Gözne’ nin yüzyıl öncesine uzanan yol hikâyesi…
Önceki makalede Cumhuriyetin Mersin’ deki ilk icraatlarından biri olan Gözne yolunun İl Özel İdaresi kaynaklarıyla 1929’ da yapıldığını ve hizmete açılması şerefine düzenlenecek törenle, aynı akşam yapılacak balo hazırlıklarına değinmiştim.
İki kez ertelenen yolun hizmete açılışı 12 Eylül 1929 Perşembe günü dönemin Mersin Valisi Ali Rıza* Bey’ in de katıldığı törenle gerçekleştirilir…
Mersin Gözne yolu ‘resmi küşadı’ haberi 16 Eylül 1929 günkü Yeni Mersin Gazetesinde ‘küşat çok samimi merasimle yapıldı’ başlığıyla manşette yer alır.
Alt başlıkta ise “Uzun zamandan beri müteaddit defalar, teşekkür edildiği halde hitam bulamayan gözle yolunun İkmal edilmiş olduğunu ve Perşembe günü resmi küşadının yapıldığını ve resmi küşatta birçok zevatın hazır bulunduğunu yazmış idik resmi küşatta vali bey tarafından ihraç edilen hitabeyi berveçhi zir dercediyoruz. (tümüyle yayınlıyoruz).
Bu hitabede diğer yollarımız için de kıymetli vaatler bulunduğunu görmekle memnunuz..” dendikten sonra, aşağıdaki Vali Ali Rıza beyin hitabesine yer verilir.
“Aziz ve muhterem hanımlar beyefendiler, davetimize icabet ve buraya kadar ihtiyar buyurulan zahmetten dolayı cümlenize arzı teşekkür ederim.
Malumunuz olduğu veçhile vilayetimiz iki büyük kısma ayrılmaktadır.
Birincisi Akdeniz'e muvazi olarak imtidat eden (paralel uzanan) Altınova, ikincisi de Toros eteklerini teşkil eden dağlardır.
Ovalarımız servet, dağlarımız sıhhat kaynağıdır.
Maalesef şimdiye kadar bu servet ve sıhhat kaynakları arasında bir rabıta vücuda getirilemediği için, asırlardan beri Mersin ve o köylerimiz boğucu bir sıcağın tazyikine ve dağ köylerimizde öküz arabasından bile mahrum kalarak deve ayağına ve acı bir fakrü sefalete mahkûm kalmışlardır.
Açılan yolu gördünüz. Alelade bir tesviye-i turabiyeden (toprağın düzeltilmesi) ibaret olan bu küçük işin yapılması da bütün hayırlı işlerimiz gibi Cumhuriyet devrine nasip olmuştur.
Bu yol vilayetimizin iki büyük kısmını yekdiğerine bağlayan ilk damardır.
Halkımızın gayret ve himmetiyle müteakip senelerde aynı merasimi Namrun Fındıkpınarı Arslan köyünde de tekrar tesit edeceğimize şüphe yoktur.
Bu vesile ile vilayet başmühendisi Behzat Bey'in, güzergâhı büyük bir isabetle tayin eden mühendis Hurşit Bey'in, bu işi az zamanda başa çıkarmak için gece gündüz vazife başından ayrılmayan Fen memuru Şevki Bey'in ve bütün muvaffakiyetlerimizin en kudretli ve feragatkâr amili olan büyük Türk köylüsünün mesaisini takdir ve şükranla yâd eder ve huzurunuzda kendilerine teşekkür etmeyi Vilâyet için çok şerefli bir vazife telakki ederim.
Memleketin mühim bir ihtiyacına tekabül eden bu yola karşı kadirşinas Mersin halkının gösterdiği alakaya ayrıca teşekkür eder ve cümlenizi hürmetle selamlarım.”
Açılışın ardından misafirlere ikramlarla başlayıp aynı gece düzenlenen baloya ilişkin yine Yeni Mersin gazetesinde; dönemi, ruhu iklimi hatta dinamikleriyle yansıtması bakımından çok ilginç, ilginç olduğu kadar da gözümüzde canlandıran oldukça teferruatlı ‘Gözne Balosu Notları’ başlıklı bir bölüm yer alır.
Ateş Böceği rumuzuyla kaleme alınan o gözlemleri okuduğunuzda Cumhuriyet Türkiye’ sinin bir başka yüzünü bir sonraki makalede ilgiyle okuyacağınıza eminim…
*1927-1930 yılları arasında Mersin Valiliği yapan Ali Rıza Bey, soyadı kanunun yürürlüğe girmesiyle Ceylan soyadını alacaktır.(Mersin Valiliği başta olmak üzere pek çok kaynakta soyadı Okay olarak geçse de Ali Rıza Ceylan, Bolu ve Bilecik Valiliklerinde bulunan Ali Rıza Oksay ile karıştırılmaktadır. Valilik internet sitesinde de bunun düzeltilmesi yerinde olacaktır..
Ali Rıza Ceylan, 1878’ de Maraş’ ta doğmuş, Elbistan Rüştiyesinden mezun olduktan sonra devam ettiği Halep İdadisini (lise) pekiyi derece ile tamamladıktan sonra Temmuz 1903’te Mülkiye’den mezun olmuştur.
8 Eylül 1903’te tayin edildiği Halep Vilayeti ve 14 Haziran 1904’te nakledildiği Maraş Sancağı Maiyet Memurluğu ardından kaymakamlığa terfi etmiş, 1907’de Gevar, 1908’de Gevaş, 1909’da Erciş, 1912’de 2. defa Gevaş, 1912’de Şemdinan, 1913’te 2. defa Erciş kazaları kaymakamlığı görevlerinde bulunur.
4 Mayıs 1915’te Van, 29 Ekim 1915’te Bitlis Vilayetleri Mektupçuluklarına (Vilayet yazı işleri Müdürlüğü) tayin edilir.
Bitlis Mektupçusu iken I. Cihan Harbi içinde Çarlık Rusya Ordularının Bitlis’i işgali sırasında Ruslara esir düşerek Sibirya’ya sürülür. 1917’de Komünist İhtilali sonrası Sovyetler Birliği’ nin harpten çekilmesi sonrası serbest bırakılıp İstanbul’a gelir.
8 Ağustos 1918’de Adalar, 27 Şubat 1919’da Mudanya Kaymakamlığı’na getirildi. Mudanya Kaymakamı iken Milli Hükümet emrine girer.
Cumhuriyet sonrası Ardahan (1923-25), Elazığ (09.5.1925 - 03.10.1925), Diyarbakır, Mersin (11.10.1927-09.08.1930) ve Tokat (1930-1933) Valiliğine getirilir.
1933’ te Tokat Valisi iken kendi isteğiyle emekli olur, 1948’ de vefat eder.
Görev yaptığı her ilde bayındırlığı önem veren Ali Rıza Bey döneminde Mersin ilk defa asfalt ile tanışmış, önemli yollar asfalt kaplanmıştır.
Abdullah Ayan