Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Depremde “Küllerinden Doğanlar” Ve Mersin Kent Dinamikleri

Bir süre köşe yazılarıma ara vermek durumunda kaldım. Yaşadığımız deprem felaketinin hemen ardından, bu ay üzerinde inşaatına başlayacağımız iş yerini, ortak inşaat yapacağımız firmanın da oluru ve anlayışı ile 150 depremzedenin barınmasına tahsis ettik. Şimdi burada ancak bir sistem kurabildiğimiz için, yazmaya fırsat bulabildim. Elbette bu arada sosyal medyayı, tüm haberleri ve grupları takip ettim. Bazı gruplar gerçekten bu kritik dönemde son derece yararlı oldular. “Küllerinde Doğanlar” adlı grubu büyük katkılarından dolayı kutlamalıyım. Bizler de kendileri ile işbirliği içerisinde olduk. Maalesef bu felaketin acılarını gidermek amacıyla kurulan bazı gruplar kimi zaman merkezi yönetimi, kimi zaman yerel yönetim bazen de kişi ve kurumları eleştirerek ve işin içine günlük siyaset hesapları katarak, yarar yerine zarar verdiler. Asılsız söylentiler yayanlar, halkın paniğe kapılmasına sebep olan gerçek dışı haberler yapanlar ( sayıları az da olsa) bu süreci olumsuz etkilediler.   Bir de bu gruplarda “yardım edermiş gibi “davrananlar vardı; ki bu en acısıdır! Bir kişi bir grupta bir ailenin barınacak yer aradığını yazıyor. Hemen arıyoruz, yerimiz olduğunu, bilgilerini göndermelerini istiyoruz. Yerin bulunduğunu belirtiyorlar. Aslında göstermelik bir yardım etme oyunu oynanıyor; şu zor zamanlarda çok kirli bir ahlakî yozluk…   Bir de inanılmaz önerilerde bulunanlar var: Mersin’de olağanüstü hâl ilan edilmesi isteniyor. Bunu sosyal medyada binlerce kişinin duymasını sağlıyorlar. Arkasından Mersin için onlarca öneride bulunuyorlar. Yıllardır bilinen, sürekli tekrar ettiğimiz, özellikle Mersin’in tamamlanamayan projeleri. Örneğin Çukurova Havalimanı’nın tamamlanmasını istiyorlar. 10 yıldan fazladır inşaatı süren, bitirilemeyen ve bunun karşısında da bugüne kadar birlik içerisinde olamayan kent dinamikleri Şimdi bir depremden sonra, güya birleşiyorlar.   Fakat bu birleşme kentin en önemli merkezi yöneticisi ve yerel yöneticisi dışında oluyor. Şu anda Mersin’de çok değerli iki yöneticimiz var: Mersin Valisi ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı bu hassas deprem döneminde her türlü siyasetten uzak, mükemmel bir çalışma yürütmüştür. Kendini ispatlamıştır ve her türlü övgüyü hak ediyor. Unutulmayacak ve Mersin tarihine de yazılacaktır. İlçe Belediye Başkanlarımızı da unutmayalım. Adeta birbirleriyle rekabet edercesine hizmet yarışına girmişlerdir.   Gelelim Mersin Valisine Daha göreve başlayalı bir yıl dahi olmamasına rağmen kenti tanımış, sorunlarını anlamış ve uzlaşmacı bir anlayış ilkesini kentimize yerleştirmiştir.   Şu anda Mersin için en iyisini, en doğrusunu düşünecek bir merkezi yönetim ve bir yerel yönetim temsilcisi mevcut; içimiz rahat olmalıdır. Onların yetki alanları içerisinde, onların önüne geçecek önerilerde, fikirlerde bulunmak hatta olağanüstü hal gibi riskli söylemlerde bulunmak ancak kentimize zarar verecektir Böyle gereksiz, yararsız ve yönetim iradesinden yoksun öneriler, şu acılı zamanlarda öne çıkma çabasından başka bir şey değildir. Yapılacak ne varsa, kentte bu süreci kusursuz yönetmiş olan merkezî yönetim iradesinin temsilcisi olan Valimiz ve yerel yönetimi iradesi olan başta Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ilçe Belediye Başkanlarımız var. Geride kalan her bir kişi, kurum ve kuruluşlar ve her bir Mersinli hemşerimiz, ağırbaşlı ve sessiz bir dayanışma ruhuyla hareket etmelidir. Kurumsal bir öneri varsa, bunu öncelikle kentin iki asal yönetimiyle görüşerek eksik ve yanlıştan arındırmalıdır. Temel hizmet ve yardım akışlarıyla eşgüdüm sağlanmalı, merkezî  ve yerel iradeden gelecek bilgi akışıyla sağlaması yapılmalıdır.   Bu olağanüstü zamanlar, her birimizin her düzeyde kendi yerleşik inanç, değer ve davranış kodlarımızla, sosyal ve ahlakî kimliğimizle sınava çekildiğimiz zamanlardır.  Sessiz bir vakar içinde, felâketin yasını, acısını, kayıplarımızın aziz hatırasını bir an bile ihmal etmeden dayanışmalıyız; yardım çabalarımızı gösterişe dönüştürmeden yürütmeliyiz. İnsanların ağır acıları ve çaresizlikleri üzerinden kendi egomuzu tatmin etmemeliyiz. Hayatın insanı, insanlığı sınadığı zamanlardayız. Bu acılardan sonra artık eski normaller imha olmuştur; kişiler, kurumlar, yönetimler olarak derin tecrübelerden geçiyoruz. Bu süreci, kahrolası politik fayda hesaplarıyla kirletmeyelim; elimizden ne geliyorsa muhtaç olana sessizce ulaştıralım. Eksikler, yanlışlar ve daha iyi konusunda düşüncelerimiz varsa onarıcı ve sağaltıcı bir dille ifade edelim. Bütün bunların örtesinde ve asıl olarak, bu büyük dayanışma ve yardımlaşma iradesi için büyük ve aziz milletimize şükran duyuyorum. Hayat bir daha böyle ağır sınavlarla bizi baş başa bırakmasın. Her bir konuda gereken dersleri alacağız; devletimize inanacağız, güveneceğiz; birbirimize sarılarak yaralarımıza ilaç olacağız. Ve zaman ilerleyecek, hayat kendi ritmine kavuşacaktır; ama bizler bu ağır acılı süreci hep içimizde yaşatmalıyız; yaslar tutulur, yaslar biter ve elimizde, aklımızda ve kalbimizde hayata haksızlık etmeden yaşatacağımız iyilikler kalır. Kayıplarımıza sonsuz rahmet; geride kalanlarımıza sabır, metanet, şükür dualarımızla iyilikler diliyorum.   HARUN ARSLAN....22. 02. 2023
Ekleme Tarihi: 22 Şubat 2023 - Çarşamba

Depremde “Küllerinden Doğanlar” Ve Mersin Kent Dinamikleri

Bir süre köşe yazılarıma ara vermek durumunda kaldım.

Yaşadığımız deprem felaketinin hemen ardından, bu ay üzerinde inşaatına başlayacağımız iş yerini, ortak inşaat yapacağımız firmanın da oluru ve anlayışı ile 150 depremzedenin barınmasına tahsis ettik.

Şimdi burada ancak bir sistem kurabildiğimiz için, yazmaya fırsat bulabildim.

Elbette bu arada sosyal medyayı, tüm haberleri ve grupları takip ettim.

Bazı gruplar gerçekten bu kritik dönemde son derece yararlı oldular.

“Küllerinde Doğanlar” adlı grubu büyük katkılarından dolayı kutlamalıyım. Bizler de kendileri ile işbirliği içerisinde olduk.

Maalesef bu felaketin acılarını gidermek amacıyla kurulan bazı gruplar kimi zaman merkezi yönetimi, kimi zaman yerel yönetim bazen de kişi ve kurumları eleştirerek ve işin içine günlük siyaset hesapları katarak, yarar yerine zarar verdiler.

Asılsız söylentiler yayanlar, halkın paniğe kapılmasına sebep olan gerçek dışı haberler yapanlar ( sayıları az da olsa) bu süreci olumsuz etkilediler.

 

Bir de bu gruplarda “yardım edermiş gibi “davrananlar vardı; ki bu en acısıdır!

Bir kişi bir grupta bir ailenin barınacak yer aradığını yazıyor. Hemen arıyoruz, yerimiz olduğunu, bilgilerini göndermelerini istiyoruz. Yerin bulunduğunu belirtiyorlar. Aslında göstermelik bir yardım etme oyunu oynanıyor; şu zor zamanlarda çok kirli bir ahlakî yozluk…

 

Bir de inanılmaz önerilerde bulunanlar var: Mersin’de olağanüstü hâl ilan edilmesi isteniyor. Bunu sosyal medyada binlerce kişinin duymasını sağlıyorlar.

Arkasından Mersin için onlarca öneride bulunuyorlar.

Yıllardır bilinen, sürekli tekrar ettiğimiz, özellikle Mersin’in tamamlanamayan projeleri.

Örneğin Çukurova Havalimanı’nın tamamlanmasını istiyorlar. 10 yıldan fazladır inşaatı süren, bitirilemeyen ve bunun karşısında da bugüne kadar birlik içerisinde olamayan kent dinamikleri

Şimdi bir depremden sonra, güya birleşiyorlar.

 

Fakat bu birleşme kentin en önemli merkezi yöneticisi ve yerel yöneticisi dışında oluyor.

Şu anda Mersin’de çok değerli iki yöneticimiz var:

Mersin Valisi ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı bu hassas deprem döneminde her türlü siyasetten uzak, mükemmel bir çalışma yürütmüştür. Kendini ispatlamıştır ve her türlü övgüyü hak ediyor. Unutulmayacak ve Mersin tarihine de yazılacaktır.

İlçe Belediye Başkanlarımızı da unutmayalım. Adeta birbirleriyle rekabet edercesine hizmet yarışına girmişlerdir.

 

Gelelim Mersin Valisine

Daha göreve başlayalı bir yıl dahi olmamasına rağmen kenti tanımış, sorunlarını anlamış ve uzlaşmacı bir anlayış ilkesini kentimize yerleştirmiştir.

 

Şu anda Mersin için en iyisini, en doğrusunu düşünecek bir merkezi yönetim ve bir yerel yönetim temsilcisi mevcut; içimiz rahat olmalıdır.

Onların yetki alanları içerisinde, onların önüne geçecek önerilerde, fikirlerde bulunmak hatta olağanüstü hal gibi riskli söylemlerde bulunmak ancak kentimize zarar verecektir

Böyle gereksiz, yararsız ve yönetim iradesinden yoksun öneriler, şu acılı zamanlarda öne çıkma çabasından başka bir şey değildir. Yapılacak ne varsa, kentte bu süreci kusursuz yönetmiş olan merkezî yönetim iradesinin temsilcisi olan Valimiz ve yerel yönetimi iradesi olan başta Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ilçe Belediye Başkanlarımız var. Geride kalan her bir kişi, kurum ve kuruluşlar ve her bir Mersinli hemşerimiz, ağırbaşlı ve sessiz bir dayanışma ruhuyla hareket etmelidir. Kurumsal bir öneri varsa, bunu öncelikle kentin iki asal yönetimiyle görüşerek eksik ve yanlıştan arındırmalıdır.

Temel hizmet ve yardım akışlarıyla eşgüdüm sağlanmalı, merkezî  ve yerel iradeden gelecek bilgi akışıyla sağlaması yapılmalıdır.

 

Bu olağanüstü zamanlar, her birimizin her düzeyde kendi yerleşik inanç, değer ve davranış kodlarımızla, sosyal ve ahlakî kimliğimizle sınava çekildiğimiz zamanlardır.  Sessiz bir vakar içinde, felâketin yasını, acısını, kayıplarımızın aziz hatırasını bir an bile ihmal etmeden dayanışmalıyız; yardım çabalarımızı gösterişe dönüştürmeden yürütmeliyiz. İnsanların ağır acıları ve çaresizlikleri üzerinden kendi egomuzu tatmin etmemeliyiz.

Hayatın insanı, insanlığı sınadığı zamanlardayız. Bu acılardan sonra artık eski normaller imha olmuştur; kişiler, kurumlar, yönetimler olarak derin tecrübelerden geçiyoruz. Bu süreci, kahrolası politik fayda hesaplarıyla kirletmeyelim; elimizden ne geliyorsa muhtaç olana sessizce ulaştıralım.

Eksikler, yanlışlar ve daha iyi konusunda düşüncelerimiz varsa onarıcı ve sağaltıcı bir dille ifade edelim.

Bütün bunların örtesinde ve asıl olarak, bu büyük dayanışma ve yardımlaşma iradesi için büyük ve aziz milletimize şükran duyuyorum. Hayat bir daha böyle ağır sınavlarla bizi baş başa bırakmasın. Her bir konuda gereken dersleri alacağız; devletimize inanacağız, güveneceğiz; birbirimize sarılarak yaralarımıza ilaç olacağız.

Ve zaman ilerleyecek, hayat kendi ritmine kavuşacaktır; ama bizler bu ağır acılı süreci hep içimizde yaşatmalıyız; yaslar tutulur, yaslar biter ve elimizde, aklımızda ve kalbimizde hayata haksızlık etmeden yaşatacağımız iyilikler kalır.

Kayıplarımıza sonsuz rahmet; geride kalanlarımıza sabır, metanet, şükür dualarımızla iyilikler diliyorum.

 

HARUN ARSLAN....22. 02. 2023

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.