“Bir ülkede dil kirlenirse, ulusal kimlik kirlenir” Nevzat Erol
Eğer gelecekte Mersin yazın dünyası ile ilgili bir kitap yazılacaksa ‘Portreler’ oradaki yerini çoktan almış demektir. Portreler’de ağırlıkla Mersinlilere ait hikayeler var. İnsan halleri…İnsana dair pek çok şey…Anlatılası yaşanmışlıklar, anılar, değinmeler, yerine göre eleştiriler…Kitapta adı geçenlerin kimi göçüp gitmiş. Kimileri yaşıyor. Nevzat Erol bu kitabı yazmakla, aslında Mersin’e bir arşiv kazandırmış. Yüzün üzerinde Mersinliyi hiç bilmediğimiz, duymadığımız yanlarıyla tanıştırmış bizlerle…Kitap, uzun gözlemler ve çalışmalar sonucu, ortaya çıkmış ilk baskısı 2005’te ikinci baskısı da 2006’da yayımlanmış.
Bu tür kitapların değeri yıllar geçtikçe daha iyi anlaşılır, her dönem okunacaklar listesindedir. Bakınız Erol kitabı için neler demiş: “ Portrelere iyi gözle baktım. Hep olumlu yönlerini yazdım. Çünkü tanıdıklarımdı onlar. Bu kitap Mersin tarihidir. Bu tip portreler genelde kişilerin ölümünden sonra yazılır. Ben yaşarken yazdım risk aldım.”
Bugünkü konumuz sadece ‘Portreler Kitabı’ değil elbette. Eğitimci, belediyeci, yazar, yönetici ve siyasetçi Nevzat Erol’u elimden geldiğince ve yerim el verdiğince sizlere tanıtmaktır amacım.
Nevzat Erol, 1953 Eskişehir doğumlu. Gazi Üniversitesi Türkçe bölümü ve Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olmakla beraber, daha çok belediyecilik yaptı. En genç bürokrat unvanı ile 25 yaşında Dışişleri Bakanlığı- Bakan Özel Müşavirliği görevinde bulundu. Bir dönemin ünlü Kent Koop’un güney illeri bölge temsilciliği yaptı. Mersin’deki Güneykent toplu konut projesinde görev aldı. Büyükşehir Belediyesinin çeşitli mevkilerinde yöneticilik yaptı. Mersin Toroslar Belediyesi’nden emekliliğe ayrıldı. Ama emeklilik onun için durup, oturacağı bir dönem asla olmadı. Hayatı boyunca sürekli çalıştı, zihinsel devinim içinde kaldı…
Eğitimci tarafını hiç unutmayan ve her fırsatta öğrencilerine dersler veren Erol, Çağ Üniversitesi’nde edebiyat derslerine girdi. 2013 yılından bu yana da Toros Üniversitesi’nde çalışmaktadır. O bunu şöyle anlatır: “ Meslek olarak eğitimciyim. Keşke belediyeciliğe hiç bulaşmasaydım. Öğretmenlik bana göre dünyanın en iyi mesleğidir. Burada çok mutluyum. Her yıl 500 öğrenciye ders veriyorum. Yapılan anketlerde, memnuniyet sıralamasında hep birinci çıkıyorum.”
Nevzat Erol, Toros Üniversitesi’nde edebiyatın yanı sıra, Türkiye’de sadece dört fakültede bulunan ‘Protokol Bilgisi ve Sosyal Görgü Kuralları’ dersi de veriyor. O buna, “ İnsan olma dersi, adam olma dersi, imkanım olsa tüm okullarda yaygınlaştırırdım” demektedir. Bunu eskinin ‘adab-ı muaşeret’i olarak görür hoca. Çünkü günlük hayatımızda doğru sanıp, yanlış bildiğimiz bir sürü şey var.
Günümüz gençliğinin çok boş olduğunu vurgulayan Erol; “Ben derslerde daha çok genel kültür bilgileri veriyorum. Karacoğlan, Yunus Emre, Mevlana, Pir Sultan, Aşık Veysel, Neşet Ertaş…Anlatıyorum. Onların sanatlarında kullandıkları teknikleri değil de yaşamlarındaki duruşlarını, yaşama bakışlarını anlatıyorum…Öğrencilere bol bol gazete, kitap okumalarını öneriyorum.”
Ağırlıkla Eskişehir, Ankara ve Mersin’de yaşayan Erol için doğduğu şehir Eskişehir ayrı bir değerdir. “ Eskişehir belediyecilikte zirvedir. Venedik olacak derdik öykünürdük, şimdi gerçekten Venedik oldu. Eğer imkanım olsa tüm belediye başkanlarını oraya zorla götürürüm.” Hoca, Melih Gökçek’i Ankara’nın büyük talihsizliği olarak görür. Mersin ise sevdiği, kopamadığı şehirdir. Fakat Mersin’in bulunduğu yeri çok hak etmediğini vurguluyor.
1971 yılından bu tarafa aktif politikanın içindedir Nevzat Erol. CHP’nin birçok kademesinde görevler üstlenmiştir. Ülkenin bulunduğu durumu dramatik ve acıklı bulan Hoca, kültür sanatta da yerde süründüğümüzü düşünüyor. Bunda yetersiz muhalefet etmenin rolüne dikkat çekiyor.
Çeşitli gazetelerde yayınlanmış bini aşkın köşe yazısı bulunan Erol, yerel radyo ve televizyonlarda program yapımcılığı ve sunuculuk yaptı. Portreler Kitabı’na ilaveten ‘Siyasette Bir Ömür’ adlı 2014’te çıkan, siyasetçi Veli Yıldız’ı anlattığı ikinci bir kitabı daha var. Hoca’nın projeleri arasında üzerinde yoğunlaştığı ‘Mersin’de Hikayesi Olan Kadınlar’ kitabını bitirip yayınlamak da var. Ayrıca bir roman çalışma taslağı da bulunuyor. Kendisine sağlıklı, üretimli günler diliyorum.