Önceki makale, iktidara kim gelirse gelsin zenginlerin bir biçimde vergi ödememeyi başardığı ABD' deki mevcut sistemin son pandeminin de katkısıyla artık bir yol ayrımına geldiğini ve sosyal devlet olmanın gerektirdiği asgari hizmetleri karşılamak için yeni başkan Biden ve ekibinin bazı formüller üzerinde çalıştığı bilgisiyle noktalanıyordu..
Çiçeği burnunda Biden yönetiminin hayli radikal adımlar atmaya hazırlanması sadece eğitim, sağlık başta olmak üzere sosyal yardımlarla devletin gelir adaletsizliğini gidermeye yönelik çabalarıyla sınırlı değil..
Balzac' ın “Kanunlar, örümcek ağları gibidir ; zayıflar, ağa yakalanır, güçlülerse delip geçer.” sözüne örnek teşkil edecek türden bir vergi sistemi var ABD' nin..
Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi toplama ilkesinin işlemediği aksine az kazananın ağa yakalandığı buna karşı çok kazananın sistemin boşluklarından yararlanarak ağı delip geçtiği bir ülkede son covid-19 salgınının da etkisiyle vergi alanında bazı kesimlerin duyduğu rahatsızlığın kutuplaşmayı körüklemesi kaçınılmazdı, öyle de oldu..
Cumhuriyetçiler zenginlere yük getirecek vergi arttırımlarına ve kaçamak yolların önünü açan mevcut sistemin değiştirilmesine karşı çıkarken, Biden' i Başkanlığa taşıyan Demokratlar tabandan başlayarak Kongre' deki temsilcilere varıncaya karşı artık herkesin adil biçimde vergi ödemesini mümkün kılacak düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini savunmakta..
Son zamanlarda bir biri peşi sıra ortaya çıkan belge ve bilgiler vergi adaletsizliğinin boyutlarını gözler önüne sergilerken, Biden yönetiminin kimi lobilerden gelecek tepkiler nedeniyle atmaktan çekindiği adımların haklılığını ve önemini göstermekte..
Örneğin Kamu yararına araştırmacılık yapmak amacıyla bir araya gelen saygın gazetecilerin çatısı altında toplandığı ProPublica isimli kuruluşun yayınladığı ve dünyanın en zengin isimlerinin son 15 yıla ait ödedikleri vergilere ait kayıtlar..
ProPublica araştırmacıları aslında erişime kapalı vergi beyannamelerine bir biçimde ulaşarak dünyanın en zengin isimlerinin ödedikleri ya da daha doğru bir tanımla 'ödemedikleri' vergilerle ilgili tabloyu gözler önüne seriyor..
2007 yılında da multimilyarderler sıralamasının tepelerinde yer alan ve bugün artık şirketlerinin varlığı dışında kişisel serveti 200 milyar dolara ulaşarak dünyanın en zengin kişisi konumuna yükselen Amazon’un sahibi Jeff Bezos 2007’de tek kuruş gelir vergisi ödemedi. Vergi kayıtlarıyla ortaya çıktı ki, aynı Bezos, 2007 yılının ardından 2011’de de aynı "muhteşem" beyannameyi takdim etti yetkililere…
Bezos' un vergi yüzsüzlüğü ile ilgili en çarpıcı gelişme işte bu servetinin 18 milyar dolarda sabit kaldığını beyan ettiği 2011'de yaşandı..
Bezos, o yıl, az kazandığı iddiasıyla yüzsüzlüğü o hale getirdi ki, çocukları için 4 bin dolar vergi indirimi talep etti ve Vergi İdaresi kendisine 4 bin dolar vergi indirimi sağlandı.
Tablo Bezos ile de sınırlı değil..
Bugün söylediği her söz dünya piyasalarını etkileyecek güce ulaşan Tesla’nın kurucusu Elon Musk ise 2018 yılında tek kuruş gelir vergisi ödemedi. Musk' ın da bugün kişisel serveti 160 milyar dolara ulaşmış bulunuyor..
Her yıl dünyanın en zenginleri listesini yayınlayan Bloomberg' in sahibi Michael Bloomberg te 55 milyar dolarlık servete karşı son 15 yılın en az ikisinde gelir vergisi ödemediğini de ProPublica araştırmacılarının elde ettiği beyanname dökümlerinden öğreniyoruz..
Bunlar kamuoyunu şok etsin diye seçilmiş isimler diye düşünülebilir ama aynı çalışma ABD' deki vergi sisteminin çarpıklıklarını gözler önüne sermesi bakımından çok daha çarpıcı ve düşündürücü verileri de ortaya koymakta..
2014-19 arasındaki 5 yılda ABD' nin en zengin 25 ismi varlıklarını 401 milyar dolar arttırırken, devlete yalnızca 13,6 milyar dolar ödeyebilmiş..
Oysa 401 milyar varlık artışı beyan edildiğinde 14 oranında vergiye tabi..
Bir başka ifadeyle sadece bu 25 kişinin ödemesi gereken 56 milyar dolar gelir vergisinin 42,5 milyarı sistemin zenginler için açtığı boşluktan yararlanıp ceplerinde kalmış..
Vergi kaçıranların cezaevlerinde çürümeye terk edildiği öyküleriyle ünlü ABD' de bu nasıl mümkün oluyor?
Sistem artan varlıklar üzerinden değil elde edilen gelir üzerinden vergi toplama üzerine kurulu..
Ortalama bir ABD' li gelirini beyan edip vergisini öderken zenginler hisse senetlerine bağlanmış servetlerini banka veya yatırım şirketlerine teminat gösterip kredi kullanma yolunu seçiyorlar..
Kısaca servetlerini teminat gösterip borçlanıyor ve kağıt üzerinde kazanç bir yana kredilere ödedikleri faiz nedeniyle borç içinde yaşayıp gidiyorlar..
Sistem nasıl işliyor?
Ve ABD vergilendirmediği bu zenginler yüzünden ne kadar kayba uğruyor?
Kaçırılmasına göz yumulan servetler vergilendirilebilse neler yapılabilir?
Pandemi ile birlikte sürdürülmesinin imkansızlığını herkesin gördüğü küresel adaletsizliği besleyen sisteme karşı nelerin yapılabileceği?
Devam edeceğim konuyu işlemeye…