“Hakikat her zaman mantığa uymaz”
Piyasaya sürülen ürünler en başta karlılık derecesine bakılarak arza sunulur. O ürünün insan yararına olup olmadığı ikincil önemdedir. Bugün arza sunulan birçok tüketim maddesi insan ve çevre sağlığına zararlıdır ama oradaki karlılık o derece iyidir ki üreticiler bundan vazgeçemez. Örneğin silah endüstrisi herkesçe insanlık için en kötü sektör olarak bilinir. Oysa bir diğer görüşe göre sentetik sanayi de denilen ilaç sektörünün insanlığa daha çok zarar verdiği savunulur. Ya da fosil yakıt endüstrisi dünya üzerindeki kirliliğin ve dolayısıyla birçok hastalığın da ana sebebidir.
Fosil yakıt endüstrisi dünyanın para getiren en önemli sektörlerindendir. Kara altın da denilen petrol ve türevleri için gerektiğinde kan dökülür, savaşlar çıkar. Dünya haritasındaki kriz bölgeleri ağırlıkla petrolün bulunduğu bölgelerdir. Gerek silah, gerek ilaç olsun ve de tabii ki petrole dayalı sanayi, büyük gelir getiren ve az sayıdaki şirketlerin elinde bulunan pazarlardır. Çevreye ve insanlığa verdikleri zararlara rağmen her türlü korumaya ve dokunulmazlığa sahiptir. Bu dev şirketler büyük oranda lobicilik faaliyetleri de yürütür.
Günümüzde lobicilik faaliyeti adeta bir bilim dalı gibidir. Büyük paraların ayrıldığı bir alandır ve kamuoylarını ikna etmeye, manipule etmeye yarar. Kamusal karar alıcıların çalışmalarını ve alınacak kararları etkilemek amacıyla kullanılır. Lobici örgüt ve kuruluşlar her türlü araç ve metotları kullanan baskı kümeleridir. Geçmişten günümüze yığınla örnekleri vardır.
Kenevir bitkisi mucizevi bir bitkidir ve maalesef para hırsına kapılan açgözlü şirketler tarafından üretimi ve çoğalması engellenmiştir. Ben kenevirle ilgili ilk yazımı 2019 senesinde yazmıştım (Kenevir- İnovatifhaber.com) Elbette o günden bu güne kenevir lehine değişen pek bir şey olmadı. Ancak kenevir öyle bir mucizevi bitkidir ki hemen her alanda yaygın kullanımı insanı ve doğayı kurtaracak yapıdadır. Ne var ki bu bitkinin önü, çevreye ve insanlığa zararlı maddeler üreten şirketler tarafından kesilmiştir.
Anadolu’nun hemen her yerinde fazla suya ihtiyaç duymadan, yetiştirilme imkanı olan kenevir; Batılı ülkelerin baskısıyla uyuşturucu elde edilir kaygısı ile yasaklanmış ve bitme noktasına gelmişti. Tarım Bakanlığı bu kötü gidişatı durdurmak adına örnek bir karar alarak, 2019 yılında ülkenin 19 ilinde kontrollü kenevir ekimine izin vermiştir. Elbette bu pilot uygulamalar yeterli değildir. Kenevir daha yaygın biçimde ekilmelidir.
Kenevirden gıdadan, sanayiye, ilaçlardan, kağıda, biyo yakıta, kumaş üretiminden, otomotiv sektörüne, kozmetik maddeler gibi binlerce çeşit ürün elde etmek mümkündür. Türkiye’nin kenevir üretiminden yüz milyar dolarlık gelir sağlama hesabı yapılmıştır. Kenevir üreticiliği ekonomik olup, çevreye çok yaralıdır. Öyle ki bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. Yine bir dönüm kenevirden dört dönüm ağaca eş kağıt çıkar. Bir ağacın 20 -50 yıl arasında yetiştiğini düşünürsek, kenevir 4-5 ayda beş metre yüksekliğe ulaşarak kullanıma hazır hale gelir.
Bitmedi kenevir, kanser tedavisinde uygulanan kemoterapi ve radyasyon etkilerini azaltan, romatizma, kalp hastalığı, epilepsi, astım, mide uykusuzluk psikoloji, omurga hastalıkları başta olmak üzere en az 250 hastalıkta kullanılmaktadır. Kenevir üretimi soyadan da ucuzdur. Tohumunun protein değeri çok yüksektir. Bina yalıtımında kullanılır. Bir aracın gövdesi kenevirden yapılırsa çeliğe göre 10 kat daha güçlüdür. Tüm plastik ürünler kenevirden yapılabilir. Kenevir plastiği doğada zarar bırakmaz.
18. yüzyılda ABD’de kenevir üretmek zorunlu idi. Kenevir üretmeyen çiftçiler cezalandırılırdı. Ta ki 19. yüzyıla gelinene değin. Ormandan kağıt üreten şirketler ilk darbeyi vurdu kenevire. Sonra, Rockefeller şirketi bir petrol şirketi idi. Biyo yakıtlar, kenevir yağı onun baş düşmanıydı. Plastik üretici firmalar patent aldılar. Kenevir bir yara da oradan aldı. Şirketlerin ortakları, temsilcileri bakan oldu, bürokraside etkin görevlere geldiler. Lobicilik devreye girdi. Büyük dezenformasyon yayarak keneviri bitirdiler.
Şimdi, dünyanın, insanlığın, çevrenin geldiği noktaya bakın! Eğer kenevirin önü kesilmeseydi daha adil, daha sağlıklı bir dünyada yaşıyor olacaktık.