Mersin Metro projesine kredi onayı ve ötesi…Abdullah Ayan yazdı
Ağır krizden geçmekte olan Türkiye’ de dış kredi başta olmak üzere borçlanma sorunu tüm projelerin önünde engel…
Borçlanma maliyetleri ve benzeri sorunlar tüm kurumları etkiliyor ancak muhalif yerel yönetimlerin önündeki engeller bununla da sınırlı değil…
Örneğin CHP’ li başkanlarca yönetilen Büyükşehir Belediyelerinin hayata geçirmeye çalıştığı kimi projelerde Hazine’ nin onay vermediği krediler nedeniyle uzun zamandır ilerleme sağlanamıyordu.
Seçimlerden sonra Hazine’ nin başına getirilen Mehmet Şimşek, önceki bakan Nebati aksine bekleyen kredilere onay verdi..
İstanbul’ un metro projeleri için gerekli dış krediler yanında Mersin’ in de metro yapımı için tam 2 yıldır bekletilen 900 milyonluk kredinin önündeki engel kalkmış oldu…
Mersin BŞ Belediye Meclisi idarenin Metro için ilk etapta istediği 900 milyonluk borçlanmaya 16 Ağustos 2021’ de onay verdiğinde dolar 8,5 TL ve Euro 10 liradan işlem görüyordu.
Bir başka ifadeyle o gün BŞ yönetimi borçlanabilse 900 milyon TL karşılığı 105 milyon dolarlık kaynak yaratabilecekti..
Bugün itibariyle aynı TL ile alınacak kredi aslında yaklaşık 31-32 milyon dolar…
İşçilik dışında tüm aksamı ithale dayalı metro gibi projeler, yer yer 4 katına çıkan girdiler nedeniyle
Mersin metro projesinin revizyon anlamında sorunları sadece finansman güçlüğüyle sınırlı değil…
2019 yerel seçimlerinde Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Seçer, pek çok yarım kalmış iş yanında eski başkanın ifadesiyle ‘kredisi bile hazır’ Metro projesini kucağında buldu…
Kısa bir inceleme sonunda projede ciddi değişiklikler yapılması gerektiği çıktı ortaya…
Örneğin depolama ve atölyeler için belirlenen Mezitli batısındaki Kandak yerine aynı günlerde 3 Ocak Meydanı adı verilen eski otogar uygun görüldü…
Projedeki asıl radikal değişiklik ise istasyonlarının önemli kısmı ve raylı sistemin büyük bölümü hemzemin (yer üstü) olan raylı sistemin tümüyle yer altına alınması ve güzergahın başlangıç, bitim noktaları itibariyle değiştirilip, kısaltılmasıydı…
Özellikle raylı sistem ve istasyonların yer altına alınması çıkacak hafriyat başta olmak üzere, yer altı sularına, sıvılaşma ve deprem riskine kadar pek çok alanda projenin ‘Çevre Etkilenme Değerlendirme’ ÇED sürecini tümüyle değiştirecek cinstendi…
Yönelttiğimiz eleştirileri dikkate alan Seçer Ocak 2020’ de Metro projesinin tanıtımı ve merak edilen soruların yanıtlanması amacıyla oldukça kapsamlı bir toplantının düzenlenmesini sağladı…
Neredeyse tüm kent dinamiklerinin katıldığı o toplantıda projenin danışmanlığını üstlenen ve 2017’den itibaren tüm sorumluluğunu yüklenen Prota Şirketi sahibi Kubin’ in detaylı ve etkileyici! sunumu ardından söz alıp bazı tespitler yanında önemli bulduğum sorular yönelttim…
Örneğin yer altına alındığı için özellikle çevresel açıdan önemli değişiklikler doğuracağı aşikar projenin yer üstü haliyle hazırlanan ve bu kapsamda ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilen dosyasının yeni baştan ÇED kararı gerektirip gerektirmediği sorusu…
Öyle ya, hemzemin haliyle yer üstünden yer altına inecek projede hafriyat miktarının birkaç artması, sadece hafriyat dökülecek alanları değil, taşıyacak kamyonların üreteceği emisyonu bile etkilemeyecek miydi?
Kubin sorumu biraz da müstehzi ifadeyle karşıladı ve yaptıkları görüşmelerde ÇED kararını veren yetkililerin kendilerine ‘yer altına alınan projenin ses kirliliğini azaltması nedeniyle çok daha çevre dostu olduğunu, bu nedenle yeni başvuruya gerek olmadığını’ ifade ettiklerini söyledi…
Kubin’ e yönelttiğim sorular ve yaptığı açıklamanın tanıklarının çoğu yaşıyor üstelik kayıtları orta yerde…*
Üstün körü yanıta karşı, ‘söz uçar yazı kalır’ misali aynı günlerde metro ile ilgili kaleme aldığım makalelerde şu hususlara defalarca dikkat çektim:
“ÇED dosyasına göre hafriyat sonucu çıkacak atık miktarı 800 bin ton, oysa depo ile atölyeyi, raylı sistemle istasyonları yerin altına indirmekle ortaya çıkacak hafriyat atığı 3,8 milyon ton…
Bunun bırakın ÇED sürecini baştan aşağı değiştirmesini, Bakanlığa ilk sunulan fizibilite ile ihaleye çıkılan son proje arasındaki maliyet hesaplarının uyuşması da mümkün değil..”**
Süreç dile getirmeye çalıştığım kaygılara karşı, Kubin’ in çizdiği yol haritası çerçevesinde ilerledi…
İhale ilanı yayınlandı…
Ertelemeler, iptaller, itirazlar, yeniden revize edilen şartnamelerle geçti bir süre…
Daha önce tüm gelişmeleri ayrıntılı biçimde ele aldığım için detaylara girmeyeceğim…
Derken Mersin Büyükşehir Ağustos 2021’ de yüklenici firmayı belirledi…
Kiska-Dillingham Const. Ortaklığıyla 4 Ekim 2021 günü Noter huzurunda imzalanan sözleşme işin 3 milyar 379 milyon TL bedelle yapılacağını gösteriyordu…
Sözleşme ardından 19 Ekim 2021’de yer teslimi yapıldı, sondaj makineleri depolama ve atölyelerin yer alacağı eski otogar sahasında konuşlandı…
3 Ocak 2022’ de CHP ve İyi Parti liderlerinin katıldığı temel atma töreni gerçekleştirildi…
Gelişmeler yer altına alınması sonucu değişiklik arz eden projenin yeni bir ÇED kararına gerek duyulmadığını gösteriyordu…
Öyle ya, ÇED süreci tamamlanmamış bir projede temel atma töreni bir yana çivi çakılması bile söz konusu olabilir miydi?
Durum gerçekten de böyle miydi?
Sorunun yanıtına ışık tutacak gelişmeleri bir sonraki makalede ele alacağım…
**https://abdullahayan.wordpress.com/2020/01/31/mersin-metrosu-kac-paraya-cikacak/
*https://www.facebook.com/watch/live/?ref=watch_permalink&v=1198505267022269
Abdullah Ayan