Mersin her konuda olduğu gibi, kurallara uyma konusunda da geri kalmıştır.
Araçlar kırmızı ışığa uymaz.
Yayalar kırmızı ışıkta geçerler.
Engelli rampalarının önüne park yapılır.
Kaldırımlar işgal altındadır.
vs.
Hepsinin yasa ile düzenlenmiş cezaları vardır; ama uyulmaz.
Birde kapalı yerlerde sigara içme yasağı var! Hatta bir de, duvarda asılı kocaman bir afişle dikkat çekici bir uyarı yapılır; Sigara içilmez ve cezası şu kadardır.
Buna rağmen bugün Mersin’de neredeyse tüm restoranlarda sigara içilmektedir. Yasayla alay edercesine uyduruk bir havalandırma düzeneği; o da akla estikçe kullanılır. Sonuç: Mersin’de her yerde, sigara içmeyen hemşeriler pasif içicidirler…
Şimdilerde, aslında zaten mevcut olan bir kuralın uygulanmasına özen gösteriliyor.
Yaya geçitlerinde yayalara öncelik verilmesi…
Pek güzel. Hayata, insana öncelik vermek gibi de çok vurucu bir sloganla destekleniyor…da; benim Mersinli sürücü hemşerilerimim ayağı fren tutar mı?
Trafikte yol alırken birden acı bir fren sesi duyuyorsunuz.
Arkasından gelen başka fren sesleri.
Yaya geçidinde yayayı görüp ani fren yapan bir araç ve bu araca çarpmamak için arkasında ani fren yapan araçlar.
Ha; bu arada yasaya önem verildiğini televizyonlardan, kentteki koca koca ilanlardan öğrenen saf hemşerilerim, yaşlı ve çocuklu insanlar, öğrenciler yasayla vurgulanan geçiş üstünlüğünü kullanmak üzere, akan trafikte yaya geçidini kullanmaya kalkmak gibi delice bir hamle yapmaya görsünler, hemen her gün her yaya geçidinde tanık olduğumuz ileri-geri kaçışlar, sürücülerin öfkeli bağırmaları, yayaların el kol hareketleriyle yasayı hatırlatmaları, zaman zaman ölümcül kazalardan kıl payı kurtulmalar; tam bir luna parkta çarpışan arabalar arasında gezi macerası!
Ama; evet orada yasa öylece var! Aferin. Çok kullanmayalım ki eskimesin…
Değerli okurlar; kentli olmak öncelikle başkalarının haklarına saygı temelinde gelişir. Yüz binlerce liralık arabalarla kentli olunmaz; gecede binlerce lira hesap ödeyerek de kentli olunmaz! Milyonluk dairelerde, teknolojinin imkânlarını kullanarak da kentli olunmaz! Yaya geçidinde yasaya uyuyor musun? Sigara dumanınla insanları rahatsız etmeme konusunda yasayı dikkate alıyor musun? Komşu hakkına riayet ediyor musun? Her anlamda çevre sorunlarına duyarlı mısın?
Yukarıda belki de çok azını saydığım öteki kurallara, yani kent hayatını düzenleyen ( hadi kişisel edep ve saygı gereği olanları bırakalım) yasalara uymadıkça, kentte yaşayan bir yaban kişi olmaktan öteye gidemeyiz.
Bir de şu var elbette: Kent içi trafikle ilgili öylesine büyük ihlaller var ki! Sıradan bir vatandaşın olağan bir gündelik kent içi yürüyüşü sırasında onlarca trafik sorunu, çevre sorunu, belediye sorunu cirit atarken; Yaya Geçitlerinde Geçiş Üstünlüğü Yayalarındır gibi bu kent için fantezi niteliğinde bir yeni kural koymak, sadece bir kuralın daha nasıl çiğnendiğini seyretmekten öte neye yaradı?
Gelin öncelikle mevcut yasaların, yetkilerin yaygın uygulanması için kamu görevlileri ve Mersinli hemşeriler daha sorumlu davranalım.
Emniyet, Belediye ve Çevre Müdürlüğü görevlileri gerekli denetimleri yaparak buna başlayabilirler.
Tabii vatandaşlar da yasalara uyarak, diğer insanların haklarına saygı göstererek ve duyarlı kişiler olarak gerektiğinde uyarılarda bulunarak bu çalışmaları kolaylaştırabilirler.
Siyasetin büyük meseleleri için hemen her konuda akıl vermek, eleştirmek, doğru olanın ne olduğunu öfke içinde haykırmak kolay; zor olan ise küçük ayrıntılarda medeni, çağdaş, demokrat insanlar olabilmektir.
Gün içinde her birimiz kendi kendimizi bu konuda sınava tabi tutalım bakalım; bu kenti, bu kentte kentli gibi yaşamayı kaçımız hak ediyor ve kaçımız beceriyor acaba?
HARUN ARSLAN