Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

BU BİR YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR

" Yatırım yaparken sabır dostunuz, ani kararlar ise düşmanınızdır"   Kriz anlarında insanlar için yığınla belirsizlik vardır. İnsanlar net öngörülerde bulunmak, geleceklerini emniyet altına almak isterler. Kimse kaybeden tarafta bulunmak istemez. Fakat günün sonunda ezici çoğunluk kaybeden taraftadır. Ayrıca herkesin kazandığı bir sistem henüz icat edilmedi.   Enflasyon mesela temelde bir kaynak transferidir. Fakir kesimden zengin kesime para aktarımıdır. Türkiye ekonomide son 50 yıldır şu iki temel sorunu halledemedi, enflasyonu ve döviz kırılganlığını.    Kriz anları büyük oranda sıkıntı ve para kaybıdır. Fakat aynı zamanda fırsat yakalayanlar için bir kazanç dönemidir de. Japonca'da örneğin kriz ve fırsat sözcüğü aynı anlamı taşıyormuş. İnternetin yaygın kullanımı birçok şeyi kolaylaştırdı.   Orada bilgi edinmek, haberdar olmak, kendini geliştirmek çok kolay. Son dönemlerde  internette 'yatırım danışmanları' türedi. Onlarca yüzlerce tavsiyeci, analizci var artık. Hatta bu iş medyumluk derecesinde yaygın denebilir.   Günümüzde modern yatırım araçları var. Bunların başında kripto para gelmektedir.  Yanında geleneksel borsa, mevduat, döviz, altın, ev, araba gibi yatırım araçları gelmektedir. İşyeri açmakta bir yatırım aracıdır. Fakat bu son yıllarda fazla tercih edilmemektedir. Meşakkatli ve sıkı denetimlere tabi olduğundan, yatırım amortismanının uzun sürmesi, kalifiye eleman sıkıntısı vb. nedenler işyeri açmayı geri plana atmaktadır. Oysa bilgisayar başında e-ticaret,  al-sat gibi kolay ve getirisi hızlı yatırımlar var.   Ben kendim sermayemi verimli kullanamadım. 1987 yılında Mersin için yeni sayılan PVC pencere işine 'sıcak memlekette tutmaz' diye girmedim. 1989 yılında yine Mersin'de pek alışık olmadığımız, neredeyse bilmediğimiz -çünkü hemen her yerde el yapımı vardı- ambalajlı hazır ayran/şalgam işine de benzer nedenlerle uzak durdum.   Bugün okuduğum 'perakende sektörüne yeni bir  oyuncu geldi' başlıklı haber ilgimi çekti.  Yeni yatırımcı farklı bir konsept yaratmış. Klasik market anlayışının yanı sıra hazır yemek ürünlerinin satıldığı ve içinde kafe bölümü de olan market, bir yılda 24 şube sayısına ulaşmış. Hedefte ise daha da büyümek şube sayısını arttırmak var.   Markette bildiğimiz ürünlerin yanında, günün her anında túketilebilecek yüzlerce taze, paketlenmiş, ısıtılmaya hazır ögúnlük yemek çeşidi bulunuyor. Türkiye'de dışarıda yemek yeme alışkanlığı hızla artıyor. Evde hızlı yemek yapma alışkanlığı gelişiyor. Tüketime hazır 'aç ye- ısıt ye' pişirmeye hazır ve yarı pişmiş' gibi kategoriler oluşuyor.   Avrupa'da donuk yemek pazar oranı yüzde 17 iken bizde bu oran daha yüzde 2-2.5 seviyesinde. Türkiye'de bu alanda büyük büyüme potansiyeli var. Şirket, Gebze'de kurduğu üretim üssünde, Türk mutfağından 1200  yemek tarifi oluşturdu. Ve bunun 226 tanesini piyasaya sürdü. Şirket kurumsal firmalar için de toplu yemek üretmeye başladı.   'Al götür' formatıyla yüzde 100 büyümeyi hedefleyen şirket, marka bayiliği -franchise- vermeye hazırlanıyor. 40 metrekarelik mağazalarda hizmet vermeyi düşünen şirket ülke geneline yayılacak.  Bir şubenin yatırım maliyeti 2 milyon TL civarında olacak.   Ben bu konseptin tutacağına inanıyorum. Küçük bir ev, bir araba fiyatına böyle bir yatırıma girişmek mümkün.  Türkiye'de son yıllarda gıda fiyatları, restoran fiyatları olağanüstü arttı. Hazır yemek konsepti hem hızlı ve pratikliği vaat ediyor hem de evde pişirmeye göre yüzde 40 daha maliyet avantajı sunuyor.   Yatırıma müspet yaklaşmamdaki diğer bir etken ise, konut piyasasındaki 2+1-1+1 dairelerdeki artıştır. Küçük daire küçülen aileye, yalnız yaşayanların çoğaldığına işarettir ki bu aynı zamanda hazır yemeğe yönelimdir.
Ekleme Tarihi: 24 Eylül 2024 - Salı

BU BİR YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR

" Yatırım yaparken sabır dostunuz, ani kararlar ise düşmanınızdır"

  Kriz anlarında insanlar için yığınla belirsizlik vardır. İnsanlar net öngörülerde bulunmak, geleceklerini emniyet altına almak isterler. Kimse kaybeden tarafta bulunmak istemez. Fakat günün sonunda ezici çoğunluk kaybeden taraftadır. Ayrıca herkesin kazandığı bir sistem henüz icat edilmedi.
  Enflasyon mesela temelde bir kaynak transferidir. Fakir kesimden zengin kesime para aktarımıdır. Türkiye ekonomide son 50 yıldır şu iki temel sorunu halledemedi, enflasyonu ve döviz kırılganlığını. 
  Kriz anları büyük oranda sıkıntı ve para kaybıdır. Fakat aynı zamanda fırsat yakalayanlar için bir kazanç dönemidir de. Japonca'da örneğin kriz ve fırsat sözcüğü aynı anlamı taşıyormuş. İnternetin yaygın kullanımı birçok şeyi kolaylaştırdı.
  Orada bilgi edinmek, haberdar olmak, kendini geliştirmek çok kolay. Son dönemlerde  internette 'yatırım danışmanları' türedi. Onlarca yüzlerce tavsiyeci, analizci var artık. Hatta bu iş medyumluk derecesinde yaygın denebilir.
  Günümüzde modern yatırım araçları var. Bunların başında kripto para gelmektedir.  Yanında geleneksel borsa, mevduat, döviz, altın, ev, araba gibi yatırım araçları gelmektedir. İşyeri açmakta bir yatırım aracıdır. Fakat bu son yıllarda fazla tercih edilmemektedir. Meşakkatli ve sıkı denetimlere tabi olduğundan, yatırım amortismanının uzun sürmesi, kalifiye eleman sıkıntısı vb. nedenler işyeri açmayı geri plana atmaktadır. Oysa bilgisayar başında e-ticaret,  al-sat gibi kolay ve getirisi hızlı yatırımlar var.
  Ben kendim sermayemi verimli kullanamadım. 1987 yılında Mersin için yeni sayılan PVC pencere işine 'sıcak memlekette tutmaz' diye girmedim. 1989 yılında yine Mersin'de pek alışık olmadığımız, neredeyse bilmediğimiz -çünkü hemen her yerde el yapımı vardı- ambalajlı hazır ayran/şalgam işine de benzer nedenlerle uzak durdum.
  Bugün okuduğum 'perakende sektörüne yeni bir  oyuncu geldi' başlıklı haber ilgimi çekti.  Yeni yatırımcı farklı bir konsept yaratmış. Klasik market anlayışının yanı sıra hazır yemek ürünlerinin satıldığı ve içinde kafe bölümü de olan market, bir yılda 24 şube sayısına ulaşmış. Hedefte ise daha da büyümek şube sayısını arttırmak var.
  Markette bildiğimiz ürünlerin yanında, günün her anında túketilebilecek yüzlerce taze, paketlenmiş, ısıtılmaya hazır ögúnlük yemek çeşidi bulunuyor. Türkiye'de dışarıda yemek yeme alışkanlığı hızla artıyor. Evde hızlı yemek yapma alışkanlığı gelişiyor. Tüketime hazır 'aç ye- ısıt ye' pişirmeye hazır ve yarı pişmiş' gibi kategoriler oluşuyor.
  Avrupa'da donuk yemek pazar oranı yüzde 17 iken bizde bu oran daha yüzde 2-2.5 seviyesinde. Türkiye'de bu alanda büyük büyüme potansiyeli var. Şirket, Gebze'de kurduğu üretim üssünde, Türk mutfağından 1200  yemek tarifi oluşturdu. Ve bunun 226 tanesini piyasaya sürdü. Şirket kurumsal firmalar için de toplu yemek üretmeye başladı.
  'Al götür' formatıyla yüzde 100 büyümeyi hedefleyen şirket, marka bayiliği -franchise- vermeye hazırlanıyor. 40 metrekarelik mağazalarda hizmet vermeyi düşünen şirket ülke geneline yayılacak.  Bir şubenin yatırım maliyeti 2 milyon TL civarında olacak.
  Ben bu konseptin tutacağına inanıyorum. Küçük bir ev, bir araba fiyatına böyle bir yatırıma girişmek mümkün.  Türkiye'de son yıllarda gıda fiyatları, restoran fiyatları olağanüstü arttı. Hazır yemek konsepti hem hızlı ve pratikliği vaat ediyor hem de evde pişirmeye göre yüzde 40 daha maliyet avantajı sunuyor.
  Yatırıma müspet yaklaşmamdaki diğer bir etken ise, konut piyasasındaki 2+1-1+1 dairelerdeki artıştır. Küçük daire küçülen aileye, yalnız yaşayanların çoğaldığına işarettir ki bu aynı zamanda hazır yemeğe yönelimdir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.