İki gündür Mersin' i halka halka büyüyen bir sevinç dalgası sarmış durumda.
Şarkıdaki "Ankara' dan abim gelmiş, evde bir bayram havası" halleri yani…
Bizim evleri saran bayram havasının müjdesi Ankara' dan verilse de kaynağı İstanbul' lu…
27 Kasım 2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan 385 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı "Mersin ilinde yapılacak olan polipropilen üretim tesisi yatırımına proje bazlı devlet yardımı verilmesine ilişkin" teşvikleri ve devletin tanıdığı muafiyetleri sıralarken, yatırım hakkında da bilgileri kapsıyor.
Yeri Mersin ili olan ve yılda 500 bin ton polipropilen üretecek tesisle ilgili projeye devlet aşağıdaki destekleri verecek:
-KDV istisnası,
-gümrük vergisi muafiyeti,
KDV iadesi,
- 100 kurumlar vergisi indirimi,
-10 yıl boyunca azami tutar sınırı olmaksızın işveren payına düşen sigorta prim desteği,
10 yıl boyunca gelir vergisi stopajı desteği,
-nitelikli personel desteği,
- kredi kullanım başlangıcından itibaren azami 10 yıl faiz desteği (350 milyonu aşmayacak)
-işletmeye geçiş tarihinden itibaren 10 yıla kadar tüketilecek enerji harcamasının 50' si (40 milyonu aşmayacak,
Bu teşviklerin bir kısmına Türkiye' de planlı yatırıma geçtiğimiz 60' lardan beri aşinayız. Ama yatırımcının projeyi hayata geçirirken kullanacağı krediye 10 yıl boyunca devletin faiz desteği vermesi geleneksel teşviklerin ötesinde bir durum. Zaten Başkanlık rejimine geçişle birlikte telaffuz edilmeye başlanan süper teşvikli yatırımların da öncü işaretlerinden biri…
Faiz desteğinin nasıl olacağı da teşvik belgesinde yer alıyor ve şöyle deniyor: "sabit yatırım tutarının 80' ine kadar bir veya birden fazla aracı kurumdan kullanılacak Türk lirası, döviz veya dövize endeksli yatırım kredilerine ödenen faizin 80' i bakanlıkça karşılanmak üzere (…)
Teşviklere hatta yatırım için alınacak kredilere ödenecek faizin 80' ninin devletçe karşılanmasına bir diyeceğim yok. Devlettir sever de, döver de… Kimi yatırıma almayanın saçını başını yolacağı teşvikler verir, kimi yatırımcıyı da KOSGEB kapılarında aylarca süründürür…
Ben işin orasında değilim..
Teşvik kararını içeren belgeyi gördüğüm andan beri kafamı kurcalayan bazı sorular, açıklığa kavuşması gereken küçük detaylar var onlara yanıt bulmaya çalışıyorum.
Öncelikle proje bazlı devlet yardımına mazhar olan şirketle ilgili bazı bilgiler:
CFS Petrokimya Sanayi A.Ş. isimli şirketin sözleşmesi 26.5.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanıp hayata geçiyor. Şirketin tek kurucu ortağı var CFS İstanbul Yatırım A.Ş isimli şirket..
Peki 2009' da kurulan CFS İstanbul Yatırım kimin?
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz' ın iki oğlu Yavuz ve Hasan Yılmaz'ın iki arkadaşlarıyla birlikte; 'lokanta,restoran, eğlence yerleri tabldot ve yemek tesisleri işletmek, satın almak, içkili gazino, çay bahçesi işletmeciliği vs.' amaçlarla 2009 yılında kurdukları bir şirket…
İşte CFS İstanbul Yatırım A.Ş. 50 bin lira sermaye ile 2017 Mayıs ayında CFS Petrokimya A.Ş. yi kurulur, süper teşvik belgesinden de anlıyoruz ki, 8 Aralık 2017' de Mersin ili dahilindeki polipropilen üretim tesisinin yapımına başlanmıştır…
Aslında kuruluşuyla yatırımın başladığı süre arasındaki 6 ay içinde şirketin yönetim kuruluna Albert Mizrahi girer. Şirketi tek başına temsil ve ilzama da Hasan Yılmaz ile Albert Mizrahi 28.6.2017 tarihinde Ticaret Sicil gazetesinde yer alan kararla yetkilidirler.
Belli ki, polipropilen konusunda ihtisas sahibi olan Mizrahi, üretim projesi konusunda 24 Nisan 2018 günü Dünya Gazetesiyle yaptığı söyleşide şu bilgileri paylaşacaktır:
"Proje Adana Yumurtalık bölgesinde faaliyete girecek.Tesis 500 dönüm üzerine kurulacak. Adana bu anlamda stratejik bir yer, Akdeniz' de yer alıyor. Özellikle o bölgeyi istedik. Devletimiz de bize bu konuda yardımcı oldu. Türkiye' de halihazırda 60 bin tonluk propan gemisinin yanaşıp ham maddeyi indireceği liman yok. Dolayısıyla bizim kendi limanımızı yapma zorunluluğumuz var."
24 Nisan söyleşisinde, Adana Yumurtalık' taki Enerji Endüstri İhtisas Bölgesi içinde gerçekleştirileceğini öğrendiğimiz proje ne oldu da Mersin il sınırları içine kaydırıldı?
Daha da önemlisi, Mersin sınırlarının neresine kurulacak?
Şirketin en yetkili ağzı yatırımın olmazsa olmaz şartı diye nitelendirdiği 60 bin tonluk liman gereksiniminden ve bunu kendilerinin kuracağından söz ettiğine göre, liman ve eklentisindeki 500 dönüm alana yapılacak tesis bunun için Mersin' in neresini seçtiler?
Devlet tahsis edecekse, bu iş için hangi bölgede kaç dönüm arazi bulunup bu yatırıma ayrıldı?
Petrokimya tesislerinin stratejik olma yanında çevresel etkilenme bakımından da hassas yatırımlar olduğu sır değil…
İyi de bu durumda Devletin en yetkili kurumunca teşvik belgesine bağlanan ve 8.12.2017' de başladığı ilan edilen yatırımla ilgili Ç.E.D. raporu nerede?
Projenin gerçekleştirileceği bölge halkının petrokimya tesisinden etkilenip etkilenmeyeceği, projenin çevreye etkileri gibi konularla ilgili mevcut mevzuat değişti de, bizim mi haberimiz yok…
Daha epeyi kafa karıştıran soru var ama şimdilik tek gerçek Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilk defa süper teşvike bağlanan yatırım projesi…
Umarım Mersin' in turizm hayallerini yerle bir edecek bir emrivaki ile karşılaşmaz bu kent…
Yeterince belalı proje ile uğraşırken, yenileriyle karşılaşmaz, baş etmek zorunda kalmayız…