Özdemir, 'Mersin tarım ve gıda sektöründe çok daha fazla gelişme potansiyeline sahiptir'
Ticaret Bakanlığı himayesi Mersin Valiliği koordinasyonunda Mersin Ekonomi Platformu (MEP) ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) organizasyonunda, Mersin Ticaret Borsası (MTB), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın da (ÇKA) iş birliğiyle gerçekleşen zirve bilgilendirme toplantısı AKİB Konferans Salonu’nda gerçekleşti.
Toplantıda konuşma ve sunum gerçekleştiren Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö.Abdullah Özdemir, Mersin'in tarım ve gıda sektöründe çok daha fazla gelişme potansiyeli bulunduğu kanısında olduğunu belirtti.
Özdemir, "Tarım ve gıda sektörü Mersin ekonomisinin en önemli sac ayaklarından biridir. Mersin;Bitkisel üretim değerinde 3’üncü, (Konya, Antalya), Tarımsal ihracatta 4’üncüdür. (İstanbul, İzmir, Gaziantep), Türkiye meyve üretiminde ilk sıradayız. (Pay yüzde 13),Sebze üretiminde ise 3’üncüyüz. (Pay yüzde 7), Meyve ve sebze ürünlerinin 12’sinde birinci, yine 12’sinde ikinciyiz.
Ülkemizin; Bakliyat (Yüzde 89), Narenciye (Yüzde 41),Yaş meyve ve sebze (Yüzde 27),İhracatında ise ilk sıradayız.
Ben, Mersin'in tarım ve gıda sektöründe çok daha fazla gelişme potansiyeli bulunduğu kanısındayım.
Bu doğrultuda, hep hayalim olan Hollanda örneğinin iyi analiz edilmesi ve önümüzdeki dönem için gelişim modeli olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum.”dedi
Hollanda’nın tarım ihracatı hakkında bilgiler veren ve bu ihracatı Türkiye ile karşılaştıran Özdemir, “Amerika ve Brezilya’nın ardından en fazla tarımsal ihracat yapan üçüncü ülkedir.
Yüzölçümü Türkiye’nin 19’da biri olmasına karşın, ülkemizden dört kat daha fazla tarımsal ihracat yapmaktadır. (31 milyar dolar – 127 milyar dolar)
Tarım ve gıdada katma değerli ürün yaratma kapasitesi en gelişmiş ülkedir.
Örneğin;Türkiye, narenciye üretiminde dünyada 8’inci ve ihracatta 3’üncü sıradadır. Narenciye üretmeyen Hollanda ise sofralık narenciye ihracatından 1,2 milyar dolar kazanarak ülkemizle aynı geliri elde etmektedir. (Türkiye 4’üncü, Hollanda 5’inci) Narenciye suyundan Hollanda 840 milyon dolar kazanırken, Türkiye sadece 30 milyon dolar gelir sağlamaktadır.
Hollanda'nın süt üretimi Türkiye'den düşük olmasına rağmen, peynir ihracatından 5,7 milyar dolar gelir elde ederken, Türkiye 220 milyon dolar kazanmaktadır.
Tütün üretmeyen Hollanda, tütün ve tütün ürünleri ihracatından 1 milyar dolar kazanmaktadır. Arpa üretimi çok az olan Hollanda’nın bira ihracatı 2,2 milyar dolardır. Dünya arpa üretiminde 6’ncı olan Türkiye'nin ise sadece 57 milyon dolardır.
Hollanda, bebek besini ihracatından 3 milyar dolar, kedi ve köpek maması ihracatından 1,5 milyar dolar gelir elde etmektedir. (Toplam 4,5 milyar dolar)
Türkiye'nin bu iki ürün grubundaki toplam ihracatı 130 milyon doları geçmemektedir.Süs bitkileri ve çiçekçilik ürünleri ihracatında Hollanda 12,5 milyar dolar gelir elde ederken, Türkiye 135 milyon dolar kazanmaktadır.”dedi.
Hollanda’nın bu başarısında kamu-özel sektör-üniversite iş birliği önemli rol oynadığına değinen Özdemir, “Gıda Vadisi Bölgesi bu iş birliğinin merkezindedir.
Tüm dünyadan uluslararası gıda şirketlerinin Ar-Ge merkezlerini, Araştırma enstitülerini, Tarım ve gıda odaklı olan Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi’ni bünyesinde barındırmaktadır.
Bu bölge tarım ve gıda sektöründe teknolojik buluşların sanayide kullanımını sağlamaktadır.Sektör için dinamik bir bilgi merkezidir.”dedi
Mersin’i limanı, havaalanı, serbest bölgesi, gümrüklü antrepoları, organize sanayi bölgeleri ve lojistik imkanları ile küçük bir Hollanda olarak düşünülebileceğinin altını çizen Özdemir, “Hollanda örneğindeki gibi tarım ve gıda ihracatında dört temel noktaya odaklanmalıyız.
Halihazırda ürettiğimiz mevcut ürünlerin tercihen katma değer katılarak ihraç edilmesi, Dünya ticaretinde talep gören ürünler ile ürün desenimizi genişleterek, bu ürünlerin ihraç edilmesi ve pazar çeşitliliğinin artırılması, örneğin coğrafyamıza uygun ve birim ihracat değeri yüksek tropikal ve subtropikal ürünler ilimiz için oldukça uygundur. (avokado, mango, ananas, kivi, ahududu vb. sadece bu 5 üründe 20 milyar doları aşkın pazar bulunuyor.) İthalat ile getirilen ürünlerin işlenerek ve katma değer katılarak ihraç edilmesi, Coğrafi avantajımızı kullanarak, yine ithalat yoluyla getirilen ürünlerin transit olarak ihraç edilmesi gerekmektedir”dedi.
Özdemir, konuşmasında tüm bunların gerçekleşmesi için de öneriler sundu:
1- Devletimiz, tarım ve gıda politikalarını Hollanda modelini temel alarak yeniden şekillendirmeli.
2- Mersin pilot bölge ilan edilerek bu politikaların uygulamasına başlanmalı.
3- İlimizde tarım ve gıda sektöründe yapılacak ve gerekli koşulları sağlayan her türlü yatırım belirli bir süre için 5’inci bölge kapsamında değerlendirilmeli.
4- Wageningen Üniversitesi örneğinde olduğu gibi ilimize bir tarım-gıda üniversitesi ve araştırma merkezi kazandırılması için çalışmalara bugünden başlanmalı.
Hedefimiz, geleceğin sektörü olan tarım ve gıda sektöründe daha aktif bir rol üstlenmektir.
Özdemir, “Eğer bu model, pilot bölge olarak Mersin’de başarılı olursa, Türkiye’nin diğer bu modele uygun bölgelerine de yaygınlaştırılabilir. Böylece hem ilimiz hem ülkemiz kazanır.” Diyerek konuşmasını tamamladı