Bisiklet yolunda bir otomobil ilerliyor.
Sabahın erken saatinde, birçok bisikletli hemşeri de bisiklet yolunda.
Kenara çekilip, bisikletlere ait yolda ilerleyen otomobile yol veriyorlar.
Bir kişi de tepki göstermiyor.
Kimse bu kuralsızlığa karşı çıkmıyor. Toplumsal hayatı örgütleyen kamu bilinci, burada sessiz ve dirençsiz; bir kişi de çıkıp hakkı ve hukuku savunmuyor.
Bunu öngören otomobil sürücüsü de, bisiklet yolunda ilerliyor. Tıpkı usulsüz çakar kullanan görgüsüz kent magandaları gibi…
Bir an bu durum bir Batı ülkesinde olsa ne olur diye düşündüm. Orada, değil bisiklet sürücüleri, kaldırımlarda yürüyen yayalar bile bu duruma müdahale ederlerdi. Kurallara uymayan kişi, yoğun tepki karşısında bir daha böyle bir kural ihlali yapmazdı. Kısaca, kentli olmak bir kentte yaşamaktan ibaret değildir; ötekine saygı temelinde bir hukuk düzenine saygı sorunudur. Buysa bir toplumsal kültür ve kişisel ahlak meselesidir.
Kentli insan, toplumsal hukuku koruduğu ölçüde, çiğnenen bir hakkı da hemen ve yerinde korumakla yükümlüdür.
Şimdi ise, otomobil bisiklet yolunda ve bisikletli sürücüleri sağa sola savurarak ilerliyor ve tüm bisikletliler de ona yol veriyor. Yani herkes duruma razı!
Dayanamayıp, önce aracın fotoğrafını çektim, sonra da bisikletimi aracın önünde durdurdum.
Kendilerine, bisiklet yolunda araçla gitmenin yanlış olduğunu izah etmeye çalıştım.
Bir kulüp üyesi olduklarını ve Trafik Şube’den izinli olduklarını belirttiler.
Ben de böyle bir iznin olamayacağını söyledim.
Sonuçta araçtakiler “Kardeş aracın fotoğrafını çektin, şimdi elinden geleni yap!” diyerek yollarına devam ettiler.
Emniyet Müdürümüz Sn. Mehmet Aslan’ı arayarak durumu anlattım ve aracın fotoğrafını yolladım.
Kısa bir süre sonra, Müdürümüz kişinin emniyete çağırıldığını, böyle bir izninin olmadığını ve kendisine gerekli cezanın kesildiğini söyledi.
Sn. Emniyet Müdürümüze duyarlılığından ve anında müdahalesinden dolayı kentim adına teşekkür ediyorum.
Maalesef eleştiri özürlü bir halkız. Kimse ” bana ne”cilikle kural ihlallerine, yanlışlara tepki göstermiyor. Tepki koyulmadıkça da bunlar sürüp gidiyor.
Gelişmiş kent hayatlarında basit bir olayda bile, bir kişi yere çöp atsa anında çevredeki herkes tepki gösterir, kişi de bilerek bir daha bu yanlışı yapmaz.
Bu hem kişisel, hem toplumsal bir sorumluluktur. Evet; konu her zaman böyle sakince sonlanmayabilir; zaten haksız bir eylemde bulunan kişinin de uyarılar karşısında hemen mahcup olup özür dilemesini bekleyemeyiz; ama bireysel ya da kitlesel bir itiraz ve uyarı, hemen sonuç alınmasa da, yanlış yapan kişide bir baskı oluşturur. Değilse, gündelik hayatın akışı içindeki her yanlış için kamu görevlilerinin, güvenlik güçlerinin müdahalesini bekleyip, kendi hukukumuzu bizzat savunamazsak, sorunlar da kördüğüm olur. Hele bu örneğimizde olduğu gibi, sürücüye yol vererek kent magandalarına kolaylık sağlayarak kent hayatını koruyamayız.
Bence gördüğümüz yanlışlara hep birlikte karşı çıkabilirsek kentimiz ve ülkemiz için yararlı bir gelişme sağlayabiliriz ve bu giderek yaygınlaşır. Demokrasi bilinci, toplumsal ilişki kültürü ve kentlilik öncelikle kişisel tutum ve davranışlarla başlar.
TİNGADER ( Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği)
AKDENİZ BÖLGE BAŞKANI
HARUN ARSLAN……..04 Ağustos 2023