(TBMM Maliye Encümeni Türkiye' nin dışa açılan en önemli kapısı olarak Mersin' i tescil ediyor)
Yazı dizisinin önceki bölümünde Muvazenei Maliye Encümeni’ nin ABD, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere farklı ülkelerin liman yapım ve işletme deneyimlerine yer veren raporundan alıntılar yapmıştım..
Kaldığımız yerden devam:
Sefain (gemi) ve emtia üzerinden aldıkları rüsum hasılâtiyle masraflarını kapatmaktadırlar. Yani senevî mesarifini (yıllık giderler) ve tesis için akdolunan istikrazların faiz ve amortismanını temin eylemektedirler.
Mukavelenamenin birinci maddesinin saniyen ve j salisen fıkralarında mezkûr olan depolar, antrepolar, mağazalar tesisatına ve tahmil ve tahliye hususatına gelince:
Bunlar Avrupa'da umumiyetle asıl liman tesisatından tefrik edilmiştir (ayrılmış).Fransa'da bu ikinciler (depolama, antrepo hizmetleri) belediyeler ve ticaret odalarına aittir. İstasyonlarla rıhtımlar arasında ray ferş ederek (döşenerek) vagonların hamulesini vagonlara tahmil ve tahliye ve nakledecek tesisat, şimendifer kumpanyaları tarafından yapılır. Berveçhi mâruz (arz edildiği gibi) muhtelif hududun telâkigâhı olmak (farklı sınırların kesiştiği yer) ve Şarkî Akdenizde yegâne bir Türk limanı bulunmakla ehemmiyeti mustağnii (yeterince açık) arz ve izah olan Mersin limanının esaslı rekabeti hariciyeye mâruz olduğu ve her türlü teshilâtla (kolaylıkla), muaveneti lâzımede bulunularak yapılan tesisatla, Şarktaki aksamı memalikimizin mevaridatının bu rakip limana celp edilmekte olduğu görülmektedir. Türkiye mevaridatının (ürünlerinin) bir Türk limanı vasıtasiyle icrasının temini menafii âliyei memleket iktizasındandır. (Doğu Akdeniz' deki tek Türk limanı Mersin donanım ve depolama alanında gerekli yatırımlara kavuşturulmalı, Türk ürünlerinin rakip limanlara kaptırılmasına engel olunmalıdır mealinde)
Bu da ancak limanın kuvvei umumiye yedinde bulunmasıyla kabili husuldür. (kamu eliyle işletilmesi hususuna dikkat çekilmekte)
Diğer cihetden (öte yandan) Mersin - Adana hattının müddeti imtiyaziyesi derdesti hitam olduğu ve âlelumum limanlar demiryollarının son istasyonu olmak hasebiyle her ikisinin aynı elde bulunması tabiî bulunduğu nazarı itibara alınırsa Mersin limanının aynı zamanda hatta sahip olacak olan devlet yeniden bulunması lâzımdır. **
Liman tesisatından mahrum olan Mersin, yalnız Adana vilâyetinin bir iskelesi olduğu ve civarında İskenderun limanının çalıştığı, Trablus ve Beyrut limanlarının Türk ülkesi dâhilinde bulunduğu devreye ait olan eski istatistikler tetkik olunur, Harbi Umumîde Toros Amanos tünellerinin küşadı (açılması) ve Bağdat hattının Nusaybine kadar temdidiyle yukarıda arz olunan bütün memalikin elyevm (bugün) Mersin'e şebekei hadidiye ile merbut (demiryolu ağı ile bağlı)bulunduğu düşünülür. Adana vilâyetinin namzet bulunduğu fevkalâde inkişafı iktisadî göz önüne getirilir, hududun şekli hazırı da derpiş edilirse (göz önüne alınırsa) Mersin limanının çok mühim bir rol ifa edeceği ve pek büyük bir faaliyeti ticariyeye merkez olacağı tezahür eyliyeceği gibi liman tesisatı için sarf olunacak sermayenin yukarıda izah edildiği veçhile faiz ve amortismanı temin ettikten başka yakın bir atide (gelecekte) mühim bir temettü bırakacağı da tebeyyün eder (ortaya çıkar). Mersin limanının istisnaî vaziyetini Heyeti Celileye tamamiyle arz için şu mazbatamızda daha ziyade izahat dercine ihtiyaç olmayıp bütün azayı kiramın (sayın Milletvekillerinin) kendi fikirlerinde birleşmiş olması icap eder.
Ve ufak bir mülâhaza ile Encümenin arz etmek istediği bu esbap teemmül buyurulur (sıralanan nedenler dikkate alınır) ümidindeyiz.
Binaenaleyh her türlü ihtilâtatı (karışıklığı) bertaraf etmek için mezkûr limanın behemahal devlet tarafından inşasının bir zarureti katiye olduğunu ve bu inşaatın biran evvel yapılabilmesi için mevcut keşfiyatın Nafıa bütçesindeki tertibi mahsusundan icrasiyle itmamım ve sene içinde inşaata başlanılarak 1343 senesi nihayetine kadar ikmal inşaatı muktazi tahsisatın bütçelerine vazının Heyeti Celilece müstacelen (yüce heyetinizce acilen) müzakeresiyle karara raptını (eklenmesini) arz ve teklif eyleriz. ***
1924' te küllerinden yeniden doğmaya çalışan ülke ve TBMM' nin Mersin' e liman anlamında yüklediği anlam ve yürünmesi gereken yol haritası…
Onca önemine karşı Demokrat Parti iktidar oluncaya kadar 26 yıl sadece Mersinin değil, Türkiye ekonomisinin lokomotifi projenin bir türlü hayata geçirilememesi…
24 Nisan 1924 günü TBMM' de Nafıa ve Maliye komisyonlarının günümüze de ışık tutan gerekçeli raporları yanında vekiller de söz alıp tarihe iz düşen konuşmalar yaptılar…
Ahde vefa adına o günkü konuşmaları, tartışmaları bu yazı dizisinde yer verip noktalayacağım araştırmayı…
* (Konteyner taşımacılığının ve lojistik sektörünün bu denli gelişmediği o günlerde gemiden tahliye edilen her türlü ürün ve eşyanın iç bölgelere aktarılması ve yerli ürünlerin ihraç edilmek üzere gemilere yüklenmesi ya depolama ya da vagonların gemilere kadar yanaşıp yükleme boşaltma yapmasıyla mümkün olabiliyordu. Raporda depolama hizmetlerinin başta Fransa olmak üzere Avrupa genelinde liman işletmesinden bağımsız olarak Ticaret Odaları veya Belediyelerce yapılmış antrepolarda yapıldığına dikkat çekilmektedir. Mersin 1930' larda Odalar Birliği ortaklığındaki Umum Mağazalar ve ardından pek çok bankanın işlettiği antrepoculukla tanışmış müstesna bir kentti. Bu konuya Mersin Dedikleri Bir Limandı Aslında kitabımda 'Mersin ve antrepoculuk hizmetleri' özel bir bölüm ayırmış ve hayli kapsamlı belge bilgiye yer vermiştim. Merak edenler o kitaptan yararlanabilir.. A. Ayan)
** 1886 yılında tamamlanarak hizmete giren ve Alman Deutsche Bank tarafından işletilen Mersin- Adana demiryolundan söz ediliyor. Tren hattının önemine dikkat çekilirken yakında millileştirilerek Türkiye devleti tarafından işletilecek demiryolu ile entegre Mersin limanının da devletçe yapılıp işletilmesi gerektiği vurgulanıyor…
Gerçekten de Meclis Maliye Komisyonunun öngörüsü kısa zamanda gerçekleşecek ve demiryolu hattı 1 Ocak 1929' da kamulaştırılarak TCDD' ye devredilmiştir…
*** Maliye (günümüzdeki Bütçe) komisyonu raporda özetlediği çok önemli tespitler ve gerekçelerle Mersin limanının yabancı bir şirket yerine mutlaka devlet eliyle yapılıp işletilmesinin önemine dikkat çekiyor ve bu hedef doğrultusunda Bayındırlık Bakanlığı bütçesine 1924' ten itibaren koyulacak ödenekle 3 yıl içinde tamamlanmasını güçlü ifadelerle tavsiye ediyor…