Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Çin Pakistan Ekonomik (CPEC) koridoruna karşı, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa (IMEC) koridoru.

Önceki makalede Hindistan’ dan başlayıp BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail rotasını izleyerek Yunanistan’ ın Pire limanı üzerinden Avrupa'ya ulaşması tasarlanan koridorla ilgili ABD’ nin öncülük ettiği projeye değinmiş, projenin Türkiye ama özellikle de Akdeniz’ in en büyük lojistik üssü olma potansiyeline sahip Mersin için yaşamsal önemde olması yanında Türkiye’ nin koridor dışında bırakılması büyük bir tarihi fırsatın kaçırılması anlamına geldiğini vurgulamıştım.. Kaldığım yerden devam edip Çin’ in CPEC koridoru ile Hindistan-Yunanistan arasında Arap yarımadasındaki ülkeleri de kapsayan deniz ağırlıklı koridorla birlikte ortaya çıkacak tehdit ve fırsatları ele almaya çalışacağım… Şurası kesin; dünya tıpkı 1929 buhranı sonrası gibi büyük krizlerle karşı karşıya ve çekilen doğum sancısının nasıl sonuçlanacağı çok ciddi soru olarak karşımızda duruyor… İklim krizi zorunlu olarak petrol temelli mevcut küresel sistemin on yılları aşmayacak kadar kısa zamanda değişmesini, bunun için de yenilenebilir enerjiye dayalı yeni bir sistemi tüm dünya için zorunlu kılıyor… Küresel ısınma yarattığı pek çok sorun yanında su kaynaklarının azalmasıyla kavimler göçünden beter ve hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı kadar büyük bir göçü tetiklemiş durumda… Örneğin bugün yalnızca Afrika’ da 350 milyon insanın daha yaşanır topraklara göç etmeye hazırlandığını gösteriyor… 11 yıldır 10 milyon Suriyeli –ki bunların büyük bölümü eğitim görmüş, kalifiye olarak çalışabilecek niteliğe sahip- ile baş edemeyen Avrupa, böylesi ‘neredeyse tamamı ‘vasıfsız’ bir mülteci akınının altından kalkabilir mi? O halde günlük palyatif çözümler yerine orta ve uzun vadeli stratejik derinliğe sahip adımlar atılması gerekiyor… Çin’ in Afrika’ ya gittikçe artan ilgisi, yatırımlar ve özellikle maden işleme ile tarım arazilerinin değerlendirilmesi girişimleri elbette dikkat çekici ancak ne küresel ısınma sorununa katkı bir yana çevreyi daha da kirlettiği gerçeği inkar edilemez biçimde karşımızda duruyor… Çin’ in önlenemez yükselişine karşı bugün Hindistan’ ı yeni küresel üretim fabrikası olarak devreye sokmaya çalışan ABD ve Hindistan ürünlerinin taşınacağı koridor projesine özellikle maddi kaynak sağlama bakımından oldukça cömert davranacaklarını açıklayan BAE, Suudi Arabistan’ ın desteği, petrol sonrası gelecekleri bakımından da dikkate değer stratejik hamleler olarak okunabilir… Çin son 33 yılda yoksulluğu yenmekle kalmadı… Dünyanın en büyük fabrikası iddiasıyla çıktığı yolculukta bugün artık orta gelir tuzağını aşma potansiyelini hayata geçirebilecek seviyeye ulaşmış bulunuyor… Ve şimdi sırada Çin gibi 1,5 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık iki ülkesinden biri olan Hindistan’ daki devasa insan gücünü yerinde tutarak göç dışında kendi topraklarında yaşamını sürdürmesi bazı ülkelerin ekonomik çıkarlarının ötesinde tüm dünyanın dikkatini çekecek önem ve anlam taşıyor.. Bir Kuşak-Bir Yol adıyla anılan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu inisiyatifinin önerilmesinden bu yana geçen 10 yıl  boyunca CPEC (Çin Pakistan Ekonomik Koridoru) dışında ilerleme sağlanamadı. Oysa CPEC Çin'in İpek Yolu projesinin sadece bir bölümü ve asıl hedef altyapıdan kalkınma yardımlarına kadar çok geniş ve kapsamlı bir işbirliğini öngörüyordu.. İşte Hindistan'da düzenlenen G20 zirvesinin oturum aralarında açıklanan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC), limanlardan oluşan bir ticaret koridoru aracılığıyla Hindistan'ı Orta Doğu ve Basra Körfezi ülkesine demiryolu ve daha kaliteli yeni karayollarıyla bağlayacak ama bununla da kalmayacak… İsrail-Yunanistan hattı üzerinden Avrupa’ nın derinliklerine uzanacak. Çin-Pakistan Ekonomik Koridoruna (CPEC) şu ana kadar 60 milyar dolarlık yatırım yapıldı ve henüz bu hat bile tamamlanmış değil… Düne kadar kendi içinde yabancı sermaye ile özel ekonomik bölgeler kurulmasına ön ayak olan ve bu özel bölgeler sayesinde büyük sıçrama kaydeden Çin, şimdi Pakistan’ ın ekonomik büyümesine yardımcı olması beklenen modernleştirilmiş ulaşım ağları ve özel ekonomik bölgeler kurulması amacıyla kredi ve teknolojik anlamda her türlü desteği veriyor… Çin’ in asıl hedefi CPEC ile sınırlı değil… Yukarıda değindiğim gibi başta Afrika olmak üzere Asya, Orta Doğu ve Avrupa'yı kapsayan limanlar, demiryolları, havaalanları ve diğer ulaşım bağlantılarından oluşan bir ağ üzerinde çalışılırken; 150'den fazla ülke ve 30'dan fazla uluslararası kuruluş Çin ile işbirliği amaçlı anlaşmaları imzaladı.. Dile kolay 3 binden fazla işbirliği projesiyle ülke insanlarının geçim kaynağı girişimlerine yönelik 1 trilyon dolarlık yatırım söz konusu… Karşısında şimdiden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin kredi musluklarını beklenenden çok daha hızlı açacaklarını duyurdukları Hindistan, Ortadoğu, Avrupa Ekonomik Koridoru (İMEC)… Çin’ in dünya sahnesine küreselleşmenin önemli aktörü olarak dahil olması tüm ülkelere ve ülke insanlarına ürünlere erişim konusunda büyük katkı verdi.  Çin sayesinde sanayi ve tedarik zincirleri daha da güvence altına alındı. Çin herkesin erişmek istediği uygun fiyatlı ve kaliteli tüketim mallarının tedarikini sağladı… Şimdi sırada Hindistan var… Üstelik Hindistan, İngilizce bilen özellikle bilişim ve yazılım sektöründe oldukça iyi ve yeterli beyin gücüne de sahip… Suudi Arabistan ise petrol sonrası çağa hazırlık yaparken büyük petrodolar rezervlerini geleceğin alt yapısı ve iklim kaynaklarından arınmış yeni hayal ötesi kentler kurmaya ayırmayı planlıyor… Başlı başına 1 trilyon dolara mal olacağı tahmin edilen yapımı sürmekte olan Neom rüya kenti Suud ailesinin geleceğini temsil eden veliaht prens Salman’ ın üstlendiği proje olarak dikkatlerden kaçmıyor.. 85 milyonluk Türkiye’ nin yarattığı toplam milli hasılanın çok üstünde bir kaynakla kurulacak şehrin inşaattan insan kaynaklarına, donanımına ve işletmelerine kadar tüm boyutlarıyla İMEC koridorundan ayrı düşünmek mümkün mü? Türkiye bu devinimin, büyük dönüşüm dalgasının dışında kalmamalı… Özellikle de Mersin Hindistan’ dan başlayıp Ortadoğu’ da soluklanacak koridorun Avrupa’ ya açılmasında en önemli ayağı olabilir… Bunun için sadece Ankara’ ya değil, yerelde de atılması gereken adımlar, projeler anlamında kapsamlı çalışmalar gerekiyor…
Ekleme Tarihi: 21 Eylül 2023 - Perşembe

Çin Pakistan Ekonomik (CPEC) koridoruna karşı, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa (IMEC) koridoru.

Önceki makalede Hindistan’ dan başlayıp BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail rotasını izleyerek Yunanistan’ ın Pire limanı üzerinden Avrupa'ya ulaşması tasarlanan koridorla ilgili ABD’ nin öncülük ettiği projeye değinmiş, projenin Türkiye ama özellikle de Akdeniz’ in en büyük lojistik üssü olma potansiyeline sahip Mersin için yaşamsal önemde olması yanında Türkiye’ nin koridor dışında bırakılması büyük bir tarihi fırsatın kaçırılması anlamına geldiğini vurgulamıştım..

Kaldığım yerden devam edip Çin’ in CPEC koridoru ile Hindistan-Yunanistan arasında Arap yarımadasındaki ülkeleri de kapsayan deniz ağırlıklı koridorla birlikte ortaya çıkacak tehdit ve fırsatları ele almaya çalışacağım…

Şurası kesin; dünya tıpkı 1929 buhranı sonrası gibi büyük krizlerle karşı karşıya ve çekilen doğum sancısının nasıl sonuçlanacağı çok ciddi soru olarak karşımızda duruyor…

İklim krizi zorunlu olarak petrol temelli mevcut küresel sistemin on yılları aşmayacak kadar kısa zamanda değişmesini, bunun için de yenilenebilir enerjiye dayalı yeni bir sistemi tüm dünya için zorunlu kılıyor…

Küresel ısınma yarattığı pek çok sorun yanında su kaynaklarının azalmasıyla kavimler göçünden beter ve hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı kadar büyük bir göçü tetiklemiş durumda…

Örneğin bugün yalnızca Afrika’ da 350 milyon insanın daha yaşanır topraklara göç etmeye hazırlandığını gösteriyor…

11 yıldır 10 milyon Suriyeli –ki bunların büyük bölümü eğitim görmüş, kalifiye olarak çalışabilecek niteliğe sahip- ile baş edemeyen Avrupa, böylesi ‘neredeyse tamamı ‘vasıfsız’ bir mülteci akınının altından kalkabilir mi?

O halde günlük palyatif çözümler yerine orta ve uzun vadeli stratejik derinliğe sahip adımlar atılması gerekiyor…

Çin’ in Afrika’ ya gittikçe artan ilgisi, yatırımlar ve özellikle maden işleme ile tarım arazilerinin değerlendirilmesi girişimleri elbette dikkat çekici ancak ne küresel ısınma sorununa katkı bir yana çevreyi daha da kirlettiği gerçeği inkar edilemez biçimde karşımızda duruyor…

Çin’ in önlenemez yükselişine karşı bugün Hindistan’ ı yeni küresel üretim fabrikası olarak devreye sokmaya çalışan ABD ve Hindistan ürünlerinin taşınacağı koridor projesine özellikle maddi kaynak sağlama bakımından oldukça cömert davranacaklarını açıklayan BAE, Suudi Arabistan’ ın desteği, petrol sonrası gelecekleri bakımından da dikkate değer stratejik hamleler olarak okunabilir…

Çin son 33 yılda yoksulluğu yenmekle kalmadı… Dünyanın en büyük fabrikası iddiasıyla çıktığı yolculukta bugün artık orta gelir tuzağını aşma potansiyelini hayata geçirebilecek seviyeye ulaşmış bulunuyor…

Ve şimdi sırada Çin gibi 1,5 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık iki ülkesinden biri olan Hindistan’ daki devasa insan gücünü yerinde tutarak göç dışında kendi topraklarında yaşamını sürdürmesi bazı ülkelerin ekonomik çıkarlarının ötesinde tüm dünyanın dikkatini çekecek önem ve anlam taşıyor..

Bir Kuşak-Bir Yol adıyla anılan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu inisiyatifinin önerilmesinden bu yana geçen 10 yıl  boyunca CPEC (Çin Pakistan Ekonomik Koridoru) dışında ilerleme sağlanamadı.

Oysa CPEC Çin'in İpek Yolu projesinin sadece bir bölümü ve asıl hedef altyapıdan kalkınma yardımlarına kadar çok geniş ve kapsamlı bir işbirliğini öngörüyordu..

İşte Hindistan'da düzenlenen G20 zirvesinin oturum aralarında açıklanan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC), limanlardan oluşan bir ticaret koridoru aracılığıyla Hindistan'ı Orta Doğu ve Basra Körfezi ülkesine demiryolu ve daha kaliteli yeni karayollarıyla bağlayacak ama bununla da kalmayacak…

İsrail-Yunanistan hattı üzerinden Avrupa’ nın derinliklerine uzanacak.

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoruna (CPEC) şu ana kadar 60 milyar dolarlık yatırım yapıldı ve henüz bu hat bile tamamlanmış değil…

Düne kadar kendi içinde yabancı sermaye ile özel ekonomik bölgeler kurulmasına ön ayak olan ve bu özel bölgeler sayesinde büyük sıçrama kaydeden Çin, şimdi Pakistan’ ın ekonomik büyümesine yardımcı olması beklenen modernleştirilmiş ulaşım ağları ve özel ekonomik bölgeler kurulması amacıyla kredi ve teknolojik anlamda her türlü desteği veriyor…

Çin’ in asıl hedefi CPEC ile sınırlı değil…

Yukarıda değindiğim gibi başta Afrika olmak üzere Asya, Orta Doğu ve Avrupa'yı kapsayan limanlar, demiryolları, havaalanları ve diğer ulaşım bağlantılarından oluşan bir ağ üzerinde çalışılırken; 150'den fazla ülke ve 30'dan fazla uluslararası kuruluş Çin ile işbirliği amaçlı anlaşmaları imzaladı..

Dile kolay 3 binden fazla işbirliği projesiyle ülke insanlarının geçim kaynağı girişimlerine yönelik 1 trilyon dolarlık yatırım söz konusu…

Karşısında şimdiden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin kredi musluklarını beklenenden çok daha hızlı açacaklarını duyurdukları Hindistan, Ortadoğu, Avrupa Ekonomik Koridoru (İMEC)…

Çin’ in dünya sahnesine küreselleşmenin önemli aktörü olarak dahil olması tüm ülkelere ve ülke insanlarına ürünlere erişim konusunda büyük katkı verdi.

 Çin sayesinde sanayi ve tedarik zincirleri daha da güvence altına alındı. Çin herkesin erişmek istediği uygun fiyatlı ve kaliteli tüketim mallarının tedarikini sağladı…

Şimdi sırada Hindistan var…

Üstelik Hindistan, İngilizce bilen özellikle bilişim ve yazılım sektöründe oldukça iyi ve yeterli beyin gücüne de sahip…

Suudi Arabistan ise petrol sonrası çağa hazırlık yaparken büyük petrodolar rezervlerini geleceğin alt yapısı ve iklim kaynaklarından arınmış yeni hayal ötesi kentler kurmaya ayırmayı planlıyor…

Başlı başına 1 trilyon dolara mal olacağı tahmin edilen yapımı sürmekte olan Neom rüya kenti Suud ailesinin geleceğini temsil eden veliaht prens Salman’ ın üstlendiği proje olarak dikkatlerden kaçmıyor..

85 milyonluk Türkiye’ nin yarattığı toplam milli hasılanın çok üstünde bir kaynakla kurulacak şehrin inşaattan insan kaynaklarına, donanımına ve işletmelerine kadar tüm boyutlarıyla İMEC koridorundan ayrı düşünmek mümkün mü?

Türkiye bu devinimin, büyük dönüşüm dalgasının dışında kalmamalı…

Özellikle de Mersin Hindistan’ dan başlayıp Ortadoğu’ da soluklanacak koridorun Avrupa’ ya açılmasında en önemli ayağı olabilir…

Bunun için sadece Ankara’ ya değil, yerelde de atılması gereken adımlar, projeler anlamında kapsamlı çalışmalar gerekiyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.