Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

KALKINMANIN BİN BİR YOLU

"Kalkınmak için para kadar, azme de ihtiyaç vardır"   Kalkınmada sadece ekonomi baz alınmaz. Eğitimde, kültürde, sağlıkta, sporda toptan bir kalkınmadan bahsedilmelidir. Fakat kalkınmanın yolu daha çok ekonomiden geçer. Ekonomi düzeldiğinde tüm alanlara etki yapar. Ekonomik kalkınma dendiğinde akla genellikle sanayi yoluyla kalkınma gelir. Hâlbuki tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi de bir o kadar önemlidir.    Çukurova bölgesi örneğin, bir tarım merkezidir ancak tarıma dayalı sanayi o denli gelişmemiştir. Narenciye başkenti Çukurova'da zaman zaman ürünlerin para etmediği dalda kaldığı olur. İşte bu noktada narenciyeyi işlemek, yan mamullerini bulmak gerekir. Misal, portakal, limon kabuğu işlendiğinde meyvesinden daha değerlidir ki şişelenmiş limon portakal suyu da yabana atılamaz. Hem uzun ömürlüdür hem de parasal açıdan iyidir. Limonatanın bölgede yaygınlaşması konusunda Mersinli gazeteci Fatih Alkar taktir toplayan, yıllar süren uğraşlar verdi.   Mersin yöresinde katma değeri oldukça yüksek olan safran bitkisi yetiştiriciliği de  ilgi görüyor. Emekli belediyeci Ahmet Ata bu işin önderliğini yapıyor. Safran konusunu ayrı bir yazıda ele alacağım.   Türkiye'deki pahalılığın iki ana sebebi enerjide dışa bağımlılık ve gıda fiyatlarındaki çoğu kez suni artışlardır. Türkiye gibi meraları çok büyük ülkede bilhassa kırmızı et fiyatlarının alınamaz derecede yüksek olması kabul edilemez.   Türkiye iklim çeşitliliği bakımından birçok tarımsal ürünün yetiştiği coğrafyadır. Ancak geleneksel bitkilerin yanı sıra dünyada talep gören para kazandıran ürünlerin de ülkede ekimi gerçekleşmektedir. Cumhuriyetle beraber çay tarımının geldiği nokta herkesçe iyi bilinir.    Çayın yanı sıra ülkemize sonradan kazandırılan katma değeri yüksek başka ürünler de vardır. Bunların başında kivi ve avakado yetiştiriciliği gelmektedir.    İklim değişikliği ve küresel ısınma alternatif tarım metodlarına geçmede bir etkendir. Seracılık, topraksız tarım, modern sulama teknikleri artarak kendine yer bulmaktadır. İklim değişikliğinin, tropikal koşulların yakın gelecekte ülkemizi kahve üreticisi yapabilecegi iddia edilmektedir ki kahve stratejik bir üründür ve dünyada çok talep edilmektedir.    Bugün asıl değinmek istediğim kenevir üretimidir. Edindiğim bilgiler ışığında, tek başına kenevir tarımı, sanayisiyle birlikte kenevirden sağlanan onlarca ürünün, bir ülkeyi tek başına kalkındıracak potansiyelini vurgulamak isterim.   Anadolu'nun kadim bitkisi kenevir, Batılı ülkelerin baskısıyla uyuşturucu elde etme kaygısı nedeniyle, adeta bitme noktasına gelmişti. 2019 yılından itibaren yasakların esnetilmesiyle beraber, kenevir hasadı giderek yaygınlaşmaktadır.   Kenevir Anadolu'nun hemen her yerinde fazla suya ihtiyaç duymadan yetiştirilebilir. Mucize bitki kenevirden gıdadan, sanayiye, ilaçlardan biyo yakıta yüzlerce çeşit ürün elde etmek mümkündür. Kenevir üreticiliği ekonomik olup, çevreye de çok faydalıdır. Öyle ki bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen sağlar. Yine bir dönüm kenevirden, 4-5 dönüm ağaca eş kağıt çıkar. Bir ağacın 20-50 yıl arasında yetiştiğini düşünürsek kenevir, 4-5 ayda beş metre yüksekliğe ulaşır.   Bataklık kurutmada etkilidir. Radyasyon temizleyicidir. Bol oksijen verir, az suya ihtiyaç duyar. Kenevir, ilaç sanayi, kağıt yapımı, yakıt (biyo yakıt) kumaş üretimi, otomotiv sektörü, kozmetik ve sabun üretimi gibi birçok alanda kullanıma müsaittir.    Medyaya düşen son kenevir haberi şok etkisi yaptı. Kenevir lifinden yapılmış duvar, 4 saat boyunca 700 santigrat ısı altında kaldı ve çok az kısmı yandı. Kenevirden duvarlar ses geçirmezdir. Yalıtım görevi görür. Ayrıca betona göre de %50 ucuz, uzun ömürlü ve sağlıklıdır.
Ekleme Tarihi: 11 Ocak 2025 - Cumartesi

KALKINMANIN BİN BİR YOLU

"Kalkınmak için para kadar, azme de ihtiyaç vardır"

  Kalkınmada sadece ekonomi baz alınmaz. Eğitimde, kültürde, sağlıkta, sporda toptan bir kalkınmadan bahsedilmelidir. Fakat kalkınmanın yolu daha çok ekonomiden geçer. Ekonomi düzeldiğinde tüm alanlara etki yapar. Ekonomik kalkınma dendiğinde akla genellikle sanayi yoluyla kalkınma gelir. Hâlbuki tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi de bir o kadar önemlidir. 
  Çukurova bölgesi örneğin, bir tarım merkezidir ancak tarıma dayalı sanayi o denli gelişmemiştir. Narenciye başkenti Çukurova'da zaman zaman ürünlerin para etmediği dalda kaldığı olur. İşte bu noktada narenciyeyi işlemek, yan mamullerini bulmak gerekir. Misal, portakal, limon kabuğu işlendiğinde meyvesinden daha değerlidir ki şişelenmiş limon portakal suyu da yabana atılamaz. Hem uzun ömürlüdür hem de parasal açıdan iyidir. Limonatanın bölgede yaygınlaşması konusunda Mersinli gazeteci Fatih Alkar taktir toplayan, yıllar süren uğraşlar verdi.
  Mersin yöresinde katma değeri oldukça yüksek olan safran bitkisi yetiştiriciliği de  ilgi görüyor. Emekli belediyeci Ahmet Ata bu işin önderliğini yapıyor. Safran konusunu ayrı bir yazıda ele alacağım.
  Türkiye'deki pahalılığın iki ana sebebi enerjide dışa bağımlılık ve gıda fiyatlarındaki çoğu kez suni artışlardır. Türkiye gibi meraları çok büyük ülkede bilhassa kırmızı et fiyatlarının alınamaz derecede yüksek olması kabul edilemez.
  Türkiye iklim çeşitliliği bakımından birçok tarımsal ürünün yetiştiği coğrafyadır. Ancak geleneksel bitkilerin yanı sıra dünyada talep gören para kazandıran ürünlerin de ülkede ekimi gerçekleşmektedir. Cumhuriyetle beraber çay tarımının geldiği nokta herkesçe iyi bilinir. 
  Çayın yanı sıra ülkemize sonradan kazandırılan katma değeri yüksek başka ürünler de vardır. Bunların başında kivi ve avakado yetiştiriciliği gelmektedir.
   İklim değişikliği ve küresel ısınma alternatif tarım metodlarına geçmede bir etkendir. Seracılık, topraksız tarım, modern sulama teknikleri artarak kendine yer bulmaktadır. İklim değişikliğinin, tropikal koşulların yakın gelecekte ülkemizi kahve üreticisi yapabilecegi iddia edilmektedir ki kahve stratejik bir üründür ve dünyada çok talep edilmektedir. 
  Bugün asıl değinmek istediğim kenevir üretimidir. Edindiğim bilgiler ışığında, tek başına kenevir tarımı, sanayisiyle birlikte kenevirden sağlanan onlarca ürünün, bir ülkeyi tek başına kalkındıracak potansiyelini vurgulamak isterim.
  Anadolu'nun kadim bitkisi kenevir, Batılı ülkelerin baskısıyla uyuşturucu elde etme kaygısı nedeniyle, adeta bitme noktasına gelmişti. 2019 yılından itibaren yasakların esnetilmesiyle beraber, kenevir hasadı giderek yaygınlaşmaktadır.
  Kenevir Anadolu'nun hemen her yerinde fazla suya ihtiyaç duymadan yetiştirilebilir. Mucize bitki kenevirden gıdadan, sanayiye, ilaçlardan biyo yakıta yüzlerce çeşit ürün elde etmek mümkündür. Kenevir üreticiliği ekonomik olup, çevreye de çok faydalıdır. Öyle ki bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen sağlar. Yine bir dönüm kenevirden, 4-5 dönüm ağaca eş kağıt çıkar. Bir ağacın 20-50 yıl arasında yetiştiğini düşünürsek kenevir, 4-5 ayda beş metre yüksekliğe ulaşır.
  Bataklık kurutmada etkilidir. Radyasyon temizleyicidir. Bol oksijen verir, az suya ihtiyaç duyar. Kenevir, ilaç sanayi, kağıt yapımı, yakıt (biyo yakıt) kumaş üretimi, otomotiv sektörü, kozmetik ve sabun üretimi gibi birçok alanda kullanıma müsaittir. 
  Medyaya düşen son kenevir haberi şok etkisi yaptı. Kenevir lifinden yapılmış duvar, 4 saat boyunca 700 santigrat ısı altında kaldı ve çok az kısmı yandı. Kenevirden duvarlar ses geçirmezdir. Yalıtım görevi görür. Ayrıca betona göre de %50 ucuz, uzun ömürlü ve sağlıklıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.