‘Teknoloji sosyolojiyi değiştirir’
Dünyanın bugünkü ana problemi enerjidir. İster hayat pahalılığı deyin, ister dünya hakimiyet mücadelesi deyin, ister çevre kirliliği deyin altında hep enerji meselesi vardır. Enerjiyi bulmak ayrı, işlemek, depolamak, nakletmek, pazarlamak ayrı bir sorundur. Dünyadaki kriz noktalarının çıkışı genellikle enerjiyle alakalıdır. Doğu Akdeniz de Ukrayna krizi de temelde enerjiyle alakalıdır. Dünya enerji tüketimi ağırlıkla fosil yakıtlara bağlıdır. Fosil yakıtlarsa çevre kirliliğine neden olmaktadır.
Ülkeler bir yandan fosil yakıtlardan kurtulmak isterken, diğer taraftan bu tür yakıtların aşırı değerlenmesiyle karşı karşıyadır. Alternatif enerji kaynaklarına geçiş de hemen bugünden yarına gerçekleşememektedir. Alternatif enerji kaynakları dendiğinde daha çok rüzgar ve güneş enerjisi anlaşılmalıdır. Rüzgar ve güneş dışındaki alternatif enerji kaynakları henüz proje ve geliştirme aşamasındadır. Rüzgar ve güneş enerji kaynaklarının toplam enerji kaynakları içindeki yeri, yıldan yıla artmaktadır.
Yakın geleceğin fosil yakıtlara ihtiyaç duymadan elde edilen elektrikle gelişecek, elektrik tüketim temelli bir çağ olacağından herkes hemfikirdir. Yeryüzünde hemen her şey elektriğe ihtiyaç duyar ve bu eğilim giderek artmaktadır. Yirmi yıl içerisinde yeryüzündeki taşıtların tamamına yakını, elektrikle çalışan araçlardan oluşacak örneğin.
Dünyadaki en büyük ve temiz enerji kaynağı güneştir. Tüm dünyadaki yaşam ondan beslenir. Öyle ki yeryüzüne düşen bir saatlik güneş enerjisi miktarı, dünyanın bir yıldaki toplam enerji ihtiyacına denktir. Ama buradaki asıl mesele, yeryüzüne düşen güneş enerjisini yakalamak, enerjiye çevirmek, depolamak ve arza sunmaktır. İşte tam bu noktada piller, bataryalar devreye girmektedir. Üretilen temiz enerjiyi daha büyük oranda depolayacak uzun ömürlü piller…
Tüm dünyanın gözü hızlı şarj edilebilen, uzun ömürlü ve kapasitesi yüksek pillerdedir. Yoksa araçları, uzun erimli ve verimli biçimde kullanmak mümkün olmayacaktır. Bilim insanları bu alanda yoğun şekilde çalışmaktadır. Bu alanda kullanışlı uzun ömürlü bir buluş, dünyayı oldukça rahatlatacaktır. Hummalı çalışmalardan biri de Türkiye’den geldi. İTÜ akademisyenlerinden dr.Onur Ergen, queen projesiyle pil teknolojisini değiştirerek anlık şarj edilebilmelerini hedefliyor.
Yıllar önce yerli otomobil tartışmaları sürerken ve otomobilin hibrit araç mı yoksa tamamen elektrikli mi olacağı tartışılırken. Bir bilim insanımız ta o günlerde asıl meselenin otomobil üretmekte değil, onu yürütecek güçlü, gelişmiş piller olduğunu belirtmişti. Yerli otomobil bu sene banttan iniyor. Türkiye doğru bir karar alarak, tamamen elektrikli modellerde karar kıldı. Ama batarya işi tam çözülemedi. Bu konuda otomobil fabrikası yanına bir de Çinlilerle ortak batarya fabrikası kuruluyor.
Türkiye, dünyanın en büyük bor madeni rezervine sahiptir. Yüksek kaliteli lityum piller ise şu anki pil teknolojisinde öndedir. Türkiye, bor madeninden lityum üretmeyi başarmıştır. Bu amaçla Kayseri’de bir fabrika kurulmuştur. İkinci fabrika da Balıkesir’de kurulacaktır.
Dr. Onur Ergen tüm dünyanın kullandığı pil teknolojisini temelden değiştirecek yeni bir fikir üzerinde çalışıyor. Düşük kapasiteli ve güvenlik riskleri bulunan pilleri, pilin yapısındaki kaotik yapıyı çözerek, atomik seviyede hassas ve programlanabilir bir biçime getirmek amaçlı çalışma yürüten dr. Ergen böylece pilde, maksimum güç ve enerji elde etmek ve anında şarj imkanına kavuşmak istiyor. Dr. Ergen’in projesi, Avrupa Araştırma Komisyonundan da 1.4 milyon euroluk teşvik almış durumda.
Çalışmalarının 5 yıla daha ihtiyaç duyduğunu açıklayan Ergen, pillerin kapasitesini 20 kat arttıracak ve kısa sürede şarj edecek. Kuantum yaklaşımıyla teorik limitleri aşan yeni nesil piller, depolama ve kapasiteyi 20 katına çıkararak, enerjide yeni bir çağ başlatma şansını doğuracak.