Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

“Mersin Basını”nda “Seçim Öncesi” Sessizlik…

Mersin Gazeteciler Cemiyeti yönetimi seçimine yalnızca üç gün kalmasına rağmen, bir sessizlik hüküm sürüyor. Çok fazla haber yok, bilgi yok, soru soran yok ve en önemlisi, olumlu ya da olumsuz yazı yazan yok. İlgisizlik mi? Cesaretsizlik mi? Umursamazlık mı? Boyun eğmek mi ? Anlamak güç. Oysa  basının “kamuoyu oluşturmak” ve “gerçek bilgi kaynaklı yorum üretmek” gibi bir mesleki reflekse sahip olması gerekir. Bu mesleki refleks, seçim gibi demokratik bir süreçte adeta felç olmuş durumda! Her konuda onca laf üreten kalemler sus pus olmuş! Bu hiç de normal değil.   Herhalde Mersin’in gerçek basın mensupları saygın, değer gören, imajı yüksek  bir cemiyetleri olmasını isterler. Bir ortamda, “gazeteciyim” deyince kendilerine değer verilmesini beklerler. Ama bunun için de gerçek basın mensuplarına düşen bir görev vardır: Kurumlarının saygınlığı için onların da içlerindeki çürük elmaları ortaya çıkarmaları, basın camiasının itibarını bozanlara karşı sessiz kalmamaları gerekir.   Maalesef basın camiası içerisinde şantaj, tehdit, iftira, karalama gibi etik olmayan davranışlarda bulunan, bunun için de ellerindeki aracı mesleki ve insani düzeyde etik dışı kullanan basın mensupları vardır. Bazıları hakkında mağdur kişiler ve kurumlar yasal yollara başvurmuşlar ve bu kişiler de suçlu bulunarak ceza almışlardır. Bazılarının mahkemeleri sürmektedir. Mağdur kişiler buna karşı tazminat talebinde de bulunabilirler. Daha da vahimi olan şudur:  Bu kentte yerel basının bir zamanlar her anlamda sahip olduğu saygı ve dikkate değer konum aşınmıştır; hiç mırın kırın etmeden bu acıtıcı hakikatle yüzleşmek gerekir.    Mersin’de kente zarar veren, kentin önünü tıkayan, koltuklarına yapışmış birçok kent dinamiği artık yoklar. Kente verdikleri zararların yanında, şimdi vicdanları ile baş başa kalmışlar. Tabii bunların basın uzantıları da olmuştur. Onlar ise kavuştukları küçük menfaatlerle, kirlettikleri onurları ile yüzleri eğik dolaşıyorlar. Mersin basınının onurlu, saygın mensupları da bu süreçte derin üzüntüler yaşadılar, yer yer meseleyi eleştirdiler; ama bunlar kurumsal bir müdahale için yetersiz kaldı.   Bugün Mersin basınının durumunu masaya yatırıp gerçekleri göremezseniz, iyileştirme ve saygınlık kazandırmayı da sağlayamazsınız. Saygınlık, kendiliğinden oluşmaz; kimse de kimseye çıplak bir mesleki sıfat için değer vermez. Hele bu ölçüde içerden yıpratılan bir kamusal hizmet alanında…   Şimdi dürüstçe düşünelim: *Neredeyse yok denecek abone sayısına sahip, çift haneli komik rakamlarda basılan gazeteler; *İzlenmeyen internet haber siteleri, sosyal medyaya fotoğraf koyarak gazetecilik yapanlar; *Ve Basın İlan Kurumu’nun desteği ile ancak ayakta kalan, Belediye kapısında destek bekleyen gazeteler… Sonuçta, kent yaşamında önemli bir rol oynayabilecekken hiç bir etkisi olmayan bir basın oluşmuş durumda. Yeni iletişim teknolojileri, sosyal medya ve internet gazeteciliği nedeniyle, zaten ülke genelinde ulusal basın zor durumdadır, tirajlarda ağır dramatik düşüşler yaşanmaktadır. Yerel basının bu şartlar altında çok daha cazip, üretken, gerçek haber kaynaklı ve dürüst yorumlarla desteklenen bir çizgiye oturması gerekiyor. Evet; bu bir yetişmiş eleman sorunudur; okuyan, yazan, olayları farklı kanallardan izleyen bir donanımlı zihniyet istiyor gazetecilik. Getirilen  reklamlardan elde edilen komisyon geliri karşılığı yapılan işin adı da gazetecilik değildir. Ama maalesef uzun yıllardır durum da budur.   Mersin’de genelde kenti geliştirmeyenlerin sahneden çekildiği bir dönemde basın camiasında da yeni bir adım ve saygınlaştırma girişimi olması gerekir. Habercilikte bir yenilenme arayışı ve güvenilir yorumlarla işleyen bir kamuoyu oluşturma anlayışı, satışları ve gönüllü abone sayısını artıracak bir ilk hamle olabilir. Gerekirse bu konuda kamuoyuna açık, düşünceleriyle katkı verebilecek kent aktörlerinin de katılacağı, nesnel eleştirilerle zenginleşen bir Yerel Basını Geliştirme Sempozyumu düzenlenebilir.   İyi niyetli bu arayışlar, eleştiriler ve öneriler dikkate alınmaz ve yılların biriktirdiği acı sorunlar ve yerel basının mevcutta hiç iç açıcı olmayan konumu halının altına süpürülürse yazık olur.   Bu durumda, seçilecek yönetici ve yönetim kadroları, ortaya çıkacak ve önümüzdeki dönem sonuçlanacak yasal sorunlarla uğraşmak zorunda kalır;  ama umarım cemiyetin itibarı daha da çok zedelemez, ben de bu yazımı önümüzdeki dönem tekrar hatırlatma gereği duymam. Mersin’in güçlü, inandırıcı, saygın, donanımlı gazetecilere ve onlara hizmet imkânı sunan bir yerel  basına ihtiyacı büyüktür.   HARUN ARSLAN.....06 Kasım 2019
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2019 - Çarşamba

“Mersin Basını”nda “Seçim Öncesi” Sessizlik…

Mersin Gazeteciler Cemiyeti yönetimi seçimine yalnızca üç gün kalmasına rağmen, bir sessizlik hüküm sürüyor.

Çok fazla haber yok, bilgi yok, soru soran yok ve en önemlisi, olumlu ya da olumsuz yazı yazan yok.

İlgisizlik mi? Cesaretsizlik mi? Umursamazlık mı? Boyun eğmek mi ? Anlamak güç.

Oysa  basının “kamuoyu oluşturmak” ve “gerçek bilgi kaynaklı yorum üretmek” gibi bir mesleki reflekse sahip olması gerekir. Bu mesleki refleks, seçim gibi demokratik bir süreçte adeta felç olmuş durumda! Her konuda onca laf üreten kalemler sus pus olmuş!

Bu hiç de normal değil.

 

Herhalde Mersin’in gerçek basın mensupları saygın, değer gören, imajı yüksek  bir cemiyetleri olmasını isterler.

Bir ortamda, “gazeteciyim” deyince kendilerine değer verilmesini beklerler.

Ama bunun için de gerçek basın mensuplarına düşen bir görev vardır: Kurumlarının saygınlığı için onların da içlerindeki çürük elmaları ortaya çıkarmaları, basın camiasının itibarını bozanlara karşı sessiz kalmamaları gerekir.

 

Maalesef basın camiası içerisinde şantaj, tehdit, iftira, karalama gibi etik olmayan davranışlarda bulunan, bunun için de ellerindeki aracı mesleki ve insani düzeyde etik dışı kullanan basın mensupları vardır.

Bazıları hakkında mağdur kişiler ve kurumlar yasal yollara başvurmuşlar ve bu kişiler de suçlu bulunarak ceza almışlardır. Bazılarının mahkemeleri sürmektedir. Mağdur kişiler buna karşı tazminat talebinde de bulunabilirler.

Daha da vahimi olan şudur:  Bu kentte yerel basının bir zamanlar her anlamda sahip olduğu saygı ve dikkate değer konum aşınmıştır; hiç mırın kırın etmeden bu acıtıcı hakikatle yüzleşmek gerekir. 

 

Mersin’de kente zarar veren, kentin önünü tıkayan, koltuklarına yapışmış birçok kent dinamiği artık yoklar. Kente verdikleri zararların yanında, şimdi vicdanları ile baş başa kalmışlar. Tabii bunların basın uzantıları da olmuştur. Onlar ise kavuştukları küçük menfaatlerle, kirlettikleri onurları ile yüzleri eğik dolaşıyorlar. Mersin basınının onurlu, saygın mensupları da bu süreçte derin üzüntüler yaşadılar, yer yer meseleyi eleştirdiler; ama bunlar kurumsal bir müdahale için yetersiz kaldı.

 

Bugün Mersin basınının durumunu masaya yatırıp gerçekleri göremezseniz, iyileştirme ve saygınlık kazandırmayı da sağlayamazsınız.

Saygınlık, kendiliğinden oluşmaz; kimse de kimseye çıplak bir mesleki sıfat için değer vermez. Hele bu ölçüde içerden yıpratılan bir kamusal hizmet alanında…

 

Şimdi dürüstçe düşünelim:

*Neredeyse yok denecek abone sayısına sahip, çift haneli komik rakamlarda basılan gazeteler;

*İzlenmeyen internet haber siteleri, sosyal medyaya fotoğraf koyarak gazetecilik yapanlar;

*Ve Basın İlan Kurumu’nun desteği ile ancak ayakta kalan, Belediye kapısında destek bekleyen gazeteler…

Sonuçta, kent yaşamında önemli bir rol oynayabilecekken hiç bir etkisi olmayan bir basın oluşmuş durumda.

Yeni iletişim teknolojileri, sosyal medya ve internet gazeteciliği nedeniyle, zaten ülke genelinde ulusal basın zor durumdadır, tirajlarda ağır dramatik düşüşler yaşanmaktadır. Yerel basının bu şartlar altında çok daha cazip, üretken, gerçek haber kaynaklı ve dürüst yorumlarla desteklenen bir çizgiye oturması gerekiyor. Evet; bu bir yetişmiş eleman sorunudur; okuyan, yazan, olayları farklı kanallardan izleyen bir donanımlı zihniyet istiyor gazetecilik.

Getirilen  reklamlardan elde edilen komisyon geliri karşılığı yapılan işin adı da gazetecilik değildir. Ama maalesef uzun yıllardır durum da budur.

 

Mersin’de genelde kenti geliştirmeyenlerin sahneden çekildiği bir dönemde basın camiasında da yeni bir adım ve saygınlaştırma girişimi olması gerekir.

Habercilikte bir yenilenme arayışı ve güvenilir yorumlarla işleyen bir kamuoyu oluşturma anlayışı, satışları ve gönüllü abone sayısını artıracak bir ilk hamle olabilir. Gerekirse bu konuda kamuoyuna açık, düşünceleriyle katkı verebilecek kent aktörlerinin de katılacağı, nesnel eleştirilerle zenginleşen bir Yerel Basını Geliştirme Sempozyumu düzenlenebilir.

 

İyi niyetli bu arayışlar, eleştiriler ve öneriler dikkate alınmaz ve yılların biriktirdiği acı sorunlar ve yerel basının mevcutta hiç iç açıcı olmayan konumu halının altına süpürülürse yazık olur.  

Bu durumda, seçilecek yönetici ve yönetim kadroları, ortaya çıkacak ve önümüzdeki dönem sonuçlanacak yasal sorunlarla uğraşmak zorunda kalır;  ama umarım cemiyetin itibarı daha da çok zedelemez, ben de bu yazımı önümüzdeki dönem tekrar hatırlatma gereği duymam.

Mersin’in güçlü, inandırıcı, saygın, donanımlı gazetecilere ve onlara hizmet imkânı sunan bir yerel  basına ihtiyacı büyüktür.

 

HARUN ARSLAN.....06 Kasım 2019

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.