Hayatın her alanından içeriklerle dolu gerçekleştirilen festivalin 2.günündeki etkinlikler de, festivale katılanların beğenisini aldı.

Tarihi ve kültürel mirasları ile sayısız imparatorlukların başkentliğine ve birçok kültürün oluşmasına ev sahipliği yapan Tarsus; Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in ‘Kafalar değişince ne çok şey değişti’ sloganı ile başlattığı gelişim, değişim ve atılım hizmetlerinden payını almaya devam ediyor. Başkan Vahap Seçer’in önderliğinde şimdiye kadar tarımdan ulaşıma, turizmden aile politikalarına kadar birçok hizmette öncü konumda olan Tarsus, önceki gün başlayan 1.Uluslararası Tarsus Festivali ile hak ettiği noktaya doğru oldukça hızlı bir adım daha attı.

Meral Seçer: “Mersin tarihiyle, toprağıyla çok kıymetli bir yer”

Festival kapsamında Tarsus Müzesi’nde düzenlenen ‘Yerel Kalkınmada Coğrafik İşaretler’ başlıklı söyleşide, Mersin ve ilçelerinin ürettiği coğrafik işaretli ürünler ile bu ürünlerin geliştirilme süreci ele alındı.

Bu söyleşideki konuşmasında, Mersinden Kadın Kooperatifi’nin kuruluş aşamasını ve hangi hedef doğrultusunda hayata geçirildiğini aktaran Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, “Buradaki amacımız kadınlara istihdam yaratmak, onlara sosyal ve etkinlik içeren katkılar sunmaktı. Ama daha çok heyecanlandıran durum ise Mersin’in tanıtımına, ürettiğimiz ürünler ve faaliyetlerle katkı sunmaktı. Çünkü Mersin tarihiyle, toprağıyla çok kıymetli bir yer. Hep Mersin’in Tarsus’un tanıtılmadığı söylemleri vardı. Biz de ne yapabiliriz dedik ve üretimlerimizin şeklini bu yönde değiştirdik. Öncelikle üretimlerimizde ata tohumu, iyi tarım uygulamaları ve coğrafik işaretli ürünlerle çalışıyoruz. İşaret kente hikâye yaratıyor. Günümüzde de zaten bir yerin tanıtımı için, bir ürünün değerlenmesi için hikayelerin çok kıymetli olduğunu biliyoruz” dedi.

“Mersin Kan Portakalı’nın işareti için başvurduk”

Mersin’in coğrafik işaretli 21 tane ürünü olduğunu ve bunların 9 tanesinin Tarsus’tan olduğunu belirten Meral Seçer, “Mersinden Kadın Kooperatifi olarak bu ürünlerdeki çalışma sebebimiz, kentimizin tanıtımını yaparken bunları inovatif hale getirip ulusal pazarlara sunmak -ki bunda Metro Market’in çok desteği oldu. İlk çalışmamız Mut’un kayısısı oldu. Buna tüm Türkiye’de stantlarda yer buldurduk. Bu çok önemliydi. Tüm Türkiye’de yer olması ve bizim markamızla stantlarda yer alması bilmeyenlerin bilmesi, görmeyenlerin görmesine sebep oluyor. İkinci çalışmamız Mersin Kan Portakalı’nın işareti için başvurumuz oldu” ifadelerini kullandı.

Mersinden Kadın Kooperatifi olarak yaptıkları çalışmaların hepsinin birbirini etkileyen zincir haline gelebileceğine dikkat çeken Meral Seçer, “Ulusal pazarlarda yer bulduk demem garip gelebilir. Bizim kooperatif olarak yaptıklarımız kentimizin tanıtımı, insanların merak etmesi, araştırması, tarihini görmesi gibi hepsi birbirini etkileyen zincir haline gelebilir” dedi. Gerçekleştirilen tüm çalışmalarda mutluluk verici noktanın geri dönüşler olduğunu kaydeden Meral Seçer, “Metro Market’in katkıları ile çalışmaları belli bir yere getirdiğimizi görüyoruz. Kooperatifimizi arıyorlar, nerede yapıldığını merak edip üretim yerlerine gidiyorlar. Hepsi bizim için çok önemli, çünkü kentimizi çok seviyoruz. Umarım küçük damlacıklar halinde gördüğümüz bu çalışmalar, kentimize büyük katkı sunar. Bütün çalışmaların birleştiği noktada, hem Mersin hem Tarsus hak ettiği yeri görür” diye konuştu.

“Çırçır fabrikalarından birisi müze olsa St.Paul Müzesi’nden fazla turist çeker”

Festivalin 2.gününde katılımcılar, eski Çırçır Fabrikası’nda düzenlenen ‘Tarsus’un Kültürel Geleceği ve Uluslararası Çağdaş Sanatlar Müzesi Üzerine’ başlıklı söyleşiyi dinleme fırsatı da buldular. Söyleşinin yapıldığı taş yapının bile heyecan verici olduğunu söyleyen Prof. Dr.Tansel Türkdoğan “Tarsus’ta nereye başımı çevirsem beni heyecanlandırıyor. Bu yapıların hepsi potansiyel kültür mekanı. Bu yapıların değerini bilmek lazım. Çırçır fabrikalarından birisi müze olsa, St.Paul Müzesi’nden daha fazla turist çeker” diye konuştu.

“Festivaller artık olmazsa olmaz”

Etkinlikler kapsamında Tarsuslularla ‘Mutfakta Sıfır Atık’ başlıklı Talk Show ile bir araya gelen Masterchef Mehmet Yalçınkaya ve Tiyatro Oyuncusu-Çevre Aktivisti Doğan Akdoğan ise mutfaktaki yaşamın önemine dikkat çektiler.

Söyleşi sonrası festival hakkında değerlendirmede bulunan Masterchef Mehmet Yalçınkaya “Festivaller artık olmazsa olmaz. Şehir tanıtımları, şehir markaları için artık bunlar olmazsa olmaz. Şehire de çok şey kattığını düşünüyoruz” derken, kültür aktarımının her konuda çok önemli olduğuna dikkat çeken tiyatro oyuncusu ve çevre aktivisti Doğan Akdoğan ise “Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu bu festival, umarız birçok belediyeye örnek olur. Burada edebiyattan, sanattan, tiyatrodan, mutfaktan her şey konuşuluyor. Bu da kültürün nesilden nesile aktarılmasına bir vesile olacaktır” dedi.