Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Karmaca

“ Güç, fiziki kapasiteden değil boyun eğmeyen iradeden gelir” Gandi     Her ülkenin binlerce atasözü, özdeyişi var. Yazarlar çoğu zaman anlatmak istedikleri konuya giriş yaparken ‘ufuk açma’ niyetine onlardan alıntı yaparlar. Bugün içimden herhangi bir konuya bağlı kalmadan bir karmaca yapmak geldi. Türkiye gündeminin o kavgacı ve bunaltıcı havasından biraz olsun kaçmak gerekir. Bunu tabii sürekli yapamazsınız ama belli zaman aralıklarında insan kendini pekala şımartabilir. Düşünce gücü ile de olsa başka konulara, diyarlara yelken açabilir… Hayal kurmayı bırakmamak gerekir. Çünkü her şey hayal kurarak başlar. Einstein bu konuda şu sözü söylemiş: “Dünyayı hayal gücü döndürür” demiş büyük bilim insanı.   İnsan ne yapmalı nereden başlamalı? Öznesi insan olan konularda dikkat kesilmek lazım. Hayatı anlamlandıran insan, aynı anda hayatı zehir etme potansiyeli de taşır. Sınırlarını iyi bilmeli insan. Önce kendinden başlamalı derim. Bi içe dönmek, kalbin vicdanın ne diyor ona bakmalı derim. Sonra o uzun yola çıkmalı insan, kendi içindeki uzun yolculuğa… Hatırlayalım ne demişti aksakal Sokrat: “Kendini tanı!”   Geçenlerde ‘Eğitimci Araştırmacı Yazar’ başlıklı yazımı paylaştım. Eğitimci yazar hocamız orada kendisine, Mevlana’nın yedi öğüdünü rehber edindiğini vurguladı. Meşhur yedi öğüdü bilmeyen yoktur sanırım. İlkinde şöyle der Mevlana: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!” Bu özlü söz bizim coğrafyada çok sevilir. Hemen bir diğer okurum yorum attı. Hani onun önermesi de müthişti dedi ki: “ Ya düşündüğün gibi yaşa, ya da yaşadığın gibi düşün!”   Ünlü akademisyen-yazarlarımızdan biri, tavsiyeler vermeyi kendine görev addetmiş. Hatta o kadar ileri gitmiş ki bu konuda bir kitap bile yazmış. Öte yandan yaşı yetmişin üzerindeki tanınmış gazeteci kendisine yöneltilen bir soru üzerine; “Hiç kimseye, hiçbir önermede bulunmam su akar mecrasını bulur” demektedir. İşte size mesleklerinin zirvesinde bulunan iki tanınmış isimden, iki zıt görüş. Yine aynı duayen gazeteci tecrübeye de itimat etmediğini söylüyor. Ona göre tecrübe, müthiş bir ayak bağı imiş.   İnsan bir muammadır. Ondan sürekli aynı ayarda kalmasını beklemek yanlıştır. İnsan devamlı ‘dik dalgayı’ yakalayamaz. Başarmak kadar başarısızlık da vardır. Başarının bir cesaret işi olduğuna inanlar çoktur. Başarı cesaret ister mi? Bu soruya evet demek yanlış olmaz sanırım. Başlamak için biraz cesaret gerekir. Gitgide bu cesaret inanca dönüşür. İnanç, başarma yoluna güçlü taşlar döşer. Yeni fırsatlar yakalar insan. Çin atasözü bu konuda; “Fırsatlar yakalandıkça, çoğalır” demekle teşvik etmiş…   Güzel hayat nasıl yaşanır? Bu kişiden kişiye değişir elbette. Fakat büyük çoğunluk sevgide, aşkta, mutlulukta buluşulur. İnsan aslında güzel hayat için önce manevi şeyler ister. Belki de özü bunu gerektirir. İçindeki ilahi güç, düzenek bunu ister. Maddiyat ise sonradan eklenmiştir insan hayatına…Parasız bir yaşam sürmek mümkündür ama aşksız, sevgisiz asla. Aziz Paul’un sözü çok manidar “ En yukarıda aşk var.”   Hayatı çok karmaşık hale getirmemeli insan. Burada denenmiş bir uzman önerisi ver. “Fazla yüklerden kurtulun- istekler listenizi kısa tutun” diyor. Elbette bu tüketim dünyasında söylemek, uygulamaktan daha kolay. Ama geçmişten gelen tüm bilgeler aynı noktada buluşmuş ve sanki ağız birliği etmişcesine; “ Hayatınızı basitleştirin!” önermesiyle karşılaşıyoruz. Ancak o zaman odaklaşır, hayatı yakalarsınız.   Tereddütte kalanlar geri kalırmış. Seri hareket etmek karar ve kararlı olmakla başlıyor bir çok şey… Harekete geçmek bir nevi irade beyanı, meydan okuma, niyet göstergesi. Sürekli devinim halinde olmak şart. Sahibini şimdi anımsamadığım çok yerinde bir söz var bununla alakalı: “ Başarı hazırlıklı beyinleri tercih eder” sözü. Bir de tabii sevmek ve istemek gerekiyor. Önce kendini, sınırlarını tanı, önce kendini sev ve kendinle barışık ol! Ardından isteyerek harekete geç!   
Ekleme Tarihi: 06 Mayıs 2021 - Perşembe

Karmaca

“ Güç, fiziki kapasiteden değil boyun eğmeyen iradeden gelir” Gandi

 

  Her ülkenin binlerce atasözü, özdeyişi var. Yazarlar çoğu zaman anlatmak istedikleri konuya giriş yaparken ‘ufuk açma’ niyetine onlardan alıntı yaparlar. Bugün içimden herhangi bir konuya bağlı kalmadan bir karmaca yapmak geldi. Türkiye gündeminin o kavgacı ve bunaltıcı havasından biraz olsun kaçmak gerekir. Bunu tabii sürekli yapamazsınız ama belli zaman aralıklarında insan kendini pekala şımartabilir. Düşünce gücü ile de olsa başka konulara, diyarlara yelken açabilir… Hayal kurmayı bırakmamak gerekir. Çünkü her şey hayal kurarak başlar. Einstein bu konuda şu sözü söylemiş: “Dünyayı hayal gücü döndürür” demiş büyük bilim insanı.

  İnsan ne yapmalı nereden başlamalı? Öznesi insan olan konularda dikkat kesilmek lazım. Hayatı anlamlandıran insan, aynı anda hayatı zehir etme potansiyeli de taşır. Sınırlarını iyi bilmeli insan. Önce kendinden başlamalı derim. Bi içe dönmek, kalbin vicdanın ne diyor ona bakmalı derim. Sonra o uzun yola çıkmalı insan, kendi içindeki uzun yolculuğa… Hatırlayalım ne demişti aksakal Sokrat: “Kendini tanı!”

  Geçenlerde ‘Eğitimci Araştırmacı Yazar’ başlıklı yazımı paylaştım. Eğitimci yazar hocamız orada kendisine, Mevlana’nın yedi öğüdünü rehber edindiğini vurguladı. Meşhur yedi öğüdü bilmeyen yoktur sanırım. İlkinde şöyle der Mevlana: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!” Bu özlü söz bizim coğrafyada çok sevilir. Hemen bir diğer okurum yorum attı. Hani onun önermesi de müthişti dedi ki: “ Ya düşündüğün gibi yaşa, ya da yaşadığın gibi düşün!”

  Ünlü akademisyen-yazarlarımızdan biri, tavsiyeler vermeyi kendine görev addetmiş. Hatta o kadar ileri gitmiş ki bu konuda bir kitap bile yazmış. Öte yandan yaşı yetmişin üzerindeki tanınmış gazeteci kendisine yöneltilen bir soru üzerine; “Hiç kimseye, hiçbir önermede bulunmam su akar mecrasını bulur” demektedir. İşte size mesleklerinin zirvesinde bulunan iki tanınmış isimden, iki zıt görüş. Yine aynı duayen gazeteci tecrübeye de itimat etmediğini söylüyor. Ona göre tecrübe, müthiş bir ayak bağı imiş.

  İnsan bir muammadır. Ondan sürekli aynı ayarda kalmasını beklemek yanlıştır. İnsan devamlı ‘dik dalgayı’ yakalayamaz. Başarmak kadar başarısızlık da vardır. Başarının bir cesaret işi olduğuna inanlar çoktur. Başarı cesaret ister mi? Bu soruya evet demek yanlış olmaz sanırım. Başlamak için biraz cesaret gerekir. Gitgide bu cesaret inanca dönüşür. İnanç, başarma yoluna güçlü taşlar döşer. Yeni fırsatlar yakalar insan. Çin atasözü bu konuda; “Fırsatlar yakalandıkça, çoğalır” demekle teşvik etmiş…

  Güzel hayat nasıl yaşanır? Bu kişiden kişiye değişir elbette. Fakat büyük çoğunluk sevgide, aşkta, mutlulukta buluşulur. İnsan aslında güzel hayat için önce manevi şeyler ister. Belki de özü bunu gerektirir. İçindeki ilahi güç, düzenek bunu ister. Maddiyat ise sonradan eklenmiştir insan hayatına…Parasız bir yaşam sürmek mümkündür ama aşksız, sevgisiz asla. Aziz Paul’un sözü çok manidar “ En yukarıda aşk var.”

  Hayatı çok karmaşık hale getirmemeli insan. Burada denenmiş bir uzman önerisi ver. “Fazla yüklerden kurtulun- istekler listenizi kısa tutun” diyor. Elbette bu tüketim dünyasında söylemek, uygulamaktan daha kolay. Ama geçmişten gelen tüm bilgeler aynı noktada buluşmuş ve sanki ağız birliği etmişcesine; “ Hayatınızı basitleştirin!” önermesiyle karşılaşıyoruz. Ancak o zaman odaklaşır, hayatı yakalarsınız.

  Tereddütte kalanlar geri kalırmış. Seri hareket etmek karar ve kararlı olmakla başlıyor bir çok şey… Harekete geçmek bir nevi irade beyanı, meydan okuma, niyet göstergesi. Sürekli devinim halinde olmak şart. Sahibini şimdi anımsamadığım çok yerinde bir söz var bununla alakalı: “ Başarı hazırlıklı beyinleri tercih eder” sözü. Bir de tabii sevmek ve istemek gerekiyor. Önce kendini, sınırlarını tanı, önce kendini sev ve kendinle barışık ol! Ardından isteyerek harekete geç!   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.