulayarak, " Yurt dışında gittiğimiz yer de bakanlar bize danışıp, "Biz burada bu işi nasıl yaparız Nasıl büyütürüz" gibi akıl isterken maalesef yurt içinde bizim varlığımızdan haberi olmayanlar var. Biz de kendi çabamızla aslında Türkiye'de bakliyatı kurtarmaya çalışıyoruz. Biz bunun nasıl olacağının yöntemlerini de biliyoruz. Sadece irade gerekiyor. Bunun uygulanması gerekiyor.  Mersin Ticaret Borsasının tohumculukla ilgili çok önemli çalışması var. biz bu işi 1 milyon lirayla yapıyoruz. 1 milyon lirayla Türkiye'nin nohut, mercimek ve fasulye problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Bu alanda çalışan kurumların bütçelerinin büyümesi için devletin bu konuya  bir mekanizma kurması lazım. Türkiye'de tohumla ilgili ciddi sorunlarımız var. Bunun yöntemleri de belli, nasıl çözüleceğini herkes biliyor. Bir belgesel hazırlıyoruz. Bilim adaylarıyla röportajlar yaptık. Bakliyat Türkiye'de doğdu. Dünyaya nasıl ve ne zaman yayıldı diye. Şubat ayında Dubai'de bunun lansmanını yapacağız. En azından tarihte yerimiz belli olsun diye.  " dedi.

 

Konuşmaların ardından Yönetim kurulu faaliyet raporları okundu. Bilanço ve Gelir- Gider hesapları görüşüldü. Denetleme kurulu raporu da okunarak yönetim kurulu ve denetleme kurulu raporları ibra edildi.

 

Dilek ve temennilerin ardından Dr. Dürdane Mart, Yemeklik Tane Baklagiller konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Yemeklik Tane Baklagillerin gelişmekte olan ülkelerin beslenme sorunlarının çözümünde önemli yer tuttuğunu belirtti ve Türkiye'de yetişen çeşitlerini tanıttı.

 

Son olarak Dr. O.Sedat Subaşı ve Dr. Osman Uysal "Baklagiller Sektör Politika Belgesi" konulu bir sunum gerçekleştirdiler. Sunumunda Dünya ve Türkiye'deki baklagil sektörünün temel göstergelerini anlatıldı. Bunun dışında üretim yapısı, maliyet değerlendirmesi, pazarlama yapısı ile kamu ve STK'ların rolünü içeren mevcut yapıyı ve ardından da sorun alanları ile 2019-2023 dönemi projeksiyonları konuları paylaşıldı..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.