Cumhuriyetimizin 101. Yıl Dönümü Mersin’de Coşkuyla Kutlandı
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasının akabinde Şanlı Bayrağımızın göndere çekilmesiyle başlayan tören programda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama mesajı okundu.
Vali Pehlivan, günün anlam ve önemine yönelik yaptığı konuşmasında; “Cumhuriyetimiz 101 yaşında! Kuruluşunun birinci asrını tamamlamış olmanın milletçe gururunu, ikinci asrına erişmiş olmanın haklı sevincini ve heyecanını taşıdığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Necip Milletimiz, kazandığı şanlı zaferlerle, sahip olduğu kültür ve medeniyet değerleriyle dünya tarihine yön vermiş bir millettir. Bağımsızlığından hiçbir hal ve şartta ödün vermemiş, vatanına, birlik ve bütünlüğüne göz dikenin karşısında iman dolu göğsünü siper etmiştir. Cesaret ve kararlılıkla, önüne çıkan engelleri, zorlukları bertaraf ederek tarihe damga vuran devletler kurmuştur. Bu devletlerin en sonuncusu, dünya durdukça var olacağına inancımız tam olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizdir. “Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır!" anlayışıyla milli mücadeleyi başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, binlerce yıllık köklü devlet geleneğine sahip milletimizin topyekun bir şekilde, canı pahasına ortaya koyduğu mücadeleler neticesinde kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Cumhuriyetimizin 101. yıldönümünü kutlamanın haklı sevincini yaşarken; vatanımızın, milletimizin, bayrağımızın, devletimizin, milli ve manevi değerlerimizin, kardeşliğimizin en kıymetli hazinemiz olduğunu bir kere daha idrak etmekte, yüreklerimizde derinden hissetmekteyiz. Milletimizin iradesine zincir vurulamayacağının, kendi varlığı ve geleceği üzerinde hiçbir harici gücün söz sahibi olamayacağının, kutsal vatan topraklarımıza namahrem elin değdirilmeyeceğinin teminatı; ülkemizin istiklali ve istikbali için canını feda eden aziz Şehitlerimizdir, Gazilerimizdir, kahraman vatan evlatlarımızdır. Vatan aşığı bu evlatlar, şanlı bayrağımızı her daim en yukarda tutmak suretiyle nesilden nesile taşımıştır. Bu anlayışla özgürlük ve bağımsızlık tutkusu zihinlerimize, gönüllerimize nakşedilmiştir. Milli mücadelenin sayısız kahramanları vardır. Eşiyle beraber Kuvayı Milliye güçlerine katılarak düşman kuvvetleriyle çarpışan, yiğitliğiyle silah arkadaşlarına cesaret veren ve henüz 22 yaşındayken Şehit olan Makbule Hanım’ların, düşmana geçit vermeyen Mersin Gözneli Gök Mehmetlerin, yüzlerce kiloluk top mermilerini sırtında taşıyan Seyit Çavuşların, Çanakkale’de, İstiklal Harbinde cepheye koşan ecdadımızın sahip olduğu aynı ruhla, aynı inançla, aynı azimle, aynı kararlılıkla yurdumuzun dört bir tarafında, sınır boylarında, mavi vatanda, gök vatanda, bayrağımızın gölgesinin düştüğü yurdumuzun her bir karışında kahramanlarımız bugün de nöbettedir, bugün de ülkemizi her türlü tehdide karşı korumak için canla başla mücadeleye devam etmektedir. Kurtuluş Savaşı Mücadelesi, topyekun bir şekilde verilmiştir. Milli şairimizin ‘‘Sahipsiz olan memleketin batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır’’ dizelerinde ifade ettiği gibi erkek, kadın hep birlikte ortak bir mücadele vermiş, vatana sahip çıkmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında kayıtlara geçmiş olan çok anlamlı örnekler vardır. Kadınlarımızın bu mücadeleye ortak olduğunu gösteren pek çok anekdot bulunmaktadır. Kastamonu'da 10 Aralık 1919 tarihinde 3 binden fazla kadının katılımıyla tarihteki ilk Türk kadın mitingi olarak kabul edilen mitingde Zekiye Hanım;
‘‘Daha bir sene evvel kırmızı rengiyle başımızda dalgalanan ulu sancağımız görüyorsunuz ki siyahlara, matemlere büründü. Evlatlarımızın kardeşlerimizin kanıyla suladığımız, yurtlarımızın işgaline kardeşlerimizin felaketine susacak mıyız?
Hayır Hanımefendiler! Mağlubuz, silahımız yok fakat göğsümüzde imanımız var.
Evlatlarımızın kanlarına, kendi kanımızı karıştırarak erkeklerle birlikte aynı safta devletimiz, değerlerimiz istiklalimiz için ölecek, haksızlıklara, zalimlere tarihin lanetlerini terk ederek şehâmetle öleceğiz’’ ifadelerini kullanarak milletimizin azim, inanç ve kararlılığını dile getirmiştir. Mitingden sonra kahraman Türk kadınının, İtalyan konsolosluğuna çektikleri protesto telgrafında ‘Türk milletinin kadınlı, erkekli, savaşlarda can vermekte asla düşünmeyeceği,tereddüt etmeyeceği, eğer silah ve cephanelerinin bulunmadığına ümit bağlanıyorsa düşmanlarını tırnakları ile boğacaklarını, gerekirse toprağın üstünde şerefsiz yaşamaktansa toprağın altında kahramanca yatmayı bileceklerini’ belirterek necip Milletimizin istiklal ve istikbali konusunda ne kadar cesaretli ve kararlı olduğunu açıkta ortaya koymuştur. Kahramanmaraş'ta 27 Kasım 1919’da Ulu Cami'de görev yapan Rıdvan Hoca Perşembe günü Maraş Kalesi'ne Fransız bayrağı çekildiğini gördüğünde ‘‘Hür olmayan bir milletin cuma namazı kılması caiz değildir. Vatan bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz’’ ifadelerinden hareketle toplanan Maraş halkı ile Türk bayrağı tekrar göndere çekilmiştir. Ecdadımız; kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla mücadele de topyekun bir anlayışla göğsünü siper ederek devletimizi kurmuş, memleketimizi bugünlere getirmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin ilanından sonra muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmayı hedef olarak göstermiş; “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz!” demiştir. Binlerce yıllık tarihi geçmişe, köklü ve güçlü devlet yapısına sahip olan Türk Milletinin mensupları; Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmak suretiyle ülkemizi; her geçen gün daha ileri seviyelere, daha güçlü, daha müreffeh yarınlara taşımak için, eğitimden, bilimden teknolojiye, ticaretten sanayiye, tarımdan turizme, gençlik spordan sanata, savunma sanayisinden uzay çalışmalarına kadar her alanda yaptığı başarılı çalışmalarla devletimizi, dünya devletlerinin üstüne çıkarma hedefi doğrultusunda Cumhuriyetimizin ikinci asrının Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle Türkiye Yüzyılı olması için durmadan, yorulmadan çalışmaya devam etmektedir, devam edecektir.
Bu yolda ilerlememizi, gelişmemizi, üretmemizi, ileri teknolojiye sahip olmamızı engellemeye; birliğimizi, beraberliğimizi, bütünlüğümüzü bozmaya niyeti ve teşebbüsü olan hiçbir şer odağı, hiç bir terör örgütü bu kirli emellerini gerçekleştirmeyi başaramamıştır, asla ve kat'a başaramayacaktır!
Türkiye’mizin yükselişini önleyemeyecektir!
Ülkemizi durduramayacak, yolundan döndüremeyecektir!
Tarih boyunca olduğu gibi milletimiz el ele, omuz omuza verecek, her geçen gün birbirine daha fazla kenetlenecektir. Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti’miz ilelebet payidar kalacaktır. Geçtiğimiz hafta Savunma Sanayimizin göz bebeği kuruluşlarından birisi olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ)'a alçakça, menfur bir terör eylemi gerçekleştirildi. Şehitlerimize Allah’dan rahmet diliyorum. Bu menfur eylemin hemen ardından Savunma Sanayi çalışanlarının; ‘‘Hainlere inat daha çok çalışacağız. Daha çok üreteceğiz’’ sözleri bizlere Milli Mücadele yıllarını, verilen mücadeleleri hatırlattı.
‘Korkma’ diyerek başlayan
‘‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’’ mısraları ile Milli mücadele yıllarını özetleyen veciz bir şekilde ortaya koyan İstiklal Marşı'mızı hatırlattı.
Gene İstiklal Marşımızdaki,
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar? dizelerini hatırlattı.
Bu canavarlara karşı mücadelemiz bugün de devam etmektedir. Yeri geldiğinde kanımızın son damlasına kadar mücadeleye, devletimizi, ülkemizi payidar kılmak için terimizin son damlasına kadar çalışmaya devam edeceğiz, ülkemizi daha güçlü daha müreffeh yarınlara taşıyacağız. Ülkemiz,Devletimiz Ulu Bir Çınar.
Binlerce yıllık, köklü geçmişe sahip olan bu ulu çınarı göğe yükseltmeye hep birlikte inşallah gençlerimizle bugünün ve geleceğin nesilleriyle birlikte devam edeceğiz. Şer odakları ve terör örgütleri dalımızı kopartmaya çalışabilir. Dalımızı, yaprağımızı kopartabilir ama bu çınarın gövdesine asla zarar veremez, asla zarar veremeyecektir. Budandıkça daha da yeşerecek, gökyüzüne doğru boylanarak yükselecektir. Bugün Mersin Cumhuriyet Meydanı'nda Cumhuriyet Bayramımız vesilesiyle birliğimizi beraberliğimizi bir kere pekiştiriyor ve haykırıyoruz;
Vatanımız Bir,
Milletimiz Bir,
Bayrağımız Bir.
Devletimiz Bir’’
Biriz,beraberiz, birlik beraberlik içerisinde bu değerlerimizi hep birlikte korumaya yeminliyiz. Çünkü aziz Şehitlerimize, Gazilerimize, ecdadımıza ve gelecek nesillere borcumuz var. Biz bu memleketi atalarımızdan, ecdadımızdan miras aldık. İnşallah en güçlü şekil gelecek nesillere teslim edeceğiz. Hiçbir şüphemiz yoktur ki, gözümüzün nuru, gurur kaynağı gençlerimiz bayrağımızı en yukarıda tutmaya devam edecektir.
Memleketine, milletine hizmet edecek ve bir sonraki nesile onlar da güçlü bir şekilde bu devleti, bu cumhuriyeti, bu memleketi teslim edecektir. Mersin'imiz birçok alanda olduğu gibi özellikle eğitim ve teknoloji projeleri ile de ön plandadır. “Terimizin son damlasına kadar çalışacağız” anlayışı doğrultusunda gayretle çalışmaktadır. Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali olan TEKNOFEST’e Mersin olarak 164.276 bilim ve teknoloji projesiyle, en çok proje sunan İl sıfatıyla katıldık. Ben, Mersinli gençlerimize, öğretmenlerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Gençlerimiz göğsümüzü kabartıyorlar, yüzümüzü güldürüyorlar. Proje üreten sevgili gençlerimizi ve onları yetiştiren öğretmenlerimizi, ailelerimizi yürekten kutluyor, yürekten alkışlıyorum. Onlarla gurur duyuyoruz. Bilimde, teknolojide mesafe aldıkça, her alanda iyiliklerde yarıştıkça inşallah ülkemiz çok çok daha güçlenecektir. Mersinli gençlerimiz bu sürece katkı sunuyor, katkı sunmaya da devam edecektir. Bu duygularla Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yıl dönümünü 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızı bir kere daha canı gönülden, içten en iyi dileklerimle kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Milli Mücadele kahramanlarımızı, Şehitlerimizi, Gazilerimizi, Aziz ecdadımızı saygıyla, rahmetle, minnetle yad ediyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun“ dedi. Günün anlam ve önemine dair konuşmalar ve şiirlerin okunmasıyla devam eden kutlama programı; Jandarma Komutanlığı’na bağlı birliklerin Tüfekli Hareketler ve Zeybek gösterileri, Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Halk Eğitim Müdürlüğü Ekibinin gösterisi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan gençlerin taekwondo gösterileri ve bando gösterilerinin ardından yapılan resmi geçit töreni ile sona erdi. Mersin İlimizde Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen kutlama törenine; Mersin Milletvekilleri,Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, Cumhuriyet Başsavcısı, Rektörler, Vali Yardımcıları, Kaymakamlar, KKTC Konsolosu, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı, Belediye Başkanları, kurum amirleri ve kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, Şehit ailelerimiz, Gazilerimiz, öğrencilerimiz ve çok sayıda vatandaşımız katıldı.