Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Çin orta gelir barajını geçerken, Türkiye neden tuzağa yakalandı?

Nereden, nereye? sorusunun öne çıktığı ve dünyayı baştan aşağı değiştirecek bir yolculuktan söz ediyorum.. Özellikle de pandemi ile gelen akıl almaz dalganın dayattığı bir değişimin lokomotifi olmaya aday bir Çin var karşımızda.. Koronavirüs salgınıyla başlayan karantina döneminde 'bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' derken açıkçası Çin' in bu kadar hızlı öne çıkacağına, yeni dönemi domine etmeye hazırlıklı olabileceğine bugün gelinen yeri de dikkate alırsak bir yıl önce tahmin etmek pek kolay da değildi.. Aya inen Çin, pandemiyi kısa zamanda yenip sıfır vaka noktasına taşımakla kalmayıp uygulanabilir ilk aşıyı bulan ve pratikte insanlara ulaştıran Çin, dünyanın en büyük gümrük birlikteliğini sağlayıp RCEP adı verilen ekonomik ve demografik anlamda dünyanın üçte birini bir araya getiren paktın öncüsü, lideri Çin, bilişimde dev adımlar atan örneğin Quantum bilgisayar alanında, örneğin 5G teknolojisinde tüm dünyaya sistemler ihraç etmeye aday en güçlü ülke Çin, Küreselleşmenin mucidi ve bugüne kadar oyun belirleyicisi ABD artık bu alanda içine kapanmanın hazırlıklarını yaparken, küreselleşmenin en güçlü savunucusu Çin.. Son araştırma makalelerinde yine Çin' in öncüsü olduğu ve doların tahtını sarsmaya, dünya ödemeler dengesini baştan aşağı değiştirmeye aday dijital Yuan' ın nasıl bir potansiyele sahip olduğunu anlatmaya çalıştım.. Toplasanız tümü 30 yıla sığdırılan ve 1990' larda sessizce çıktığı dünya sahnesinde artık her alanda ABD ile boy ölçüşen, üstelik bunu soğuk savaş dönemindeki Sovyetler' den farklı olarak küreselleşme olgusundan yararlanarak, ekonomik alanda batıya batının argümanlarıyla cevap veren bir ülkeden söz ediyoruz.. Başlangıçta ucuz emek gücü sayesinde tüm dünyanın en verimli fabrikası olarak nitelendirilen bir ülke nasıl oldu da zaman içinde teknoloji alanında bugünkü seviyeye ulaştı? Gerçekten de her türlü emek yoğun ürünü en ucuza mal etmeyi hedefleyen küresel sermayenin ve o sermayenin temsilcisi markaların üretimini yapan tedarikçisi olan Çin bugün ileri teknoloji ürün ihracatında dünya lideri olmasını hangi etmenlere borçlu? İhracat sayesinde refah ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan  Güney Kore, Japonya hatta Almanya ABD' nin katkısı ve tartışılmaz desteğiyle öne çıkarken, bugün zirveye göz diken Çin' i hangi dinamiklerin bugünkü konuma taşıdığı özellikle Türkiye gibi orta gelir tuzağından çıkmaya çalışırken yeniden altlara düşen ülkeler açısından çok önemli.. İleri teknoloji ihracatının yadsınamaz katkısıyla 30 yılın sonunda bugün özellikle bu alanda dünyanın tartışılmaz lideri konumuna gelen Çin ve yerinde saymak şöyle dursun hızla gerileyen deyim yerindeyse serbest düşüşe geçen Türkiye' nin yıllar içindeki sürecini en iyi yansıtacak olan göstergelerden biri yıllar itibariyle patent sayıları.. Tek başına bu veri bile Çin' in nerede doğru, Türkiye' nin nerede yanlış yaptığını anlatan derslerle dolu.. 1990' da yerleşik olmayanların (yabancıların) Çin' de yaptığı patent başvuru sayısı 4305, Türkiye' de 1090.. 2000 yılında Çin' de sayı 26.560'a, Türkiye' de 3.156' ya yükseliyor. Bundan sonrası daha da dramatik.. Yıllar itibariyle değişim grafiğini aşağıda bulacaksınız ama hikayenin bugün itibariyle sonunu şöyle özetleyeyim: 2018 yılında yabancıların patent başvuru sayısı Çin' de 148 bine ulaşırken Türkiye' de 310'a geriliyor. (sayılarda hata yok, yazıyla da yineleyeyim: üç yüz on)* Yabancılar açısından patent başvuruları böyle de yerlilerin durumu farklı mı? Yine hikayeyi 1990' dan başlatayım.. Çin' de yerleşiklerin patent başvurusu 5832, Türkiye' de 138.. 2000 yılına geldiğimizde Çin' deki başvurular 25346, Türkiye' de 277.. Ve 2018' e geldiğimizde Çin' deki yerleşik kişi ve şirketlerin patent başvurusu 1 milyon 395 bini bulurken Türkiye' deki sayı 7 bin..** Patent başvurularında durum bu da, ticari markalaşma ya da endüstriyel tasarım uygulamalarında farklı mı? Onun için 1990' da 13 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye' ye karşı 62 milyar dolarlık ihracat yapan Çin vardı, 2019'da 2,5 trilyon dolarlık ihracat yapan Çin ve 188 milyar dolarlık ihracatta kalan Türkiye var. Üstelik bu ihracatın içinde yüksek teknoloji ürünleri Çin' de 732 milyar dolara ulaşırken Türkiye' de 3,1 milyar dolar.. Çin orta gelir barajını hızla geçerken, Türkiye' nin tuzağa yakalanmasının nedenlerini sorgulamaya, çıkış yollarını aramaya devam edeceğim.. * Yerleşik olmayanların (yabancı yatırımcı) patent başvuruları   Çin TR 1990 4305 1090 1995 8688 1520 2000 26560 3156 2005 79842 218 2010 98111 177 2015 133612 489 2018 148187 310   ** Yerleşiklerin patent başvuruları   Çin TR 1990 5832 138 1995 10011 170 2000 25346 277 2005 93485 928 2010 293066 3180 2015 968252 5352 2018 1393815 7156    
Ekleme Tarihi: 10 Aralık 2020 - Perşembe

Çin orta gelir barajını geçerken, Türkiye neden tuzağa yakalandı?

Nereden, nereye? sorusunun öne çıktığı ve dünyayı baştan aşağı değiştirecek bir yolculuktan söz ediyorum..

Özellikle de pandemi ile gelen akıl almaz dalganın dayattığı bir değişimin lokomotifi olmaya aday bir Çin var karşımızda..

Koronavirüs salgınıyla başlayan karantina döneminde 'bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' derken açıkçası Çin' in bu kadar hızlı öne çıkacağına, yeni dönemi domine etmeye hazırlıklı olabileceğine bugün gelinen yeri de dikkate alırsak bir yıl önce tahmin etmek pek kolay da değildi..

Aya inen Çin,

pandemiyi kısa zamanda yenip sıfır vaka noktasına taşımakla kalmayıp uygulanabilir ilk aşıyı bulan ve pratikte insanlara ulaştıran Çin,

dünyanın en büyük gümrük birlikteliğini sağlayıp RCEP adı verilen ekonomik ve demografik anlamda dünyanın üçte birini bir araya getiren paktın öncüsü, lideri Çin,

bilişimde dev adımlar atan örneğin Quantum bilgisayar alanında, örneğin 5G teknolojisinde tüm dünyaya sistemler ihraç etmeye aday en güçlü ülke Çin,

Küreselleşmenin mucidi ve bugüne kadar oyun belirleyicisi ABD artık bu alanda içine kapanmanın hazırlıklarını yaparken, küreselleşmenin en güçlü savunucusu Çin..

Son araştırma makalelerinde yine Çin' in öncüsü olduğu ve doların tahtını sarsmaya, dünya ödemeler dengesini baştan aşağı değiştirmeye aday dijital Yuan' ın nasıl bir potansiyele sahip olduğunu anlatmaya çalıştım..

Toplasanız tümü 30 yıla sığdırılan ve 1990' larda sessizce çıktığı dünya sahnesinde artık her alanda ABD ile boy ölçüşen, üstelik bunu soğuk savaş dönemindeki Sovyetler' den farklı olarak küreselleşme olgusundan yararlanarak, ekonomik alanda batıya batının argümanlarıyla cevap veren bir ülkeden söz ediyoruz..

Başlangıçta ucuz emek gücü sayesinde tüm dünyanın en verimli fabrikası olarak nitelendirilen bir ülke nasıl oldu da zaman içinde teknoloji alanında bugünkü seviyeye ulaştı?

Gerçekten de her türlü emek yoğun ürünü en ucuza mal etmeyi hedefleyen küresel sermayenin ve o sermayenin temsilcisi markaların üretimini yapan tedarikçisi olan Çin bugün ileri teknoloji ürün ihracatında dünya lideri olmasını hangi etmenlere borçlu?

İhracat sayesinde refah ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan  Güney Kore, Japonya hatta Almanya ABD' nin katkısı ve tartışılmaz desteğiyle öne çıkarken, bugün zirveye göz diken Çin' i hangi dinamiklerin bugünkü konuma taşıdığı özellikle Türkiye gibi orta gelir tuzağından çıkmaya çalışırken yeniden altlara düşen ülkeler açısından çok önemli..

İleri teknoloji ihracatının yadsınamaz katkısıyla 30 yılın sonunda bugün özellikle bu alanda dünyanın tartışılmaz lideri konumuna gelen Çin ve yerinde saymak şöyle dursun hızla gerileyen deyim yerindeyse serbest düşüşe geçen Türkiye' nin yıllar içindeki sürecini en iyi yansıtacak olan göstergelerden biri yıllar itibariyle patent sayıları..

Tek başına bu veri bile Çin' in nerede doğru, Türkiye' nin nerede yanlış yaptığını anlatan derslerle dolu..

1990' da yerleşik olmayanların (yabancıların) Çin' de yaptığı patent başvuru sayısı 4305, Türkiye' de 1090..

2000 yılında Çin' de sayı 26.560'a, Türkiye' de 3.156' ya yükseliyor.

Bundan sonrası daha da dramatik..

Yıllar itibariyle değişim grafiğini aşağıda bulacaksınız ama hikayenin bugün itibariyle sonunu şöyle özetleyeyim:

2018 yılında yabancıların patent başvuru sayısı Çin' de 148 bine ulaşırken Türkiye' de 310'a geriliyor. (sayılarda hata yok, yazıyla da yineleyeyim: üç yüz on)*

Yabancılar açısından patent başvuruları böyle de yerlilerin durumu farklı mı?

Yine hikayeyi 1990' dan başlatayım..

Çin' de yerleşiklerin patent başvurusu 5832, Türkiye' de 138..

2000 yılına geldiğimizde Çin' deki başvurular 25346, Türkiye' de 277..

Ve 2018' e geldiğimizde Çin' deki yerleşik kişi ve şirketlerin patent başvurusu 1 milyon 395 bini bulurken Türkiye' deki sayı 7 bin..**

Patent başvurularında durum bu da, ticari markalaşma ya da endüstriyel tasarım uygulamalarında farklı mı?

Onun için 1990' da 13 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye' ye karşı 62 milyar dolarlık ihracat yapan Çin vardı, 2019'da 2,5 trilyon dolarlık ihracat yapan Çin ve 188 milyar dolarlık ihracatta kalan Türkiye var.

Üstelik bu ihracatın içinde yüksek teknoloji ürünleri Çin' de 732 milyar dolara ulaşırken Türkiye' de 3,1 milyar dolar..

Çin orta gelir barajını hızla geçerken, Türkiye' nin tuzağa yakalanmasının nedenlerini sorgulamaya, çıkış yollarını aramaya devam edeceğim..

* Yerleşik olmayanların (yabancı yatırımcı) patent başvuruları

 

Çin

TR

1990

4305

1090

1995

8688

1520

2000

26560

3156

2005

79842

218

2010

98111

177

2015

133612

489

2018

148187

310

 

** Yerleşiklerin patent başvuruları

 

Çin

TR

1990

5832

138

1995

10011

170

2000

25346

277

2005

93485

928

2010

293066

3180

2015

968252

5352

2018

1393815

7156

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.