Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Yeniden Bir FETÖ Yazısı... Ve Zincire Eklenen Yeni Halka: Hdp

Geçtiğimiz günlerde kısa bir yurtdışı tatili yaptım. Turistik bir kentte beş yıldızlı bir otelde konakladım. Otel her şeyiyle mükemmeldi. Deniz manzaralı odaları, mükemmel servisi, ısıtmalı kapalı havuzu, açık havuzu, jakuzisi, saunası, lezzetli yemekleri, güzel servisiyle her şey çok güzeldi. Tüm bunları ve gezi anılarımı uzun uzun anlatacak değilim.   Güzel tatil, gece odama çıkıp televizyonu açıncaya kadar sürdü. Önce İngiliz ve Alman televizyonlarının haberlerini izledim. Sonra Türk kanalları olup olmadığına baktım; 6 tane Türkçe kanal vardı. 4 tanesi bildiğimiz Türkiye’nin ulusal kanallarıydı; fakat daha önce hiç görmediğim, bilmediğim iki Türkçe kanal vardı. Birincisini açtığımda hayretler içerisinde kaldım: HDP siyasetçilerini gösteriyor, HDP yanlısı haberler veriyordu. Belediyelerdeki kayyum uygulamalarını eleştiriyordu. Neredeyse tüm Devletin yaptığı icraatlara karşıydı. Gece boyu üzülerek, endişe duyarak, kızgınlıkla izledim.   Diğer televizyonu açtığımda bu kez tam olarak dehşete kapıldım: FETÖ terör örgütü lideri konuşuyordu. Basında FETÖ lehine olabilecek ve FETÖ sanıkları ile ilgili, sözde onlara yapılan haksızlıkları gösteren haberler veriyorlardı. Tabii Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı da bir acımasız propaganda yürütüyorlardı. Aslında bu konuda iki televizyon adeta aynı fikirde, devlete karşı birleşmişti.   Demek ki hâlâ bir çaba içinde oldukları görülüyor. Bizim de hiç gevşemeden mücadeleye  devam etmemiz gerekiyor. *                     *                     * Hem 15 Temmuz öncesinde, hem de sonrasında FETÖ örgütü aleyhinde bazı yazılar yazmıştım. Özellikle  Siyasi Paralelciler ve Ekonomik Paralelciler başlıklı ve 15 temmuz öncesinde ve sonrasında Mersin’de  özellikle dış güçlerle ilgili olası bağlantılar üzerine yazılar yazdım. İlginçtir; son 10 yıldır her konuda yazdığım 2000’in üzerindeki köşe yazılarımda hiç bir tepkiyle karşılaşmamıştım.   Fakat paralel örgüt /FETÖ üzerine yazdığım bir kaç yazıdan sonra inanılmaz bir karalama, itibarsızlaştırma, iftira ve şantaj kampanyası ile karşılaştım. Gazetelerde, televizyonda, internet sitelerinde ve sosyal medyada birçoğu tanımadığım kimselerden anlaşılmaz tepkiler aldım. Daha da ileri gidilerek, sosyal medya hesaplarıma saldırılar oldu. Sosyal medyada yazılarımın yayımlanması ve okunması engellenmeye çalışıldı. Maalesef bu büyük tepki üzerine, bu kişilerle mücadeleye çok zaman harcadım ve bir daha doğrudan bu konuda yazamadım. Bu konuda son yazımı 21 Aralık 2016  tarihinde yazmışım… Daha sonra da haksız ve karalayıcı yazı yazanlarla karşı yasal olarak uğraşmak ve itibarsızlaşmaya çalışan sosyal medyadaki bir takım başıbozuk kişilerle uğraşmak durumunda kaldım.   Özeleştiri yapmam gerekirse: Bu saldırılar karşısında bir süre geri çekilmek ve durumu sakince gözlemek durumunda kaldım. Bu belki doğru değildi; Sn. Cumhurbaşkanımızın dedikleri gibi “ it izinin at izine karıştığı ” ve özellikle taşra kentlerinde gözlendiği üzere, birtakım küçük adamların içindeki aşağılık duygusu, eziklik ve kişisel hesaplar nedeniyle birilerini imâ yollu da olsa FETÖ sempatizanı gibi gösterdikleri o belalı günlerde de yazmam  gerekiyordu.   Şimdi küçük menfaatler sağlayarak karanlık ve ucuz insanlara bu tür saldırıları yaptıranlar, köşelerinde sessizce ortalığın daha da durulmasını ve unutulmalarını bekliyorlar. Algı operasyonlarıyla, sosyal medya üzerinden ahlâksız imâlarla zehir saçanlar, şimdilerde iyice kendi içlerine kapanarak kendilerini unutturmaya çalışıyorlar. Ama en azından devlet düzeyinde bu kirli ve hain yapılanmanın hemen tüm manevra usulleri, yalanları, şifreleri ve karanlık hücreleri açığa çıkarıldı, çıkarılıyor. Ama ihanet devam ediyor ve yukarda yazdığım oteldeki televizyon yayını yoluyla olduğu gibi, bu hain yapıya ait televizyon kanalları, terörle arasına bir türlü mesafe koyamayan yasal bir partinin yayın organı gibi çalışarak devletimize laf etmeyi, yalan yanlış propagandayı sürdürüyor.      Şimdi, bu yazımdan sonra aynı çevrelerin, elbette eski saldırganlıkta olmasa da, tekrar bir karalama kampanyasına girme ve kendi usulleriyle her yönden saldırıda bulunma ihtimalleri yüksektir.  Fakat bu defa ortalıktaki sis dağıldı; “it iziyle at izi “büyük ölçüde seçilir oldu. Dolayısıyla Mersin’deki bu saklı yapının tetikçileriyle ve kendi kirli hesapları üzerinden insanları ima yollu da olsa suçlayanlarla yalnız yasal yönden mücadele edip cezalandırılmalarını sağlamanın dışında, yazılarımı da aklımın erdiği, gücümün yettiği düzeyde sürdüreceğim. 15 Temmuz ihanet girişiminden bunca zaman sonra, hiç aralıksız direnmeyi ve akla ziyan yollarla kitlesine umut şırınga etmeyi sürdüren FETÖ ile her düzeyde, her dille ve her imkânla mücadele etmekle yükümlüyüz. Her türlü politik hesaptan uzak, vatanın ve milletin varlık sorunu olan bu hain yapı daha uzun yıllar debelenerek de olsa canlı kalacaktır; ama yasa, adalet, vicdan ve ahlâk ölçülerini elbette koruyarak, bizler de tetikte kalacağız.     Tabii onlar da yurtdışında bir çok Türk vatandaşımızın izleyebileceği kanallarla, bölücü ve yıkıcı emellerine hâlâ ulaşmaya çalışılıyorlar; bu bakımdan da ulusal  ve yerel düzeyde   bir uğraş ve bekleyiş  içerisindedirler. Sorun da, sorumluluk da bütün ciddiyetiyle sürüyor.   HARUN ARSLAN.....26 Kasım 2019    
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2019 - Çarşamba

Yeniden Bir FETÖ Yazısı... Ve Zincire Eklenen Yeni Halka: Hdp

Geçtiğimiz günlerde kısa bir yurtdışı tatili yaptım.

Turistik bir kentte beş yıldızlı bir otelde konakladım.

Otel her şeyiyle mükemmeldi.

Deniz manzaralı odaları, mükemmel servisi, ısıtmalı kapalı havuzu, açık havuzu, jakuzisi, saunası, lezzetli yemekleri, güzel servisiyle her şey çok güzeldi.

Tüm bunları ve gezi anılarımı uzun uzun anlatacak değilim.

 

Güzel tatil, gece odama çıkıp televizyonu açıncaya kadar sürdü.

Önce İngiliz ve Alman televizyonlarının haberlerini izledim.

Sonra Türk kanalları olup olmadığına baktım; 6 tane Türkçe kanal vardı.

4 tanesi bildiğimiz Türkiye’nin ulusal kanallarıydı; fakat daha önce hiç görmediğim, bilmediğim iki Türkçe kanal vardı.

Birincisini açtığımda hayretler içerisinde kaldım: HDP siyasetçilerini gösteriyor, HDP yanlısı haberler veriyordu.

Belediyelerdeki kayyum uygulamalarını eleştiriyordu.

Neredeyse tüm Devletin yaptığı icraatlara karşıydı.

Gece boyu üzülerek, endişe duyarak, kızgınlıkla izledim.

 

Diğer televizyonu açtığımda bu kez tam olarak dehşete kapıldım: FETÖ terör örgütü lideri konuşuyordu. Basında FETÖ lehine olabilecek ve FETÖ sanıkları ile ilgili, sözde onlara yapılan haksızlıkları gösteren haberler veriyorlardı.

Tabii Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı da bir acımasız propaganda yürütüyorlardı.

Aslında bu konuda iki televizyon adeta aynı fikirde, devlete karşı birleşmişti.

 

Demek ki hâlâ bir çaba içinde oldukları görülüyor.

Bizim de hiç gevşemeden mücadeleye  devam etmemiz gerekiyor.

*                     *                     *

Hem 15 Temmuz öncesinde, hem de sonrasında FETÖ örgütü aleyhinde bazı yazılar yazmıştım.

Özellikle  Siyasi Paralelciler ve Ekonomik Paralelciler başlıklı ve 15 temmuz öncesinde ve sonrasında Mersin’de  özellikle dış güçlerle ilgili olası bağlantılar üzerine yazılar yazdım.

İlginçtir; son 10 yıldır her konuda yazdığım 2000’in üzerindeki köşe yazılarımda hiç bir tepkiyle karşılaşmamıştım.

 

Fakat paralel örgüt /FETÖ üzerine yazdığım bir kaç yazıdan sonra inanılmaz

bir karalama, itibarsızlaştırma, iftira ve şantaj kampanyası ile karşılaştım. Gazetelerde, televizyonda, internet sitelerinde ve sosyal medyada birçoğu tanımadığım kimselerden anlaşılmaz tepkiler aldım.

Daha da ileri gidilerek, sosyal medya hesaplarıma saldırılar oldu.

Sosyal medyada yazılarımın yayımlanması ve okunması engellenmeye çalışıldı.

Maalesef bu büyük tepki üzerine, bu kişilerle mücadeleye çok zaman harcadım ve bir daha doğrudan bu konuda yazamadım.

Bu konuda son yazımı 21 Aralık 2016  tarihinde yazmışım…

Daha sonra da haksız ve karalayıcı yazı yazanlarla karşı yasal olarak uğraşmak ve itibarsızlaşmaya çalışan sosyal medyadaki bir takım başıbozuk kişilerle uğraşmak durumunda kaldım.

 

Özeleştiri yapmam gerekirse: Bu saldırılar karşısında bir süre geri çekilmek ve durumu sakince gözlemek durumunda kaldım. Bu belki doğru değildi;

Sn. Cumhurbaşkanımızın dedikleri gibi “ it izinin at izine karıştığı ” ve özellikle taşra kentlerinde gözlendiği üzere, birtakım küçük adamların içindeki aşağılık duygusu, eziklik ve kişisel hesaplar nedeniyle birilerini imâ yollu da olsa FETÖ sempatizanı gibi gösterdikleri o belalı günlerde de yazmam  gerekiyordu.

 

Şimdi küçük menfaatler sağlayarak karanlık ve ucuz insanlara bu tür saldırıları yaptıranlar, köşelerinde sessizce ortalığın daha da durulmasını ve unutulmalarını bekliyorlar.

Algı operasyonlarıyla, sosyal medya üzerinden ahlâksız imâlarla zehir saçanlar, şimdilerde iyice kendi içlerine kapanarak kendilerini unutturmaya çalışıyorlar. Ama en azından devlet düzeyinde bu kirli ve hain yapılanmanın hemen tüm manevra usulleri, yalanları, şifreleri ve karanlık hücreleri açığa çıkarıldı, çıkarılıyor.

Ama ihanet devam ediyor ve yukarda yazdığım oteldeki televizyon yayını yoluyla olduğu gibi, bu hain yapıya ait televizyon kanalları, terörle arasına bir türlü mesafe koyamayan yasal bir partinin yayın organı gibi çalışarak devletimize laf etmeyi, yalan yanlış propagandayı sürdürüyor.   

 

Şimdi, bu yazımdan sonra aynı çevrelerin, elbette eski saldırganlıkta olmasa da, tekrar bir karalama kampanyasına girme ve kendi usulleriyle her yönden saldırıda bulunma ihtimalleri yüksektir. 

Fakat bu defa ortalıktaki sis dağıldı; “it iziyle at izi “büyük ölçüde seçilir oldu. Dolayısıyla Mersin’deki bu saklı yapının tetikçileriyle ve kendi kirli hesapları üzerinden insanları ima yollu da olsa suçlayanlarla yalnız yasal yönden mücadele edip cezalandırılmalarını sağlamanın dışında, yazılarımı da aklımın erdiği, gücümün yettiği düzeyde sürdüreceğim.

15 Temmuz ihanet girişiminden bunca zaman sonra, hiç aralıksız direnmeyi ve akla ziyan yollarla kitlesine umut şırınga etmeyi sürdüren FETÖ ile her düzeyde, her dille ve her imkânla mücadele etmekle yükümlüyüz. Her türlü politik hesaptan uzak, vatanın ve milletin varlık sorunu olan bu hain yapı daha uzun yıllar debelenerek de olsa canlı kalacaktır; ama yasa, adalet, vicdan ve ahlâk ölçülerini elbette koruyarak, bizler de tetikte kalacağız.  

 

Tabii onlar da yurtdışında bir çok Türk vatandaşımızın izleyebileceği kanallarla, bölücü ve yıkıcı emellerine hâlâ ulaşmaya çalışılıyorlar; bu bakımdan da ulusal  ve yerel düzeyde   bir uğraş ve bekleyiş  içerisindedirler.

Sorun da, sorumluluk da bütün ciddiyetiyle sürüyor.

 

HARUN ARSLAN.....26 Kasım 2019

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.