Tarihe gülümseyen Mersin hayalinden, Talihi gülmeyen Mersin gerçeğine…

Genç Mersin’ in merkezini planlamak, sağlıklı biçimde yaşanır kılma arayışları 1935 Jansen planıyla başlar…

O gün bugündür bir türlü hayata geçirilemeyen bir rüyadır bu…

Son dönemde Büyükşehir el yordamıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor ancak işler bütüncül bir plan çerçevesinde yürümediği için, kentin benimseyeceği, içselleştireceği bir sonuca da ulaşılamıyor…

İstasyondan Fenere…

Kentin omurgasını teşkil eden caddeyi kapsayan Uray’ ın izinde…

Doğu girişindeki Katolik Kilisesi’ nden Cumhuriyet Meydanına uzanan Ortodoks Kilisesi…

Pek çok isim, pek çok tanımla sınırları çizilse de bir türlü hayata geçirilemeyen pek çok yol haritası…

Aradan kısa zaman geçse de, neredeyse unutulan son proje ile ilgili çalışmalar 2011’ de Vali H.Basri Güzeloğlu döneminde başladı…

2013 Akdeniz Oyunları’ na hazırlanan Mersin her alanda hummalı faaliyetlere sahne olurken yıllardır üzerine ölü toprağı dökülmüş kent merkezinin canlandırılması da ivme kazanması şaşırtıcı değildi, öyle de oldu…

Güzeloğlu Mersin Büyükşehir ve Akdeniz Belediye Başkanlarını da yanına aldığı tanıtım toplantısında ‘Tarihe Gülümseyen Mersin’ adı verilen ve ‘eski bölgenin tozunu almak’ olarak nitelendirdiği kapsamlı çalışmayı heyecanla şöyle tanıtacaktı:

“İstasyon’dan Çamlıbel’e kadar olan bölgede yer alan ve Mersin tarihine tanıklık eden kent dokusunu yeniden ortaya çıkaracak ‘Tarihe gülümseyen Mersin’ projesi geçtiğimiz aylarda başlamış bulunuyor..

İlk olarak eski Sağlık İl Müdürlüğü binası ve hemen karşısında bulunan eski Ziraat Bankası olarak bilinen binanın restorasyon çalışmalarına başlandı. Proje 3 Ocak İlköğretim Okulu binası ve hemen karşısında bulunan binanın restorasyon çalışmasını da kapsamakta…

Turizmin gelişmesine paralel olarak bundan böyle kente gelen turistlerin günübirlik değil haftalık kalmaları için çaba sarf edeceğiz. Bu çerçevede Mersin’in tarihine tanıklık etmiş eski binaların yeniden yaşama kazandırılması büyük önem arz ediyor…

Mersin’in kuruluş öyküsünden bu yana yaşadığı ve geçirdiği bütün değişimlere tanık olmuş kent merkezindeki binaları sürdürülebilir turizm odaklı anlayışı desteklendiği bir dönemde yaşama yeniden kazandıracağız…

İçerisinde İl Halk Kütüphanesi’nin de yer aldığı 4 binayı 2013 yılında tamamlayarak hizmete sunacağız. Eski İl Sağlık Müdürlüğü valilik binası olarak kullanılacak, eski Ziraat Bankası ise sergi salonu ve çok amaçlı toplantı salonu olacak…

İstasyondan Çamlıbel’e kadar bulunan alanda sürdürülecek ve ilk etapta dört binayla başlayan projenin içerisinde İstasyon Meydanı, Azak Han, Kasaplar Çarşısı, Çamlıbel ve balıkçı barınağı da yer alacak…”

Vali Güzeloğlu 3-5 eski binanın restorasyonunun Mersin’ in tarihine gülümsemesine yetmeyeceğini biliyordu…

O nedenle Büyükşehir ve Akdeniz Belediyelerinin de taşın altına parmaklarını koymasını istiyordu…

Ocak 2013’ te toplanan İl Koordinasyon Kurulunda konuşurken 2013 yılında restorasyon çalışmaları için 13 milyon TL'lik kaynak olduğunu vurguluyor, toplantıya katılan belediye başkanlarına seslenerek, "Bu kaynağı yerel yönetimlerle paylaşmaya hazırım. İlçelerdeki tarihi mekânları tekrar ayağa kaldırmak için gerekeni yapın. Bu yıl ciddi kaynaklar dağıtacağız. Pastadan pay almak isteyen belediye başkanlarına kolay gelsin. Gereken kaynağı Valilik bünyesindeki Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu'ndan (KUDEB) tahsis edeceğiz" diyordu…

O günlerde Akdeniz Belediyesi de üzerine düşeni yapmak için kolları sıvamıştı…

Belediye ‘Kent merkezini canlandırmak, tarihi kent kimliğini ortaya çıkarmak, tarihi yapıları kente ve turizme kazandırmak’ amacıyla başlattığı “Kentsel Tasarım ve Revizyon” projesine ilişkin tasarım çalışmaları kapsamında 2012’ de ihaleye çıkarılan Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu ve Kentsel Tasarım Projesi tamamlanıyor, 1/5000 ölçekli planlar yüklenici tarafından yetkililere teslim ediliyordu.

Kültür varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren planlar, Proje Danışma Kurulu tarafından onaylanırken, Vali Güzeloğlu, Büyükşehir Başkanı Özcan ve Akdeniz Belediye Başkanı Türk’ün yer aldığı Üst Kurul’un onayı ardından Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunulacak, ardından Büyükşehir Meclisi’nden geçen 5 binlik planlara göre alt ölçekli planlar hazırlanacaktı.

Sadece Uray caddesindeki birkaç binayı değil, Mersin Tren Garı ile Mersin Kültür Merkezi arasında kalan, mimari, tarihi, estetik ve sanatsal özellikleri yanında bir arada bulunmaları sebebiyle “Kentsel Sit Alanı” olma özelliği taşıyan 40 hektarlık bir bütüncül plan küçük hamlelerle ete kemiğe bürünecek noktadaydı o günlerde…

Koruma amaçlı imar planı ise koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek; ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabii afet risklerine karşı tedbirlerin alınması ile tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasını esas alıyordu.

40 hektarlık alanda ev ve iş yerlerinin sosyo-ekonomik yapıları, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamaları, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projeleri, uygulama etap ve programları düşünülmüştü.

Plan ayrıca; hali hazır haritalarda açık alan sistemi, yaya ve taşıt dolaşımı; altyapı, yoğunluklar ve parsel tasarımları, yerel sahipliği içeren hedefler, araçlar, stratejiler ile planlama kararları, plan notları ve açıklama raporlarını kapsıyordu.

O gün elimizi uzatsak dokunacağımız kadar yakınımıza gelen ‘Talih Kuşu’ nasıl oldu da havalanıp meçhullere karıştı…

Sağlık Müdürlüğünün geçici olarak kullandığı eski Valilik kompleksi yanındaki bina ölüme terk edilirken aynı Sağlık Müdürlüğünün hiçbir işlevselliği olmayan tarihten ve estetikten uzak Uray caddesinin de ruhuna Fatiha okutacak bir ‘ucube’ binayla dokuyu bozmasına göz yumuldu?

2 yıl içinde restore edilerek kente kazandırılacağı söylenen Mersin’ in mihenk taşı Valilik Binası çivi çakılmadan ne oldu da ölüme terk edildi?

Kilise’ den- Fener’e uzanan 40 hektarlık bölgede 12 yılda tek bir mekân restore edilebilirken, o binanın da altı ile üst katı birbirinden kopuk çok farklı iki kuruma nasıl ve neden tahsis edildi?

O soruları da başka makalede ele alma umuduyla…

Abdullah Ayan