Brezilya demokrasisinin Lula ve Bolsonaro deneyleri...
Örgütlü işçi sınıfının öncülüğünde ezilen kesimlerin desteğini alan Lula 2002’ de Brezilya Başkanı seçildiğinde ülke demokratik açıdan nefes almış, eski baskıcı dönemlere asla dönülmeyeceği umudu yeşermişti…
Ancak kazandıkları statülerini kaybetmek istemeyen yargının ağırlıkta olduğu elitlerden oluşan oligarşik yapı, Lula’ yı iktidardan uzaklaştırmak, eski ‘güzel’ günlere dönmek sürekli arayışlar içinde oldu.
2010’ da yerini yine kendisi gibi sendikacı kimliğiyle sol mücadelenin önemli isimlerinden Dilma Rousseff bıraktıktan sonra da sağcı cephenin ve adalet dağıtmaktan çok sermaye bekçiliği görevini üstlenen yargıçların hedefindeki en önemli isimdi…
2016’ da önce sağın çoğunluğa sahip olduğu Parlamento’ dan Rousseff’ i petrol şirketi Petrobas ile ilgili yolsuzluk iddialarıyla suçlanıp Yüksek Mahkeme’ nin önüne çıkardıklarında asıl amaç yeniden Devlet Başkanlığına dönme şansı neredeyse kesin olan Lula’ nın önünü kesmekti…
2017’ de bunu da başardılar…
Eşinin aldığı bir konuttan yola çıkarak yolsuzluk, kara para ve rüşvet suçlamalarıyla Lula’ yı 12 yıl hapse mahkum edecek senaryo yazıldı, oyunu sahneye koyacak hakim konusunda da sıkıntı çekilmedi..
Amaç Lula’ nın 2018’ de yapılacak Başkanlık seçimlerine girmesini engellemek olunca Lula hem hapse koyuldu hem de hakkında siyasi yasak kararı çıkarıldı…
İlginçtir, Silva'ya mahkumiyet kararı vererek 2018 Brezilya genel seçimleri'nde siyasi yasaklı olmasına sebep olan hakim Sergio Moro, o yıl yapılan ve dikensiz gül bahçesi haline getirilen seçimlerde Başkan olan Bolsonaro'nun kabinesinde Adalet ve Kamu Güvenliği bakanı olarak yer aldı.
Açlık sınırı altında yaşayan 20 milyon Brezilya’ lıyı yoksulluktan kurtaran ekonomi politikalarını hayata sokan Lula, demokratik ülkelerin gülüp geçtiği iddialarla 590 gün cezaevinde kalırken yerel mahkemelerde işlemeyen hukuka Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi müdahale etti..
O müdahalenin etkisiyle Kasım 2019'da Yüksek Federal Mahkeme, temyizde bekleyen hapis cezalarının hukuka aykırı olduğuna karar verdi, böylece Lula cezaevinden serbest bırakıldı.
Mart 2021'de Federal Mahkeme, Silva'nın yargılanmasının yargı yetkisi bulunmayan bir yerel mahkeme tarafından yapıldığına hükmederek verilen cezaları kaldırarak Silva’ nın aday olmasının önünü açmakla kalmadı. Lula’ ya kurulan tuzağı tezgâhlayan Sergio Moro'nun önyargılı yargılama yaptığına karar vererek Moro'nun Silva hakkındaki tüm suçlamalarını iptal etti.
Sermayenin temsilcisi Bolsonaro 2018’ de Başkan seçilirken asıl desteği yoluna çıkacak tüm engelleri yargı sopasıyla temizleyen bu kirli düzen ve savunucularından alırken bugün Lula’ nın yeniden başkan olmasının önünü açan da artık sürdürülemez gördükleri tezgahı şimdilik sergilemeyi erteleyen aynı yapı gücünü korumayı sürdürüyor…
Lula'nın mücadelesi, sadece oligarşinin vurucu gücü yargıyı değil, bugün kendisini demokratik kurum olarak pazarlamaya kalkan medya tekelini de geriletmiş gibi görünüyor ancak Brezilya’ da Lula’ ya yaşatılanlara tanıklık edenler için esmeye başlayan ılımlı rüzgârlar tedirginliği de barındırmıyor değil…
20 yıl süren askeri diktatörlüğün kalıcı etkileri o kadar ağır ki, kesintilere uğrasa da, 15 yıllık Lula- Rousseff sol iktidar dönemi kurulan oligarşinin izlerini silmeye yetmedi…
Askeri cunta dönemini öven ve baskıcı uygulamalarla faşistlere özenen Bolsonaro seçimle geldiği koltuğu kaybetme olasılığını daha birkaç ay önce “beni buradan Allah'tan başkası kaldıramaz” tepkisiyle karşılıyordu…
Bolsonaro sadece iplerini elinde tuttuğuna inandığı yargıçlara değil baskıcı rejimin silahlı nöbetçiliğine soyunan güvenlik güçlerinin de ‘günü geldiğinde’ gereğini yerine getireceklerinden şüphe duymuyordu…
Brezilya topraklarının asıl sahibi yerliler konusunda ‘bunların üreyip ileride çoğunluğu sağlamamaları için gerekli önlemler alınmalı, gerekirse kısırlaştırma programları uygulanmalı’ diyecek kadar insanlıktan çıkmış bir faşist oturduğu koltuğa öylesine çöreklenmişti ki, son seçimde sandığa giden çoğu insan dört yıllık kâbusun biteceğinden, halkın iradesine ‘karar vericilerin’ saygı duyup duymayacağından emin değildi…
Belli ki ve en azından şimdilik ülkenin ‘derin’ yapısı sürdürülemez gördüğü Bolsonaro defterini kapatmış olmalı ki, ‘Saraydan ancak ölüm çıkar’ diyen ‘kafa’ üstelik tahminlerin aksine az farkla kaybettiği yarışın ardından soluğu ABD’ de aldı…
Birkaç ay önceki mitingde "önümde üç seçenek var: tutuklanmak, öldürülmek ya da zafer" diyecek kadar ileri giden biri belli ki kendisine sakladığı ‘D şıkkını’ değerlendirmeyi seçti..
Kendisi kaçmaya kaçtı ama temsil ettiği ruh Brezilya üzerinde dolaşmaya devam ediyor…
Öyle olmasa, Lula’ nın yönetimi teslim almasının hemen ardından binlerce Vandal Parlamento Binası ile Yüksek Mahkemeyi işgal girişiminde bulunabilir miydi?
Belli ki, Lula hayli hassas ve tüm dengeleri gözetmek zorunda kalacağı bir yola çıkıyor…
ABD’ de Trump yerine Biden’ in yönetimde olması gibi dış etmenlerin olumlu ağırlığı olmasa işi daha baştan hayli zor olabilirdi, neyse ki Brezilya zenginliklerini yeterince sömüren küresel büyük sermaye de hesaplarını şimdilik ertelemiş görünüyor…
Sadece o da değil…
Düne kadar Lula ve politikalarına acımasızca saldıran ve gücünü finans kapital kesimden alan ülkenin en etkili medya grupları da şimdilik Lula ile uzlaşma yönünde adımlar atıyor…
Örneğin, yıllardır Lula'yı şeytanlaştırarak onu sürekli hapishane üniformasıyla resmeden Brezilya’ nın en büyük medya tekeli Globo son Vandal kalkışmasını ‘faşist darbe girişimi’ olarak tanımlama dilini kullanıyor…
Dış konjonktür Lula’ ya eskisine oranla daha fazla hareket olanağı sağlıyor…
Bu sayede geçmiş Başkanlık döneminde başlayıp Bolsonaro ile kesintiye uğrayan bazı adımları atacak:
Örneğin Amazon'u ormancılık endüstrisinden kurtarmak, yoksullara ve hastalara yardım etmek ve yerliler için bazı anayasal korumalar sağlamak ilk akla gelen ve oligarşinin kendisine doğrudan dokunmadıkça fazla tepki göstermeyeceği adımlar…
Ama Lula asıl sınavı kendisini dramatik parodilerle zindana koyan acımasız Adalet sistemini değiştirecek adımları atmaya çalışırken verecek…
Brezilya yeni ve demokratik açıdan hayli kritik bir dönemin eşiğinde…
Hep birlikte izleyeceğiz Lula’ nın bu son yolculuğunu ve dünya sahnesinde Brezilya’ yı taşıyacağı yeni yeri…
Abdullah Ayan