Önceki makalede çok kısa iki bölümü saymazsak 1958’ den beri 63 yıldır Japonya’ yı yöneten Liberal Demokrat Parti’ nin Abe ardından Başbakan olan ve bir yıldan kısa zamanda yıpranarak siyaset sahnesinden çekilen Suga yerine aday gösterilen Kişida liderliğinde girdiği seçimleri hangi vaatler ve dinamiklerle kazandığını anlatmaya çalışmıştım…
Abe dönemi ‘büyüme’ ve Suga’ nın kısa başbakanlığı ‘reform’ sözcükleriyle anılırken Kişida’ nın seçim kampanyasında Japoncadaki ‘Bunpai (Dağıtım)’ sloganı öne çıkması oldukça önemli bir gelişme..
Biden yönetimindeki ABD ve Xi liderliğindeki Çin pandemi ile daha da derinleşen yoksulluğa karşı gelir adaletsizliğini gidermeye, refahı daha adil paylaştırmaya yönelik farklı yöntemlerle de olsa adımlar atmaya çalışırken, Japonya gibi muhafazakâr seçmene sahip ülkenin ‘kapitalizmi yenileme’ vaadiyle ortaya çıkan Kişida’ yı desteklemesi dünyadaki genel gidişatı yansıtması bakımından ilginç…
Kişida’ nın ‘yeni kapitalizm’ olarak tanımladığı yol haritasının içeriği bugüne kadar ‘zengini daha zengin’ eden anlayışın geride bırakılmaya çalışılacağını göstermekte…
Fumio Kişida seçimlerin ardından bu hafta yeni kabinesini açıkladığı basın toplantısında (10 kasım 2021) kısa, orta ve uzun vadede yapılacakları sıralarken özellikle ekonomiyi dönüştürme yanında derhal atacağı adımlarla ilgili detaylı bilgiler verdi..
Kişida, öncelikle 30 trilyon yen (264 milyar dolar) tutarında bir yardım paketini bir hafta içinde hazırlanacağını, yardımların gecikmeden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için bu yıla özgü ek bütçe yapılacağını söylerken paketin neleri kapsayacağını şöyle sıraladı:
- Öğrencilere, geçici işçilere ve düşük gelirli hanelere 100 bin Yen (884 dolar) nakit yardım,
- Yıllık geliri 9,6 milyon yen'i (85 bin dolar üstü gelir) aşan ailelerin çocukları hariç, 18 yaş ve altındaki çocuklara toplam 100.000 yen (884 dolar) değerinde nakit ve alış veriş kuponları,
- Akaryakıt fiyatlarında görülen artışlar sonucu zarar gören tarım ve balıkçılık sektörlerine yönelik yardım,
Kişida kendisinden önceki Başbakan Suga hükümetinin salgın yönetme biçiminin geniş kesimler üzerinde yarattığı hayal kırıklığının da farkında..
Bu nedenle halkın beklentileri doğrultusunda hastane yoğun bakım ünitelerinin güçlendirileceğini, 35 bin yatak ilavesi ve destekleyici yeni aşı kampanyasının derhal başlatılması için gerekli adımların atılacağını da ifade etti…
Bunlar pandemi travmasının etkilerini azaltma amacıyla kısa zamanda yapılacaklar…
Ancak Japonya’ nın gittikçe ağırlaşan yapısal sorunları var…
Örneğin bilim ve teknolojide bir zamanlar dünya lideri iddiasındaki ülkenin yıllar içinde geriye düşmesi..
Kişida henüz kabinesini kurmadan önce, olağanüstü yetkiler tanıdığı bir bilim komisyonu oluşturdu ve dijitalleşme konusundaki yarışta liderliği kaybedip bugün Çin ve Güney Kore gerisine düşen ülkenin bilişim alanında yeniden söz sahibi olması için hızlıca hayata geçirilecek yol haritası hazırlanmasını istedi..
Salgının yarattığı hasarları gidermeye yönelik ek bütçe, zarar görenlere ve gençlere yönelik yardımlarla da sınırlı kalmayacak..
Ek bütçe aynı zamanda bilim ve teknolojinin desteklenmesi, iletişim ve yeşil enerji gibi yeni dönemin kilit sektörlerine fonlar aktarılması da söz konusu…
Öğrenim ve mesleki eğitim gibi insana yatırım yapan politikalar yoluyla hedeflenen ‘yeni kapitalizmi’ ete kemiğe büründürmek te Kişida’ nın orta vadeli hedefleri arasında…
2011’ de 133,5 milyar dolar olan ileri teknoloji ihracatının 2020’ de 102 milyar dolara gerilemesi yeni hedefin amacını göstermesi bakımından önemli…
Benzer bir tablo da inovasyon alanındaki gerilemede görülmekte:
Bir dönem liderliğe soyunan ülke bugün gerilerden kopup gelen Çin’ in gerisine düşmüş durumda..
Son verilere göre Çin küresel inovasyon sıralamasında 54,8 puanla 12. Sıraya yükselirken Japonya 54,5 puanla onun gerisinde…
AR-GE harcamalarında da durum farklı değil:
2019’ da AR-GE harcamaları ABD’ de 10,9, Çin’ de 11,1 artarken üçüncü sıradaki Japonya’ da 0,4 oranında da olsa azalmış görünüyor…
Yaşlanan Japonya’ nın çok önemli bir başka yapısal sorunu ise verimlilik…
Çalışanlar gelişmiş ülkelere oranla çok daha uzun saatler emek sarf etse de, ortaya çıkan verilere göre ABD’ lilere oranla Japon çalışanların verimliliği yarı yarıya daha düşük…
Verimlilikle ilgili sorunlar yıllardır biliniyor ancak Abe döneminin başından beri sürekli dillendirilen reformlar bir türlü hayata geçirilemiyor…
Bunda ülkeye gelmek isteyen yabancı çalışanlara koyulan kısıtlamaların da büyük payı var.. İnsan gücü örneğin ABD gibi dışarıdan gelenlere kapıları açarak sağlanamadığı gibi ülke içinde doğurganlık oranlarının da etkisiyle gereksinimi karşılayacak istihdam yakalanamıyor…
Kişida’ nın çözmesi gereken sorunlar yılların biriktirdiği ve artık geciktirilmeyecek boyutlara ulaşan kaotik bir tabloyu yansıtmakta:
Hızla yaşlanan, doğum oranları düşen, talebin yeterince canlanmadığı, arzın talebi karşılamadığı Japonya, onca ekonomik sorun yetmezmiş gibi neoliberal politikaların tüm dünyaya armağanı olan orta direğin kaybolmaya yüz tutmasıyla durgunluğa sürüklenmiş durumda…
Bunca sorun karşısında Kişida’ nın vaat ettiklerini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği yakın zamanda görülecek ama orta direği yeniden canlandırma beklentilerinin kamuoyunda nasıl karşılık bulduğu son hafta anketlerine yansıdı bile..
İki hafta önce yeni hükümete 46 olan halk desteği bu hafta yapılan kamuoyu araştırmasında 53’ e yükseldi…
Sonrasında olacakları hep birlikte izleyip göreceğiz ama şurası gerçek; Japonya çok ciddi bir süreçten çok ilginç bir deneyimle geçiyor..