Mersinliler olarak çoğumuz farkına varmasak ta, Cennetten farksız bir kentte yaşıyoruz..
Onca işgal edilmişliğine, neredeyse tüm kıyılarının yağmalanmasına inat cennet koylarıyla halen doğu Akdeniz' in önemli bir sahil kentine sahibiz..
Bu kadar da değil..
Yazın insanların nefes alacağı, nem ve sıcaktan bunaldıklarında kaçabilecekleri bilinen bilinmeyen pek çok yaylayı da barındırıyor Mersin..
Gözne, Soğucak, Ayvagediği gibi merkeze yakın ve neredeyse kentle birleşmiş yaylaları veya Tarsus' un Namrun' unu, Erdemli' nin Sorgun' unu anlatmama gerek yok..
Bir de nispeten uzak olduğu için günü birlik gidip gelmenin güç olduğu gerçek anlamda kış cennetlerimiz var..
Karboğazı gibi Anadolu bir yana Avrupa kış sporlarına kucak açan Alpleri kıskandıracak doğal pistlere sahip bir cenneti turizme açma girişimleri yıllardır ne yazık ki, düşünceden çıkıp fiiliyata geçirilmedi.
Her yıl rutin olarak heyetler toplar buraya seferler düzenleriz ama 'incelemeler sonu' verilen demeçlerle kalır her şey ve bir sonraki yıl düzenlenecek geziye kadar beklemeye alınır hayaller.
Bir de Arslanköy' ümüz var..
Tek parti döneminde dayatmalara ve iradesinin çalınmasına karşı sandığı namus sayıp tehditlere, zindanlara boyun eğmeyen, kaleme aldığım araştırmaya konu olan ve gönül bağıyla sevdalandığım Arslanköy..
Köylerin mahalle yapılması ve en yakın ilçeye bağlanmasıyla onca uzaklığına karşı kent merkezindeki Toroslar ilçesine bağlanan Mersin' in en kadim yerleşimlerinden biri…
1500 metre yüksekliğiyle Toroslar' ın tepesinde yılın 6 ayı karın eksik olmadığı bu bozulmamış cennet geçtiğimiz günlerde Toroslar Belediyesinin kış etkinliklerine sahne oldu..
Kış festivali dense de, festival tanımı fazlaca sulanmaya yüz tuttuğundan ve neredeyse tüm etkinliklere festival denmeye başlanmasından dolayı ben kış şenliği daha yakışacaktır diye düşünüyorum.
**
Kış şenliklerinin Elazığ' da meydana gelen deprem nedeniyle bir hafta ertelenmesine karşın, halkın yoğun ilgi göstermesi etkinliğin kamuoyunda benimsenmesinin de göstergesi.
Arslanköy' ün hafta sonuna denk gelen iki gün boyunca ziyaretçi akınına uğraması Toroslar Belediyesi ve çiçeği burnunda başkanın ne kadar doğru bir projeye imza attığını da göstermesi bakımından kayda değer..
31 Mart seçimleri sonrasında sürekli dile getiriyorum.
Artık insanımız yerel yönetimlerden, rutin belediyeciliğin, hatta çılgın projelerin ötesine geçecek bir anlayış, farklı ve doğrudan insanı hedef alan küçük dokunuşlar bekliyor..
Bu arada etkinlikler gösterdi ki, Karboğazı ile yıllardır gündeme getirdiğimiz başta alt yapı, ulaşım ve doğaldır gelecek insanların konaklamasını sağlayacak tesislerle ilgili sorunların tümü Arslanköy için de geçerli.
Mütevazi bütçesi ve kıt kaynaklarıyla ilçe belediyesi şöyle dursun Büyükşehir' in bile altından kalkamayacağı, merkezi hükümetin de pek umursamadığı bu insan odaklı ve geri kalmış yöreleri canlandırmayı amaçlayan yatırımları kim nasıl yapacak?
Gerçekten de iki gün boyunca ziyaretçilerin akın ettiği Arslanköy yolculuğu, dönüşte tek kelimeyle işkenceye dönüştü.
Oysa belli noktalarda yoğun trafik dikkate alınarak bazı önlemler, düzenlemeler yapılsa bu çile çekilmeyebilirdi..
Arslanköy kış şenlikleri Toroslar Belediyesine parasal anlamda dişe dokunur yük getirmediği gibi aksine başkan ve ekibine büyük puan kazandıran etkinlik olarak akıllarda kalacak..
Umarım bundan sonraki yıllar kazanılacak deneyimle daha başarılı biçimde hayata geçirilir.
Ve yine umarım Toroslar Belediyesi Arslanköy kış şenliklerinden aldığı cesaretle küçük dokunuşları benzer doğa cennetlerinde güz şenlikleri, bağ bozumları gibi mevsimlere göre çeşitlendirip çoğaltarak farklı bir yerel turizm faaliyetinin önünü açar..