Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

J.J. Rousseau

“ Yanlış sonsuz şekillere girebilir; doğru ise yalnız bir türlü olabilir” Rousseau    Nasıl ki antik çağda Sokrat, Platon, Aristo üçlüsü akla ilk gelen filozoflar ise; Fransız Devrimi (1789) öncesi yaşamış üç Fransız da- isimleri art arda sayılması gereken filozoflardır. Bunlar 18.yy. Fransa’sı için önemli sayılan; Montesquıeu (1689-1755), Voltaire (1694-1778) ve Jean Jacques Rousseau (1712-1778) dur. Üçünün de temel özelliği Fransız devrimine esin kaynağı oluşları ve devrimden önce ölmüş olmalarıdır. Yaşadıkları dönem Aydınlanma Çağı olarak kabul görür.   Rousseau; ismi kadar ünlü bir esere imza atmıştır. Emile, Rousseau tarafından yazılan eğitimin ve insanın doğası üzerine bir risaledir. Rousseau; Emile için “ Bütün yazılarımın en iyisi en önemlisi” demiştir. Kitap, ilk kez 1762 yılında yayımlanmıştır ve aradan geçen üç asırlık bir zaman dilimine rağmen, eğitim bilimciler tarafından hala bir başyapıt olarak nitelenir. Emile; bana göre ‘nasıl çocuk yetiştirilir’ den de öte- bütün hayata ve insanlığa yönelik saptamalar ve yaşam tecrübeleri içeren bir kitaptır.   1712 Cenevre doğumlu Rousseau, Protestan bir ailede büyüdü. Annesi, o dokuz günlükken öldü. Babası Isaac Rousseau garip bir adamdı ona ancak on yıl babalık yapabildi. Önce kısa süreliğine bir rahibin yanında kaldı. 12 yaşında teyzesinin yanına verildi. Küçük Jean Jacques içinde bulunduğu kötü ortamdan ancak kendine bir düşsel dünya yaratıp- o dünyaya sığınarak kaçabiliyordu. Bu düşsel dünyayı eline geçirdiği romanlar aracılığıyla kuruyordu. Yazdığı Emile kitabındaki çocuğun dünyasına ait- ideal sayılabilecek ve kendince olması gerekenler- yazarın çocukken en çok eksikliğini hissettiği şeylerdi.      Birçok işe giren çıkan Rousseau, hiçbirinde tutunamaz. 1732 senesine kadar geçen süre onun için arayış ve avare yıllardır. Ta ki Katolik bir rahip, onu Katolikliği seçmiş olan genç bir kadın Mme de Warens’le tanıştırana değin. Rousseau’nun onunla tanışması yazgısaldır. Bu sayede o da Katolikliğe geçer. 1732’de Warens’in yanına Paris’e yerleşir. Rousseau’nun onun yanında geçirdiği dokuz sene, kendini yetiştirdiği ve adeta yeniden inşa ettiği yıllardır. Durmaksızın okur, müzik dersleri izler. Kısa bir süre özel öğretmenlik yapar.   Hizmetçilik yapan bir kadından beş çocuğu olan Rousseau, çocuklarını yetimhaneye bırakır. Kurduğu ilişkiler sayesinde Paris’te sosyeteye girme çabaları vardır. Marazlı ruh yapısı onu hayatının sonuna değin takip etti. Çocuklarını yetimhaneye bırakmasının ardında bozuk ruh yapısı kadar kendini sosyeteye dayatma tutkusu da yatıyordu. Çocuklarını kariyeri önünde engel görmüş olması ihtimal dahilindedir.         Rousseau, zengin sınıfa girme ve tanınma isteğiyle durmaksızın çalışıyor, kendini geliştiriyordu. Arkadaşı Diderot’nun ‘Körler Üzerine Mektuplar’ yapıtı; kurulu düzene eleştirel bir bakıştı. Kitaptaki ana öğreti; “İnsan, doğası gereği iyidir; onu toplum ve uygarlık bozar” tezine dayalı idi. Rousseau; bu tezi daha da geliştirerek, ‘Uygarlığın Kötü Sonuçları: Bilim ve Sanatlar Üzerine Söylev’ başlığını koyarak 1750’de Dijon Akademisi yarışmasına katıldı. Yarışmada birincilik kazandı ve ününü pekiştirdi.   Rousseau, nota kopya ederek hayatını kazanıyordu. Müzik yeteneği üst seviyede idi. Çeşitli operalar yazdı. 1754 yılından itibaren diğer tüm uğraşlarını bırakarak, kendini felsefi düşünceye adadı. O tarihte Dijon Akademisi yeni bir yarışma açmıştı. Yarışma; “ İnsanlar arası eşitsizliğin kaynağı nedir? Bu kaynak doğal yasanın bir sonucu olabilir mi?” başlığı taşıyordu. Bu başlık, Rousseau’yu suskunluğundan koparacak denli kışkırtıcıydı. Yarışma için; “ Mülkiyetin Kötülükleri: Eşitsizliğin Kaynağı Üzerine Söylev” i kaleme aldı. Söylevi toplumcu Sosyalist düşüncenin yolunu açıyordu. Kurul üyeleri savın ataklığı karşısında ürkmüşlerdi. Bu kez ona ödül vermediler.  1756’da doğduğu Cenevre’ye döndü. Katolikliği bırakıp, yeniden Calvinist inanca bağlandı. Farklı siyasi görüşler yüzünden dostu Voltaire ile araları bozuldu. 1762 yılına kadar ‘ Yeni Heloise- Toplum Sözleşmesi ve Emile’ adlı üç önemli yapıtını tamamladı. Rousseau, hayatının geri kalan kısmını (1770-1778) Paris’te bugün kendi adını taşıyan sokaktaki bir evde geçirdi. Bu dönem karamsarlığının ve psikolojik sorunlarının arttığı bir dönemdir.   Rousseau; içinde bulunduğu durumdan çıkmaya ve kendini toparlamaya çalışıyordu. Sürekli kendisine karşı komplo düzenlendiği sanısı ile yaşıyordu. ‘ Bir Yalnız Gezerin Düşleri’ kitabı, kendinden sonraki kuşaklara bıraktığı bir içsel hesaplaşmanın izlerini taşıyordu. Yaşamı boyunca hiç ulaşamayacağı mutluluk peşinde koştu. 1778 yılında hayata veda etti.   Esas saygıyı Fransız Devrimi sonrasında yakalamıştır. Monarşiye karşı halk iradesinin üstünlüğünü savunan Rousseau, devrimden sonra kurulan yeni devletin kalkınmasında, sosyal yapıda ve eğitim sisteminde etkili olmuştur.   
Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2021 - Perşembe

J.J. Rousseau

“ Yanlış sonsuz şekillere girebilir; doğru ise yalnız bir türlü olabilir” Rousseau

   Nasıl ki antik çağda Sokrat, Platon, Aristo üçlüsü akla ilk gelen filozoflar ise; Fransız Devrimi (1789) öncesi yaşamış üç Fransız da- isimleri art arda sayılması gereken filozoflardır. Bunlar 18.yy. Fransa’sı için önemli sayılan; Montesquıeu (1689-1755), Voltaire (1694-1778) ve Jean Jacques Rousseau (1712-1778) dur. Üçünün de temel özelliği Fransız devrimine esin kaynağı oluşları ve devrimden önce ölmüş olmalarıdır. Yaşadıkları dönem Aydınlanma Çağı olarak kabul görür.

  Rousseau; ismi kadar ünlü bir esere imza atmıştır. Emile, Rousseau tarafından yazılan eğitimin ve insanın doğası üzerine bir risaledir. Rousseau; Emile için “ Bütün yazılarımın en iyisi en önemlisi” demiştir. Kitap, ilk kez 1762 yılında yayımlanmıştır ve aradan geçen üç asırlık bir zaman dilimine rağmen, eğitim bilimciler tarafından hala bir başyapıt olarak nitelenir. Emile; bana göre ‘nasıl çocuk yetiştirilir’ den de öte- bütün hayata ve insanlığa yönelik saptamalar ve yaşam tecrübeleri içeren bir kitaptır.

  1712 Cenevre doğumlu Rousseau, Protestan bir ailede büyüdü. Annesi, o dokuz günlükken öldü. Babası Isaac Rousseau garip bir adamdı ona ancak on yıl babalık yapabildi. Önce kısa süreliğine bir rahibin yanında kaldı. 12 yaşında teyzesinin yanına verildi. Küçük Jean Jacques içinde bulunduğu kötü ortamdan ancak kendine bir düşsel dünya yaratıp- o dünyaya sığınarak kaçabiliyordu. Bu düşsel dünyayı eline geçirdiği romanlar aracılığıyla kuruyordu. Yazdığı Emile kitabındaki çocuğun dünyasına ait- ideal sayılabilecek ve kendince olması gerekenler- yazarın çocukken en çok eksikliğini hissettiği şeylerdi.   

  Birçok işe giren çıkan Rousseau, hiçbirinde tutunamaz. 1732 senesine kadar geçen süre onun için arayış ve avare yıllardır. Ta ki Katolik bir rahip, onu Katolikliği seçmiş olan genç bir kadın Mme de Warens’le tanıştırana değin. Rousseau’nun onunla tanışması yazgısaldır. Bu sayede o da Katolikliğe geçer. 1732’de Warens’in yanına Paris’e yerleşir. Rousseau’nun onun yanında geçirdiği dokuz sene, kendini yetiştirdiği ve adeta yeniden inşa ettiği yıllardır. Durmaksızın okur, müzik dersleri izler. Kısa bir süre özel öğretmenlik yapar.

  Hizmetçilik yapan bir kadından beş çocuğu olan Rousseau, çocuklarını yetimhaneye bırakır. Kurduğu ilişkiler sayesinde Paris’te sosyeteye girme çabaları vardır. Marazlı ruh yapısı onu hayatının sonuna değin takip etti. Çocuklarını yetimhaneye bırakmasının ardında bozuk ruh yapısı kadar kendini sosyeteye dayatma tutkusu da yatıyordu. Çocuklarını kariyeri önünde engel görmüş olması ihtimal dahilindedir.      

  Rousseau, zengin sınıfa girme ve tanınma isteğiyle durmaksızın çalışıyor, kendini geliştiriyordu. Arkadaşı Diderot’nun ‘Körler Üzerine Mektuplar’ yapıtı; kurulu düzene eleştirel bir bakıştı. Kitaptaki ana öğreti; “İnsan, doğası gereği iyidir; onu toplum ve uygarlık bozar” tezine dayalı idi. Rousseau; bu tezi daha da geliştirerek, ‘Uygarlığın Kötü Sonuçları: Bilim ve Sanatlar Üzerine Söylev’ başlığını koyarak 1750’de Dijon Akademisi yarışmasına katıldı. Yarışmada birincilik kazandı ve ününü pekiştirdi.

  Rousseau, nota kopya ederek hayatını kazanıyordu. Müzik yeteneği üst seviyede idi. Çeşitli operalar yazdı. 1754 yılından itibaren diğer tüm uğraşlarını bırakarak, kendini felsefi düşünceye adadı. O tarihte Dijon Akademisi yeni bir yarışma açmıştı. Yarışma; “ İnsanlar arası eşitsizliğin kaynağı nedir? Bu kaynak doğal yasanın bir sonucu olabilir mi?” başlığı taşıyordu. Bu başlık, Rousseau’yu suskunluğundan koparacak denli kışkırtıcıydı. Yarışma için; “ Mülkiyetin Kötülükleri: Eşitsizliğin Kaynağı Üzerine Söylev” i kaleme aldı. Söylevi toplumcu Sosyalist düşüncenin yolunu açıyordu. Kurul üyeleri savın ataklığı karşısında ürkmüşlerdi. Bu kez ona ödül vermediler.

 1756’da doğduğu Cenevre’ye döndü. Katolikliği bırakıp, yeniden Calvinist inanca bağlandı. Farklı siyasi görüşler yüzünden dostu Voltaire ile araları bozuldu. 1762 yılına kadar ‘ Yeni Heloise- Toplum Sözleşmesi ve Emile’ adlı üç önemli yapıtını tamamladı. Rousseau, hayatının geri kalan kısmını (1770-1778) Paris’te bugün kendi adını taşıyan sokaktaki bir evde geçirdi. Bu dönem karamsarlığının ve psikolojik sorunlarının arttığı bir dönemdir.

  Rousseau; içinde bulunduğu durumdan çıkmaya ve kendini toparlamaya çalışıyordu. Sürekli kendisine karşı komplo düzenlendiği sanısı ile yaşıyordu. ‘ Bir Yalnız Gezerin Düşleri’ kitabı, kendinden sonraki kuşaklara bıraktığı bir içsel hesaplaşmanın izlerini taşıyordu. Yaşamı boyunca hiç ulaşamayacağı mutluluk peşinde koştu. 1778 yılında hayata veda etti.

  Esas saygıyı Fransız Devrimi sonrasında yakalamıştır. Monarşiye karşı halk iradesinin üstünlüğünü savunan Rousseau, devrimden sonra kurulan yeni devletin kalkınmasında, sosyal yapıda ve eğitim sisteminde etkili olmuştur.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.