13 yıl önce kaleme aldığım makalede Cumhuriyet’ in 10. Yılının Mersin kutlamalarını tüm detaylarıyla anlatmış ve makalenin sonunu şu cümleyle bağlamıştım:
“Hükümet konağının önünü dolduran heyecan dolu halkıyla, gece düzenlenen fener alayı ve bugünlerin moda deyimiyle ‘beyazların’ batı taklidi, özentisi içindeki halktan kopuk Tüccar Kulübü balosuyla…
Değişen ne çok şey var o günlerden bugüne ve değişmeyen nice davranış…
Cumhuriyetin 7. Yılından 87. Yılına uzanan kimisine göre çileli, kimisine göre muhteşem yolculuk, belki de nefes kesen bir koşu…
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun, nice bayramlara, Cumhurun daha da öne çıkacağı Cumhuriyetin 100. Yılına…”
O gün uzak gibi görünen Cumhuriyetin’ in 100. Yılı bir başka ifadeyle 2023’ e erişmeye eriştik te, Cumhur yani halk gerçekten öne çıktı mı?
‘Cumhur’ un iradesini ortaya koyacağı seçimler yapılıyor, iyi kötü sandık önüne geliyor gelmesine de özgürlükler, insan hakları ve tümünü içerecek ‘muasır medeniyet’ anlamında bir demokrasiye kavuştuk mu?
Sandıktan çıkan iradenin çoğunlukçuluk anlayışı çoğulculuğa evrilmediği sürece 100. Yılını kutlayacağımız Cumhuriyet tam anlamıyla hedefe ulaşmış oluyor mu?
Cumhuriyeti; Dili, dini, rengi, cinsiyeti ne olursa olsun hiçbir bireyi diğerinden ayrı tutmayan, ‘eşit yurttaşlık’ anlayışıyla taçlandırabildik mi?
Keşke 2010’ da 2023 için dilediğim ‘Cumhurun daha da öne çıkacağı’ beklentisinin gerçekleşmesi bir yana daha da gerilere düşmeseydik…
Peki 10. Yılında Cumhuriyet Bayramı Mersin’ de nasıl kutlanmıştı sorusuna yanıtı 29 Ekim 2010 günü yayınlanan makalemden* bazı bölümlerle vermeye çalışayım:
“Mersin ağacının dallarını günler öncesinden taşımaya başlamıştı arabalar.
Katolik kilisesi ile Gümrük Meydanı arasındaki ana caddenin (o günlerdeki adıyla İskele, sonrasında Uray caddesi olarak anıldı) iki yanı yeşil Mersin dallarıyla süsleniyordu.
Özellikle Mersin Chevrolet (şevrole) bayii Kırmızı Yıldız ticarethanesinin kurduğu tak (Millî bayramlarda veya önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, süslü kemer –aa-), süsleme ve aydınlatılmasıyla tüm dikkatleri üzerine çekiyordu.
Hükümet konağının batı yanındaki Sursok binasının (Azak hanın doğuya doğru karşı yakasında bugün de tüm görkemiyle ayakta duran ikiz binalar) önünde yer alan bu heybetli takı, gece gündüz yakından görmeye gelen halkın heyecanı görülmeye değerdi.
Derken 29 Ekim günü geldi çattı.
Saat 9’da Hükümet Konağının önündeki meydanda başladı resmi tören. İstiklal marşı, ardından bir kız ve erkek öğrencinin günün anlam ve önemini anlatan konuşmaları.
Derken Halk Fırkası (CHP) adına Muhtar Bey** çıktı hazırlanan kürsüye:
“Muhterem hemşehriler, muhterem arkadaşlar, kahraman askerler, mini mini yavrular” diye başladığı uzunca konuşmasını yoğun tezahüratı arasında “yaşasın aziz Reisi Cumhurumuz Ulu Gazi, asil Türk milleti, Cumhuriyet ve ordu” diyerek bitirdi.
Vali konağı önünde yer alan protokol ve karşı taraftaki halkın alkışları eşliğinde resmigeçit başladı.
Önce askerler, ardından bir Jandarma müfrezesi, okul öğrencileri ve İdmanyurdu bünyesinde yer alan gençler günler öncesinden hazırlandıkları gösterileri icra ettiler.
Özellikle Gazipaşa mektebinin sergilediği ve ‘saltanat devrini esaretini, devrimlerle başlayan istiklal ve hürriyeti’ anlatan sahneler ilgiyle izlendi.
Resmi geçidin ardından Hükümet konağında Vali ve protokol tebrikleri kabul etti. Kutlamalar için Mersin’e gelmiş mebuslar, üst rütbeli subaylar, zabitler, müfettişler, amir ve memurlar, Halk Fırkası üyeleri, Belediye temsilcileri, Dernekler ve halktan arzu edenler sırayla kutladılar bayramı.
Saat 11’ de konsoloslar, Mersin’deki yabancı banka ve diğer yabancı şirketlerin temsilcileri Vali nezdinde tebriklerini sundular.
Törenle ilgili gönderilen davetlerde “merasime iştirak edecek zevatın frak, mümkün olmazsa jaketatay (arkası uzun ve yırtmaçlı ceket –aa-) bunun da mümkün olmaması halinde siyah elbise) giyilmesi zorunluluğu anımsatılıyordu.
29 Ekim Salı günü tüm dükkan ve mağazalarla evlerin gündüz mümkün olduğunca iyi biçimde süslenmesi, gece ise fener alayının geçişi süresince elektrik lambalarının yakılarak aydınlatılması konusu kutlama komitesince günler öncesinden rica edilmişti.
Akşam saat 19’ da başta askerler olmak üzere, öğrenciler, İdmanyurdu’ na mensup gençler ve halktan arzu edenler kışla meydanında toplandılar. Meşaleler yakıldı, düzenlenen fener alayı, kışladan (bugünleri Çamlıbel ile Müftü deresi arasında kalan askeri lojmanların yer aldığı bölge) hareketle istasyon caddesine geldiler. Cumhuriyet mektebi, Polis Dairesi ve Jandarma dairesi önünden Yoğurt Pazarına, buradan da Çankaya mektebinde (özgür çocuk parkı) sona erdi fener alayı.
Ve gecenin ilerleyen saatleri…
Halk günün heyecanla dolu tatlı yorgunluğunu atmak üzere evlerine çekilirken Halk Fırkasının hazırladığı Cumhuriyet Balosu başladı Tüccar Kulübünde.
En şık kıyafetleriyle süslü kadınlar, smokinli beyler, orkestra eşliğinde filmlerden akıllarında kaldığı kadarıyla vals ve tango figürlerini uydurarak her türlü dansa iştirak etmeye çalışıyorlardı.
(…) “
* https://abdullahayan.wordpress.com/2010/11/13/abdullah-ayan-anlatiyor-81-yil-once-mersin%e2%80%99de-bir-cumhuriyet-bayrami%e2%80%a6/
**Ahmet Muhtar Berker Göz doktoru olarak hizmet verdiği Mersin’ in ekonomik, sosyal, siyasal hayatına damgasını vuran önemli isimlerden biridir.
Muhtar bey; Mersin Liman Şirketi İdare Meclisi Reisliği, Tanin, Hak, Tercümanı Hakikat, Vasife, İfham ve El Hilal Gazeteleri Muhabir ve Muharrirliği,
Mersin Türk Ocağı Reisliği, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay İdare Heyeti Aza ve Reisliği, Mersin İdman Ocağı Kuruculuğu, Mersin Genel Meclis Azalığı, Halkevi Neşriyat Komitesi Başkanlığı,
TBMM VI. ve VII. Dönem İçel (Mersin) Milletvekilliği, VI. Dönem TBMM Divan Katipliği görevlerinde bulunmuştur.
İki çocuğundan biri olan Feyyaz Berker TÜSİAD kurucu başkanlığı ve Tekfen Holding kurucu ortağıdır.