Diyelim ki ülke değil de bir holding yönetiyorsunuz..
Her yıl sonunda yetkililerinizden gelecek yılla ilgili planlar yapmasını, hangi yatırımların öncelikle gerçekleştirilmesi gerektiğini dinler, buradan yola çıkarak önceliklerine göre belli bir strateji çerçevesinde planlarsınız..
Planlarken de gözeteceğiniz en önemli şey, yatırımlara aktaracağınız kaynakların bütçenizle uyumlu olmasıdır. Bunu sağlıklı biçimde yapmazsanız, başladığınız tüm işler yarım kalır. Yeni iş alanlarına atılayım derken olanı da yitirirsiniz..
Bu kişiden başlayarak aileye, küçük esnaftan dev holdinge, yerel yönetimlerden devletin yürütmesini üstlenen hükümetlere kadar böyledir.
Arada bir fark var: Hükümetler ve bir yere kadar yerel yönetimler dışında kalan tüm kurumlar genelde rasyonel davranır, ayaklarını yorganlarına göre uzatırlar. Bunu yapmayan krize sürüklenir, iflas eder..
Peki hükümetler ne yapar?
Önceki makalede örneğini verdim..
Sürekli göç veren ve son 2019 sayım sonuçlarına göre nüfusu 340 bine gerileyen Rize' ye iki yıl içinde bulabildiğiniz ne kadar kaynak varsa aktarır başlamış olan havalimanının bir an önce bitirilmesi için canınızı dişinize takarsınız..
Peki Rize' nin gerçekten böyle bir yatırıma mı, yoksa ekmeğini kent dışında aramak zorunda kalan ve demografik olarak ta her gün eriyen kente istihdam sağlayacak akıllı projelere mi ihtiyacı var?
Halka kulak vermeyince ve her şeyi onların yerine düşünüp, onlardan daha sağlıklı kararlar verdiğinize inanmaya başladığınızda böylesi tercihleri yaparsınız..
Hadi yaptınız diyelim.. Yine iktidarın sözünden çıkmayacak THY veya Anadolu Jet gibi şirketlerden birinin de Rize' ye uçmasını sağladınız. Haftada kaç sefer yapacaklar? Rize' nin yolcu kapasitesi bu havalimanının rantabl olarak işletilmesine yetecek mi?
Kaldı ki, Rize' nin yanıbaşında ve günde pek çok uçuş seferine ev sahipliği yapan Trabzon havalimanı var, Rize-Trabzon karayolu mesafesi bir saat. Trabzon' dan Rize' ye günün her saatinde Havaş seferleriyle ulaşmanız mümkün..
Ekonomik hatta uzun vadeli düşünülürse siyasi rasyonalite, zaten kriz yaşayan ülkenin sınırlı kaynaklarını optimum biçimde harcanmasını, paranın mümkün olduğunca sağlam fizibiliteye sahip projelere aktarılmasını söyler..
Bu gerçeklikten uzaklaşılırsa bir süre sonra ölü yatırımlar mezarlığına döner ülke..
Anımsıyorum da 2001 krizi sonrasında tüm televizyon haberleri ineklerin otladığı hava alanları görüntüleriyle yürekleri sızlatırdı.
Bugün de durum çok farklı değil..
Örneğin Kütahya' da yaptırılan ve devletin cebinden bir kuruş çıkmayacak denilerek YİD yöntemiyle hayata geçirilen Zafer Havalimanı..
Henüz inekler otlamıyor ama 'cebimizden para çıkmayacak' denilen havalimanı, verilen yolcu sayısına ulaşılmayınca, taahhüt edilen yolcunun parası 'uçsun, uçmasın' hazine tarafından karşılanıyor.
2019’da 1 milyon 232 bin yolcu garantisi verilen havalimanının hizmet verdiği yolcu sayısı 82 binde kaldı. Bir başka ifadeyle verilen garantinin 6' sı kadar yolcu binmiş, geri kalanın parasını (işletme süresi sonuna kadar her yıl yaklaşık 2 milyon dolar) hazine bir başka ifadeyle tüm vatandaşlar el birliğiyle ödeyecek..
2020 yatırım programını inceledikçe iktidarın tercihleriyle halkın beklentileri arasındaki uçurum özellikle de Mersin açısından çok daha net anlaşılıyor..
Yıllardır istihdama açılan en önemli kapıların başında Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gelir.
Başta OSB' de faaliyet gösteren kuruluşlar olmak üzere tüm kent dinamikleri yıllardır bölgenin otoyol bağlantısının tamamlanması konusunu dile getirir, siyasetçilerin kapısını aşındırırlar. Özellikle iktidar temsilcileri her seçim arifesinde OSB' nin hayat damarı bağlantı yoluyla ilgili vaatlerde bulunurlar..
Vaatler iyi de gerçek durum ne?
Sorunun cevabını hem de çarpıcı karşılaştırmayla 2020 programından vereyim:
2018 yılı yatırım programından başlanarak bugüne kadar 11,1 km uzunluğundaki yol için harcanan toplam para 4 milyon 635 bin lira..
2020 hesaplarıyla yolun proje tutarı 246 milyon 515 bin lira..
Önceki yatırım programına göre 2021' de bitirilmesi ön görülen proje için 2020 programında 2022 tarihi veriliyor..
2021, 2022 tarihleri veriliyor da, kaynak olarak ne aktarılıyor? Öyle ya, her şeyde olduğu burada da işi yapmanın en önemli ayağı kaç para harcayacağınız..
İster inanın ister inanmayın 2018E040590 numaralı Mersin-Tarsus OSB bağlantı yolu için 2020 yatırım programında yer alan miktar 1 milyon lira..
Öncelik demişken, kaç Mersinlinin umurundadır bilemem ama hükümet Mersin özelinde hangi yol projesini önemsemiş dersiniz?
Akkuyu Nükleer Santral bağlantı yolu çok acil görülmüş olmalı ki, proje tutarı 98 milyon TL olan 1600 metre uzunluğundaki yol için bugüne kadar 40 milyon harcanmış, 2020 için ayrılan kaynak ise 29 milyon 399 bin lira..
Geçen yıl yapımına başlanan yol 2020' de bitirilecek. (belki de bitirilmek üzeredir)
Peki OSB bağlantı yolu ne olacak?
Bir milyonla ne yapılırsa o yapılacak..
Ama merak etmeyin nasılsa her yıl olduğu gibi bu yıl da bir seçim çıkar karşımıza, siyasetçiler arz-ı endam eder, bitirileceğine dair vaatlerde bulunur, oy isterler..
8 yıldır her seçim dönemi 'yakında uçacaksınız' söylemleriyle hayallere daldığımız gibi bir süre daha oyalanır, avunur gideriz.. Hepsi bu…