Turistlere “Salgından sonra kendinizi hangi turizm türünde daha güvende hissedersiniz” sorusuna yaklaşık yüzde 70 oranında “Doğa tabanlı turizm” yanıtı verilmiştir. Bunu yüzde 10’la “Kültür turizmi” takip ediyor. Salgının ardından en büyük değişikliğe maruz kalacak olan turizm işletmelerinin konaklama işletmeleri olacağı aşikardır. Çünkü yüksek maliyetler ortaya çıkacaktır.
Türkiye’nin 2023 Turizm Strateji Raporunda turizm gelirlerinin artışı için daha etkili tanıtım ve kaliteli hizmet ile birlikte gastronomi, sağlık, kültür, doğa, bisiklet ve inanç turizminin gerekliliklerini daha fazla yerine getirerek daha fazla alanda daha fazla turistin ülkemizi ziyaret etmesinin sağlanacağı ifade ediliyor. Salgın sonrası sıkıntılı sürecin hızla aşılarak kayıpların telafi edilmesi ve sektörde kapsamlı bir dönüşüm yaşanması öngörülüyor. Buradan birçok sektöre iş ve ödevler çıkıyor. Gerçek anlamda turizmi ana iş kolu olarak görüp sistem yatırımlarını tamamlamış, müşteri haklarını koruyabilen firmalar öne çıkacaktır.
Salgında büyük yara alan turizm sektörü yeni bir anlayışla yoluna devam etmeye çalışacaktır. Yeni yatırımlar için yapılacak olan değerlendirmelerde salgın döneminin yarattığı yeniden yapılanma süreçleri büyük önem taşımaktadır. Fizibilite raporları daha çok önem kazanmıştır.
Ön fizibilite raporu, yatırımcının bir yatırım kararı vermek için yaptırmış/yapmış olduğu fizibilite etüdünün ilk aşama rapordur. Yatırımcı, fizibilite araştırmalarının sonraki aşamalarına (ekonomik, teknik, mali ve hukuki) geçilip geçilmeyeceğine ve yatırım fikri kararının devam edip etmeyeceğine ön fizibilite araştırmaları sırasında elde edilen verileri dikkate alarak karar verir.
Fizibilite raporlarının olumlu çıkması yatırımın yapılacağı yer, tesisin yatırım maliyeti, bürokrasi, pazar ile ilgili verilerin yatırımcının amaç ve imkânları ile örtüşmesine bağlıdır. Turizm tesisi yatırımları yapısı itibari ile risk faktörü yüksek yatırımlardır. Maliyet ve yatırımın geri dönüşümü bu risklerin içerisinde önemli yer tutar. Sabit maliyete konu olan arazi, bina, teçhizat, araç, gereç ve dekorasyon maliyetleri diğer sektörlere göre daha fazladır. Diğer yandan satılan ürünün hizmet ağırlıklı olması da gelirlerin beklenildiği gibi elde edilememesi sonucunu doğurabilir.
Doğal olarak sabit maliyetler yanında faaliyet giderlerinin yüksekliği karşısında elde edilemeyecek gelir ve doluluk oranları yapılan yatırımın geri dönüşünü ve doğal olarak işletmenin sürekliliğini tehdit eden gelişmelerdir. Bu nedenle yatırımların başarısı fizibilite analizlerine bağlıdır. Tesisin durumu, bulunduğu mekân ve bölge, satış ve doluluk oranları, maliyetler hem gerçekleşmiş hem de gelecekteki olası tahminleri ile önceden araştırılıp analiz edilmelidir. Özellikle tesisin bulunduğu destinasyon, turizm yatırımlarının başarısında önemli rol oynar.