Mesiad ve ÇKA Ortak Projesi 'Aile Şirketlerinin Kurumsallaşması' Toplantısı Gerçekleşti
MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MTSO Meclis Üyesi Ahmet Akın, , MESİAD YİK Başkanı Adnan Gündoğdu, önceki dönem MESİAD Başkanı Mehmet Deniz ile MESİAD Yönetim Kurulu üyeleriyle çok sayıda konuğun katıldığı toplantı; proje yürütücüsü Maestro Danışmanlık A.Ş. YK Başkanı Ferudun Gündüz’ ün moderatörlüğünde düzenlendi.
Proje tanıtımında açılış konuşmasını Maestro Danışmanlık ve AYDD Yönetim kurulu başkanı Ferudun Gündüz yaptı.
Bugünkü proje kapsamındaki eğitimlerde seçilen işletmelerin kurumsallaşmasıyla ilgili adımlar ve sürecin uzmanlarca paylaşacağını belirten Maestro Danışmanlık ve AYDD Yönetim kurulu başkanı Ferudun Gündüz, “Bugün bu aşamada işletmelerin yüzde 96’sı ilk 10 yılda kapanıyor. Geriye kalan yüzde 4 işletmenin de ortalama ömrü 32 yıl. Yani bu aile şirketleri ikinci kuşağa geçemiyor yada geçse de üçüncü kuşağa geçemiyor. Bunun temel nedeni ailedeki hakim olan kişinin ve birinci kuşağın devir politikasını aslında bilmemesinden kaynaklanıyor. Bu kuralları öğrenmediğimiz ve bu işin anayasasını yazmadığımız taktirde şirketlerimizin ömrü maalesef kısa oluyor.O bilgi, donanım ve deneyim mevcut şartlarla beraber yok olup gidiyor. Dolayısıyla hem değişen ekonomik modellere yani dijital çağa uyum sağlamak lazım hem de ikinci kuşağın birinci kuşakla çok barışık yaşaması gerekmektedir. Birinci kuşağın elde etmiş oldu ciddi iş deneyimleri var. Önsezi var. Akıl var. Mantık var. Ama diğer taraftan da gençlerin de getirdiği bir enerji ve dijitalleşmeden kaynaklanan bir bilgi birikimi ve deneyimleri var. Bunların sentezini yapmak lazım. O zaman işletme uzun olabiliyor. Aksi taktirde dramatik bir sonla şirketler karşılaşabiliyor.
Bugünkü programımızda anlatılacak olan aile meclisinin ve aile anayasasının oluşması, bu konuda kurallara bağlılık çok önem taşımakta. Çünkü işletmelerin kapanması ciddi sıkıntı. Aslında bu ülkenin sorunu.
Özel ihtisas alanları dışında herkes istediği alanda iş kurma özgürlüğüne sahip. Peki o kişi bu işi yapmaya ehil mi bu konuda hazırlanan iş planı var mı, pazarın araştırmasını yapmış mı, finans yapısı uygun mu, yönetecek gücü var mı? Bunlara cevap verilmeden işletmeler açılıyor ve maalesef yüzde 96’sı kapanıyor. Bundan dolayı bugünkü toplantımızın konusu yaşamsal bir konu. bu kapanmalar moral bozukluğu yanında ciddi bir ekonomik kayıp. Bundan kurtulmak ve işletmelerin ayakta kalmasının sağlanmasını sırrı iş planı hazırlamak. İşletmeyi kurmak çok önemli ama onu yaşatmak daha da önemli. O yüzden uzun ömürlü bir işletme için profesyonel bir desteğe ihtiyaç var.
İş dünyasının üniversitelerle de yakın işbirliğinde olması gerekmektedir. üniversiteden destek almayan bir sektörün gelişmesi mümkün değil. Bilimin yol göstericiliği ancak bizim yeni şeyler keşfetmemizi, inovasyonu kavramamızı ve onu hayatımıza uygulamamızı sağlayabilir.”dedi.
Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Yılmaz, konuşmasında aile işletmesi anayasası ve aile işletmelerinin tarihsel süreci hakkında bilgi verdi.
Yılmaz, “Sanayi devrimiyle oluşan ihtiyaçlar bilimsel yönetim yaklaşımını getiriyor ve bunun içinde yönetim süreci, bürokrasi, sistem yaklaşımı ve durumsallık yaklaşımıyla modern yönetim teorisi yer alıyor. Sonrasında yönetim teorisini davranışsal yaklaşım ve çevresel davranışsal yaklaşımla ilgili eserler ortaya konuyor ama sonra öyle bir noktaya geliyoruz ki aile işletmelerinde bu sistemlerin çalışamadığı durumları görüyoruz. Kapalı bir sistem, kurgu yok ama aile işletmesinin kendi içinde farklı yönetim anlayışları olunca yeni bir model oluşturma gerekliliği ortaya çıkıyor. Karmaşa olan bir tablo var.
Aile içi ilişkilerin işletme yönetimine, uygulamalarına, karar süreçlerine etki yaptığı durumlar aile işletmeleridir. Dünyada yüzde 75’in üzerinde aile işletmesi var.
İlk nesil özverili çalışıyor, ikinci nesle yetenekli bir lider bulabilirse 3.nesle aktarıyor. 3. nesil çalışmak yerine parayı harcamak istiyor. Paralarını profesyonel fonlara kişilere devrediyorlar.
O yüzden aile içinde uzlaşı prosedürüne ihtiyaç var. Ailenin bundan sonra nasıl yönetileceğine ilişkin kuralları belirleme ilk neslin yapması gerekiyor. Çatışmalar başladığında yönetmek zor oluyor. Aile anayasası hazırlanması 3 ay ile bir yıl sürebiliyor. “ şeklinde konuştu.
MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan da ”Hepimiz aynı gemideyiz fırtınalı havalarda da iyi havalarda da işbirliği içinde uzlaşmayla gemiyi yürütmemiz gerekiyor. Tabi bu gemiyi bir aile olarak da düşünebilirsiniz. Şirket olarak da kent olarak da ülke olara da düşünebilirsiniz. İçinde bulunduğum ortamı ben hep gemi olarak düşünüyorum. “dedi
Kızıltan, “Ben sürekli sahada geziyorum. firmaları geziyorum. Dün de 2 tane aile şirketini dolaştım. İki kuşağı bir arada gördüm iki firmada da ve mutlu oldum. babalar çocuklarına o kadar çok destek vermişler ki onların o işi yürütmeleri için kendi bilgilerinin hepsini aktarıyorlar. ama bu yetmiyor. O çocukların yetki, inisiyatif kullanması gerekiyor. o becerileri de eğitim aldıktan sonra aile şirketi içine koyarak elde ettiremiyoruz. İyi eğitim verdirdiğimiz çocuklardan nasıl yararlanacağımızı bilmiyoruz. çocuklar mezun olunca gelip hemen kendi işletmemizde çalışmamalı. Farklı iş kültürü görüp deneyim kazanmadan sizin iş kültürünüze girerse o ortama uymak durumunda kalıyor. Farklı işletmede sorgulamayı, karar vermeyi, inisiyatif kullanmayı öğreniyor. Sonra aile şirketine gelip kendi becerilerini, yetenek ve bilgisini ortaya koyup bir sistem oluşturuyor. babası da dur diyemiyor çünkü çocuk deneyimli.
Elbette aile anayasası, yazılı kurallar şart ama iyi eğitim almış çocuklarınızın mutlaka başka işlerde kendi işinizle ilgisi olmasa bile deneyim kazanması lazım. bir staj olarak düşünün.
Bunun dışında ailelerin mutlaka kurumsallaşması lazım. Ayrıca zihniyet devrimini ilk kuşağa yapmamız lazım. Aile şirketlerinin uzun yıllar var olabilmesi, faaliyetlerine devam edebilmesi için zihniyetler sonraki kuşaklara aktarılmalıdır onlara bu konuda eğitim vermeli ve yapıyı değiştirmeye hazırlamamız lazım. Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi bu. Avrupa’da uzun süre çalışıyor aile firmaları çünkü bizim ve onların aile yapısı farklı.”dedi.
MESİAD Başkanı Hasan Engin konuşmasında; pandemi döneminin durağanlığında bu proje için çalışmalara başlandığını ve Çukurova Kalkınma Ajansı ile projenin geliştirildiğini dile getirdi. Çukurova Kalkınma Ajansı’ nın ilk defa bir Sivil Toplum Kuruluşu’ na proje verdiğini vurgulayan Başkan Engin konuşmasında; “Aile şirketlerinin anayasası olması gerekir. Anayasası olmayan bir aile şirketi başarıya ulaşamaz. Şirketlerin kurumsallaşması ve belli kurallar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesiyle başarı elde edilebilir. Aile şirketlerinde; sınırların korunarak çalışmaların geçekleştiği bir yapılanma olmalıdır” İfadelerini kullandı.
Etkinliğin birinci bölümünün sonunda şirket yetkilerine anket formları dağıtıldı.
İkinci bölümde eğitim programına geçildi.
Bu bölümde Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Mustafa Aslan “Aile İşletmelerinde Kurumsallaşma Süreci”,
Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Gökben Bayramoğlu “Aile İşletmelerinde Kurumsallaşmanın Karar Alma Süreçlerine Etkisi”
Yönetim Danışmanı Hakan Çalışkantürk “Aile İşletmelerinde Yaşanan Olumsuzluklar ve İflas Örnekleri” ,
Toros Üniversitesi Öğretim üyesi Doç.Dr. Didem Demir “Aile İşletmelerinin Dijital Pazarlamaya Adaptasyonu” konularında eğitimler verdiler.
Programın sonunda Maestro Danışmanlık ve AYDD Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz kapanış değerlendirmesi yaptı.