Okuduğum eski bir makale, 1950’lerin başında Çin başkenti Pekin’ de 2 otomobil olduğunu bunlardan birinin ABD Büyükelçisine, diğerinin Üniversiteye ait olduğunu anlatıyordu…
O Çin’ in, özellikle de son 10-15 yıla sığdırdığı baş döndüren performansla açık ara dünyanın en büyüğü konumuna gelmesi ve 2023 itibariyle 92 milyonluk küresel üretimin 30 milyonluk payına sahip olması, sadece otomotiv sektörüne ilgi duyanların değil, dünyadaki gidişatı anlamaya çalışan herkesin üzerinde oturup düşünmesi, değerlendirmesi gereken bir süreç…
15 yıl öncesine kadar otomotiv üretiminde esamisi okunmayan bir ülkenin, bugün dünya yollarına çıkan her üç arabadan birini üretmesi bir yana, özellikle geleceğe damgasını vuracak elektrikli araç pazarının tek hâkimi olacağı yönündeki genel beklentiler, tüm dünya medyasının ilgisini çekmekte…
Dünya çevre düşmanı içten yanmalı motorlarla çalışan arabaların yerini alacak elektrikli ve bir adım ötesinde otonom araçların tüm pazara egemen olacağı yeni döneme hazırlanırken, başlayacak yeni dönemin en önemli oyun kurucusunun Çin olacağı artık tartışılmaz gerçek…
Dünyada elektrikli araç devrini Tesla markasıyla başlatan ve bu alanda gerçekten çığır açan Elon Musk, rekabette başa çıkılamayan Çin’ li markalara karşı başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin yüksek gümrük duvarları örmesini istiyor…
Ülkelerin gümrük duvarlarını yıkma amacıyla Dünya Ticaret Örgütü’ nün kurulmasına öncülük eden ABD, kendi koyduğu kurallarla kendisini tehdit etmeye başlayan Çin’ e karşı her türlü önlemi almaya çalışırken, savaşın en şiddetlilerinden biri otomotivde ve özellikle de her gün pazar payını arttıran elektrikli araçlarda yaşanıyor…
Musk’ ın, önlemler alınsa da Çin yükselişinin durdurulamayacağını ve on yıl içinde sektörde büyük değişim yaşanacağını, günümüzün en büyük on markasının silinip gideceğini yerlerini Çin’ li markalarla ayakta kalabilirse Tesla’ nın alacağı görüşünü dillendirmesi boşuna değil…
Musk genel olarak Çin’ li üreticiler diye genelleme yapsa da asıl uykularını kaçıran BYD…
Elon Musk Tesla ile ünlense de sosyal medya platformu Twitter ile yeniçağın medyasına, Space X ile uzay yolculuğuna, uzaydan dünyanın her noktasına internet hizmeti sağlayacak uydulara sahip Starlink ile iletişime de el atmış gibi görünse de, kurduğu imparatorluğun temel taşı Tesla’ nın tökezleme olasılığına karşı sürekli tetikte…
Ancak hangi koruma önlemleri alınırsa alınsın agresif fiyatlarla dünya piyasalarını sarsan Çin’ li üreticilerle özellikle de onların içinde öne çıkan BYD ile uzun vadede baş edilemeyeceğinin farkında…
Çin ile ABD arasında her gün biraz daha şiddetlenen Ticaret Savaşlarının en önemli çatışmalarından birinin Tesla-BYD cephesinde yaşanması sürpriz değil…
Musk, Tesla markasıyla 2008’ de ilk elektrikli arabayı piyasaya sürdüğünde sektörün kibirli oyun kurucuları küçümseyerek bakıyorlardı o günlerin hayali zengin adamına…
Küresel ısınma, petrole dayalı enerji ve o enerjiden beslenen içten yanmalı motorlarla çalışan geleneksel arabaların yerine elektrikli araçların önünü açtı. Çevreye duyarlı müşteriler yanında pahalı akaryakıt fiyatlarıyla baş etmeye çalışan çok sayıda alıcının yarattığı talep patlaması yaşandı…
Örneğin 2023 yılında önceki yıla oranla EV (elektrikli araba) üretim ve satışları yüzde 34 büyüyerek 14 milyon adedi aştı.. (14,1 milyon)
2015’ te dünya üzerinde 1 milyon elektrikli araç satıldığını düşünürsek 8 yılda gelinen yer gerçekten inanılmaz ancak yapılan küresel projeksiyonlar henüz yolun başında olduğumuzu gösteren verileri içeriyor…
2027'de 31 milyonun üzerine çıkması 2035'te ise o rakamları katlayarak 74,5 milyon adede ulaşması bekleniyor üretimin…
1971 doğumlu Elon Musk’ın Tesla ile uzun süre rakipsiz kalacağı beklentisi, 1966 doğumlu Wang Chuanfu’ nun yola çıkardığı BYD ile 15 yılın sonunda kabusa döndü…
2023 son çeyreğinde (Ekim-Aralık) 484 bin satış rakamına ulaşırken uzun zamandır soluğunu ensesinde hisettiği Çin’ li rakibi BYD’ nin aynı çeyrekte 526 bin araba satışıyla öne geçtiği görüldü…
Piyasa değeri 800 milyar doları bulan Tesla ile 80 milyar dolarlık değere sahip Çin’ li BYD…
Yıllarca rakipleriyle dalga geçen agresif piyasa oyuncusu ilk kez gelmekte olan dalganın büyüklüğü karşısında ürkmekle kalmadı, ABD yetkililerini uyarma hatta gereğini yapmaları konusunda şikayet etme ihtiyacı duydu…
Musk, şöyle diyordu 24 Ocak 2024 günü;
“Eğer herhangi bir ticari engel getirilmezse, Çin’ li üreticiler dünyadaki diğer otomobil şirketlerinin neredeyse tamamını yok edecekler. Çünkü bu sektörde gerçekten çok iyiler…”
Elektrikli araba üretiminde başlangıçta hafife alınan Çin’ in emin adımlarla yürüyüşü sürpriz değil…
Elektrikli araba üretiminde 2021’ de Güney Kore’ yi, 2022’ de Almanya’yı geride bırakan Çin, 2023’ te Japonya’ yı da ekarte edip dünya lideri konumuna yükseldi…
Daha da önemlisi geçmişte kalite sorunu nedeniyle dalga geçilen ve o yönde algı yaratılmaya çalışılan Çin’ in başta Musk tüm rakipleri artık haklarını teslim etmek ‘son derece iyiler’ itirafını yapmak zorunda kaldılar ve bu daha ‘Başlangıç…’
Pil üretim ve teknoloji gelişiminde küresel batarya üretiminin yüzde 60’ lık payını alan ve bu alanda boy ölçüşülmeyecek kadar piyasaya hakim olan bir ülkenin diğer tüm girdileri de avantaja çevirerek her kalite ve fiyata sahip, her segmentte rakiplerine fark atacak konuma gelmesi doğal…
Dünün don gömlek diken küresel fabrikası bugün ileri teknoloji alanında dev adımlarla ilerlerken katma değeri yüksek ürünlerle çalışanların daha fazla para kazandığı, tüketimle de ekonomiyi büyüttüğü yeni kalkınma modelinde elektrikli araba üretimini lokomotif sektör olarak görmekte…
Örneğin 300’ ye yakın elektrikli araba üreticisi robotlarla desteklenen 15 milyon kişilik yeni istihdam alanı yaratmış bulunuyor ve bu önümüzdeki yıllarda üretime paralel katlanarak artacak…
Gelmekte olanı bugünden gören Musk o nedenle “önümüzdeki on yılda dünyada 10 üretici ayakta kalacak bunların dokuzu Çin’ li biri Tesla olacak” öngörüsünde bulunuyor ve gelişmeler tam da bu yönde ilerliyor…
Musk, Çinliler dünya yollarını elektrikli arabalarla istila edecek derken ABD’ li yetkililere “gümrük duvarlarını yükseltin, yoksa batarız” uyarısını yapmaktan da geri durmuyor…
Kapitalizmin iki yüzyıllık serüveni, yasaklarla alınacak önlemlerin örülecek korumacı duvarlara çarpıp yok olmasıyla sonuçlandığı öykülerle dolu…
Bir kez daha tekerrür edecek mi?
İzleyip görelim…