Büyükşehir’de Müfettiş Talebi… Sedat Yılmaz yazdı

Büyükşehir Belediyesi yeni yönetim anlayışı ve kadrosuyla Mersin’e hizmet etmek üzere görevi devraldı.

Herkesin kendisine göre bir beklentisi var. Şehrimizin ortak çıkarları olan hizmetlerin doğru temelde yürütülmesini isteyenler de var.  Belediyenin iyi bir planlamayla geleceği kurgulaması ve bunu uygulamaya geçirmesini isteyenler de var.

 

Bu toplumsal beklentilerin yanında,  kişisel beklentiler de vardır elbette.

Bu kişisel beklentiler işe girme, ihale alma, kendi özel sorunlarını giderme, belediye mal ve hizmet karşılığı alacağını alabilme gibi beklentilerde var.

Ancak geçmiş dönemle hesaplaşmak isteyen, geçmiş dönemin uygulamalarından mağdur olan, sürgün edilen, işinden aşından edilen,  geçmiş dönemin yönetimiyle mahkemelik olan, kavgalı olan kesimlerin olduğu da bilinmektedir.

 

İşte bu durumda, herkes kendi beklentileri üzerinden büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in alacağı tavrı dikkatle beklemektedir.

Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in her defasında “ Ben 31 Mart’a kadar CHP’li kimliğimle siyaset yapıyordum, ancak bu günden itibaren Mersinde yaşayan tüm vatandaşlara hizmet yapmak üzere görevlendirildim. Partimin ilkeleri doğrultusunda hiçbir ayırım yapmadan, tüm Mersin’imizi kapsayan eşitlikçi, adaletli ve hakkaniyet ölçülerinde bir hizmeti sürdüreceğim” demesi büyük umut ve heyecan yarattı.

 

Seçimden önce halka dokunması konusunda eleştirilen Vahap Seçer,  adeta halkın içinden çıkmaz oldu. Açılışlar, toplantılar, ağırlama, mesleki kurum ve odalarla bir araya gelme, çocuk ve kadın konusundaki hassasiyetini göstermesi çok olumlu bir hava yaratmış durumda.

 

Ancak, son günlerde Mersin yerel basınında ve belediye meclisinde sıklıkla dile getirilen “Vahap Seçer, Burhanettin Kocamaz dönemini müfettişler ve Bağımsız Denetçiler tarafından denetlenmesini niye sağlayamadı. ” türü haberlerin yapıldığını da görmekteyiz.

 

Eleştirilerin ve beklentilerin bu yönde devam ettiğini söyleyebiliriz. Bu eleştiri ve beklentilerin başında geçmiş dönemin neden sorgulanmadığı, müfettişlerin neden çağrılmadığı, bağımsız denetimlerin neden istenmediği gibi sorularla devam ediyor.

 

Ancak ne var ki, Başkan Seçer, meclis oturumunda, “İç denetimlerimizi yasal çerçevede sürdürüyoruz, zaten belediyede müfettişler var ve geçmiş döneme ait tüm işlemler müfettişler tarafından tek tek denetlenmektedir. Ortaya bir yanlış uygulama ve haksızlık çıkarsa kul hakkını kimseye yedirmeyiz” demesine rağmen yinede bu beklentiler dillendirilmektedir.

 

İşin aslını biz de araştırınca ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Yani her belediye başkanı somut delil olmadan, somut bir ihbar dilekçesi olmadan soruşturma açamaz, bağımsız denetim isteyemez ve savcılığa suç duyurusunda bulunamaz. Bunların mutlaka yasal ve somut dayanağının olması lazım…

 

Öncelikle bir kamu kurumu olan belediyelerin denetlenmesi, bağımsız denetimin istenmesi gibi konular yasalarla belirlenmiştir.

Belediyelerin idari ve mali denetimleri iç ve dış denetim olmak üzere iki şekilde yapılır.

İç denetçiler eliyle gerçekleştirilen ve rutin nitelik taşıyan denetimin amacı; mali uygunluk ve performans denetimi yapmaktır. İşlerin yasalara uyguluğu ölçülür ve raporlanarak ilgili birimler uyarılır ve gereği için Başkanlığa sunulur.

 

Müfettişler eliyle gerçekleştirilen denetimin amacı ise; idari açıdan denetim ile inceleme ve soruşturma yapmaktır.

Zaten bu konuda Başkan Vahap Seçer’in belirttiği üzere bu denetimler devam etmektedir.

Dış denetim de iki şekilde gerçekleştirilir. Sayıştay tarafından gerçekleştirilen dış denetimin amacı; mali uygunluk ve performans denetimi yapmaktır.

 

İçişleri Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen dış denetimin amacı; İdari Vesayet gereği olarak, idari ve özel hallerde mali denetim ile suç ihbarı üzerine ön inceleme ya da soruşturma yapmaktır.

Gerek iç gerekse dış denetim sonucunda mevzuata uygun olmayan bir husus tespit edilmesi, bir suç tespiti yapılması durumunda, konu hakkında yetkili mercilere gereği yapılmak üzere iletilir.

 

Görüldüğü üzere Belediye Başkanı istediği zaman müfettiş çağıramaz. İç denetimin görevleri belli. Bağımsız denetçilerde de sadece belediyenin mali ve kurumsal kimliğinin güvenirliliği açısından kredibilitesinin durumu hakkında sonuçlar için rapor hazırlar.

Demek ki, Belediyenin müfettiş istemesi için bu konuyu öne sürenler ya da meclis toplantılarında soruşturma isteyenlerin, öncelikle varsa ellerindeki belgeleri ihbar dilekçesiyle belediye başkanlığına bildirmeleri gerekmektedir. Öyle soruşturun demekle soruşturma başlatılamıyor. Bunun bir yolu yordamı var.

 

Suç unsuru sayılabilecek bilgi ve belgeleri belediyeye bildirmek, suç duyurusunda bulunmak vatandaşlık görevidir. Belge bilgi olmadan müfettiş çağrılamaz. Zaten rutin Sayıştay denetimlerinde bütün işlemler denetleniyor. Müfettişlerin inceleme sonucu bir eksik görmesi durumunda inceleme başlatılır ve suçun sabit görüldüğü anlaşılırsa soruşturma açma talebiyle bakanlığa bildirilir.

 

Mecliste hararetli konuşanların, soruştur diyenlerin önce varsa ellerindeki belgeleri suç unsuru diye belediye ye bildirmeleri lazım.

Bir de anlaşılmayan bir şey var. Minareyi çalan kılıfına uydurur diye bir laf var. Yolsuzluk evrakta olmaz, niyette olur. Niyet iyi değilse evrakın dışında her türlü oyun oynanır. Evrak resmi tarafıdır bir de resmi olmayan tarafı var. Anlarsınız yani…

 

Kul hakkını yiyenler hiçbir zaman iflah olmamışlardır. Yasaların karşısında resmi olarak aklansalar bile, toplum vicdanında hiçbir zaman aklanamazlar.

Önce herkes kendi vicdanını yoklasın.

Sedat YILMAZ