Önceki makalede 2019 yerel seçimlerinde özellikle İstanbul, Ankara büyükşehir belediye seçimlerini kaybeden AKP' nin belediyelere yönelik kol, kanat kırma anlamına gelecek kimi girişimlerine değinmeye çalışmış, bu amaçla Belediye şirket yönetim kurullarını oluşturma yetkisini Belediye Başkanlarından alıp, Cumhur ittifakının ağırlıkta olduğu Belediye Meclislerine vermeye yönelik operasyonlarda yaşananlara değinmiştim.
Bu konuda önümüzde iki farklı hukuki süreç ve ortaya çıkan iki ayrı yargısal sonuç var..
Birincisi Kocaeli merkez ilçesi İzmit Belediyesi ve bu belediyeye bağlı şirketlerin başına gelenler..
2019 yerel seçimlerinde Kocaeli Büyükşehir' e AKP adayı Tahir Büyükakın seçilirken İzmit Belediyesi için kıyasıya yarışın ardından ipi CHP adayı Fatma Kaplan Hürriyet göğüslüyor..
Ne olduysa da ondan sonra oluyor..
İzmit Belediye Başkanlığı seçimini kazanan Hürriyet, belediye iştiraki SARBAŞ ve BEKAŞ isimli iki şirketin yönetim kuruluna atama yapıyor.
Ancak bu değişiklikleri Kocaeli Ticaret Sicil Memurluğu kendisine Ticaret Bakanlığı tarafından gönderilen genelge gereği “Başkanın yönetim belirleme yetkisi yok, bunun için Meclis kararı gerekiyor” gerekçesiyle ret ediyor..
Bunun üzerine Sarbaş şirketinin avukatı Kocaeli Ticaret Mahkemesine başvurarak yönetim belirleme yetkisinin Belediye başkanında olduğu gerekçesiyle tescili yapmayan Ticaret Bakanlığına bağlı sicil Müdürlüğü kararına itiraz ediyor..
19 Temmuz 2019 günü yerel Mahkeme belediyeyi haklı bulup İl Ticaret Müdürlüğü ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kararını bozuyor..
Ticaret Sicil Müdürlüğü kararı istinaf mahkemesine taşıyor.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 19 Aralık 2019 tarihinde yerel mahkeme kararının yerinde olduğuna hükmedip Belediye Başkanının tüzel kişiliği temsil ettiğini ve Belediye şirketlerine yönetim kurulu belirleme yetkisine sahip olduğuna yönelik kararı alıyor..
Almasına alıyor da, dava bu kez Yargıtay' a taşınıyor. Yargıtay 11. Hukuk dairesi 10 Aralık 2020 gün 5812 sayılı kararla Kocaeli Ticaret Mahkemesince verilen ve İstinaf Mahkemesince onanan hükmün yerinde olduğuna hükmediyor.
Yargıtay 11. Dairesi kararında özetle şu ifadeler yer alıyor:
"İlk Derece Mahkemesi’nce, 5393 sayılı Kanun’un 37. maddesinde belediye başkanının, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğunun düzenlendiği,
38/p maddesinde ise belediye başkanının görev ve yetkisine ilişkin olarak “kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararı gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak'” şeklinde düzenlenme yapıldığı, belediye meclisinin veya encümenin yetkileri tahdidi olarak sayıldığı, bu madde de belediyenin pay sahibi olduğu şirketlerin genel kurulunda belediyeyi temsil edecek gerçek kişi temsilcinin seçimi bakımından açık bir düzenlemenin bulunmadığı, 5393 sayılı Kanunun 38/p maddesi uyarınca belediye meclisi veya belediye encümeni kararı gerektirdiğine ilişkin açık hüküm bulunmayan hususta da bu yetkinin belediye başkanına ait olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 20.06.2019 tarihli tescil ret işleminin iptaline, temsilci değişikliğinin tesciline ve tescilinin Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilanına karar verildiği"
Yargıtay' ın yetki tartışmalarına nokta koyan kararı sonrası yaşanan gelişmeleri ve tüm hukuki süreç işlerken İzmit' teki BŞ iştiraki iki şirketin yönetim kurullarıyla ilgili yaşanan gelişmeler, İzmit ilçe Belediyesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketler hakkında Yargıtay ve Danıştay' ın birbirine zıt kararları sonucu ortaya çıkan tablo ile süreçlerin Mersin Büyükşehir Belediyesine ait şirketleri nasıl etkileyeceği konularını sonraki makalede ele alacağım..