Kaptan Sir Francis Beaufort Ve Karamania 1811-1812 Kitabında Mersin... Mehmet Mazak yazdı
Kaptan Sir Francis Beaufort (1774-1857)
Britanya Kraliyet donanmasında İrlandalı hidrograf ve amiral olarak uzun süre görev yaptı. Sir Francis Beaufort, rüzgar gücünü gösteren Beaufort ölçeğinin mucididir.
Irish admiralSir Francis Beaufort, İrlandaʹnın County Meath şehrinde Navanda 1774 yılında doğdu. His father was well known in the areas of geography and topography : he published one of the earliest detailed maps of Ireland. Babası coğrafya ve topoğrafya alanlarında tanınan Daniel Beauforttur. Sir Francis Beaufortʹs nautical career began at age 13 as a cabin boy in the British Navy. Sir Francis Beaufortʹun denizcilik kariyeri 13 yaşında İngiliz Donanmasıʹnda bir kabin çocuğu olarak başladı. Three years later, he became interested in the weather , and started to write down short comments about the general weather. Üç yıl sonra hava ile ilgilenmeye başladı ve genel hava hakkında kısa yorumlar yazmaya başladı. He was only 22 years old when he was promoted to a lieutenant. Teğmenliğe terfi ettiği zaman 22 yaşındaydı. In 1805, he was given his first command on the naval ship HMS Woolwich , and he was assigned a hydrographic survey in South America . 1805ʹte, deniz gemisi HMS Woolwichʹte ilk kaptanlığa atandı ve Güney Amerikaʹda hidrografik bir çalışmaya katıldı.
Beaufortʹs next assignments were for a hydrographic study of the Eastern Mediterranean, and a patrol mission.Beaufortʹun bir sonraki görevi Doğu Akdenizʹin hidrografik çalışmalar ve devriye göreviydi. He did a major surveying and charting around the Turkish coast, but in 1812, he was wounded by sniper fire during a conflict with local pashas, and later that year the Admiralty ordered him home due to his injury.Osmanlıo Osmanlı Devleti, Anadolu kıyılarında önemli bir araştırma, grafik ve harita çalışmaları yaptı. 1812ʹde, Yumurtalık (Ayaş, Aegeae) civarında karaya çıkan ekibine yerel halk grubu gavur defol diye bağırınca karşılık vermeleri sonucu yerel halkın açtığı ateş sonunda Beaufort yaralanırken, asteğmeni Olphert ölmüştür. Böylelikle geminin görevi biterken, bir de kayıp verilmiş. Beaufort da tedavi olmak için Maltaya götürülmüştür. 1817ʹde Karamania adlı kitapta Doğu Akadenizde yaptığı çalışmaları ve deneyimlerini yazdı. Although he remained in the British Navy until he was 81, he did not returned to active sea duty. İngiliz Donanmasıʹnda 81 yaşına kadar kalmasına rağmen, aktif deniz görevine geri dönmedi. In 1829, Beaufort became hydrographer to the Admiralty, where he promoted hydrographic studies for several British expeditions. 1829ʹda Beaufort, İngiliz keşif gezisi için hidrografik ve harita çalışmaları yapmak üzere Britanya Amiralliğinde görev almaya başladı.
Between 1831 and 1836, on the voyage of the Beagle, Beaufortʹs scale of wind force was used officially for the first time.1831 ve 1836 arasında, Beaufortʹun rüzgar gücü ölçeği resmi olarak ilk kez kullanılmıştır. In 1833, after some slight modifications, the Admiralty prescribed Beaufortʹs weather notation for all log entries in the British Navy. 1833ʹte, bazı ufak değişikliklerden sonra, Deniz Kuvvetleri, Beaufortʹun İngiliz Donanmasıʹndaki tüm kayıt girişleri için hava durumu yazımı programnı kabul etti. In 1838, the Admiralty also officially adopted the Beaufort wind scale for all ships. 1837ʹde, Britanya Amiralliği tüm gemiler için Beaufort rüzgar ölçeğini resmen kabul etti. Beaufort became a Rear Admiral in 1846, and he was bestowed the title Knight Commander of the Bath in 1848. After 68 years of service, Sir Francis Beaufort retired from the Admiralty in 1855, and he died two years later in 1857. Beaufort, 1846ʹda Amiral oldu ve 1848ʹde Şövalye ünvanı verildi. 68 yıllık hizmetten sonra, Sir Francis Beaufort 1855ʹte Britanya Amiralliğindeki görevinden emekli oldu ve iki yıl sonra 1857ʹde öldü.
Karamania 1811-12
1811 yılında Osmanlı Devleti Anadolu kıyıları konusunda harita ve çalışmalar yapmak üzere gerekli izinleri alarak göreve başlayan Francis Beaufortun şehrimiz Mersin ile ilgili kitabındaki bölümleri sizler ile paylamaya çalışacağım.
181 1 yılında Britaya (İngiliz) Donanma Bakanlığı Beauforta Anadolunun güney kıyılarının haritasını çizme görevini vermiş. Frederikssteen gemisi ile İzmire gelip gerekli izinleri alan Beaufort, ekibinde bulunan çok sayıda ressam, haritacı ve uzmanın da bulunduğu bir grupla 181 1-12 döneminde Anadolunun Akdeniz kıyıları üzerinde ayrıntılı bir çalışma yapmış. Hem haritalar çizmiş hem de bölgenin o güne kadar yapılmış en önemli arkeolojik taramasını gerçekleştirmiştir. Beaufort bu inceleme ve araştırmalarını 1817 yılında Londrada Karamanya: Küçük Asyanın Güney Kıyıları ve Antik Kalıntıların Kısa Bir Tanıtımı adıyla yayınlanmıştır. Eser 2002 yılında Ali Neyzi ve Doğan Türker tarafından dilimize kazandırılarak, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü tarafından Türkçeye kazandırılmıştır.
Beaufortun kitabında bölgeye verdiği isim olan Karamanya anlaşıldığı kadarıyla, o dönemde Batılı denizcilerin Anadolunun Akdeniz kıyıları için kullandığı isimmiş. Ancak Beaufort bu ismin yöre halkı tarafından kullanılmadığının da altını çiziyor. Beaufort araştırmalarına 1811 yılı Temmuzunda Yediburunda başlamış. Notlarını da batıdan doğuya doğru yolculuk ederken, 13 ana bölüm halinde kaleme almış. Bölümler kronolojik bir sıra izliyor.
Bu bölüm çok değerli araştırmacı Nedim Akdoğa tarafından daha önce kaleme alınmış olup burada sizler adına paylaşmak istiyorum.*
Onuncu bölümden itibaren bugünkü Mersin şehri coğrafi sınırları içindeki yerleşim yerleri hakkında bilgi verilmeye başlanıyor kitapta. Onuncu bölüm Anamour CastIe-Chelindreh-Provençal Island başlığını taşıyor. Ama anlatılanlara göre burada söz konusu edilen Anamur Kalesi gerçekte sahildeki Mamure Kalesidir. Bozyazı (Nagidos ve Arsinoe) ve Softa Kalesine yapılan kısa gezilerden sonra Aydıncık Limanına (Kilindere) gelen Beaufort bu belde için küçük ama rahat tanımlamasını yapıyor. Aydıncık o dönemde İstanbuldan Kıbrısa giden postanın gemiye bindiği yermiş. Provençal Adası ismiyle kastedilen ise bugünkü Dana Adası (Pithyussa). Adadaki kalıntılar hakkında hayli bilgi veren Beaufort, çok aradığı halde Tisandaki Afrodisias kalıntılarını bulamamış. Hatta Taşucu (Holmi) beldesinin yerini de iyi saptayamadığı anlaşılıyor. Aghaliman-Selefkeh-Korghos başlıklı onbirinci bölümde Silifke ve çevresi anlatılıyor. Silifke Kalesi tarihi de özetleniyor. Bu bölümde en şaşırtıcı olan şey Kızkalesini (Korikos) gezen ve bir hayli ayrıntılı bilgi veren Beaufortun çok aradığı ve köylülere de sorduğu halde, Strabonun tarif ettiği Cennet ve Cehennem Obruklarını bulamamış olması. Anlaşılan yetersiz çevirmeninin kurbanı olmuş. Ayash-Pompeipolis-Tersoos başlıklı onikinci bölümde Beaufort gerek Ayaş (Sabaste) ve gerekse Pompeipolisteki örenleri anlatıyor. Lamas Çayının Dağlık ve Ovalık Klikyayı ayıran çay olduğunu belirten Beaufort Ayaşa su taşıyan su kemerlerden ve sahildeki örenlerden (Akkale olmalı) de söz ediyor; ama iç kısımdaki diğer örenlerden habersiz görünüyor. Pompeipolisin Türkçe ismini de araştırmış. Kesin olarak öğrenememekle birlikte, Pompeipolisin Türkçe adının Mezitli olabileceğini belirtiyor. Beaufortıun notlarında Mersin hakkında ezber bozan iki şey gördüm. Küçük bir ırmağın yakınında kıyıdaki bir kaç kulübeye yerlilerin Mersyn adını verdikleri yere geldik yazıyor. Bu cümle Mersinin Adana Vilayet salnamelerine göre çok daha geç dönemde kurulduğu yönündeki bilgi ile çelişiyor. Öte yandan Beaufort orjinal metinde Mersyn yazmış ki bu da Mersinin ilk adının Mersina olduğu yönündeki inanış ile çelişmekte. Beaufort Antik dönemde bölgede iki adet Zephyrion kenti olduğunu da belirtiyor. Ama bu kentler için Mersini aday göstermiyor. Karaduvar (Ankhiale) ve Kazanlıyı da gezen Beaufort Tarsusa da bir ekip göndermiş, fakat ekip Tarsusu rahatça gezme imkanı bulamamış. Bununla birlikte bir kapıdan (Kleopatra Kapısı olmalı), Sarpedonun mezarı saydığı bir höyükten (Gözlükule olmalı), Berdan Irmağından ve saygın görünüşlü bir camiden (Ulucami olmalı) söz ediyor.
Karatash-Ayas başlıklı son bölümde tarihi örenlerden ziyade doğadan (kuşlar böcekler vb.) söz ediliyor. Yumurtalık (Ayaş, Aegeae) civarında karaya çıkan ekibe gavur defol diye bağıran bir grubun saldırdığı anlatılıyor. Ateş teatisi sonunda Beaufort yaralanırken, asteğmeni Olphert de ölmüş. Böylelikle geminin görevi biterken, bir de kayıp verilmiş. Beaufort da tedavi olmak için Maltaya götürülmüş. Kitapta dikkatimi en çok Türk ismi çekti. Bizim tarihçiler Osmanlı demeyi tercih ederken, Beaufort gerek devlet ve gerekse halk için Türk ismini yeğliyor. Beaufort büyük bir sömürge imparatorluğunun mağrur kaptanı olarak, Avrupalı olmayan toplumları küçük görme eğiliminde. Üstelik saldırıya uğrayıp yaralandığı da göz önüne alınırsal bu eğilimini yazılarında görmemek mümkün değil. Yer yer cahil ve ilkel gibi tanımlamalar yapıyor; ama öte yandan, bir iki yerde de Türklerin cömertliği ve konukseverliğinden övgü ile söz ediyor. O koşullar içinde, oldukça tarafsız bir gözlemci sayılabilir.
*NEDİM ARDOĞA http://www.yumuktepe.com/karamanya-nedim-ardoga/
Mehmet Mazak