‘Gazoz olma, efsane ol’
‘Gazoz olma efsane ol’ sözü bir gazoz markasının reklam sloganı idi. Reklam sloganı, bir gazoz içeceği reklamı olması itibarıyla aslında çelişkili gibi duran bir durumu ifade ediyordu. İçecek markası, halkın ‘gazoz’ ismini anlamlandırdığı biçimiyle ele alıyor ve bundan kendince biraz da ironi yaparak kazançlı çıkmayı, dikkat çekmeyi planlıyordu ki; reklam da bu haliyle tuttu ve güzel bir pazarlama örneği sergilendi. İçecek markası tüketiciye, gazoz adının halk nezdindeki olumsuz, etkisiz imajını yine aynı içeceği içirerek efsane olmayı, güçlü, sağlıklı olmayı öneriyordu ve bunda da başarılı oldu.
Rastlantıya şaşmamak mümkün değil. Çünkü gazoz reklamı ilk 2014 senesinde yayınlandı. Okçuluk dalında olimpiyat şampiyonu Mete Gazoz o sıralar henüz 15 yaşında idi ve kimse tarafından tanınmıyordu. Reklam altı sene sonra bir defa daha; bu sefer soyadı Gazoz olan bir sporcu tarafından başarısını, büyük bir tesadüf sonucu doğrulatmış oluyordu. Mete Gazoz, olimpiyatlar ardından, yıllar sonra aynı markanın reklamına bu kez şampiyon olarak çıkıyordu. Mete Gazoz, aynı gazoz içeceğinin son reklamında boy göstererek, bu kez başarısı sayesinde reklam sloganın değişmesine etki etti ve slogan ‘Mete Gazoz ol efsane ol’ şeklinde değişti. Böyle bir olay herhalde dünya tarihinde ender rastlanan, amacına ulaşan güzel bir olaydır.
‘Hiçbir başarı tesadüf değildir’ sözü Mete Gazoz’un hayatında bir kez daha doğrulanıyor. Başarı planlanabilir mi? Mete’nin hayatına bakınca buna evet cevabını kolaylıkla verebiliriz. Mete, 1999 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Sporcu bir ailede büyüdü. Babası eski milli okçudur. Annesi ise İstanbul Okçuluk Kulübü başkanıdır. Mete, okçuluğa 11 yaşında başlamıştır. Yanı sıra yüzme, basketbol, resim, piyano gibi spor ve sanat faaliyetleriyle ilgilenmiştir.
Türk okçuluğunun yıldızı Mete Gazoz, başarısının sırrını disiplinli çalışmaya bağlıyor. 9 yıldır sistemli şekilde kamp yapıyor. Altın madalyasını yılın 260 günü kamplarda çalışarak kazandı. Yayı 3 yaşında eline aldı. 5 yaşında okçu babasının desteğiyle spora başladı. Mete, bir kamp gününe bakın neler sığdırıyor. 8 saat ok atıyor. 2 saat kuvvet ve dayanıklılığı arttırmak amacıyla güç ve koşu antrenmanı gerçekleştiriyor. Ardından bir saat de havuz ve masaj gibi toparlanma aktiviteleri yapıyor.
Mete Gazoz başarılı yolculuğunda en büyük desteği ailesinden gördü. Ailesinin desteğini sürekli ardında hissetti. Yabancı dil eğitimi de alan Mete, boş zamanlarında kitap okuyor. Mete, çocuklara ‘rol model’ olmanın kendisini çok sevindirdiğini söylüyor.
Başarı, başarılı olmak mutlu olmak, kariyer yapmak zengin olmak gibi istekler özellikle gençler tarafından çok talep ediliyor. Ama istekleri gerçekleştirmek içim kim ne kadar fedakarlık yapıyor ya da çalışıyor işte orası tartışılır. İstemek elbette tek başına yeterli gelmiyor. Bilinçli, programlı çalışmak gerekiyor. Başarı, planlanabilir bir kazanca ancak bu sayede dönüşüyor.
Başarıda, bazı noksanlıklar teşvik edici etki yapar. Örneğin kişinin parasız olması, fiziki bazı eksiklikleri veya engelli oluşu ya da travmatik bazı yaşanmışlıklar onu başarı yolunda motive eden unsurlara dönüşür kimi zaman. Mete Gazoz’un konuşmada akıcılık bozukluğu (kekemelik) yaşaması, onu başarı yolunda ateşleyen bir unsura dönüşmüş de denebilir.
Kariyerinde önüne 4 olimpiyat şampiyonluğu gibi zorlu bir hedef koyan Mete Gazoz, aktif sporculuk evresinin ardından yine okçuluk sporunun içinde kalmayı ve yeni sporcular yetiştirmeyi istiyor.