Önceki makalede, İcra Vekilleri Heyetince (dönemin Bakanlar Kurulu) tarafından 16 Eylül 1923 günü müzakere edilip benimsenen ve Mersin’ e liman yapılmasını üstlenen Fransız Gronblâd şirketiyle imzalanan sözleşmenin TBMM tarafından görüşülüp karara bağlanmasını amaçlayan kanun layihası (tasarısı) ve ekindeki anlaşma metnini ele almıştım…
Cumhuriyet ilanından 2 gün önce 27 Ekim 1923’ te Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ na gelen ve görüşü için Nafıa Komisyonuna sevk edilen 1/237 sayılı kanun tasarısı ilginçtir genç Türkiye’ nin ilk YİD (yap işlet devret) modeliyle yapılmasını ön görüyordu…
TBMM, o sözleşmeyi onaylasa, Mersin Osmanlı İmparatorluğu son döneminde hazırlanan Akdeniz’ in en büyük limanına kısa zamanda kavuşacak, sadece kent değil, bulunduğu jeostratejik konumun da avantajıyla Anadolu büyük bir gelişme ivmesi yakalayacaktı…
Sonraları, projenin gerçekleşmesini sağlayacak kanunun kabul edilmemesinde, dönemin Mersin Milletvekili Niyazi beyin (Ramazanoğlu) oynadığı rol üzerinde durulacak, bu konuda neredeyse tüm kent önde gelenlerinin ortak kanaati söz olacaktır.
1944 yılında geldiği Mersin’ de liman sorununu ele alan Cihad Baban’ ın Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan gözlemleri ve yazı dizisinde yer vereceğim TBMM zabıtları, durumun böyle olmadığını tam aksine Mersin’ in limana kavuşması için Niyazi beyin nasıl çaba gösterdiğini ortaya koyar ama kentteki kanaate de dikkat çeker…
Evet, 3 yıl önce Fransız işgalinden kurtarılan Mersin’ in liman projesini bir Fransız şirketin üstlenecek olması sadece TBMM’ de değil, Meclise sevk edilen kanun tasarısını imzalayan Bakanlar arasında da tereddütlere yol açmıştır..
Örneğin dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa Bey TBMM’ ye sevk edilen layihaya “Mersin Limanının bir Fransız sermayeli şirkete verilmesine muhalifim” şerhini düşmüştür ama Niyazi Bey gibi Liman yapımını sürekli gündemde tutan bir ismi projeyi akamete uğratan kişi olarak tanımlamak bir yanıyla o günün gerçeklerini çarpıtmak, onca çabaya ve kentin limana kavuşması için verdiği emeklere saygısızlıktır…
**
Mersin’ e yapılacak limanla ilgili anlaşma layiha ekinde Meclise sevk edilirken, Ticaret Umum Müdürlüğü proje detayları hakkında verdiği oldukça kapsamlı teknik bilgiler yanında anlaşma metninde yer alan ve ileride çıkması muhtemel sorunları, ‘Mersin limanının inşa ve işletme imtiyazına ait mukavelename hakkında bâzı mülâhazalar’ başlığı altında bir raporla TBMM’ ye sunma ihtiyacı duyar…
Meclis müzakerelerine geçmeden önce Ticaret Umum Müdürlüğünce dikkat çekilen ‘mülahazaları’ ele almakta yarar olduğunu düşünüyorum…
23 Eylül 1338 (1922) tarihini taşıyan ve Umum Ticaret Müdürü Vehbi tarafından imzalanan ve 15 maddeden oluşan mülahazaların (kurumun proje hakkındaki fikir ve düşünceleri) ayrıntıları şöyleydi:
“Mukavelenamede sahibi imtiyaz olan «Gronbilâd» gösteriliyor. Hâlbuki sahibi imtiyaz, imtiyazı bir sene zarfında bir Türk Anonim şirketine devredeceğine ve işbu şirkete, Hükümet nısıf (yarı) hisse sahibi olarak iştirak edeceğine göre masraflar ve zarar ve hasarata (hasarlar) ve kâra Devlet nısıf suretiyle şerik (kurulacak şirketin yarı ortağı Türkiye hükümeti olacağına göre her türlü harcama kalemi ve zarar ile elde edilecek kazancın yarısına da ortak) demektir.
Yani imtiyazın nısfı (yarısı) Devletindir. Şu halde Mukavelenamenin birinci maddesindeki mezkûr kaydı lağvetmek (kaldırmak) gerekir. Esasen her hangi bir imtiyazı evvel emirde 'bir şahsa vermek ve sonra bu şahsı imtiyazını diğer bir şirkete devre mecbur tutmak öyle eski bir tarzdır ki, bunun sahibi imtiyazı olan şahsa bu imtiyazını satmak suretiyle kâr temininden başka bir amelî faydasını tasavvur edemiyoruz.
Bu usul yerine Devletin imtiyazı doğrudan doğruya inşa ve işletmeyi deruhte edecek olan şirkete vermesini kabul etmek daha doğrudur. Bundan mâada imtiyazın itasından bir sene sonra teşekkül edecek olan şirketin nizamnamesi evvel emirde tetkik ve tasdik olunmalı ve şirket işbu nizamname ile bir şirketi mâneviye iktisab etmelidir. Yani Mersin limanını deruhde edecek olan inşa ve işletme şirketinin esas nizamnamesi hazırlanmalı, iktisat Vekâleti tarafından her Anonim şirkette olduğu gibi tetkik ve Heyeti Vekilece tasdik olunmalı ve sonra imtiyaz bu şirkete verilmelidir. Bundan maada Mersin limanının inşasını doğrudan doğruya Granbilâd'a ve sonra onun yerine kaim olacak şirkete vermek ve bu hususta diğer her hangi 'bir müteşebbisin teklif ve şeraitini nazarı itibara almak üzere taleb etmemek hiçbir surette doğru bir hareketi iktisadi ye olamaz.
Liman inşasında Almanların veya her hangi diğer bir tâbiyete mensup müteşebbislerin Fransızlardan daha ziyade kudreti fenniye ibraz edebilmeleri kabîl olduğu gibi yine Fransız olan diğer bir müteşebbisin de bu suretle Gronbilâd'dan daha müfit şeraiti (yararlı/kazançlı şartlar) maliye ve iktisadiye irae etmesi (göstermesi) ve keza daha ziyade kudreti fenniye sahibi olması ve limanı daha mükemmel bir surette inşa etmesi imkânı vardır.
Binaenaleyh bu limanın inşasına karar verilmişse Hükümetçe ilân ve taliplerin müracaatı nazarı dikkate alınacağı beyan olunmalıdır. Bu esas her türlü imtiyazlarda çok faydalıdır.”
Yeni kurulan Türkiye devletine bağlı Ticaret Genel Müdürlüğü TBMM’ ye Bakanlar Kurulunca sevk edilen bir yasa tasarısı hakkında Meclise sadece görüş ve düşüncelerini, kaygılarını değil atılması gereken adımlarla ilgili oldukça kapsamlı öneriler de sunuyor…
Örneğin işin neden bir Fransız şirketine verildiğine değil, rekabet koşullarının oluşmadığına, daha fazla iştirakçiden teklif alınması halinde devletin daha kazançlı çıkacağına dikkat çekiliyor…
Günümüzdeki büyük ihalelerin gerçekleşme yöntemlerine bakıldığında anlaşılması dahi zor bir tablo ama genç Türkiye’ nin ilk günlerdeki yaklaşımını göstermesi bakımından ilginç…
Umum Ticaret Müdürlüğü’ nün Mersin liman anlaşmasıyla ilgili diğer mülahazaları, atılması gereken adımlarla ilgili önerileri yazı dizisinin sonraki bölümünde…