Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Hegel

“Felsefe; objelerin düşünce ile görülmesidir” Hegel     Çeviri yapmak sadece dil bilmek ile sınırlı değildir. İyi bir çevirmen, çeviri yaptığı dilin yaşadığı ülkeyi birçok açıdan tanımalı, bilmelidir. O ülkeye ait kültürden, sanattan, tarihten anlamalıdır. Kısaca oranın mantalitesini iyi bilmelidir. Soyut alandaki çeviriler başlı başına bir zorluktur. Örneğin, üç asır önce yaşamış bir filozof ne demiş, nasıl düşünmüş olabilir? Bu Kant ve Hegel’de ekstra zorluk içerir. İki Alman’ın felsefesi okunması ve anlaşılması bakımından hayli zordur.     Hegel’in ‘Geist’ sözcüğünü kullanışında sorun kendini iyice belli eder. Ruh anlamı taşıyan geist sözcüğü, Hegel’in zihin dünyasında, felsefe dilinde apayrı bir yerdedir ve ‘tanrısal akıl- mutlak varlık’ olarak kullanılmıştır.   Georg Wilhelm Friedrich Hegel; 1770 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrinde dünyaya geldi. 19.yy. felsefesinin önemli filozoflarındandır. Gençlik yıllarında ondan ‘sağlam karakterli bir genç’ diye bahsedilmiştir. Babası maliye memurudur. 1793’te eğitimini tamamladı. Hegel; statükoyu savunan yazılar yazmışsa da Fransız Devrimini ‘muhteşem şafak’  olarak adlandırmıştır. Babasının ölümünden sonra üniversiteler şehri Jena’ya taşınmış ve orada bir üniversitede dersler vermeye başlamıştır.   Gazete de çıkaran Hegel, bir lisede müdürlük yaparken en önemli eserlerinden ‘Mantık’ kitabını yazdı (1812).  ‘Felsefe Bilimleri Sözlüğü’nü 1817 yılında yazdı. Bu eser sayesinde Berlin Üniversitesi’ne terfi etti. 1821 yılında ‘Hukuk Felsefesinin Ana Çizgileri’ adlı eserini yazmıştır. Hegel; 1831 yılında kolera salgınından kaynaklı hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.   Felsefe dünyasında Hegel mantığı denen bir kavram vardır. O, bunu kitabında detaylı biçimde ele almıştır. Hegel’e göre; dünyadaki tüm olaylar mantıksal bir bağlantı ile birbiriyle ilişki halindedir. Her varlık ve olay evrenin bütünü ile ilişki içerisinde gerçek varlık ve olaylardır. Ona göre; akli olan her şey gerçektir. Gerçekte var olan şey mutlaktır. Evrendeki tek gerçeklik mutlaktır. Dini terimlerle ifade edildiğinde mutlak, Tanrı ile özdeş anlama gelir. Hegel; mantığın işleyişi ile metafizik alanın işleyişinin tek olan gerçekliğin iki boyutu olduğunu söylemiştir.   Yunan felsefesinden, Goethe, Kant ve romantizm akımından etkilenmiştir. Hegel’e göre evren; maddeleşmiş bir fikir ve ilişkiler bütünüdür. Mutlaklık tekildir ve Tanrı’da vücut bulmuştur. O, aynı zamanda teoloji (tanrıbilim) ve felsefeyi harmanlayan filozof olarak kabul görür. Eğitimini teolojide tamamlamış bu eğitimiyle felsefeye büyük ilgi duyarak kendi fikirlerini oluşturdu. Geist; evrensel akıl, mutlak varlıktır. Felsefenin görevi işte bu Geist’in insan aklında kendini açığa vurmasına yardım etmektir.    Kendi fikirlerini üretirken diyalektikten de faydalanıyordu. Hegel diyalektiği; kavramları karşıtlarıyla birlikte düşünme yoluyla, gerçeğe ulaşma isteğidir. Ona göre diyalektik mantık üç adımda ilerler bunlar: Tez- Varlık, Antitez- Hiçlik ve Sentez- Oluş’tur. “ Her şey varlık ve hiçlik arasında sürekli gidip gelmektedir. Gerçeklik ise ne varlık ne de hiçliktir. Gerçeklik sentez yani oluş’tur.”   Devleti ve aileyi önemseyen Hegel’e göre; mutlak özgürlük kaos getirir. Aydınlamanın insanları çok fazla bireysel gördüğünü ve toplulukları göz ardı ettiğini vurgulayarak eleştirir. Kimi zaman devleti aşırı kutsama anlayışı eleştiri almıştır. “Yasalar dıştan dayatma kurallar değildir. Bireylerin isteklerinin nesnel ifadeleridir” demiştir.  Hegel’in hayat anlayışı: “Hayat, bir akış halindedir. Engellenmesi, değiştirilmesi çok mümkün değildir. Dolayısıyla bir seçim halinde olmak çok da mühim değildir. Bunun sebebi dünya, Tanrı’nın bir tezahürü ve esasında Tanrı’nın yarattığıdır. Bu durumda mutlaklık içerisinde dönüp dolaşan insan, seçimleri ile bu mutlaklığın sınırlarını geçemez veya o sınırları değiştiremez. Sonuç itibarıyla yapılan seçimlerin yaşamlarımızda hiçbir etkisi yoktur.” Buradan ‘Hegel kaderci’ sonucu çıkar mı?        
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2021 - Perşembe

Hegel

“Felsefe; objelerin düşünce ile görülmesidir” Hegel

 

  Çeviri yapmak sadece dil bilmek ile sınırlı değildir. İyi bir çevirmen, çeviri yaptığı dilin yaşadığı ülkeyi birçok açıdan tanımalı, bilmelidir. O ülkeye ait kültürden, sanattan, tarihten anlamalıdır. Kısaca oranın mantalitesini iyi bilmelidir. Soyut alandaki çeviriler başlı başına bir zorluktur. Örneğin, üç asır önce yaşamış bir filozof ne demiş, nasıl düşünmüş olabilir? Bu Kant ve Hegel’de ekstra zorluk içerir. İki Alman’ın felsefesi okunması ve anlaşılması bakımından hayli zordur.  

  Hegel’in ‘Geist’ sözcüğünü kullanışında sorun kendini iyice belli eder. Ruh anlamı taşıyan geist sözcüğü, Hegel’in zihin dünyasında, felsefe dilinde apayrı bir yerdedir ve ‘tanrısal akıl- mutlak varlık’ olarak kullanılmıştır.

  Georg Wilhelm Friedrich Hegel; 1770 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrinde dünyaya geldi. 19.yy. felsefesinin önemli filozoflarındandır. Gençlik yıllarında ondan ‘sağlam karakterli bir genç’ diye bahsedilmiştir. Babası maliye memurudur. 1793’te eğitimini tamamladı. Hegel; statükoyu savunan yazılar yazmışsa da Fransız Devrimini ‘muhteşem şafak’  olarak adlandırmıştır. Babasının ölümünden sonra üniversiteler şehri Jena’ya taşınmış ve orada bir üniversitede dersler vermeye başlamıştır.

  Gazete de çıkaran Hegel, bir lisede müdürlük yaparken en önemli eserlerinden ‘Mantık’ kitabını yazdı (1812).  ‘Felsefe Bilimleri Sözlüğü’nü 1817 yılında yazdı. Bu eser sayesinde Berlin Üniversitesi’ne terfi etti. 1821 yılında ‘Hukuk Felsefesinin Ana Çizgileri’ adlı eserini yazmıştır. Hegel; 1831 yılında kolera salgınından kaynaklı hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.

  Felsefe dünyasında Hegel mantığı denen bir kavram vardır. O, bunu kitabında detaylı biçimde ele almıştır. Hegel’e göre; dünyadaki tüm olaylar mantıksal bir bağlantı ile birbiriyle ilişki halindedir. Her varlık ve olay evrenin bütünü ile ilişki içerisinde gerçek varlık ve olaylardır. Ona göre; akli olan her şey gerçektir. Gerçekte var olan şey mutlaktır. Evrendeki tek gerçeklik mutlaktır. Dini terimlerle ifade edildiğinde mutlak, Tanrı ile özdeş anlama gelir. Hegel; mantığın işleyişi ile metafizik alanın işleyişinin tek olan gerçekliğin iki boyutu olduğunu söylemiştir.

  Yunan felsefesinden, Goethe, Kant ve romantizm akımından etkilenmiştir. Hegel’e göre evren; maddeleşmiş bir fikir ve ilişkiler bütünüdür. Mutlaklık tekildir ve Tanrı’da vücut bulmuştur. O, aynı zamanda teoloji (tanrıbilim) ve felsefeyi harmanlayan filozof olarak kabul görür. Eğitimini teolojide tamamlamış bu eğitimiyle felsefeye büyük ilgi duyarak kendi fikirlerini oluşturdu. Geist; evrensel akıl, mutlak varlıktır. Felsefenin görevi işte bu Geist’in insan aklında kendini açığa vurmasına yardım etmektir.

   Kendi fikirlerini üretirken diyalektikten de faydalanıyordu. Hegel diyalektiği; kavramları karşıtlarıyla birlikte düşünme yoluyla, gerçeğe ulaşma isteğidir. Ona göre diyalektik mantık üç adımda ilerler bunlar: Tez- Varlık, Antitez- Hiçlik ve Sentez- Oluş’tur. “ Her şey varlık ve hiçlik arasında sürekli gidip gelmektedir. Gerçeklik ise ne varlık ne de hiçliktir. Gerçeklik sentez yani oluş’tur.”

  Devleti ve aileyi önemseyen Hegel’e göre; mutlak özgürlük kaos getirir. Aydınlamanın insanları çok fazla bireysel gördüğünü ve toplulukları göz ardı ettiğini vurgulayarak eleştirir. Kimi zaman devleti aşırı kutsama anlayışı eleştiri almıştır. “Yasalar dıştan dayatma kurallar değildir. Bireylerin isteklerinin nesnel ifadeleridir” demiştir.

 Hegel’in hayat anlayışı: “Hayat, bir akış halindedir. Engellenmesi, değiştirilmesi çok mümkün değildir. Dolayısıyla bir seçim halinde olmak çok da mühim değildir. Bunun sebebi dünya, Tanrı’nın bir tezahürü ve esasında Tanrı’nın yarattığıdır. Bu durumda mutlaklık içerisinde dönüp dolaşan insan, seçimleri ile bu mutlaklığın sınırlarını geçemez veya o sınırları değiştiremez. Sonuç itibarıyla yapılan seçimlerin yaşamlarımızda hiçbir etkisi yoktur.” Buradan ‘Hegel kaderci’ sonucu çıkar mı?        

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.