Önceki makalede gelir adaletsizliğinin günümüzde insanlığın geleceğini tehdit edecek boyutlara ulaşmış olmasını ele alırken, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere büyük bölümü gelişmiş ‘tuzu kuru’ ülkelerin üzerinde durduğunu, deneysel de olsa çözüm konusunda farklı yöntemler sonucu ortaya çıkan tabloyu anlamaya çalıştıklarını ele almıştım…
2021’ de Almanya’ da başlatılan ‘temel gelir’ saha araştırması çarpıcı sonuçları itibariyle tüm dünyanın temel sorunu haline gelen ve uçurumlara yol açan gelir adaletsizliğine karşı ‘herkese evrensel ölçekte para dağıtılması’ çözüm olabilir mi, sorularına yanıtlar bulmamız anlamında önemli ve ilham verici…
Alman Mein Grundeinkommen (temel gelir) adlı Sivil Toplum Kuruluşunun araştırmaya katılacak olanlara bedava para vereceğini duyurması öylesine ilgi çeker ki, yapılan çağrıya 2 milyondan fazla gönüllü başvurur…
Bunların arasından; 21-40 yaş arası, işi olan ve 1100-2600 Euro arası aylık gelire sahip, yalnız yaşayan 122 kişi kurayla belirlenir ve 2021-2024 arası üç yıl boyunca her ay 1200 Euro para ödenir.
Deney sonunda pek çok çarpıcı sonuca ulaşılır ama bunların arasında ‘temel gelir desteği’ almalarına rağmen katılımcıların ‘tembellik yapma’ olanağı bulmalarına karşın haftada 40 saat çalışmaya devam etmelerinin gözlenmesi gerçekten ilginç..
İlginç çünkü, ‘temel gelir desteğine’ karşı çıkanların, ‘bu parayı alanlar tembelleşir’ tezi bu araştırmayla hiçbir geçerliliği olmadığı ortaya çıkıyor.
Diğer sonuçlar da ezber bozan cinsten…
Örneğin temel gelir alan katılımcıların iş değiştirme oranı, belirgin şekilde yükseliyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren uzmanlara göre, ‘kavuştukları ek finansal güvence bireylerin daha cesur kararlar vermelerini kolaylaştırır’ tezini güçlendirmesi bakımından önemli bir veri..
Bu kadar da değil; temel gelir desteği alanların, yapmayı sürdürdükleri işe ek olarak yeni eğitimlere kayıt olma oranlarının da yükseldiği görüldü…
Katılımcılar iş değişikliği kararını genelde "bedava para" almaya başladıkları ve kendilerini güvende hissetmeye başladıkları ilk 18 ay içinde verdiler. Sonrasındaki dönemde ise iş yaşamlarından duydukları memnuniyetin arttığını ifade ettiler…
Araştırmayı değerlendiren uzmanlara göre hayat memnuniyetlerinin artması ileride ‘mutlu insanlardan oluşan bir toplum’ ütopyasına katkı verecek bir veri…
Öte yandan temel gelir alan katılımcıların iş değiştirme oranının, benzer dilimde yer alan ortalama kesime kıyasla daha yüksek olduğu görüldü...
Uzmanlar bunu finansal güvence bireylerin daha cesur kararlar vermelerini kolaylaştırmasına dayandırıyor…
İlk deney kamuoyunda öylesine ilgi çekti ki, Mein Grundeinkommen 1 Mayıs 2025 günü yeni bir çekiliş düzenleyeceğini ve kazananlara bu kez bir yıl boyunca temel gelir ödeneceğini duyurdu.
Dağıtılacak para bu kez 500 bin Euro olacak ve tamamı gönüllü bağışçılardan toplandı…
Bu ve benzeri araştırmaların ortaya koyduğu haliyle ortalama gelire sahip olanlara dağıtılacak böylesi bir para hem verimliliği hem de mutluluğu arttırıyorsa günün birinde bunu tüm Almanya’ ya yaymak mümkün olabilir mi?
Soru aslında doğal olarak bir başka soruyu akıllara getiriyor:
Temel gelirin hayata geçirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli kaynak nereden sağlanacak?
Öneriyi savunan çeşitli kuruluşlar pratik bir çözüm öneriyorlar:
Vergiler yoluyla servetin yeniden dağıtılması.
Bu kuruluşların ve herkese temel gelir tezini savunan aktivistlerin hesaplamalarına göre, Almanya'nın en çok kazanan ilk yüzde 10' luk dilimi oluşturan üst dilimdeki zengin kişi ve şirketler gelirlerinin bir kısmını diğerlerine aktarmış olacak. Bu sayede toplumun yüzde 83'ü daha fazla paraya erişecek, kalan orta gelire sahip yüzde 7 olumlu olumsuz anlamda servet transferinden etkilenmeyecek.
Aslında temel gelir dağıtılması fikri, halkların servet eşitsizliğinden kaynaklanan memnuniyetsizliğine çözüm olması yanında uzun vadede servet sahiplerine duyulan ve nefrete varan tepkilerin de törpülenmesi bakımından zenginlerin destekleyebileceği bir yöntem…
Özetlersem Almanya’ daki Araştırmanın ortaya koyduğu gibi, temel gelir insanları çalışmaktan alıkoymuyor.
Mein Grundeinkommen yetkilileri bir adım öteye geçip gerçekleştirdikleri deney sonucunda "Temel gelirin bir geri çekilme değil, toplumsal bir sıçrama tahtası olduğunun” görüldüğünü ifade edip tüm siyasi partilere de tarihi çağrıda bulunuyorlar:
“Araştırmanın gözler önüne sergilediği olumlu tabloya rağmen harekete geçmeyenler; aslında toplumun potansiyeline, eşit fırsatlara ve daha güçlü bir demokrasiye karşı duruyorlar."