Pakistan’ ın IMF ile dansı… Abdullah Ayan yazdı
Ocak 2023’ te, yıllardır iflasla baş etmeye çalışan Pakistan’ ın, zorlandığı onca sorun yetmezmiş gibi tarihin en büyük sel felaketiyle karşılaşması sonucu duvara toslaması sonucu yardım için Birleşmiş Milletler’e başvurmasıyla gelinen süreci bir makalede ele almış ve özetle aşağıdaki detayları vermeye çalışmıştım:
“Muson yağmurlarıyla gelen seller çoğu çocuk 2 bin kişinin ölümüne ve 33 milyon insanın evsiz kalmasına yol açtı…
Selleri sadece muson yağmurları değil, eriyen buzullar da besliyordu…
Şarm El-Şeyh’ te toplanan Birleşmiş Milletler İklim konferansında yaptığı dramatik konuşmada Başbakan Şerif ülkenin içinde bulunduğu tabloyu şöyle anlatıyordu:
“Milyonlarca insan barınma veya geçinme kaynağı olmadan kışa giriyor. Kadınlar ve çocuklar onların temel ihtiyaçlarını korumamız için gözlerimize bakıyor ve biz tüm kaynakları selzedeler için harekete geçirmemize rağmen bu yeterli değil. Ülkedeki tüm altyapı çöktü ve tarım arazileri kullanılamaz halde”
Şerif iklim değişikliği etkisiyle yaşanan sel felaketinin 30 milyar dolar zarara yol açtığını ifade ederken, ülke borçlarının hafifletilmesi ve uzun vadeye yayılması dışında uluslar arası anlamda çok acil yardım eli uzatılması gerektiğini ifade ediyordu…
Yaklaşık 340 milyar dolar toplam milli geliri olan bir ülkenin 30 milyar dolarlık hasar faturasının altından kalkması mümkün değildi…
9 Ocak 2023 günü İsviçre’ nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler çağrısıyla 40 ülkeden temsilci bir araya geldi ve Pakistan’ ın yaralarını hafifletecek 16,3 milyar dolar olarak hesaplanan kurtarma faturasının en azından yarısını karşılamak üzere fon oluşturulması kararı alındı…
Oluşturulan yardım havuzuna yapılacağı söylenen katkılar umut vericiydi…
İslam Kalkınma Bankası (4,2 milyar dolar), Dünya Bankası (2 milyar dolar), Suudi Arabistan (1 milyar dolar), Avrupa Birliği, Çin, Fransa ve ABD derken 9 milyar dolarlık bir vaatler paketi çıktı ortaya…
Vaatler diyorum, çünkü söz verirken bol keseden atanların iş fiiliyata geldiğinde ortalıktan kaybolması her zaman görülen olağan vakalar…”
Ancak Pakistan’ ın sorunları borç ertelenmesi ya da aç insanlara gıda yardımıyla bitecek gibi değildi.
Birbirini besleyen ekonomik ve siyasi krizlerin yarattığı kaos sonucu Merkez Bankası sıfırı tüketmiş, ülke temerrüde düşme (günü gelen borçların ödenememesi) noktasına gelmişti.
O kadar ki, petrol ithalatı için gerekli döviz bulunamadığı için elektrik kesintileri 12 saate çıkmış, ülkeyi iyi kötü ayakta tutan küçük büyük işletmeler kepenk indirmeye başlamıştı..
Tek çıkış IMF ile anlaşıp acil dış kaynak teminiydi. Ancak IMF bildik koşullar yerine getirilmedikçe delik havuza su dökmeye niyetli değildi.
Kurlar ve faizler üzerindeki Merkez Bankası baskısına son verilip serbest piyasa ekonomisine yeniden avdet edilecekti.
Bu kadar da değil, hükümet tüm sübvansiyonlara (özellikle halkın temel beslenme kaynağı ürünler) son verecek, vergileri de yükseltecekti.
Ancak Pakistan ‘tarihi’ seçimlerden birine hazırlanıyordu ve Başbakan Şahbaz Şerif sonucu belli acı reçeteyi kabule yanaşmıyordu…
IMF ile Pakistan’ ın müzakereleri sonuçsuz kaldı, 3 milyar dolara kadar çekilen yardım paketi bir türlü hayata geçirilemedi.
Seçimler öncesi geçici hükümeti kurmakla görevlendirilen Enver-ül Hak Kakar’ ın direnişi ülkenin temerrüde düşmesine saatler ve kader seçimlerine günler kala birinci dilim olarak 1,2 milyar dolar ve ardından 11 Ocak günü 700 milyon dolar olmak üzere toplam 1,9 milyar dolarlık kredileri serbest bırakmasıyla sonuçlandı.
Göle çalınan yoğurt misali hiçbir yaraya merhem olmasa da, ülkenin moratoryum ilan etmesi şimdilik engellenmişti.
Derken 8 Şubat 2024 günü yapılan seçimlerde hapishanede tutulan Khan ve kapatılan partisinin gösterdiği bağımsız adaylarla ipi göğüslediğinin ortaya çıkması…
Ülke çapında internetin kesildiği, sonuçların haftalar süren sayım oyunlarıyla maniple edilmesi ve sonuçta ordunun desteğini arkasına alan Şahbaz Şerif’ in 4 Mart günü Mecliste yeterli oyu alıp yeniden başbakan olması…
Siyasi gelişmeler ülkedeki ekonomik krizi gidermediği gibi şiddeti de azaltmadı…
İşte bu gelişmeler ışığında Şerif yeniden IMF’ in kapısını çaldı…
İlk etapta 3 milyar dolarlık paketin geri kalan 1,1 milyar doları isteniyordu…
Hükümeti kuran Şerif ve ekibi bununla da yetinilmeyeceğini IMF ile ilave 7 milyar dolarlık yeni bir yardım paketi için görüşmelere başlanacağını açıklasa da hapishanede tutulan Khan’ ın, IMF’ e gönderdiği ve IMF’ in vereceği kredileri ‘hileli seçimlerin denetimi’ şartına bağlamasını istediği mektup kafaları karıştırmış durumda…
IMF, mektup hakkında herhangi bir değerlendirme yapmıyor…
Pakistan ile IMF’ in görüşmelerinden çıkarılacak ders nedir derseniz?
IMF’ in artık tarihe karıştığı iddia edilen, ‘vergileri arttırıp geniş kesimlerin yoksullaşmasına yol açan kemer sıkma’ modelini Pakistan ve benzeri ülkelerde en yoğun haliyle sürdüreceği anlaşılıyor…
Sonuçta sanıldığı gibi sosyal politikaların öne çıkacağı yönündeki beklentiler de Pakistan örneğinde gördüğümüz gibi, hayalden öte anlam taşımıyor…
14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrası Erdoğan’ ın ekonomi dümenine geçirdiği Mehmet Şimşek’ in ülke adına IMF ile masaya oturup oturmayacağı falları açılırken Pakistan’ ın IMF ile yaşadıklarından hepimizin çıkarması gereken dersler olduğunu düşünüyorum…
Abdullah Ayan