Şeftali, dalında 2 lira, markette 18 lira
Tepeköy Mahallesi’ne komşu olan ve 10 km mesafedeki Fındıkpınarı tezgâhlarında tüketici 10 liradan alabiliyor. Fiyatının 2 liraya düşmesine karşın alıcı bulamadıklarından yakınan üretici de eline geçecek olan paranın toplama ve nakliye maliyetlerini karşılayamayacağı için dalında bırakmayı tercih ediyor. Aralarında Tepeköy, Sarıyer ve Kocayer Mahalleleri gibi yoğun üretimin olduğu bölgedeki üreticiler artan maliyetler nedeniyle önümüzdeki sezonu öngöremediklerini söylediler.
İnsanların ucuz meyve sebze yeme imkânı varken sahipsizlik nedeniyle hem üreticinin hem de tüketicinin oldukça zor durumda kaldığından dert yanan üreticiler, “Devletimizin bu konuda sessiz kalması bizi çok üzdü. Çok mağduruz. Bir an önce müdahale edilsin dedik ama daha da kötüsü oldu. Yani gübrenin kilosunu 15 liraya alıyoruz ama şeftaliyi 2 liradan satıyoruz. Meyve suyu için bile almıyorlar. Her şeyin taban fiyatı var ama şeftaliye gelince hiçbir şey yok. Ondan sonra bizi komisyoncunun insafına bırakıyorlar. Sonra her yere borç, bankaya borç, ilaççıya borç. Bunun sonrası hırsızlık. Devletimiz, bakanlıklarımız bizi iyice sahipsiz bıraktı. 7 liralık mazot 25 lira, 90 liralık gübre 400 lira olmuş. Her şey çok güzel diyorlar ama bu mu güzellik? Sadece bu köyde 10 bin ton şeftali var ama hepsi çürüyor. 10 gün sonra yiyecek şeftali yok” dedi.
Şeftaliyi üreticiden alarak sebze haline götürdüklerini dile getiren komisyoncular ise aynı mağduriyeti kendilerinin de yaşadığını söyledi. Paketleme, taşıma gibi maliyetler sonrası Mersin haline götürdükleri şeftaliyi 3,5 TL ile 5 TL arasında bir fiyata satabildiğini ifade eden komisyoncu, “Halde fiyat veren bile olmuyor. Köylü arkadaşımız getirmiş 50 sandık biri 30 sandık bir 10 sandık bırakıp gidiyor. Hale götürdüm 5 lira, 3,5 liraya halde satılan şeftali beni kurtarmıyor ki. Sadece benim bir buçuk milyon zararım var. 50 tane alıcı var her biri bir buçuk milyar zarar ederse ne olacak. Ondan sonra kimse almayacak. Çok vahim bir durumdayız. ‘Allah sonumuzu hayır etsin beterin beteri’ var diyorlar ama bundan beteri herhalde 3 Dünya savaşı olur” diye konuştu.
Üreten ve komisyoncu kadar pazarda satanlar da şeftaliden yana dertli durumda. Üzerine çok cüzi bir kâr payı koyduktan sonra satışa sunduklarını ancak vatandaşların alım gücü nedeniyle satamadıklarının altını çizen pazarcı esnafı da, “Çabuk çürüyen bir ürün. En fazla iki gün içerisinde satmak zorundasın. Satamazsan çürüyecek ve parası benden çıkacak. Her şeyi hesaplamak durumundayız. Vatandaş da haklı çünkü alabilecek gücü yok. Ama biz de haklıyız, satamayıp çürüyen malların maliyetini maalesef ürünlere yansıtmak durumundayız” ifadelerini kullandı.
Üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar oluşan fiyat farkının yönetimsel bir sıkıntı olduğunu ifade eden Kocayer Mahalle Muhtarı Mehmet Ali Öztürk “Üreticilerimiz, 15 liraya gübreyi alıyorlar, bunu sulaması, yakıtı, işçiliği her şeyi var ama satarken şeftaliyi ancak 2 liradan satabiliyorlar. Bu şekilde üreticinin bir daha üretmesi mümkün değil. Her yere borç var. İlaç satıcısı, kredi çekilen banka para bekliyor. 2 liradan kazanması ve gelecek yıla umutla bakması olası değil. Bunun mutlaka denetlenmesi ve bir fiyat politikasının belirlenmesi gerekiyor. Yoksa ortada çiftçi üretici diye bir şey kalmayacak” dedi.
Üreticinin yaşadığı soruna dikkat çekmek amacıyla önceki yıllarda bir dizi çalışma yapan ve kendisi de Yüksek Ziraat Mühendisi olan Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, üreticinin düştüğü bu duruma devlet yetkililerinin el atması gerektiğini söyledi. Geçtiğimiz yıllarda şeftali üreticisini desteklemek amacıyla kentin her bölgesinde üreticilerin ilk elden satışlarına izin vererek Mezitlililerin ucuz şeftali yiyebilmesinin önünü açan Başkan Tarhan, bazı zincir marketlerle de anlaşma yapılmasını sağlayarak üreticinin daha fazla para kazanmasının önünü açmıştı.
Ancak, bireysel girişimlerle soruna kalıcı çözüm üretilemeyeceğini vurgulayan Başkan Tarhan, bölgede her yıl 100 bin tonun üzerinde şeftali üretimi yapıldığını hatırlatarak, “Oldukça kaliteli, Türkiye'nin en güzel şeftalisi bu bölgede yetişmekte. Üreticilerimiz çok zor günler geçiriyor ve isyan ediyor. Üreticinin eline kiloda 2 lira geçmekte iken hemen 10-15 km mesafede olan Fındıkpınarı yaylasında 10 liradan satılıyor. Mezitli'ye geldiğiniz zaman 30 kilometrelik mesafede 20 dakikalık bir yolda marketlerde 16 liradan satıyor. Biraz düşünen insanlar yarım saatlik bir yerde 2 liradan bir fiyat 16 liraya nasıl çıkıyor diye kafa yorması gerekiyor. Bunlar denetlenemez mi? Örneğin biz 800 üretici kadının yer aldığı Kadın Üretici Pazarlarımızda taban fiyat uygulaması yapıyoruz. ‘Bir sebzeyi, bir meyveyi şu fiyattan fazla satamazsınız’ diyoruz. Hükümetin ilgili kuruluşları yerelde de böyle bir uygulamaya geçemez mi? Üretici karlı değil diye isyan ediyor. Tüketici pahalı diye isyan ediyor. Tabii böyle olunca da, Mersin, Mezitli gibi bir yerde her yıl köyde yaşayan, kırsalda yaşayan nüfusumuz maalesef azalıyor. Bu Türkiye'nin ciddi bir sosyal sorunudur. Giderek kentlerdeki işsizlik artıyor. Kentlerdeki sosyal sorunları arttırıyor. Köylüyü, üreticiyi yerinde bırakarak üretime devam edebilmesi için önlem almak zorundayız. Üreticinin yerinde kalabilmesi için de onun mutlu olması gerekiyor. Ama 10 dakikalık yerde şeftali 2 liradan 10 liraya çıkarsa, yarım saatlik mesafede 2 liradan 16 liraya çıkarsa üretici nasıl mutlu olsun” şeklinde konuştu.