Eskiden güne Resmi Gazete ile başlardım..
Yaklaşık 50 yıl süren alışkanlık önceleri postayla gelmesi günler, haftalar alan bu gazetelere bakmakla geçiyordu. Son 20 yıldır artık iş kolaylaştı, internet hayatımıza girdi gireli gece yarısı bir gün sonrasının gazetesine erişmek mümkün..
Adı Resmi Gazete olsa da, gazete olmanın çok ötesinde misyona sahip..
Kanun Resmi gazetede yayınlanmadan yürürlüğe girmez, her türlü kararname, genelge, Yargıtay ve Danıştay içtihat kararları, gümrük oranları dahil her türlü vergi ve harçlarla ilgili düzenlemeler kısaca kamusal hayatı belirleyen her türlü düzenlemeyi buradan izlemek mümkün hatta zorunlu..
Son dönem, güne Resmi Gazete yanında bir takım resmi kurumlara ait sitelere göz atarak başlama gereği duyuyorum..
Örneğin Kamu İhale Kurumu "ihale platformu"..
Oradan ülkenin gittikçe ilginç hale gelen serencamını izlemek..
Ve de göz atarken "bugün kim bilir hangi kötü haberi alacağım?" diye elim yüreğimde linkini tıkladığım bir site daha var artık..
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve bağlı Müdürlüklerin sitelerinde yer alan duyurular..
Özellikle Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) dosyaları ve bu dosyalarda yer alan bilgiler ışığında duyurulan halk bilgilendirme toplantıları, toplantılarda süreç nasıl işlerse işlesin sonuçta alınan "ÇED gerekli değildir" kararları..
Her ÇED dosyası ve o dosyanın çoğu zaman "ÇED gerekli değildir" kararıyla ortaya çıkan tablo aslında yaşadığımız çevreyle ilgili doğrudan havamızı, suyumuzu, toprağımızı, kısaca hem bizim hem gelecek nesillerin hayatını doğrudan ilgilendiriyor..
Bir taş ocağı açılması, çevredeki tarım yapılan tüm toprakları etkilemekle kalmıyor, taşların taşındığı araçların ortaya saldığı kirlilik, taşların çıkarıldıktan sonra yıkanmasıyla yer altı sularına karışan çeşitli maddeler..
Mersin limanının kent merkezinin kalbine bir hançer gibi saplanacak Atatürk parkına doğru büyüme projesinden Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü sitesindeki dosya sayesinde bilgi sahibi olduk..
Ve gördüm ki, bizler karantinalı günlerde evlere kapanıp canımızı kurtarmaya çalışırken, birileri ÇED sürecini sessiz sedasız üç beş kişilik ısmarlama katılımla tamamlayıp, Mersin' in fatihasını okumuş..
Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü sitesindeki son duyuru ÇED değil ama bir imar düzenlemesiyle ilgili..
Henüz tartışmaları sona ermemiş olan Davultepe narenciye bahçelerine küçük sanayi sitesi kondurma girişimleri ortada iken bu kez aynı Davultepe' de yine narenciye bahçelerinin yer aldığı 3 ada 7 parselden oluşan alanlarla ilgili imar değişikliklerinin askıya çıkarıldığına dair duyuru.
Yasal sürecin tamamlanması için gerekli olan bu duyuruya göre, Mezitli ile Büyükşehir belediyelerince onanmış 1/5000 ve 1/1000' lük planlara istinaden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 31 Mart 2021 tarihinde Mersin ili Mezitli ilçesi Davultepe' de yer alan 389 ada 2 ve 3 parsel 390 ada 2 ve 3 parsel ile 563 ada 11,12 ve 13 nolu parselleri kapsayan İmar Uygulamasını Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kendisine verilen yetkiye dayanarak onaylıyor.
Onaylama ardından da 12/04/2021 tarihinden itibaren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Hizmet binası ilan panosunda ve kurumsal internet adresinde eş zamanlı olarak 1 (bir) ay süre ile askıya çıkarıyor…
Onaylanan imar uygulamasına göre hazineye ait bu narenciye bahçelerinin yer aldığı 7 parsellik yaklaşık 45 dekar alan imara açılacak. Ve Mezitli Belediyesinin hazırladığı 1/1000 lük plana dayanarak bu bölgenin tümünde olduğu gibi birkaç istisna dışında 5 katlı konut yapılaşmasına olanak sağlanacak..
18 uygulamasının tamamlandığı (ada ve parsellerin şekillendiği, yol ve hizmet alanlarının ayrıldığı) söz konusu bölgedeki hazineye ait parsellerin imar uygulaması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' na başvurup imar uygulaması isteyen kurum ise Toplu Konut İdaresi (TOKİ)..
Demek ki, Davultepe' deki hazine arazileri üzerinde yer alan narenciye bahçelerinin kaderini, bundan böyle hazine değil TOKİ belirleyecek…
45 dekardan oluşan yetişkin narenciye ağaçlarından oluşan bölgeyi Millet Bahçesi mi yapar? Konut yapıp satar mı? Karar son mal sahibi TOKİ' ye kalmış..
Peki, bu verimli tarım arazileriyle ilgili imar planlarını yapanlar, hazırlayıp meclislerinde görüşen, onaylayan belediyeler ve parmak kaldırıp indiren Meclis üyeleri, imara açılan bölgenin durumunu hiç mi merak etmemiş, en azından cep telefonlarındaki uygulamayı açıp uydu görüntülerine bakmamışlar mı?
Yangından sonra küle dönmüş hanelerinin başında ağıt yakan garipler gibiyiz ve bu sanki alnımıza yazılmış değişmez kaderimizmiş gibi peşimizi bırakmıyor..
Doymak bilmez hırsla, katlettiğimiz çevreyle yeni nesillerin geleceğini çalıyor, doğanın milyonlarca yıllık birikimini aç gözlülükle tüketiyoruz..
Tarımsal alanları konuta çevirerek betonla doyacağımızı sanıyoruz..
Küçük çıkarlar uğruna yok ettiğimiz dünyayla birlikte tükendiğimizin farkına varmadan..
Abdullah Ayan
20 Nisan 2021, Mersin
abdullahayan@gmail.com