Mersin Serbest Bölgesi ile MESBAŞ hakkında Sayıştay Denetleme raporu ne diyor?... Abdullah Ayan yazdı

19.11.2018 - 07:36, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Mersin Serbest Bölgesi ile MESBAŞ hakkında Sayıştay Denetleme raporu ne diyor?... Abdullah Ayan yazdı

Arazisini verdiği ve alt yapısını yaptığı, kamu kaynaklarını aktardığı bir bölgede sanki bu yatırımları MESBAŞ yapmış gibi 'kurucu işletici' imtiyazı vererek devlet hazinesine gitmesi gereken gelirden devleti mahrum edemezsiniz.Devletin göz göre göre kaybı söz konusu ve bunun mutlaka önüne geçilmeli ama iş bununla kapanır mı emin değilim..

Türkiye' de halen misyonunu sürdürmeye çalışan, taraflara aldırmadan görevinin gereğini hakkıyla yerine getiren kurumlar ve o kurumları ayakta tutan insanlar var. Sayıştay da bunlardan biri… Belediyeler ve çeşitli kamu kurumları hakkında inceleme sonucu hazırlanan raporları son zamanlarda gündeme gelince çoğumuz yeniden hatırladı Sayıştay' ı… Sayıştay denetçileri 2017'de Ekonomi Bakanlığını denetlerken, o günlerde aynı Bakanlığa bağlı Serbest Bölgeleri ve bölgeleri ele almışken Mersin Serbest Bölgesiyle bölgenin işletmecisi MESBAŞ' ı incelemiş, inceleme sonuçlarını da raporlaştırıp Sayıştay internet sitesinde yayınlamışlar. Kısaca aşağıda yer vereceğim tüm bulgular, tespitler ve sonuçlar iddiadan öte, kamu denetçisi kurumun değerlendirmeleri… Bunun altını özellikle çizmekte yarar var çünkü, makalede paylaşacağım bilgi ve belgeler kimi kişi ve çevreleri rahatsız edebilir. Rahatsızlık duyanların başvuracağı, eleştireceği adres ben değilim, Devletin en üst denetleme kurumu… Bunu belirttikten sonra gelelim rapora ve raporda yer alan Mersin Serbest Bölge İşleticisi MESBAŞ ile ilgili Sayıştay denetçilerinin belirleyip rapora döktüğü ve kurumun yayınlayarak resmileştirdiği bilgi ve belgelere… Bana göre Sayıştay raporunun MESBAŞ hakkındaki en önemli bulgusu "kamu kaynaklarıyla kurulmuş bir serbest bölgeyi işletecek şirkete 'kuruculuk ve işleticilik' imtiyazı verilmesi" hususu… Raporda serbest bölgeler kanununa atıfta bulunuluyor ve kuruculuk ile işleticilik kavramları arasındaki farka, bu farkın hazineyi ve hazine üzerinden kamu gelirlerine olası etkilerine değiniliyor. Sayıştay raporuna göre; arazisinden alt ve üst yapısına varıncaya kadar tüm yatırımı bir kuruluş tarafından yapılan ve işletmeciliği de Hükümet kararnamesiyle o kuruluşa verilen bir serbest bölgede 'kurucu işleticilik' imtiyazı verilebilir. Oysa Mersin serbest bölgede durum öyle değil. Burada arazi ve alt yapı hazinenin, üst yapı ise kullanıcıların ve işletmeci imtiyazına sahip MESBAŞ' ın… Bu nedenle MESBAŞ' ın işletme süresini 2016' da 19 yıl eklenerek 2035' e uzatan Bakanlar Kurulu kararıyla şirkete 'Bölge kurucu işleticisi' yetkisinin verilmesini hukuken sorunlu bulan Sayıştay denetçilerinin görüşü şöyle: "Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak kurulan bir şirket tarafından kendi kaynaklarıyla 'kuruluş ve işletme sözleşmesi' çerçevesinde kurulması ve işletilmesi halinde yetkilendirilen şirkete 'Bölge Kurucu İşleticisi' imtiyazı verilebileceği hüküm altına alındığı, dolayısıyla 30 yıl önce kamu kaynakları ile kurulmuş bir serbest bölge için Bölge Kurucu İşletici imtiyazı verilebileceğine dair anılan kanun ve yönetmelik hükümlerinde düzenleme bulunmadığı, kanun koyucu tarafından bakanlar kuruluna verilen bu yetkinin yeni kurulan bir serbest bölgenin alt ve üst yapı yatırımlarının Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak kurulan bir şirket tarafından kendi kaynaklarıyla kurulması ile sınırlı olduğu anlaşılmaktadır" Özetlemeye çalışırsam Kamu Denetçisi; "alt yapısını kurmadığı bir kuruluşa süre uzatılırken Bakanlıkça 'bölge kurucu işleticisi' imtiyazı verilmesi, 'bölge işletmeciliği' imtiyazının 'bölge kurucu ve işleticiliği' imtiyazına dönüştürülmesi hususunun yasal dayanağı yok, üstelik bu imtiyaz Bakanlar Kurulu kararına konu edilerek verilse bile mevcut yasal düzenlemelerle getirilen ilkeleri ortadan kaldırmıyor…" Konunun daha da iyi anlaşılması için somut örnekten gidelim: Bir ara daha uygun fiyatlara hizmet vermesiyle öne çıkmaya ve Mersin' e alternatif olmaya başlayan Yumurtalık Serbest Bölgesi alt ve üst yapısı her şeyiyle Tekfen Holdinge bağlı Tayseb adlı şirkete ait. 1990' da ö dönemin yetkili kamu kurumu DPT imzalanan sözleşmeyle 'Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi' imtiyazını alıyor. Şirket; arazisi, alt ve üst yapısıyla kendisine ait bir özel bölgede kanun ve yönetmeliklere uygun biçimde hareket etmek koşuluyla dilediği hizmeti, serbest rekabet koşullarında belirleyip uyguluyor. Oysa Mersin Serbest Bölgesinde durum öyle değil. Arazi hazinenin ve bölge kurulurken alt yapı yatırımları kamu tarafından üstlenilmiş. İşletici sıfatına sahip MESBAŞ' a süre uzatılırken 'kurucu işletici' imtiyazı verilmesi hukuken ciddi sorunlara yol açabilir… Akıllara, ha 'kurucu işletici' ha 'işletici' olmuş ne fark eder soruları gelebilir. Sayıştay raporunda çok açık biçimde yanıtlanıyor soru: " ASBAŞ (Antalya serbest bölge işletmecisi) ve MESBAŞ' ın sahip olduğu 'Bölge Kurucu İşletmecisi' imtiyazı ile birlikte önemli bir kamu gelirinden vazgeçilmektedir. Serbest Bölge mevzuatı uyarınca vazgeçilen kamu geliri ile Şirketin 'kurucu işletici' vasfı ile yapacağı yatırımlar arasında makul bir denge olması gerektiği değerlendirilmektedir. Şöyle ki; 'Bölge kurucu işletmeci' imtiyazı verilmesi suretiyle serbest bölge mevzuatı uyarınca; - İşletici şirketin yıllık gelirinden özel hesaba yatırılan 25 kâr payı ödemesi sona erdiği, - Şirket tarafından serbest bölgede tahakkuk eden kira bedellerinin 90'ı yerine 63' ünün özel hesaba yatırılacağı, - Özel hesaba gelir kaydedilen tutarın 30' unun 'Bölge kurucu işleticisi' şirketlere ödeneceği dikkate alınmalıdır." Aslında denetleme raporu yeterince anlatıyor her şeyi ama yine de dilimin döndüğünce özetlemeye çalışayım: Arazisini verdiği ve alt yapısını yaptığı, kamu kaynaklarını aktardığı bir bölgede sanki bu yatırımları MESBAŞ yapmış gibi 'kurucu işletici' imtiyazı vererek devlet hazinesine gitmesi gereken gelirden devleti mahrum edemezsiniz. Devletin göz göre göre kaybı söz konusu ve bunun mutlaka önüne geçilmeli ama iş bununla kapanır mı emin değilim.. Yasal olarak verilmemesi gereken imtiyaza dayanarak kullanıcılara tek hizmet verici kuruluş olarak para tahsil eden kuruluşa karşı ileride kullanıcılar pek çok dava açabilirler ve bu davalar hayli büyük tazminat ödemeleriyle sonuçlanabilir. Rapor yasal çerçeveye oturtulan ve pratikte bölgedeki her uygulamaya yansıyan temel prensiple başlıyor ama sonrasında öylesine çarpıcı bulgular ortaya koyuyor ki, inanılır gibi değil… Devam edeceğim rapordaki tespit ve bulgulara…. Abdullah Ayan  
Arazisini verdiği ve alt yapısını yaptığı, kamu kaynaklarını aktardığı bir bölgede sanki bu yatırımları MESBAŞ yapmış gibi 'kurucu işletici' imtiyazı vererek devlet hazinesine gitmesi gereken gelirden devleti mahrum edemezsiniz.Devletin göz göre göre kaybı söz konusu ve bunun mutlaka önüne geçilmeli ama iş bununla kapanır mı emin değilim..

Türkiye' de halen misyonunu sürdürmeye çalışan, taraflara aldırmadan görevinin gereğini hakkıyla yerine getiren kurumlar ve o kurumları ayakta tutan insanlar var.

Sayıştay da bunlardan biri…

Belediyeler ve çeşitli kamu kurumları hakkında inceleme sonucu hazırlanan raporları son zamanlarda gündeme gelince çoğumuz yeniden hatırladı Sayıştay' ı…

Sayıştay denetçileri 2017'de Ekonomi Bakanlığını denetlerken, o günlerde aynı Bakanlığa bağlı Serbest Bölgeleri ve bölgeleri ele almışken Mersin Serbest Bölgesiyle bölgenin işletmecisi MESBAŞ' ı incelemiş, inceleme sonuçlarını da raporlaştırıp Sayıştay internet sitesinde yayınlamışlar.

Kısaca aşağıda yer vereceğim tüm bulgular, tespitler ve sonuçlar iddiadan öte, kamu denetçisi kurumun değerlendirmeleri…

Bunun altını özellikle çizmekte yarar var çünkü, makalede paylaşacağım bilgi ve belgeler kimi kişi ve çevreleri rahatsız edebilir. Rahatsızlık duyanların başvuracağı, eleştireceği adres ben değilim, Devletin en üst denetleme kurumu…

Bunu belirttikten sonra gelelim rapora ve raporda yer alan Mersin Serbest Bölge İşleticisi MESBAŞ ile ilgili Sayıştay denetçilerinin belirleyip rapora döktüğü ve kurumun yayınlayarak resmileştirdiği bilgi ve belgelere…

Bana göre Sayıştay raporunun MESBAŞ hakkındaki en önemli bulgusu "kamu kaynaklarıyla kurulmuş bir serbest bölgeyi işletecek şirkete 'kuruculuk ve işleticilik' imtiyazı verilmesi" hususu…

Raporda serbest bölgeler kanununa atıfta bulunuluyor ve kuruculuk ile işleticilik kavramları arasındaki farka, bu farkın hazineyi ve hazine üzerinden kamu gelirlerine olası etkilerine değiniliyor.

Sayıştay raporuna göre; arazisinden alt ve üst yapısına varıncaya kadar tüm yatırımı bir kuruluş tarafından yapılan ve işletmeciliği de Hükümet kararnamesiyle o kuruluşa verilen bir serbest bölgede 'kurucu işleticilik' imtiyazı verilebilir.

Oysa Mersin serbest bölgede durum öyle değil. Burada arazi ve alt yapı hazinenin, üst yapı ise kullanıcıların ve işletmeci imtiyazına sahip MESBAŞ' ın…

Bu nedenle MESBAŞ' ın işletme süresini 2016' da 19 yıl eklenerek 2035' e uzatan Bakanlar Kurulu kararıyla şirkete 'Bölge kurucu işleticisi' yetkisinin verilmesini hukuken sorunlu bulan Sayıştay denetçilerinin görüşü şöyle:

"Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak kurulan bir şirket tarafından kendi kaynaklarıyla 'kuruluş ve işletme sözleşmesi' çerçevesinde kurulması ve işletilmesi halinde yetkilendirilen şirkete 'Bölge Kurucu İşleticisi' imtiyazı verilebileceği hüküm altına alındığı, dolayısıyla 30 yıl önce kamu kaynakları ile kurulmuş bir serbest bölge için Bölge Kurucu İşletici imtiyazı verilebileceğine dair anılan kanun ve yönetmelik hükümlerinde düzenleme bulunmadığı, kanun koyucu tarafından bakanlar kuruluna verilen bu yetkinin yeni kurulan bir serbest bölgenin alt ve üst yapı yatırımlarının Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak kurulan bir şirket tarafından kendi kaynaklarıyla kurulması ile sınırlı olduğu anlaşılmaktadır"

Özetlemeye çalışırsam Kamu Denetçisi; "alt yapısını kurmadığı bir kuruluşa süre uzatılırken Bakanlıkça 'bölge kurucu işleticisi' imtiyazı verilmesi, 'bölge işletmeciliği' imtiyazının 'bölge kurucu ve işleticiliği' imtiyazına dönüştürülmesi hususunun yasal dayanağı yok, üstelik bu imtiyaz Bakanlar Kurulu kararına konu edilerek verilse bile mevcut yasal düzenlemelerle getirilen ilkeleri ortadan kaldırmıyor…"

Konunun daha da iyi anlaşılması için somut örnekten gidelim:

Bir ara daha uygun fiyatlara hizmet vermesiyle öne çıkmaya ve Mersin' e alternatif olmaya başlayan Yumurtalık Serbest Bölgesi alt ve üst yapısı her şeyiyle Tekfen Holdinge bağlı Tayseb adlı şirkete ait. 1990' da ö dönemin yetkili kamu kurumu DPT imzalanan sözleşmeyle 'Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi' imtiyazını alıyor. Şirket; arazisi, alt ve üst yapısıyla kendisine ait bir özel bölgede kanun ve yönetmeliklere uygun biçimde hareket etmek koşuluyla dilediği hizmeti, serbest rekabet koşullarında belirleyip uyguluyor.

Oysa Mersin Serbest Bölgesinde durum öyle değil.

Arazi hazinenin ve bölge kurulurken alt yapı yatırımları kamu tarafından üstlenilmiş. İşletici sıfatına sahip MESBAŞ' a süre uzatılırken 'kurucu işletici' imtiyazı verilmesi hukuken ciddi sorunlara yol açabilir…

Akıllara, ha 'kurucu işletici' ha 'işletici' olmuş ne fark eder soruları gelebilir.

Sayıştay raporunda çok açık biçimde yanıtlanıyor soru:

" ASBAŞ (Antalya serbest bölge işletmecisi) ve MESBAŞ' ın sahip olduğu 'Bölge Kurucu İşletmecisi' imtiyazı ile birlikte önemli bir kamu gelirinden vazgeçilmektedir. Serbest Bölge mevzuatı uyarınca vazgeçilen kamu geliri ile Şirketin 'kurucu işletici' vasfı ile yapacağı yatırımlar arasında makul bir denge olması gerektiği değerlendirilmektedir. Şöyle ki; 'Bölge kurucu işletmeci' imtiyazı verilmesi suretiyle serbest bölge mevzuatı uyarınca;

- İşletici şirketin yıllık gelirinden özel hesaba yatırılan 25 kâr payı ödemesi sona erdiği,

- Şirket tarafından serbest bölgede tahakkuk eden kira bedellerinin 90'ı yerine 63' ünün özel hesaba yatırılacağı,

- Özel hesaba gelir kaydedilen tutarın 30' unun 'Bölge kurucu işleticisi' şirketlere ödeneceği dikkate alınmalıdır."

Aslında denetleme raporu yeterince anlatıyor her şeyi ama yine de dilimin döndüğünce özetlemeye çalışayım:

Arazisini verdiği ve alt yapısını yaptığı, kamu kaynaklarını aktardığı bir bölgede sanki bu yatırımları MESBAŞ yapmış gibi 'kurucu işletici' imtiyazı vererek devlet hazinesine gitmesi gereken gelirden devleti mahrum edemezsiniz.

Devletin göz göre göre kaybı söz konusu ve bunun mutlaka önüne geçilmeli ama iş bununla kapanır mı emin değilim..

Yasal olarak verilmemesi gereken imtiyaza dayanarak kullanıcılara tek hizmet verici kuruluş olarak para tahsil eden kuruluşa karşı ileride kullanıcılar pek çok dava açabilirler ve bu davalar hayli büyük tazminat ödemeleriyle sonuçlanabilir.

Rapor yasal çerçeveye oturtulan ve pratikte bölgedeki her uygulamaya yansıyan temel prensiple başlıyor ama sonrasında öylesine çarpıcı bulgular ortaya koyuyor ki, inanılır gibi değil…

Devam edeceğim rapordaki tespit ve bulgulara….

Abdullah Ayan

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.